iAlmanyanın Bulgar K"lf_h /Sömürgelerini — || 404 Mahkümu Verecekmiş ! Afetti AzayE S A eei L Eaalan KA K ae e İNyheder gazetesi or -| mürgesiz kal - | cuk bir|| divanıharpler tarafından mahküm e- maktan — hem L B | dilmiş 404 kiyi için af ilân etmiştir. memnunmuş , ete diyor kât hem de değil. |” Berlin çevenlerin - » dolaşan bir söze bakılırsa İngiltere hü- meti Almanyaya baş vurarak İtalyaya gı tatbik edilecek cezri tedbirlere kuv- getli surette müzaharet etmesi mukabilin- eski Alman sömürgelerini geri verme- teklif etmiştir. Fakat Hitler bu teklifin Kalmak İstiyor ?.. bk çekici olmasına rağmen Almanyayı bi-| — Paris 3 (A.A.) — Başbakar "',"'_:: raflıktan çıkarmaya yetişmiyeceği ceva- | akşama doğru Amerikan müsteşarlarında 1 vermiştir. Alman çevenlerinin ka -| Willam Phlipsi Amerikanın Paris büy tlerine göre sömürgenin iptidal mad -| tİçisile birlikte kabul etmiştir. kaynağı ve mamul eşya pazarı olmak ei i faydalarına karsı, daimi bir gaile ol- GA AU k mahzurları da vardır. * -EÜZ eElE pörükselde çikan Na - ion Bely gözetesi di Bir Avrupa Harbi Çıkarsa... Amerika Bitaraf Mı ASN ç Paris 3 (A.A.) — hk müsteşarı Lavali ziyaretinde, tin Amerikan parlâmentosunun açılışında söyliyeceği nutkun metnini bildirmiştir. #İournal» gazetesi, ıı_ıüıınıA—-l rikanın deniz konferansındaki hattı hare- İketinin ve bir Avrupa harbi takdirinde A- şüldüğünü Şf mezer adı ta- ŞPoA © kılan adalar |S" S Bugün — Londrann ibert Gate sokağında Fransız selareti - Mmerikanın — bitaraflığıtın işgali altında bulunan iki muhteşem | Yazmaktadır. onak takriben 75 yıl önce o kadar fena | a iyette bulunuyorlardı ki, satılmalarına Befçikada Hitler Lehine Nümayişler tofhkân görülemiyordu, hiç alıcısı —yoktu, Yapıldı dan dolayıdır ki halk bu ötellere: hti — Malta ve Cebelüttarık adlarını ver « lerdi. Bundan sahnamazı, «elde edi. Ümeze gibi bir mana çıkarılıyordu. Fa - (Malta) ile (Cebelüttarık) İngiltere| — Brüksel 3 (A.A.) — Malmedy yaki - rafından nihayet alındı, — nitekim o iki|Tmda kâin Butgenbach'ta Belçika aley - hine bir nümayiş yapılmıştır. İki jandarma, «Yaşasın Hitler» diye bağıran bir takım kimselerin hücumuna maruz kalmışlar ve yaralanmışlardır. i konağa da en nihayet bir müşteri çık- İ ve mübteşem bir kisve verildi. Fakat bu Polis, bir çok kimseleri tevkif etmiştir. $. P. — Malncdy; Belçike - 'Alman konak bugün satılığa çıkarılsa — nasıl #Cebelüttarıkv — ile hududunda beş bin nüfuslu küçük bir ka- sabadır. Maltav da «elde edilemezn vasfını öyle- kaybetmişle: Bunun içindir ki İn - tere deniz üssünü İskenderiyeye kal - irmak mecburiyetini duymuştur. Hai Amerikan İş Konforansı di ; Pebire a s.'ııı..o-'.ı.-gıı ÇALA.) SAĞ Londra 3 (A.A.) — Bahriyenin sivil| dört Amerikan devletinin temsil edilmek- | Akanı lort Lindsay — Cebelüttarıka gel - |te olduğu Amerikan iş konferansı açılmış- , tır. Siyam Subayları !talyada Turen 3 (A.A.) — İtalyada bir tetkik seyabati yapmakta olan Siyamlı subaylarla harp akademisi talebesinden mürekkep he- yet tayyare motör dairesile büyük motör işleri — bulurlarsa, bi ; Ir.VI Bir Denizaltı nç Düştü Gemisine la Paris 3 (A.A.) — Brest tezgühlarında vinç, tamir edilmekte olan «Achillen l gemisinin Üzerine yıkılmış ve bir Şi ölmüştür. lh' de ağır yaralanmıştır. | fabrikalarını ziyaret etmiştir. İKERVAN YÜRÜYO ae — Bürhan Cahit — 4-1- 936 Bakkal Niyazi efendi içki yetiştire| — Kültür direktöründen sonra güm- ormuş, Gümrükçünün kızını da rük direktörü