SON: POSTA Lükresya; Venediğe, Babasının Yanına Dönecekti — Sinyör Civani Grazyano!... Gemisile Hınana girdi. Marçello bu delikanlıyı bir kaç defa Donataların evinde görmüştü. Uysal, çekingen bir çocuk gibiydi. Marçello ona hiç aldırmamıştı. Şim- di de aldırmadı. Sadece: — Haş geldiler... Dedi. üi — Görüşmek isterse... ı Â y | — Buraya getirirsiniz. eee | — Başüstüne Sinyor... Genç kız delikanlının adımı işit- tiği zaman bir sevinç duymuştu. Bu yabancı yerde en sonra işte bir es- ki ve iyi arkadaşa kavuşuyordu. Bel- ki ümitsiz bir aşk yüzünden © da bu savaşa girecekti. On dakika kadar sonra Civani Grazyano kapıdan girdi. Önce Lükresyayı, sonra da Mar- Grazyame'nun gemisi ufak tefek kesiklerini L k su alacaktı. çelloyu selâmladı? — Yarın Lefkeşaya gideceğinizi söylediler de, acela ettim. Bu mek- tubu siz yokken de Sinyorita Lük - tesyaya verebilirdim, çünkü onun babasından geliyor. Fakat hir arada bulunmanız daha iyi olacak. Buyu- runuz. Koynundan çıkardığı Lükresyaya uzattı. Donato bunda kızının hemen Ve- nediğe dönmesini istiyordu. Çünkü harp çok çetin olacakmış ve onun adada kalması korkulu imiş. Mar- çellonun da böyle düşündüğünü u - muyarmuş. Hattâ bunu emrediyor - muş. Grazyano onu alıp getirecek - miş. Dosdoğru Venediğe mektubu Lükresya mektubu Marçelfoya u- Zattı. Marçello kudu ve Grazyanoya Epeyce yorulmuşlardı, su alacak- lardı. Ufak tefek diğer eksikleri ta-| mamlıyacaklardı. Zaten böyle uzun | yollara hep sabah erkenden çıkmak âdet idi. Kararlaştı ve ayrıldılar. Bir Kız Veya Kadın Marçello göğsünün üstünden kı» caman bir taşın kalktığını &ıyuyvr gibiydi. Rahat bir uykuya daldı. Lükresya artık onu düşünmüyor- du. Vakit vakit Grazyanonun sevim-| li yüzü, olgunlaşan dinç ve güzel vücudu gözlerinin önüne geliyor - du. Lâkin onu zorla kovabiliyor, ü- mit ve hülya ile bağlandığı nişanlı - dan gördüğü kabalık ve yalancı - hk onun her inancını sarsıyordu. Lükresya sabaha karşı biraz dal. mıştı. Bu sırada kalenin avlusundan dışarıya çıkan ve uzaklaşan bir kaç atlının nal sesleri duyuldu. — Marçello, gidiyor. dönerek: — Zaten buna karar vermiştik. Yarın Matyanonun gemisile yola çı-| - Diye mırıldandı. kıyordu. Lâkin sizin gemi ile dos -| Hâlâ üzgün ve kırgın duçunıyor—w daoğru Venediğe gitmesi bence daha du. Düşündükçe de vaktile Mırç:l— dağrudur. loya karşı duyduğu sevgi yaman bu' Dedi. kin haline giriyordu. Kabil olsa gi- Lükresya cevap verdi: derken bu kaleyi baştan başa yaka-| — Böyle yapacağım. ,|eak, anun sevdiği ve bağlandığı her| Grazyano dedi ki: şeyi ortadan kaldıracaktı. Hele ge- — Yolda Kıbrıs şehirlerindeki|ce (Güvercinli kule) ye halının için- bazı asker ve kumandanların aile -/de sarılh olarak götürülen şeyin ne lerile çocuklarını Venediğe götüren | olduğunu çok merak ediyordu. Kı - kalyona rastladık. Hemen hemen | mıldadığına göre o da her halde bir| buralarda pek az çoluk çocuk ka-|kız veya kadındı. Kendisi baştan sa- hyor. Onlar da belki binecek ka -| vulurken o hiç bir zaman kaçamı -| dar gemi bulamadılar da... yacak şekilde kilit altına alınıyor -| En duıııı yol budur. Bir çocuğun du. Demek ki onu seviyordu, amma yi e Mr selker Üclükir E.bııovgınluınıı_ı.nlırhıyvın- çok dayanabilen savaşı kazanacak-| & olsun... tır. Ne zaman yola çıkıyorsunuz? İriyarı * - — Yarımdan sonra... Çünkü ge-| İki Asker mimin bazı eksikleri var. Lâkin e -| Çabucak kalktı ve giyindi. Hiz - ğer acele edilirse eksiklerin bir kı$-| metçisile birlikte dışarı çıktı. Ko - mını birakmak süretile yarın