— 8 İkincikânun TEtBAAM a| Matbuatında | GÖRDÜKLERİMİZ İngiliz Gazeteleri Hakkında Bir İstatistik Londrada İngiliz ga - zetelerinin siyasete ne derece — ehemmiyet verdiklerini — göster - mek üzere güzel bir istatistik yapılmıştır. Bu istatistiğe — göre Daily Herald iç politikaya umumi hacmi- nin yüzde (40) 1, Daily Express yüzde Müstakbel Mısır Ordusu Hazırlanıyor Gençlik, Büyük Bir Teş kilât Vücude Getirmeyi Kararlaştırdı Londra, 7 (A.A.) — Morning Post gazetesinin Kahireden aldığı malümata göre, Vefd partisine ta- raftar olan talebe, Faşist cemiyet- leri şeklinde Bir Vefd gençliği Teşkilâtın üniforması mavi gömlek, gri pantalondur. Alâmetleri hayat anahtarını tutan bir eldir. Bu alâ- met eski Mısır alâmetlerinden biri- dir. Teşkilâtın parolası «ltaat ve mücadele» dir. Sanıldığına göre bu teşekküller, müstakbel Mısır ordasuna esas teş- İngilizlerin en fazla hoşlan - dıkları bahiş - ler Japon Ve Mançuri Bayrakları Dal- galanıyor Pekin, 7 (A.A.) — Chahar'ım ahiren işgal edilmiş olan altı kazasının umu- mi binalarında şimdi Mançuri ve Ja- pon bayrakları dalgalanmaktadır. Mançuri bankası banknotları, — te- davül mevküne çıkarılmıştır. Yeni idare, beraberlerinde Japon müşavirleri bulunan Mançuri memur- larından mürekkeptir. Sui - Yuan eyaleti memurları, Man- İçuri ordularının ilerlemesi — korkusun- dan, hudutlarını tahkime devam et. mektedirler. ç Japonların taraftarı olan bazı Mon- (16) aı, Nenva Cbronicle yüzde (14) ü, (Daily Mail) yüzde (9) u kadar yer vere mektedir. | Pış politikanın bu gazetelerde işgal et- tiği yer ise sıya ile yüzde (11). (9). (11) ve (5,5) tur. v Görülüyor ki İngiliz gazeteleri dış si -| yasctte sözleri geçer birter âmil olmalarına Tüğmen en ziyade kendi işleri ile uğraş -| mayı sevmektedirler, * Umilm Dünyanın en zengin B kadiye ı adamlarından biri o - lan Hindistanın — Ba - roda mihracesi tahta geçişinin 60 ıncı yal- dönümünü tes'it etmiş ve bu münasebetle yurdunun mühtelif müceseselerine $ mil- yon _Tliık krasn kiymetinde hediyeler ver- Kmniştir, . gaç ' yle Amerika Büyük . a . - Bir Telâş Içinde , Vaşington, 7 (A.LA.) — Payıtahtın | siyasal çevenleri, yüksek divanın ver | Miş olduğu karar yüzünden büyük bir telâş içindedirler. İstihsalâtı tahdit etmek için hükü- Metçe çiftçilere yapılmakta olan ve Miktarı 1130 milyon dolara baliğ bulu- nan yardım bu gece birdenbire durmuş ve ziraat —idaresi — memurlarından 65,000 memur işsiz kalmıştır. Şimdi Processing namı altında tak- riben bir milyar resim vermiş olan fab- rikatörlerin bu paranın iadeszi için hü- kümet aleyhinde takibatta bulunup bu- |* lunmıyacakları meselesi vardır. Jarın bu fırsattan istifade ederek Su- i * Yuan'ın bir kısmını Mançuri hükü- metinin otoritesi altma koymaların- dan endişe etmektedirler. Japonlar Bir Limanı Ele Geçirdiler Pekin, 7 (A.A.) — Çin çevenleri, Japon askerlerinin Tiyen Çin — limanı olan Tung - Ku'yu işgal etmiş oldukla- rını haber vermektedir. Fransada Sular Yükgsel- mekte Devam Ediyor Paris, 7 (A.A.) — Sen nehri sula- Tı, tehlike çizgisine kadar — yükselmiş Ve bunun üzerine belediye, rıhtımlar- daki eşyanın nakli vesaire gibi tedbirle- Ti almağa mecbur olmuştur. Nehrin suları, fabrika iskeleleri enkazı ile di- ğer mühtelif enkazı taşımaktadır. KERVAN — Yarin lise bahçesinde — toplantı|doğru gidiyorlardı. var. Beni de çağırdılar. Müftü de ba-| — Şövalye Hasan Bey bu gün çok ke- ber yollamış. Fakat ben yarın (Kırk yifliydi. Yanındaki kültür direktörü- göz e kadar gideceğim. Bulunamıya- 'ne: Cağıra, dedi. Zaten Şövalye Hasan da| — Ayranım kabardı, diyordu. Hay- beride söylüyormuş. Bu kız me- | dar Bey en acı yaralarımızı deşti. Tam .?