AAA “*an: Gerhart Ellert a Senç Ellak gözlerini açtı. Hazırla: Biş *t bir cevap dilinin ucuna kadar N 4 Fakat, sonra gözlerini önüne e- L “Ben öyle düşünüyordum, ba- N4 dedi. x ! "ıı.v'hm kılıcını dizinin üstüne koy- Â “ elleriyle kabzasından ve —ucun- h #tarak onu bükmeğe çalışıyordu. Sralık Attilâya bakarak: M “Kral Attilâ, dedi. Senden ekse- İ0 t eski atalar sözünü — işitirdim! tlara el sürülmemelidir!.» Sarmatlı Kandaks ta haziran güne- A Uzun uzun gerinerek: İ& © “Atlılarım muhasara hayatın- 4 bıktılar!.. dedi. — Açlıktan ölmek ; Sesine gelen şu şehirden vazgeç!. İag rızda kalsa bile bizim için bir tke olamaz.» yi Ebidlerin kralı Ardarih te şu söz- âve etti: b © & , “Kral Attilâ, bu Orlean şehrin- eg k ganaim elde edeceğini mi ümit " n? Böyle düşünüyorsan yanı- mi, Şehir, dilenecek kadar — fa- . Varımı, yoğunu toplayan, biz Bçm evvel kaçıp gitti.» u Tankların prensi Hilderik te uzun, lf Aç, TT saçlarını arkaya doğru ıuıı a “Kral Attilâ, benim de bir söz Meme müsaade eder misin?» di- Sordu —P S «Söyle.» X_ «Burada kıymetli vaktimizi kay- ,o *tuz. Her geçen gün Aetiüs'a pYardımcı kuvyetler temin edebi- Hattâ kardeşim Merovek bile beb birleşmiştir.» Şehir Sukut Etmelidir!.. »V'hmlr'.KıılMlımn" yüzünde Pa Serleri gördüğünden — hemen ü _x'—kinı yeltendi ve dedi ki: —P ,*Biz hepimiz sevine sevine se- — Pön , Beraber hareket ediyoruz. Çünkü H daima zaferden zafere, gana- g, " Ranaime götürdün. Fakat mak- AŞ? ne olduğunu bilirsek seninle g, “tar, Sen büyük plânlar takip İy Fün; bunu biliyoruz. Bu plânla- Orlean gehrinin —mukavemet )hîzündgn altüst etmek mi isti- HU Â x.“_'Hıyıı. altüst etmek istemedi- ; şehrin sukutunu istiyorum.» M Ardarih şehrin cenubu garbi ©€ doğru baktı, orada bir şeyin a / ©der gibi olduğunu zannetti, g, YEnıldığını, — Gepidlerin arada OD © tarafa doğru bir ok fırlattık- | S ladı ve Kral Attilâya dedi ki: | ey Tuttuğumuz esirlerin — ifadele- olursa, mahsurlar gün â&.&, yardımcı kuvvetle- Ai Üü »7 x F 'B% , NNı Vi ı"lliyı nerede?» Ox V, ""Pan Kedisi Gibi K::hi' korkusundan donup kal- xı Bin bu söze son derece kıza- lli TÜRRLER © 'ROMA KAPILARINDAS$ 8/2/936 |Kuvvetlerin Gelmesini B Kalede Mahsur Kalanlar, Yardımcı ekliyorlardı Arif Cemil yfa 13 eet aa HİKÂYE ANTİKA MASA Mis Mallet, kulaklarının üstünden taşan ve ağarmağa yüz tutan saçlarını arkaya attı ve antika yazı masasına bir kıymet takdir ettirmek için çağırt- tığı Mister Beyker'e döndü: ğ — Şu yazı masasına bir kıymet tak-| dir etmenizi istiyorum, dedi. Mister Beyker uzun boylu, dik ve ciddi bakışlı bir adamdı. Sağ eliyle, yeleğinin bir cebinden diğerine kadar uzanan kalın altın kösteğiyle oynuyor, uzamış tırnaklarının — cilâsiyle bo - yalı ve kirli olduğunu hiç aklına ge- tirmiyordu. Lâkayt bir tavırla: — Gördüm, mis Mallet, dedi. Kadın ürperdi; gayri ihtiyari bir . surette elini etekliğinin cebine götür- ü ğ Hd dü. Fakat bü cepte göz yaşlariyle 1e- | Yet kıymetli olduğunu söylüyordu. lanmış bir mebdilden başka- bir “ şey Beyker yavaş