öğle-İridoru geçti. Güvercinli kuleye gi - den sonra da kalkabiliriz. den koridorun kapısına yürüdü. Dı- Marçello düşüncesini söyledi: şarıdan güvercin sesleri geliyor ve — Ne kadar erken giderseniz o|konup konup havalandıkları küçük kadar iyidir. bir pen-ereden görülüyordu. Bunun Lükresya da bunu istiyordu. Fa -|için oraya bu adın verildiği anlaşı - kat buna rağmen Marçellonun ta - hyordu. rafından çıkmadı. Kalbinde duy -| Kulenin kocaman kapısı önündcı duğu hımcın tesirile dedi ki: iriyarı iki asker vardı. — Grazyanonun işine karışa -| Genç kız onlara yaklaştı ve: mam. Yolcular kaptanların emirle -| — Bonjorno!... rine uyarlar. Ne zaman dilerse ona| Dedi. göre hazırlanırım. Askerlerin ikisi birden birer hey- — © halde öbür gün sabah erken-|kel gibi durmakla beraber karşılık den yolcuyuz, verdiler: — Burada ne var? — İki Türk esiri.. — Kim koydu? — Sinyoör Marçello... — Neden bu kadar dikkat edili - ? İyor? Pek değerli olsalar gerek... — Bilmiyoruz Sinyorita!... — Onları ne yapacaklar? — Bilmiyoruz Sinyorita!... — Şunları görmek isterdim. — Kapı kilitlidir. — Anahtar kimdedir acaba? — Bilmiyoruz Sinyorita.,. Sinyoritanın Kalbi Bu sırada limandan top sesleri geldi. Lükresya en yakın pencere - ye giderek oraya baktı. İki Vene - dik gemisinin limandan çıktıkları- ni ve kaleyi top atmak suretile se - lâmladıklarını gördü. Askerlerle daha çok konuşmaktan |ne çıkardı? (Arkası var) Gizli Tarikatçı- lık Yapanlar (Baş tarafı I inci yüzdedir) Nahşilik Tarikatının Başka Bir Türlüsünü Kurmak İstemişler Ankara, 5 (A.A.) — Son gün- lerde matbuatta, memlekette tari- kat ve üfürükçülük faaliyeti hak- kında Bazı neşriyât görülmektedir. Bu mesele hakkında elde ettiğimiz doğru malümat şudur: 18 Kâönunusani 1936 da İskilipte Kayserili Ahmet isminde birinin kanunla memna tarikat, faaliyeti« ni devam ettirmek için çalıştığı ha- bBer alınarak kendisi ve arkadaşla- vt bakkında usülen adli takibat yapılmış ve aramalarda filhakika Nakşilik tarikatının muaddel — bir şekilde gizlice ihyasına - çalışıldığı tesbit edilmiştir. Bunların bu tarikat için temas ve muharebede bulunduğu — diğer baze vilâyetlerde de alâkadarlar hakkında adli icaplara tevessül e- dı'!ıııı'çrı'r eee ae n nn k——wııvıııır Tepebaşı Şehir ;ithıqı'rnı Tiyatrosunda Bugün akşam saat 20,30 da Aynaroz Kadısı Yazan: Müsahip Şehzadebaşı TURAN tiyatrosu Naşit - Halide Bu akşam - 20,30 da Bir Avuç Atoş Beyoğlu Fransız Tiyatrosunda Halk Opereti Bu akşam 20,80 da Leblebici Horhor - İbaşlangıç teşkil etmekte olduğu ka - B ) Şubat Yeni vrupa Müvazene: Ingilizler, İttifaklar (Baş tarafı birinci yüzde) Alâkadar bazı mahafil, bu görüşme- lerin Avrupada yeni bir müvazeneyâ naatindedir. Bu yeni müvazenede Sovyet Rus - yanın mühim bir rolü olacağı kuvvetle ileri sürülmektedir. Fakat bütün bun- Tar şimdilik bir takım tahminlerden başka bir şey değildir. Tevfik Rüştü Arasın Faaliyeti Burada toplanan diplomatlar arasın- da Türkiye diş işleri bakan) Tevfik Rüştü —Aras Fransız diş bakanı Flanden ile yaptığı mülâkattan sonra | devlet bakanı Pol Bonkur ile de görüş- Müştür. Bilbassa bu son mülâkata bur ra siyast mahafilinde büyük bir ehem- miyet atfedilmektedir. Tevfik Rüştü Arasla Flanden ara- sındaki mülâkatta bilhassa Akdenizde mütekabil yardım mesclesiyle Bulga- İristanın Balkan paktına girmesi me - selesi görüşülmüştür. Bu mülâkat esnasında Boğazlar meselesine de temas edildiği, fakat| her hangi bir teklifin ortaya atılmadı- ğ bildirilmektedir. Sisteminin Yenid Canlanmasından