ıe_i kasabada dal budak salınca hep- | çıbanın üstüne bastı. Fakat şu Hafız sinin etekleri tutuştu. Ne yapacakları- | Nuri amma bozuldu ha, herif ağzını Ti şaşırdılar. Kitaba uydurmağa çalı- açtığına bile pişman oldu. Amma iyi WYoske, ğ etti. O kafadakilerin de çanına ot tı- Müderris Hafız İbrahim sesini çı-| kandı. armıyor, elindeki tesbihi ağır ağır çe-| — Kültür direktörü memnundu: kiyor, dudakları hafif hafif oynuyor-| — Böyle faydalı konferansları sık ğ ak vermeliyiz, dedi. — Mekteplerimiz Nalbant ustası Recep: yarının büyüklerini yetiştiriyor. Fakat — Amma hoca efendi iyi söyledi, bugünün yurddaşlarını da aydınlatma- dedi. Hırifıılnmen—çıılıın.?.l,.'. muz İlzım. ladı. Bir Avrupadır tutturmuşlar. Pey- gamber zamanında böyle şeyler — var rakmıştı. mıydı. Müslümanlık yedi ülkeye nam| Türkün düzgün muhakemesi kafa- salmıştı. Öyle değil mi hocam. sını kaplayan müphem, meçhul, sakat Eski müderris gözleri yarı kapalı, | ve zoraki sokulmuş inanışları hemen bu konuşulan şeylerden çok derin bir | #tivermişti. âleme, istiğraka dalmış görünüyordu. | Daha o gece şurada, burada bir ara- Genizden gelen bir nefes gibi: İya gelenler bundan bahsediyorlardı. — Allah cümleyi 1slâh eylesin, iman Artık Gülten meselesi mayasını değiş- selâmeti versin, dedi. tirmişti. Şimdi her yerde bir eski ve Herkes dağilmişti. yeni kafa davası konuşuluyordu. Vali yanında ileri gelen memurlar| Eski (Cemiyeti Sofiye) azası boz- ve encümen âzüsı ile deniz — kıyısına | guna uğramış gibiydiler, -hı'iı.u_.__.__...w_ 8B-1- 936 Bu konferana hakikaten iyi izler bı- SON POSTA Amerika Hava Kuvvetleri I Tayyaresi Yapılacak Kaliforniya Önlerinde Hava, Deniz Manevraları Başlad Vaşington, 7 (A.A.) — 1937 bütçe- sinde 884 muharebe uçağı — yapılması için 58 milyonluk bir kredi vardır. Bu uçakların 507 si orduya ve 377 si do- 'nanmaya aittir. Umumiyetle düşünül- 1937 jsenesinde pek az, artacaktır. —Çünkü 'bunların ikide birde yenileştirilmesine ihtiyaç hasıl olmaktadır. * Büyük Harp Manevralari Başladı San - Diego, 7 (A.A.) — 150 gemi- den mürekkep Pasifik büyük — filosu, beraberinde 400 tayyare ile, yeni — yıl |manevralarını yapmak üzere açılmış- tır. Üç gün sürecek olan bu manevra- lar cenubi Kaliforniya sabilleri açıkla- rında yapılacaktır. Gemilerin hareket. leriyle manevranın meseleleri üzerinde bir ketumiyot muhafaza — olunmakta- Ak(ı uıınlıı Bir dır. uçuş halinde — —-. ea Marsilya ERCARITANDA Kral Şişmanın Tacı Aranıyor 6 Fıçı Altın Da Bu Tacla Beraber Saklıymış.. Suikasttı... Avusturyada Şüpheli Bir Adam Yakalandı Viyana, 7 (A.A.) — Styriya ilîı.deI Hartberg'de Yugoslav — tebaasından Maryan Bayer adında bir adam tevkif edilmiştir. Bayer sarhoşluk haliyle bir takım itiraflarda bulunarak, Marsily: da Kral Aleksandr ile Bartu'nun ölüm- Sofya, 7 (A.A.) — Radomir civarın- ,daki Dran köyünden bir kadın, düm Sof- ya Arkeoloji müzesi direktörüne gelip Aya Troyiça manastırı - keşişlerinden söylemiştir. * |ile kral Şişman'ın tacının gönülü bu- Bunun pek te aslı olmadığını ..._!lı-_ıd_uı- yeri göstermiş olduğunu söy- |min etmekle beraber, Viyana zabıtası -"“;' z meseleyi incelemektedir. | * çok bilginlerle beraber — bütün Radomir bölgesi ahalisi bu defineyi a- Çekoslavakyada İşsizler — (ramağa çıkmışlardır. 