yavaş yazı masasına İngilizceden —— Piskopos Anyan bütün geceyi kilise kürsüsünde dua etmekle geçirdi. yoktu.... Titrek bir sesle: — Daha geleli iki dakika oldu.... Masayı iyice muayene edemediniz kil diye kekeledi. , Beyker gülümsedi ve omuzlarını silkerek: — Ne mal olduğunu anlamak için daha ziyade yaklaştı ve üstündeki ka- pağı açarak içine baktı; bakmasiyle beraber de derin derin içini çekmesi bir oldu. Büyük bir heyecanla: — Mis Malleti dedi. — Ne var? — Şayet size kendim münasip bir anlayamadı. Esasen söylemek cesare- tinde bulunduğu sözden dolayı kendi- si de çok korktu. Kral Attilâ, yaban kedisinin şikârı üzerine sıçramadan evvel çıkardığı boğuk bir homurtuya benzeyen — bir sada ile cevap verdi: — «Kral Ardarih, her şeyi bildiği- mi iddia edemem. Fakat bir şeyi mu- hakkak surette biliyorum: Ordumun ancak yarısı kadar büyük olan bir or- du ile Aetiüs bana karşı çıkmak iste- mez.» Valamir sordu: — «Ya Vizigotların yardımını da temin ederse?» — «O zaman müsavi kuvvetlere malikiz demektir.— O zaman — Ae- Güs gelir. O zaman Aetiüs ve ben kar- şı karşıya harp ederiz. —» Kısa bir sü- küttan sonra; «Fakat bundan evvel Orlean'ı zaptetmiş olmalıyız!» — ddİzahat ver kral!—» — «İzahat vermem, emrederim.» Bu söz üzerine herkes, fazla söz söylemenin tehlikeli olacağını anladı ve Valamir, şimal kapısına karşı yapı- | lan hücumların tekrar olunmasını ©n | dördüncü defa olarak — Ostrogotlara emretti. x Geç Kaldınız!. ; Şehir haziranın 24 üncü günü tes- ee lim olmağa mecburdur. Mahsurlar o |güne kadar ümit — içinde yaşadılar. ıHı:ız ettiler, aç kaldılar, dua ettiler. Kilisenin kapıları bütün gece açık- tı. Herkes, ihtiyar piskopos Anyanın bütün geceyi kürsünün basamağı üze- iki dakika bile kâfi Mis Mallet. masa- | fiyat veremezsem, bu masayı satmak yı iyice gözden geçirdim... Size biraz | komisyonculuğunu bana verebilir mi. kısa ve sert cevap verdiğimden dola- siniz? yı bana gücenmemenizi çok rica ede-| —— B Pfe olacak? ş rim... Her nedense böyle konuşmağı| — Ne mi olacak? Bu masa, hakika- &det edinmişim... Fena bir itiyat am-|ten, dediğiniz gibi, Levik'in elinden ma.. Kusura bakmayınız... dedi. ;ıkn:;::. Dlh uzun Eıoylu Euuy:;e is Mallet i bir gülü etmi size şahsen yüz isterling tek- ; B BorAİ ($ 'ulmnwllif ediyorum. Fakat her işimde dürüst İ ğ ğ - |olmak isterim. Eğer adamakıllı ilân e- AŞ BERER GS göni | MRP vee süretle satılırsa belki de bu- süreceğini zannetmiştim de... dedi. |nun be! î“üu bir para getirebilir, de- Beyker yine omuzlarını silkti: di. Bir m!_ıddeş sustu ve zavallı İ'(Adın-. — Uzun boylu muayeneye ne ha- | sağızın gözlerinde parlayan ve insani cet? Antika avcılarının usullerini ar-|âdeta acındıracak derecede olan min- tık biz de öğrendik.... Bu yazı masası, |Nettar bakışlara daldı. Sonra da kuru- rinde diz çökerek dua etmekle geçirdi- iğini gördü. Açlıktan bitap bir hale gelen er- |kekler, kale duvarları üzerinde nöbet bekleyenleri değiştirmeğe — gitmeden eyvel gidip piskoposu gördüler: (Arkası