* l , j SON POSTA Akâ İki Ufku Tarıyorlardı — Yetişin!.. Onu aldılar... An- cak iki saat oldu... — Kimi aldılar? Avucunu uzattı. Beyaz ipekli el. bise parçasını gösterdi: — Onu... İnciyi... Sizin İnciyi... — İnciyi mi?.. — Evet, Marçellonun kaçırdığı gelini... — Kim aldı? — Bir esir gemisi... Venedik ge- misi... Karayel tarafını gösterdi: — Bu tarafa gidiyordu. Gene... Oraya... Gitmiştir. Ona yetişin!.. İncinin Elbisesi Durmuş reis te, arkadaşları da bu habere şaşmışlardı. — Bu nasıl olur? Bizi aldatmak mıi istiyorsun? Leonidi onunla birlikte Alanya « ya gitmek için denize çıktıklarını kısaca anlattı. Yeniden avucundaki ipek parçasını göstererek: — İşte... Bu onun elbisesinden avucumda kaldı... Vakit kaybet - meyin... Yoksa... Veli bu bez parçasını kaptı: — Pulata göstereyim. O, tanır... Dedi. Kamaraya indi. Pulat hemen tanıdı. Yerinden kalktı ve yukarıya koştu, Elbise parçasını avuçlarında sıkıyor, du - daklarına götürüyordu. Leonidinin dediklerini o da öğ - renince: — Reis, bu adam yalan söylemi- yor... Oraya gidelim... Çabuk!... Diye bağırdı. Durmuş reis yaralıyı gösterdi: — Bunu kaldırın. Kabak Mah - muda söyle, iyi baksın!.. Leonidi kanlı yüzünü elile sili - yor ve inliyordu. Vardiyan, Vur Tokmağı Durmuş reisin sesi rüzgârın sesleri üstünde yükseliyor- du: — Deli Mustafa, provayı karaye- le al.,. Heey!.. Yelkenciler... Bü - tün yelkenler fora... Vardiyan, vur- tokmağı... Haydi bakalım leventler, siz de kürek başına... Hep beraber.. Kendisi de kürekçilerden birinin yanıma oturmuş, kürek çekmeğe başlamıştı. Gür sesler geceki fırtınadan da- ha baskın bir uğultu halinde bir türküye başlamışlardı: Denizin üstünde gezeriz, Rüzgârdan haber sezeriz. Düşmanın başın ezeriz, Bize Türk levendi derler... Küreklerin topaçları da, palaları da alabildiğine esniyor, ıskarmozlar gıcırdıyordu. Türk gemisi gittikçe uslanmıya başlıyan denizin üstünde ,ye güzel bir rüzgâr altında, bir deniz ejderi gevikliğile ileriliyor, sivri ve alçak provasının iki tarafına beyaz kö - pükler saçıyordu. Murat ile Veli direklerin en uç - larına tırmanmışlar, ufku baştan başa keskin bakışlarile tarıyorlar - L ? Leventlerin Kalbi Pulat ile diğer arkadaşları da baş kasara üstünde bulunuyorlardı. Onlar da Akdenizin engin ve sonsuz gibi görünen mavi ufuklarına ba - kıyorlardı. Hepsinin de kalpleri he- . - - n deniz incisi Kadircan Kaflı Gi 18/2/936 <a L vent, Direklerin En Ucunda Keskin Gözlerle Yol Vergisi Kanunu . . . Projesi Bayındırlık Bakanlığının şose ve köprüler kanununa eklenmek üzere |hazırladığı yeni kanun lâyihasına gö- re yol vergisinin asgari haddi' senede $ ve azami 12 liraya çıkarılacaktır. m iMükellefleun ne nisbette yol vergisi MA İverecekleri malt vaziyetlerinin tetki - Ğ vi |kinden sonra vilâyet encümenleri ta yecan ve merak'a ÇarpIyOron ., Yafından tayin olunacak ve yol vergi - Biraz sonra Durmuş reisle Tekgöz | £ — l A AA LN E |Ali ve Levent Süleyman da - oraya () Vi LN A yek usülü tatbik olu- | gelmişlerdi. Levent Süleyman, Ve-/ VA K e tâbi olan nedikli Marçello kendi gemisile bir- 18 . G0 yaşındaki kadınlarda yol ver - | likte Durmuş rcisin gemisini de ba-| gisi vereceklerdir. Taksit zamanların- | rutları ateşliyerek uçuracağı '"'ldlyd:ı çalıştırdıkları şahısların yol vergi - haber veren ve onları kurtaran de- sini kesmiyen müesseseler bu parayı likanlı idi. Venedik gemisinde forsa yüzde beş zamla ödiyeceklerdir ve bu olduğu sırada İtalyancayı oldukça zammı mükelleflerden alâmı - öğrenmişti. Durmuş reis bu cesur ve Yyacaklardır. Yol vergisi tahsilâtinın açıkgöz delikanlıya çok güveniyor_:yüzdc ellisi Nafia Vekâleti tarafından | Kır | Alâka Hergün Artıyor Koşucular Üç Hafta Sonraki Müsabakaya Şimdiden |. Hazırlanıyorlar, Futbolcuların Kulakları Çınlasın! Son günlerde kır koşularına kar- şı klüplerimizde ciddi ve büyük bir alâka uyandı, Bu arada 1936 kış mevsimi için hazırlanan Kros kantriler her gün bir parça daha rağbet görmekte ve gün geçtikçe alâka uyandırmakta- dır. 23 şubatta Veliefendide, 8 mart- denizin — ve| rıyacağını anlıyordu. Durmuş reis Pulata: — Henüz yaran kapanmadı. Bu- rada hem üşüyecek, hem de yoru - lacaksın. İyi değil bu... Sen kama- raya in!.. Diyordu. Fakat bunu dinletemiyordu. Pulat cevap verdi: — Zorlama, reis: Ben orada du- ramam. Burada kalmayı esirgeme benden... Başka Gemilerle Uğraşmayalım!. Süleyman dedi ki: — Şu Leonidi çabuk iyi olaydı da buraya çıkaraydık. — Neden? — Göreceğimiz gemilerden han- gisinin aradığımız gemi olduğunu bize söylerdi. Pulat buna hak verdi: — Doğru... Başkalarile uğraş - Durmuş reis te buna hak verdi. — Doğru... Başkalarile uğraş - mazdık... Durmuş reis te buna hak verdi. |Ramazana dönerek emir verdi: — Haydi yiğitim, git Kabak Mah- muttan havadis getir! Üç dört dakika sonra döndüğü zaman şu haberi verdi: — İyi değil... Sayıklayıp duru - bak Mahmut kılıcın beynine kadar işlediğini söylüyor. — Sakın ölmesin! — Kabak Mahmut sağ kalacağı- na güvenemiyor.. Ortalıkta bir kaç saniye sessizlik hüküm sürdü. Durmuş reis kendisi- ni toparladı: — Adam sen de... Biz de - tasala- nacak şey bulduk. Ölürse nidelim? Tüccar gemisi ile harp gemisini bir- birinden ayırmak pek kolay... Her gördüğümüz harp gemisine şimd - lik ageç yiğitim geç!» denir ve tüc- car gemilerine çullanırız. Süleyman da fikrini söyledi: — Zaten şu sıralarda bu denizde Venedik tüccar gemilerinin işi ne? Ben bahsederim ki ilk rastlıyacağı - mız gemi aradığımız gemidir. ( Arkası var ) Veremnlilere Yardım Edenlere Teşekkür Verem dispanseri baş tabipliğinden yoksul veremlilere dağıtılmak — üzere 172 gişe balık: yağı hediye eden öğret- men Servetle farmakoloğlar birliğine, makarna, reçel, tarhana gibi gıda mad- deleri gönderen