797.190 1 Buldu Kurt Sürüteri Şehirlere Prag, 7 (A.A.) — Prager Tagblat İniyor gazetesine göre, kânunuevvel ayı için-| — Sofya, 7 (A.A.) — Çok koyu bir sis- de işsizlerin adedi 797,190 a yüksel-|tem istifade eden kurt sürüleri, dün miştir. Halbuki teşrinisanide 678,870|Burgaz yakınlarına kadar inmişler ve h bir'çek Koyuz yaralamışlardır. Eski müderris Hafız İbrabimin o kasaba halkı saman alevi gibi parlayıp sorgusu âdela eski kafanın son dü - sönen bu heyecandan yorulmuş gibi İşüncesi olmuşa benziyordu. — Halkın eski rahavetlerine daldılar. ilmine, fazlına o kadar güvendiği ve, Bu arada Gülten maarif idaresinin inandığı Hafız Nurinin, muallim Hay-ve muüllimlerinin yardımı ile'hanrlık- darın önünde bozulması, - peşinden larını bitirdi. Ve her perşembe Antal - gelenleri ondan ayırmıştı. İyaya uğrayan Akdeniz postası o haf- Daha o akşam çarşı kahvelerinde taki seferinde onu ve talili İstanbulda haya değişivermişti. Aztık mekteple -! geçirecek olam bir kaç Tawallimi' alde re..muıllimlem karşı eski ağır, çirkin — Muallimler arasında — Mükerrem, hücumların arkası kesilmişti. Zaten Fahire, Haydar Bey ve ilk mektep baş havayı bulandıranlar sinmişlerdi. Baş- muallimi Meliha vardı. ta Hatip Ak Osman olduğu halde hiç — Hareketleri pek sakin oldu. Bütçe biri görünmiyordu. â sinden para ayırmıp Avrupaya talebe | Bir kaç gün sonra vilâyet encüme - 'ninde bu mesele konuşulurken azadan yahatini benimsemedi. Yalnız bir kaç |Alâiyeli Demir Bey: mektep arkadaşı, Halkevinden bir kaç — Herifler kafasına balyoz inmiş kişi vapura kadar geldiler. casus gibi sersemlediler, dedi, sesleri | — Fakat gerek maarif idaresi, gerek Çikmaz oldu.' Softa kafasının, yobaz ruhunun ne | yerecek şekilde hareket ettiler. Her şe- yedi canlı bir ejder olduğunu iyi bilen yile meşgul oldular. Şövalye Hasan Bey acı act güldü : Belediye reisi iskeleye kadar onu — İnanmayın, inanmayın, — dedi. ' geçirdi. Yaptırdığı bir demet çiçeği 'O habis ruh kolay kolay can vermez.| verdi. b |Onu boğmak için memleketi aydınlat-| — Gülten beyecanlı idi. Eniştesi daha iki hafta evveline kadar evde âdeta İmalıyız. Çünkü o habis vuh karanlık- ta yaşar, ışıktan korkar. merhamet edilerek beslenen ve bakı - * lan evlâtlığına gösterilen bu itibardan «Gültene in Avrupa seyahati Ak-| koltukları kabarmış, şimdiye kadar deniz kıyısının bu sakin kasabasını insanlık hali ile ara sıra gösterdiği bir kaç gün karıştırdı. terslikleri affettirmek ister gibi ona Kışın sert şimal rüzgârlarına — sartını 'nasıl ikram edeceğini bilemiyor. San- veren hemen daimi bir bahar havası'dala girerken, eşyasını taşırken adam- yaşayan bu güzel kasabanın halkı bu 'lara haykırıyor, emirler veriyor ve bir iş için daha çok heyecan duymaya lü-| yaver gibi peşinden geliyordu . zum görmediler. Evlerinin 1lık sundur-| — Aynılığın asıl heyecanlı tarafı ev. malarında rahat, zahmetsiz Yaşayan den çıkarken duyulmuştu. Gülsüm ———7 ——— — HSS Bu Yıl Yeniden 884 Harp birinin, ölürken kendisine altı fıçı altın | gönderen vilâyet halkı genç kızın se-| hükümet onu teşvik edecek, kuvvet | BUGÜN Benden İstenen Vergi ! Vaktile bir Fransız gazetesinde oku « — İmuştum: Şimdi faşizm aşkına asker kose — Karnera gibi çam yarması bir adam, Pa. vit lokantalarından birine girer, ulu orta yürüyerek masaların birinden bir limon a< hr, koca elile şöyle bir sıkar, içini özüne kadar boşakltır ve kupkuru kalan kabuğu, 'orada yemek yiyenlere gösterip meydan okur: — Şu kabuktan bir damla su çıkarana bin frank var. Kendine güvenen buyur « — sun! n Üç beş kişi, yâ baht, diye sınamaya yel- teniz. Fakat bir damla su değil, bir zerre nem bile peyda edemezler. Pehlivan, lo- — kantada uyandırdığı bayretle iltihar et « meğe hazırlanırken zayıf, çok zayıf bir ae — dam ctarduğu masadan kalkar, o ktru kas buğu incecik parmakları arasına alır, sık - mıya koyulur. Ne olsa iyi?.. Tahtaya ben- zedilen kabuktan şırıl çe su akmaz mı? Pehlivan, mucizeye benziyen bu hâdi- se üzerine şaşını, © cıhz ve dermansız a- — dama sorar: — Yahu, sen kimsin, necisin? O, lâğar bir sesle cevap verir: — Vergi tahsildarıyım! Vazifeseverlikte ifrata varan hareket - leri temsil etmek için Fransızların uydur - — dukları bu fıkrayı başıma gelmiş bir vak'a ile hatırladım: Benim Sivasta bir arsam varmış. Haberim yok!.. Bu arsanım kalübe- Küdanbeti- vergisi verilmiyormuş. Gene has — berim yok. Bu verilmiyen vergi, beş yüz seksen beş lirayı bulmuş Gene — haberim yok. Sivas maliye dairesi, arsanın bir ta - sarruf şeceresini yaptırmış, ölenleri ve on- ların varislerini bir yana bırakıp — vetgiyi — |benden almayı muvafık bulmuş ve beni a» tamıya koyulmuş. Nihayet vergi tahsildarlarile katşılaş - tık.. Evvelce ihbarname filân — almadığım için bu karşılaşma beni biraz şaşırttı, Fran- — sız hikâyesini hatırlamak ise içime baygın- — hk getirdi. Şimdi, kuru bir limon kabuğu gibi. sıkılmaktan korkuyorum. Borcu ya < | pan arsanın niçin haciz altma alınıp satıl -— madığını ise bir türlü anlamıyorum. Barç benim değil, arsanın. O da - sivayet edil- — diğine göre - Sivasta duruyor. Beni Racr et- mektense onu haczetmak daha doğru dee —— ğil mi? Bakahım, işin içinden naul çıkacağım?. M. T. Tan ————————— | yze büyük yolculuğa çıkan kırdq.',“ kızı için günlerdenberi hazırlık yapı - — yordu. «Gülten» in dönüşte daha - itibarlı — olacağına inanmıştı. Onun için hindi |gelecek yerden tavuk esirgemiyordu , — ,Muallimlerin tavsiyesi ile tez elden bir |kat seyahat tayyoru yapılmıştı. Gül - ,süm teyze genç kızın gidleceği yerlerin her — halde — yaşadıkları kasabâdan — çok üstün bir başka âlem olduğuna — aklı yatmakla beraber onun çantasını — 'yeılqdıiıken bir köşesine ne olur ne olmaz, yolculuk hali belli olmaz, diye bir torba tarhana, bir toprak kavanoz içine kuru köfte koymayı faydalı bul- — ,du, Fakat genç kızın bütün hazırlık - — |Hariyle alâkadar olan muallim - Fahire — buna lüzum görmedi: 4 — Bunlar kalsın teyze hanım, dedi, — biz — yanında varken bir şeye lüzumu — | | | Gülsüm teyze haklı bir itirazda bu- l Tundu: çi — Peki amma evlâdım, siz İstan: — bulda ayrılacaksınız. Onun — gideceği — 'yer daha uzak değil mi? 5 Fahire gülümsedi: — Zaran yok. Biz ona İstanbulda yenisini yaparız. Herhen gidecek de- — ğil ki! “ Ona Avrupa yolculuğunun ne — |demek olduğunu anlatmak daha uzumn- — |du. Ve Gülsüm teyze daha - ilerisine — gidemediği için elceğiziyle yaptığı İmy ü nefis kumanyayı çıkarmağa —mecbur idu. Fakat bir pakete sardığı elma, ay- va ve erik kurularını çıkarmadı: (Arkası var)