var) Sevyetler İle Rumenler Kimlere Karşı Ve Nasıl Anlaştılar?.. (Büğ tereti 1 inel Yüsüe) Bu muahede hakkında - çoktanberi konuşmalar yapılıyordu. Fakat Ro - manya hükümeti muahede hükümle- Ti mucibince Sovyet ordularının Çe - koslovakyaya yardım için eski Rus toprağı Besarabyadan geçmesine mü- ; |Jsaade edilmesini sarih bir surette ta -|da getirilmesini istilzam etmektedir. ahhüt ve kabul etmekten çekiniyor - du. Ahiren bunun için de bir tesviye çaresi bulunmuştur. Muahedede bu hususta sarahat — bulunmiyacak yalnız Milletler Cemiyeti misakının on altıncı maddesi ahkâmı dahilinde muamele yapılacağı — kaydedilecektir. Bu maddenin ahkâmı ise tecavüze uğ- rayan bir devlete yardım edecek dev- let ordularının bitaraf memleketlerden geçmesine müsaade etmektedir. Dün bu hususta gelen telgraf şu - arasında bir muharebe zuhuru - takdirinde Sovyet Rusyanın otomatik surette yardım edeceğini na- tık bir maddeyi ihtiva edecektir. Almanya tarafından Çekoslovak - yaya karşı bir taarruz yapılması halin- in etti. Fakat Hün Kralı Z 'l"luun üzüne bile bakmadı. 'de Sovyet kıtaatı ile tayyarelerine Ro-|telerinin fikirleri, Pariste hakikaten e- , (Tindeyim.» |müzakereler sırasında bir takım müş - Fakat muahedenamenin istinat et - mekte olduğu Milletler Cemiyeti mu- kavelenamesinin on altıncı maddesi- nin tatbikı, bu suretle bir araziden | geçmek için hususi bir madde vücu -| Diğer taraftan, Besarabya meselesi kat'i surette halledilmiştir ve icabın - .dı bu araziden Sovyet kıtaatının geç |mesinin bir takım hâdiseler çıkarma - |Sına sebebiyet vereceği zannolunma « / maktadır. Macaristanın Vaziyeti | Prage, 7 (A.A.) — Yakında Pari- se gidecek olan Hodza Havas ajansına | şu beyanatta bulunmuştur: | «Fransız devlet adamlariyle merke- | zi Avrupanın ekonomik ve siyasi teş- kilâtı ve bilhassa küçük itilâf ile 1934 iRoma paktını imza eden devletler ve bu meyanda Avusturya arasındaki münasebetler hakkında görüşmek fik- Bir Leh Gazetesine Göre Varşova, 7 (AZA.Yy—- Lon> dra ve Paristeki son ” diploma- tik konuşmaları, alınan neticeler bakı- mından tahlil eden Polsa Zbrojna gür zetesi diyor ki: «Koca bir dağ küçük bir fare do - Burdu.» İngilizlere Göre Paris Müzakerelerinin Neticesi Londra, 7 (A.A.) — İngiliz gaze- istırap mı, yoksa — hid.' manya arazisinden geçmek mezuni -|hemmiyetili neticelere varılmadığı liraya satmak istediği bu masanın hat- ğa başladı.... Bir müddet sonra düre *diyordu? Ardarih bunu yetinin verilmesi — hakkında yapılan İmerkezindedir. lu kendi menfaati bilâfına olarak, ga-| — (Lütfen sahifeyi çeviriniz) i baki Düi 3 45 İi AT KLKB Te a ulllay t d Di zi iç te fena bir de- |yan dudaklarını diliyle ıslatarak : ;ılı“a ;E:::iktıhim ıı:liı'::.wonı — Fakat sizin lıekleyel:_ıile.ak Ylk' biraz şüpheli; — korkarım ki ip yok...