gümrükler satış mü - dürlüğüne, giyecek eşya teberrü eden merhum albay Şükrü ailesine, doktor li Vasfi ile eczacı Hamdiye teşekkür edilmektedir. onun dil bilmesinin de çok işine ya- E ır. yor. Yarası epeyce derin imiş. Ka-| yol ve köprü inşaatına sarfolunacak - Balıklar Bu Yıl Marmaradan Ayrılmıyorlar Son zamanlarda havaların müsa - adesizliği yüzünden balık az çıkmış, bunun neticesi olarak ta fiatlar yük- selmeğe başlamıştır. Torik — balığının | çifti 12 kuruştan 24 kuruşa kadar yük-| selmiştir. Balık almak üzere 8 Yunan motörü gelmiştir. Bunlar çilti 15 kuruşa kadar torik almaktadırlar. Her sene bu mevsimde Akdenize Jakın etmekte ölan balıklar bu yıl fırtı- nalara rağmen hâlâ Marmarada yat - maktadırlar.- Balıkçılar bu vaziyetin| yıllardanberi görülmediğini söylemek- tedirler. Alâkadarlar bu vaziyetten is- |tifade çareleri aramaktadırlar. Balık - ların bu yıl fevkalâde olarak kışı Mar- marada geçirecekleri anlaşılmaktadır. Bir Kadın Kendisine Lâf Atan Şoförü Yaraladı İhsan adında bir şoför Unkapanın- da Hayriye adında bir kadına lâf at -| mış, Hayriye de İhsanı çakısile yara -| lamıştır. z Zabıta hem İhsanı, hem de Hayri - yeyi yakalamıştır. Bir Doktorun Günlük Notlarından Timanımıza Zayıf yüzlü, sarı benizli bir genç kız bana son zamanlarda sık sık gelen si « nir buhranlarından şikâyet ediyordu.. Eskiden sıtma çekmiş, ve tifodan bir ay yatmış, 22 yaşında 1.62 boy ve 48 || kilölük bir sikleti olan bu genç kızn muayenesinde: | Reelerinde. Kalbinde, Ve hazım Şallarında bir gayri tabiilik ve marazi bir vaziyet bulmadım, yal- mız âdet zamanlarının bazan on iki gün- de başlıyarak bir hafta devam etmesi ve renksiz ve pek az gelen kan za - manlarında baş ağrılarının, ağlama ve hırçınlaşma arzularının artmakta ol < duğunu tesbit ettim. Bu âdetler bazan üç ay fasıla veriyor ve hiç te gelme - diği oluyormuş. O zaman mide bu - Tantıları fazlalaşıyor ve baş dönmele- Ti, kesiklik ve yorgunluktan kurtula - miyormuş. Yumurtalık nahiyesinde fazla bir has- sasiyet vardı. Efali in'ikâsiyeleri müş- teddi, tansiyonu düşüktü. Dahili guddeler ifrazatından (hipofiz), ve (Over) — tabletleri -(agomenzin) drajelerine bir müddet devam etti. Da- | hilen (fitin) kullandı. Bir ay kadar da kan seromları yaptım. Buhran yavaş yavaş geçti ve âdetler || hali tabiiye geldi. Dört ayda (6) kilo kazandı. C) Bu potları kesip saklayınız, ya- hut bir albüme yapıştırıp kolleksiyon yapınız. Sıkıntı zamanımızda bu notlar bir doktor gibi imdadınıza yetişebilir. ta Heybeliadada yapılacak kroslar için alâkadar kulüpler şimdiden ha- zırlıklara başlamışlardır. Futbolcu en büyük müsabaka- ya hazırlanmak için burnunun di- binde olan sahaya ve idman salon- larına çıkamazken bir kaç hafta sonra yapacağı koşu yerini görmek ve sahaya alışabilmek için çivili pabuçları omuzlayıp dere tepe a- şan atletler karşısında