de onu tebrik edince, bündilerine kafa dengi yapınışlar.. O- bu işin evlâtlığı için herhalde iyi bir 'dan biç ÇlkhülAyokmuş- |şey olduğundan şüphesi kalmamıştı. | Her yere girip çıkan bu kadın iki Hattâ gümrük direktörü: gün içinde kt.)n_duğu yeri kokutan| —— Senin kız gözünü açar da gittiği | ıi kurt sineği İ_'b' kasabanın bütün | yerde de çalışırsa yalnız kendisi — için : hdi ayarındaki kadınlarını tıkıp |değil soyunuz, sopunuz için de hayır- durmuştu. h olur. Onun başına konan devlet bü- Bütün bu rivayetler, dedikodular yüktür. demişti. he dolaşa gümrükçünün evine ka-| — Celâl efendi bunları işittikten son- dayandı. ra küçükten beri öksüz diye incitmek- Gümrük muhafaza memuru Celâl ten çekindiği, en öfkeli zamanalrında indi celâlli bir adamdı. (Gülten) in bile öz evlâtlarından üstün tutmağa iştesi olmaktan ziyade babalığı sayı- 'çalışlığı (Gülten) e& karşı yarı - sevgi Jpordu. Fakat o evinde olduğu gibi yarı saygıya benzer bir duygu ile ha- da da şakasız, yüzü gülmez, vazi- reket etmeğe başladı. ©» Şinden başka şeye karışmaz bir &- Kafası, eti ve siniri ile yalnız işinin dı. Amirleri bile öna saygı göste- adamı olan, işinden başka şeyleri in- | rdi. Kahveye çıkmaz, herkesle yüz celemeği faydasız bulan gümrük mu- eyaf olmazdı. Bunun için üç dört gün- hafaza memuru yıllardan beri evinde ratü beri kaynayan dedikodulardan ha- evlât gibi gördüğü, ara sıra karısının yoktu. Onu yalnız bir gün kültür titizliklerine rağmen sırf bir öksüz (Ekktörü çağırmış ve (Gülten) in Av- gönlü kırmamak endişesiyle azarla- a imtihanını kazandığını —söyliye- mâktan çekindiği genç kızı şimdi da- sapaf tebrik etmişti. ha yakından benimsediği halde Gül- D? Onun inandığı bir şey vardı. Bü-'süm hanım bunun aksine birdenbire 1 İklerinin ondan daha iyi düşündük- teyzeliğini takınıvermişti. Feyfine, _dahıı iyi gördüklerine iman ge-i Onun da yetişen bir kızı - vardı. idıkihişti. k | d apri R: g. | Miryolunu takip ederek yürümektedir. ıO «Gülten) i sırf başından atmak içinlııılımıiı geldiğini söyledi. SON- POSTA TELGRAFLAR Çin - Japon Ger_;g_ı'nliği Çinli Talebeler, Olüm Ye- minile Payitahta Yürüyor Bir Çin -Japon Konferansı Akti Düşünülüyor Pit (SA.) — Şimnsli Çiz elit » ST aaeni F ğm a| riyeti cereyamına karşı talebe tarafından yapılan gösterilerin gittikçe arttığı bildiril- | mektedir. İki yüz talebe, ya payitahta varmak,| | . yeya ölmek hususunda yemin etmişlerdir. | İi Bu muhtariyet cereyanmı protesto et , mek ve hükümetin ecnebi tecavlizüne mu- kavemet etmesi hususunda ısrar eylemek maksadile Nankine doğru yola çıkan tale-| böye, yiyecek yüklü beş kamyon refakat | B etmektedir. l “Talebe, 625 mil mesafede bulunan Nankin şehrine, Ticn-Tsin-Nankin de - Japonyanın Şartları Ve Çin Tokyo 3 (A.A.) — Yomluru Şimbun gazetesinin yazdığına göre Hirota bir Ja- pon - Çin konferansının akdini Çin hükü- metine teklif etmek niyetindedir. | Japonya Çinin Mar.çukoyu ııınııımıl Japon aleyhtarı harekete karşı müştereken mücadele edilmesini, iki memlseket arasın- da ekonomik teşriki mesxiyi ve şsimali Çin meselesinin halli için hmsuşi bir hal tarzı| bulunmasını istemektedir. | Çinliler ise ecnebi imtiyazlarının ve ec- nebi imtiyaz mıntakalarının kaldırılması - ni ve ecnebi kuvvetlerinin tedricen Çin - den çekilmesini talep etmektedir. ğ LEHİSTANDA * Muahede İmzası Şanghayda çıkan China Weekly Ja - ponya ile Çin arasında muahedelerin na- sıl ümza edildiğini gösteren — yukarıdaki resmi