|tiniz var mı? Bunu beş yüz isterlinga Mia Mallet; dedi. satabilmek için belki de bır sene bek« Kadıncağız telâşla: lemek lâzım gelecek, dedi. ——— | — O kadar acele etmeyin kuzum dılnHu" ikisi de derin bir düşünceye Mister Beyker. Ben bu masanın tam ştı. ğ n n (150) senelik olduğunu - biliyorum. Zfıvılh İYİI_! M_ö“e' lîınkm 'i:r kı:ı Hattâ çekmelerin birinin altında fatu- 'E_n=llk vergiyi, köşedeki bıkkı a nı ra bile yapışıktır. Bunu 1782 senesin- |dört beş fbl&îı* borcunu düşünüyor- de Londrada Albemarle sokağındaki|du. Bu vicdansız adam yalnız krediyi 45 isterli tır, |İkesmekle kalmamış, kadıncağızı icra- ::;il.mr Ha He e GN ya vermekle de tehdit etmişti... Bun- ü i üsbütü dan maada ufak tefek bir takım borç- ğişıîı;hıter Beykerin tavrı büsbütün de- h ıîlıha pt ue E _hafu ;= — r Mis Mallet!... Buna #on derece açtı. Geçen dede: imlıâııN;:lk.îıuSizin dediğiniz meşhur kalma eski bir broşu satarak geçinebil. san'atkâr Leork ömründe meşe işleri- Mişti. Şimdi ise on parası kalmamışti le hiç meşgul olmuş değildir. O, daha , Ve .Yçllı “.Sonundem B:ç:'ım inz Ze İ ik işleri Ü erling.... :z]n:e mahun ve kemik işleri yapardı, înı"m Öi aake5 bayüyoııdıf,_, Mis Mallet'in kaşları çatıldı: |Gerçi hl"lf"f beş misli _d.ahı büyük — Ben size yalan söylemiyorum.. bir para idi.. Fakat bir sene sabe Dediğiniz gibi, Levik belki de kemik' redebilmek —de kolay değildi. — Şu ve mahun işlerinden hoşlanırdı. Fakat dlkikld.ll _lf'"f“ açtı. Bir sene na- ben masayı, dedemin siparişi ünıin.Iııl bekliyebilirdi?... ae Bi de 1782 senesinde Levik'in, istemeye Beyker, bu defa da gözlüklerini istemeye yaptığını iyice biliyorum. takmış, masanın etrafında dolaşıyor- Hattâ Levik'in buna dair mektubunu dul; Bir aralık durdu ve kadına baka« âlâ . İsterseniz. göste- rak: f:yit:îndî;liîhyomm Te — Vallahi hayret Mis Mılleı Ben Beyker, şapkasını çıkarıp bir san- bile !l!“d"“ kaldım, M dalyanı üzerine attı ve yazı masası MııMıllet telâşla: nn önünde diz çökerek: — Niçin Mnfer .B_eyke.ı_') Yokıe bi« — Öyleyse, affınızı rica ederim... |raz CVV;!U !Ckhdîmlll geri mi alıyor 8i Meşhur Levik'in meşe işleriyle uğraş- sunuz, diye sordu. uğc:ıı bir türlü inanamıyorum. Eğer| — Beyker _âdetı W"mı::n B dediğiniz gibi bu masa hakikaten Le- a Ne dı'ynmn_ıux Mis MŞ“M.: vik'in elinden çıkmışsa, bugün müze- hakikaten bir mucize..... Tfeo ıf'_ ye konmağa değer ve ben de bunâ ne let... Durunuz.... Kendinize geliniz..... kıymet takdir edebilirim, ne de elimi Neoluyorıu_nuz) K - sürebilirim, dedi. a Kadıncağızın yüzü birdenbire sae »» . rarmıştı. Olduğu yenıiıeıınl'lr;ıı.ıdı ve bi- Mis Mallet ümitsiz bir halde ve is- sonra da yere yıkılıver temiyerek gülümsedi. Ne yapacağını Bey!f:er *lıdmı yerden - kaldırarak şaşırmıştı. Beyker kat'i ve âdeta kaba WGP*?'" üzerine Y“"'d_' ve alnının tavırlarla onu cezbediyor, kendine çe- terini silerek kendi kendine: ğ kiyordu. Bir dakika evvel, yüzüne kar- — — Z'ııvallı. bayıldı... Asaba evin L şı yalancı dediği balde bir türlü kova- çinde bir damla konyak var mı? dıy_ı madığı bu adam, şimdi de bakkalın, mırıldandı. Kadın!n lılıçmn.ı altına bir çakkalın borcunu vermek için beş on kaç yastık yerleştirerek evi araştırma- raz GÜ z a KA ; ü ADK AA Üümelkd di