saygı göster- mek İâzımdır. Bu hâdise bizde spor telâkkisinin hakiki mânasını anlatır. Futbolcu kendisinin çok yüksek kıymette bir oyuncu olduğuna kani- dir. Onun nazarında idman yapmak için, biraz sıkıntıya gelmek lüzüum - suz bir iştir. O nasil olsa şöhret sahi- bir bir sporcudür. Buna mukabil bir atlet elinde bulundurduğu kronometre ile saha- daki yerinin neresi olduğunu kolay- ta bildiği için imkân dahilinde iyi bir mevkie yükselmek kaygusuna düşer ve hiç şaşmıyan bir saat gibi arşı Yazanı Ömer Bosim |hazırlanmak mecburiyetini bilir ve ıonı göre büyük bir dikkat ve ihti - mam ile çalışır, durur.. İşte Güneş klübünün kros timi de bu şekilde — pazar günü Veliefen- di çayırında tam yol üzerinde bata çıka idmanlarını yaptı. Yarış yerini, atletlerinin nefesle- rini sahanın müşkül taraflarını ye - rinde görmek imkânını veren bu id- man her bakımdan faydalı bir ha - reket ve kayda değer bir hâdisedir. Üç hafta sonra Heybeliadada dör « düncü Kros kantriyi koşacak olan Beşiktaş timi de pazar sabahı Heybelide yarış yolu üzerinde ilk idmanını yaptı. Bir taraftan Veliefendiye, diğer taraftan Heybeliye idmana giden atletler karşısında oturdukları yer- den spor yaptıklarına inanan fut - bolcuların kulakları çınlasın!. Hâkem Kursunun İkinci Toplantısı İstanbul atletizm heyeti tarafın - dan açılan atletik sporlar hâkem kursu bugün ikinci toplantısını mıntaka merkezinde — yapacaktır. Toplantıya 6 da başlanacaktır. İskoçya - Almanya Futbol Maçı Alman futbol federasyonu, İs « koçyanın yaptığı daveti kabul et - miştir. İskoçya - Almanya arasında ya - pılacak maç gelecek mevsim Glas- kovda 14 birinci teşrin çarşam - ba günü oynanacaktır. Oksfort - Kembriç Kayık Yarışları 4 nisan cumartesi günü Taymis fort, - Kembriç üniversiteleri kü - rek müsabakaları için iki taraf ta büyük bir faaliyette bulunmakta - dir. Eski Evkaf Kayıtları Evkafın — İstanbul — mahzenlerinde bulunan eski kayıtlarının Ankaraya gönderilmeşine başlanmıştır. Kayıt - lar, orada mütehassıs bir heyet tara - fından tasnif olunarak yeni yaptırılan evkaf umum müdürlüğü mahzenle - rinde saklanacaktır. Karahan Yoldaş Geliyor Soövyet Rusyanın Ankara büyük el- çisi Karahan Yoldaş bu sabahki eks - presle Avrupadan şehrimize dönmek- tedir. Oksfortlu kürekçiler antrenmanda Oksfort ekibi tam yol üzerinde |nehri üzerinde yapılacak olan Oks-|cumartesi günü tecrübesini yapa * caktır. Son senelerde üst üste mağlüp ” l:: Oksfortlular bu seneki yarışlar kazanacaklarını İ Otomobi! Ve Tramvay Kazalar! Şoför Saminin 3117 sayılı otomt” bili ile 127 sayılı Şişli - Tünel tramYt” yı Etuval sineması önünde -çarpışm'? otomobilin çamurlukları ezilmiştir. * 3345 sayılı otomobil ile 697 487 İyıl Yedikule tramvayı Beyazıtta çöf ” |pışmışlardır. Otomobilin benzin &? * İposu ezilmiş, otomobildeki müşteri y İsaatçi Murat da başından 4 ltıı.