Korkuluyor İngilizler Kuşkulan Mail, bu —müzakerelerin — but kadar hiç bir müsbet ımıecyı madığını bildirmektedir. Daily Herald - ise şu ileri sürüyor: «Paris müzakereleri sonundü tifaklar sisteminin yeniden masından — korkulur. Ayni da bu müzakerelerin bugün en tehlikeli tarafı, bunların dil en mühim meseleden çevirebili'” ihtimalidir. Bu en mühim meselt ”| Habeşistanda sulhun iadesidir | te yaptlan müzakerelerin Avrupâ rinin İtalyan - Habeş ihtilâfından edilmesi lüzumunun anlaşılmış * ğuna delâlet ettiğini yazmaktadil. Arşidük Otto Parist! Paris, 5 (A.A.) — Arşidük ©| de Hababurg Parise gelmiştir. onun maiyetinde ve gerek bergin refakatinde bulunanlar iki arasında hiç bir temas — olm temin etmektedirler. Avusturyada İmparatorluk Meselesi | Paris, 5 (A.A.) — Siyasal mahafil Flanden ile prens Starhemberg arasın- daki görüşmelere pek büyük ehem - miyet atfetmektedirler , Viyana — hükümeti — imparatorluk prensibinden ferağat etmemekle bera> bu küçük antant deyletleriyle uzlaş- |malar akdine ve böylece Avusturyada devletlerin tasvibine bağlı bulundur - |mağa mütemayil olduğu söylenmekte- dir. Flandenin önce Yugoslavya — naibi prens Pol, sohra da Cerruti 'ile bu-mer *sele üzerinde görüştükleri tahmin e - |dilmektedir. Küçük Antant Ve Avusturya Paris, 5 (A.A.) — Gazeteler, prens Starhemberg tarafından Flandene ve—ı rilmiş alan teminatı memnuniyetle |kaşılamaktadırlar. £ Yugoslavyanın Vaziyeti Arşidük bütün gününü tatn hususi mahiyette bir takım ziy' hasretmektedir. Tuna Paktı Macaristan Muhalif Prag, 5 ÇA.A.) — Resmi Çekoslovak başbakamı zanım yakında Parise vukubulacak yaretinin Çekoslovakya, Fransa ve vusturya arasında daha sıkı bir İf Nği devresine başlangıç olacağı her hangi bir rejim değişikliğini o |latindedirler. Ayni mahafile göre Tuna P yakında aktedilmek imkâm v Milan Londra, 5 (A.A.) — Royter 'nadan aldığı şu telgrafı neşrediyof, Macaristan dış isleri bakanı De ya, dün Berter Valdeneg - ile konuşmalar esnasında, sarih ü bildirmiştir ki, Macaristan, ayni İmanda siyaset ve askerlik z tam hukuk müsavatı almaz ise, Tuna anlaşmasına yın—ınıylf" # -D SS u Petit Parisien gazetesi diyor ki: Çekoslovaklarla Romanyahilar, |Avusturya ile yakınlık vucuda getir - mek projesini gitgide artan bir alâka i- le derpiş etmekte oldukları halde Yugoslavlar, böyle bir yakınlığın fay- Kış Kendini Gösteriyor (Baş tarafı I inci yüzde) Tokyo, 5 (A.A.) — Elli yıld dalarından ziyade muhataraları ne ola- bileceğini düşünmektedirler . Ekselsiyor gazetesi diyor ki: Berlinin ve Romanın endişeleri doğ- İru değildir. Fransız siyasasının gaye - leri evvelce ne idise gene odur. Maksat Ne İmiş? Prag, 5 (A.A.) — Matbuat, Paris- DİKT Fransızca sözlü ve Tlüvetenı Paramouoat Jummal Hususi kop; merasimi intibaatı emsali görülmemiş, çok şıdddy Roma Ve Berlinin Endişesi îhr fırtınası, orta ve garbi Japo dündenberi hüküm sürmektedir. — ae , Birmingham, 5 (A.A.) — karlarla yağan yağmurlar suların coşmalariyle burada yıkılmış ve beş kişi ba Maddi zarar çok önemlidir. Eril .k.... SARAY Slneınasııı’ GLİVE BROOK « MADELEİNE cnnw gibi iki büyük san'atkâr tarafından temsil edilen zengin n teşem bir mizanseni havi, acıklı ve şahane bir aşkı M ATGB huyuk film bu..ıy ııı.uu-hıwn Mltln hlımullı T R K sinemasında yarın akşam Büyük Türkçe sözlü VARYETE (TIVOLI CAMBAZHANESL ) Görülmemiş varyeteler, - Heyecanlı ve fevkalâde mık numacaları - Artistlar azasındaki aşk macoraları- ': Ülüne Xa <uz llli li ğ z KdKi e. bif -o .srrs e acres n v ETFTEPLRLR