Yazan : Kadircan Kaflı B/1/936 — SON POSTA Pulat Nihayet Bir Medreseye Baş Vurmuştu Aptest alanlar medresenin — kapısından| — çıkarak yakındaki camiye — gidiyorlardı. Pulat bunlardan her hangi birine hoca Nasrullah Efendiyi sormak için bir kaç de- fa davrandı. Fakat hepsi de sanki o sırada dilsiz ve dargın idiler. Yalnız dudaklarının araşından bazı duaları murildandıkları gö- rülüyordu. Hoca Nasrullah Aptest almıyan veya henüz yeni gelen- lerden bir ikisine doğru yürüdü, fakat on- lar daha çabuk davranarak musluk başına çömelmişlerdi. Bu sırada medresenin en köşedeki o - dasının kapısı açıldı. Oradan kısa boylu, biraz kanbur, kır düşmüş seyrek sakallı, cı- lız bir adam çıktı. Sarığının büyüklüğün - den ve kılığından hoca olduğu anlaşılıyor- du, Fazla olarak avludaki çömezleri şöyle kuş bakışı süzüyor gibiydi. Pulatın yanina kadar geldi. Pulat ona dönerek: — Hoca Nasrullah,.. Diye söze başladı. Fakat sözü yarmda kaldı. Çünkü hoca birdenbire kaşlarını çat- miş, çenesini titreterek çıkışmıştı: — Lâzım değil şimdi... Hak divamna varma zamanıdır. Dünya kelâmı edilmez. Haydi, çabuk aptestini al, müezzin kamet bile getirmiştir. Çabuk ol!.. Pulat bir saniye baka kaldı. Henüz geldiği dakikada böyle karşıla - nişi onu biraz kırmış gibiydi. Bununla be- raber hak verdi: — Öyle ya,.. Önce Allah borcunu ödi- yelim, dünya işi için vaktimiz çok... Diye düşndü. Deveci Arabın Hikâyesi Elindeki heybeyi bir kenara bıraktı. Şadırvana doğru yürümek için davran- dı. Fakat hoca onun yolunu kestit — Heybeni neden bırakırsıın — orada? sen Peygamberimiz Efendimiz Sallallah aleyhi vesellem hazretlerinin deveci arap- Ia olan konuşmasını duymadın mı? — Duydum, bocam. — Düydün amma, ona göre amel et - miyorsun ? — Heybe ile deve arasında fark var. Heybeyi bağlamasan da kallâp — gitmez, gçünkü cansızdır. Fakat deveyi önce bağ- layıp sonra Allaha emanet etmezsen ye - Pulatın okuduğu medresenin bir köşesi — Adını nereden öğrendin? — Yerini kim söyledi? — İçel kadısı Ahmet Kuddusi Efendi söyledi. Bana bir de mektup verdi. — Yasa... Şu bizim Kuddusil.. Hey gi- di günler, hey!, Hoca Nasrullah Efendiye mi mektup gönderdi? — Evet!... — Ver o mektubu evlât!... — Fakat.. — Daha tanımadın mı? Hoca Nasrul - lah Efendi karşındadır... Odama gel, hey- beni de al ha!... Unutma!... Bakalım ne- ler yazmış? Mektubu aldı, evirip çevirdi. Yürürken ilâve ettir — Sen burada çok kalacak mısın? Yol- cu musun, yoksa çömez olarak mi gel - din, — Çömez olarak geldim amma, ne ka- rar yerlerine getirilmesi için bazırlanan ma dar az kalıam o kadar hoşuma gider... — Ne?... Ne?... Bir ilim ocağından böyle çabuk gitmeyi istemek... Allah e- £4 .!! a » Ben burada tam yirmi yıl dirsek ve diz çürüttüm... Bu sakal değirmende ağarmadı Amma, so - nunda (Hoca Nasrullah Efendi) oldum. Sağ cebimde Miısır kâdiliği, sol cebimde Rumeli kazaskerliği var. Amma, benim &özüm dünya malında değil... Her ne Senin Adın Ne? Duvarın üst tarafından demir parmak- hıklı küçük bir penceresi olan kubbeli kü- gük bir oda,.. Rafta bir çok kitaplar, ke- marda bir minder ve yörde bir hasır... Kö- şede büyücek bir sandık, ortada bir pey- ke, Pulat buraya girdiği zaman Sili de okuduğu mekteple medreseyi ha tırladı ve şaşmadı. Bu ne kadar olsa onlardan daha temiz, güzel ve geniş idi. — Otur Mindere söylemişti. Pulat ta kurdu. e- evlât!.. bağdaş kuran hoca böyle mindere oturdu, bağdaş (Arkası var) Cam Ve Şişe İthal Resmi Ankara, 7 (A. A.) — Cam ve şişe it- hal resminin artırılması hakkında hazır - lanan kanun lâyihası Kamutaya verilmiş- tir. âlr Yunan Uçağı Düştü Atina, 7 (Özel) — Atina hava kulü - büne mensup bir uçak dün talimler ya - parken Arerhovi köyü civarında yere | düşmüş ve içinde bulunan iki kişiden bi- risi yaralanmıştır. İsyana İştirâk Eden Memurlar Atina, 7 (Özel) — Mart isyanından |beri memuriyetlerinden azledilenlerin tek- kararname yarın — neştedilecektir. —Ahali partisi Hideri Çaldaris bu kararnameye muhalif kalmıştır. Başbakan İsmet lnö_gıü, Dün Afgan Dış İşleri Bakanına Bir Öğle Ziyateti Verdi Ankara, 7 (A.A.) — Başbakan İsmet İnönü ile şehrimizde bulun - makta olan Efgan Dış İşleri Bakam Serdar Feyzi Muhammet Han şerefi- me bugün Anadolu kulübünde bir ö ğle ziyafeti vermiştir. ün Davaları Bir Elbise Hırsızı 6 Aya Bir Diğeri 9 Aya Mahkür | Gün |Hırsızlık Suçlusu İsmail adında bir genç elbise almak behanesiyle girdiği Zağarın mağaza- tından Bir ceket çalmak suçü ile 2 inci sulh ceza mahkemesinde muhakeme edilmiş, İsmailin suçu kendi itirafile sa- 'bit olduğundan (6- ay hapsine — karar| verilmiştir. İsmailin yaşı küçük — olduğundan altıda biri tenzil edilerek ceza (5) aya indirilmiş, fakat hırsızlıkta s:ıbıl;ııW bulunduğundan yine altıda bir arttırı-| larak (Böüy (25) gün hapis.cezasına çarpılmıştır.. Suçlu bu müddet kadar da emniyet altında kalacaktır. | » Yalancı adres ve siparişlerle bir çok |ticarethanelerden parasız mal alan ve hamalları yolda önliyerek ki eşya ve paraları dolandıran Hüse- | yin Celâlettin adındaki bir adamın ma- İrifetlerini tafsilâth surette yazmış ve *ücünrii ceza mahkemesinde muhake- ime edilmekte olduğunu — bildivmiştik. |Celâlettinin duruşması dün bitmiştir. Mahkeme Celâlettinin müteaddit do- landırıcılık suçlarını sabit bulmuş ve | kendisine (9) ay hapis cezası vermiş- tir. ellerinde- x» Necmiye (ikinci namı Hermine) | adında bir kadın hırsızlık suçuyla dün | ıikim:i cezada sorguya çekilmiştir. Nec- |miye Kohark adında bir madamın |vinde hizmet ederken bir çok eşyalar | çalarak savuşmuş ve İzmire kaçmıştır. Nocmüye Gekver İamabuik “dinünce| |derhal yakalanmıştır. Fakat Necmiye- İnin iddiası başka türlüdür: — Evinde bulunduğum aile ermeni yapmağa karar verdi. Ve bu| ksatla beni bir ermeni delikanlı ile /| birleştirdi. Ben bu hale tahammül — e-| dernedim; kaçtım. | - j beni | yeni bir Mahkeme davayı selâhiyeti hari-' DAMPiNG GECELERİ Şehzadebaşı H İ L A L — sinemasının n :, B) U Bir Kadın Da Tanassur Hikâyesi Anlatıyor cinde görmüş, evrakı müddeiumu! ğe göndermiştir. x Birinci asliye ceza mahkemesi cısı Mahmut ile avukatlardan birij çenlerde mahkeme kapısı — önündi sandalyede otarmak mesclesinden İ zuşmuşlar ve “gekişmişlerdi. Odacı Mahmut bunun üzel vukat tarafından dövüldüğünü ile birinci sulh mahkemesine baş muştu. İki taraf barışmağa karar V diklerinden dün odacı Mahmut yağil ğ bir istidayı sulh hâkimine — verefi davacısıyla barığ İ rinet | Ç Taopia r, Davetler Kalmış Olan Zabit Namzetleri Kartal Askerlik Şubesi Başkanlığıı Kartal As. Ş. mintakasında bulunan 14 ve yabancı zabit namzedi olarak şimi kadar kalmış olanların ellerindeki a belge ve nüfus cüzdanlarile hemen ye baş vurmasları ilân olunur. krzelut Gelediyesi —— Tepebaşı Şelbi Tiyatrosundi B/V 936 Çarşat gündüz. ssat 14 Çocuk Tiyatro Gllmı.yoı Çot akşam saat 20 HÜLLECİ YN Kadiköy Üale Tiyatrosul Halik Op Bu akşam 20,30 Emir Seviyof' oporot 8 perdi yakında: $ DENİZ HAV, sürprizi : rinde durmaz... — Gözünü aç evlât, heybe de çok za-| Han mihmandarlariyle birlikte bugün öğleden önce İsmet İnönü, Gazi man kendi kendine olmasa da, birisinin eli-| Enstitülerini öğleden sonra da Ziraat Enstitüsünü gezmiştir. şiTederi İstanbulîaîdîimhm Ve Hoca şimdi Pulata ayak üstünde deve Gümüş Hediyeleri hikâyesini bir defa daha ve arapça olarak Roma (Telsizle) — İstanbuldaki İtalyan tebaası arasında da, ana vatan anlatıyor, bu hikâyeye bağlıyarak birbiri- nin arkasından hâdisler, ayetler, — tefsirler için altın toplanmasına hararetle devam edilmektedir. Bir çok evlilik yü- söylüyor, bir türlü sözünün ardını getiremi- yordu. Ankara, 7 (A. A.) — Efgan Dış İşleri Bakanı Serdar Feyzi Muhammet | Ekonomik durumu gözönüne alan sinemamız sıyın seyircilerinden | gördüğü ilgiye karşılık olarak bundan böyle her haftanın Çars | şamba, Perşembe ve Cuma gündüz ve gecelerini 15 kuruş yapmıştır. Bugün ve bu gecelerle 15 kuruşluk biletle sinemaya girecektir. w Bu haftanın filmlorlı Birlaci fim : ÇARDAŞ FÜRSTİ Ikinci Blm:KORKUNÇ CANAVA R Hocanın Pişkinliği Pulat, zaten bildiği bu sözleri — tekrar züğüyle birlikte pek çok altın ve gümüş teberrü olunmuştur. Mühim bir yekün tutan bu kıymetli eşyayı, Türk parasını koruma kanu- nu mucibince dışarı çıkarmak mümkün olmadığından, bu eşyanın bedeli tekrar dinlemekten wmsaruyor ve ikide bir: (ile mal satın alınarak İtalyaya gönderilecektir. İstanbuldaki İtalyanların bu — Fakat, namazı kaçıracağım, izin vere seniz?.. Demek için davrafttıyordu. Lâkin hoca oralarda değildi. Ne kadar zaman geçtiğini bilmiyordu. Lâkin camie giden çömezler dönmeğe başlamışlardı. Pulat bu sefer kendisini tutamadı: i, kacırt- mişti: — Hat. Ne diyecektim... Ben değil, sen ne diyecektin? Hoca Nasrulalh Efen- diyi mi arıyorsun? Haca Nasrullah Karşında! — Hımmm,.. Sen onu tarır mısn? — Yoool... |hareketleri, bütün İtalyada sevinç uyandırmıştır. Dış İşleri Bakanı Parti Grupunda İzahat Verdi Ankara, 7 (A. A.) — C. H. Partisi Kamutay grupu idare heyeti baş- kanlığından: | Sakanın başkanlığında toplandı. C. H. Partisi Kamutay grupu bugün öğleden sonra asbaşkan Hasan Dış İşleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras'ın genel siyasal durumu hak - |kındaki izahları dinlenerek tasvip olundu. Deniz Konferansında Projeler V;;iliyor Londra, 7 (A. A.) — İnglüz - Fransız ve İtalyan heyeti murahhasa - proje vermişlerdir. Bu projeler birinci komisyonun yarınki toplan - | pılacaktır. İ 'tısında görüşülecektir. Bunların tetkiki biribirinden ayrı olarak ya - Fransız - Italyan Anlaşması Parçalandı Roma, 7 (A. A.) — Fransız - İtalyan anlaşmasının yıldönümü mü - nasebetiyle Giornale d'ltalia gazetesi 7 kânunusani 1935 te başlanan eserin şiddetle parçalandığını ve bir müstemleke — ihtilâfinın — mantıksızca Avrupaya teşmil olunduğunu yazmaktadır. Ayrıca Deniz Kızı Eftalya'nın Çoban Ayşe Kız Yarın akşam s ü M ER sinemasın Artistlerin ea sevimlisi ve sabık Rus Prensesi PIERRE RICHARD WİLLM NATMALIİE BALEY'I (CHARLES MERE) nin eseri AŞK ve TAHT filminde göreceksiniz. Göz kamaştırcı dekorlar — arasında bir aşk ve ihtiras enrikasını eden ba film, her yarattığı filmin hakikt bir Şaheser ddığı tanınaf PIERRE RICHARD WILLM'in yeni bir muvallukiyelidir. Yarın Akşam SARA Y sinomasında Şayamı hayret sinema ve musiki manzümesi - olan IBSEN'in şaheseri ve GRİEG muazzam ve muhteşem evvelden musikisi taralından seslendirilmiş GYNT film başlıyor. Yerlerinizi aldırınız.