neşrediyor. Bu, yirminci asır siyasal münasebetle- rinin, ne hazin bir devreye girdiğini gös- termek itibarile dikkate değer bir teza- hürdür. YUĞOSLAVYADA Üç Kişinin Idamı | Mali Yıl Açığı Istendi 348 Milyon Varşova 2 (A.A.) — Bakan Pieracki- 3 HEVESR VAS N Haat Dinardır bakemesinde müddelumumi, Bandera, Le-| — Belgrat 3 (A.A.) — Bakanlar kurulu, bed ve Karpiniec — hakkında idam,| finans bakanını 1933-34 mali yılı kat'i Kiymyszyn ve Pidhajay hakkında müeb- l—d-ı parlâmentoya bildirmeye me- bet hapis, 5 suçlu hakkında 10 yıldan faz. :-:’*mııık Bu mali yıl hesabatı, 348 Ki - 'on dinar açıkla kapanmıştır. w_':"__":_" ğ "":'_'::u"?'. S RCİ A Tazkda ol ğ BETİZ S Sabiğe aylık 500 milyon dinar kıymetinde ha - Litvanyadaki Polonyalı zine bonosu ihracını kabul — eylemiştir. Akalilyetler Bunlardan alınacak para, dalgalı borçla - Varşova 3 (A.A.) — Litvanyada Po-|rın ödenmesinde kullanılacaktır. lonyalı ekalliyet teşkilâtlarının feshini pro-| teşekküller protesto tezahüratı yapacak- testo için bu ayın beşinde Vilnede bir çok lardır. şimdiye kadar mektebe yollamıştı. O-| — Onlar bir şey düşünmüş - değiller- nun böyle birdenbire kasabanın cn—'di. ğ N büyüklerinin gözüne girmesini çekc-l Fakat direktörün maksadı zaten miyordu. bu değildi. Kasabada birdenbire pey- Hele konu komşunun kapıyı aşın-İda olan münasebetsiz — dedikoduların dırıp: tesiriyle ailesinin (Gülten) i vazgeçir- — Gülsüm hanım. Sen deli mi ol- dun? Bu kiz almış, yürümüş, girip çıkmadığı yer yok. Vali bile onu ça- ğırtmış, saatlerce konuşmuş. — Çarşı, pazar çalkanıp duruüyor. Böyle dillen- miş kız başı boş bırakılır mı? Kardeş kızı olsun, ne olursa olsun. Biraz ka- dınlığını göster, çek, çevir, senin de adın çıkacak! Diye körüklemeleri onu büsbütün çileden çıkarmıştı. Bu koltuklayış onun teyzelik da. marlarını kabartmakla beraber — kaca- sının birdenbire Gültene karşı — aldığı jumuşak, okşayıcı hareketler — karşı- sında pek ileri gidemiyordu. Zaten uGültenv o kadar meşguldü ki. Onu arayıp soranlar ş$imdi — mual- limler, hükümet memurları, — yüksek memurların kızlarıydı. Ve — Gülsüm hanım bunlardan sıkılıyor, onlar gelip gittikçe yarı kıskançlık, yarı onur du- yuyordu. - Bir gün kültür direktörü evlerine kadar geldi. Daha önceden Celâl efendi haber göndermişti. Gülsüm hanım kocasının 'nın âmiri olması zoru ile yüzünü gözünü bir bohça gi İGülsüm hanımın n gergin sinir- bi sarıp kundaklıyarak çıktı. Direktör leri yumuşayıverdi. Şimdi onun gön- çok oturmiyacağını, kızlarının yolcu-lünü almak için behaneler — buluyor, luk hazırlığı için ne — düşündüklerini Gülten sokağa çıkarken: ü — Akşama ne istersin kızım. Söy- meleri ihtimaline karşı onlara kuvvet vermek istiyordu. Sade, samimt — bir konuşma oldu. Direktör anlattı ki bu onlar — için büyük bir kazançtır. Genç kızın imti- handa muvaffak oluşu yalnız ailesi i- çin değil. Kasaba için, memleket için göğüs kabartacak bir kazançtır. Ve Gülten Avrupada — okumasını bitirip dönünce onlar için çok faydalı olacaktır. Direktör biraz da lâtife etmek teyerek gümrük memuruna: — Ya Celâl efendi, dedi. İster mi- sin, günün birinde Gülten hanım se- nin âmirin olsun. Olur mu olur. is- yor, gözleri kararıyordu. Kültür direktörü gittikten sonra e- vin içinde âdeta bir bayram arifesi ha- vası esti. Onun gelişi havadaki bula- niklığı dağıtmıştı. O dakikaya kadar teyzesinin karşısında âdeta bir kaba- hatli gibi dolaşan genç kızın yüzü gül- dü. imali — karşısında Gülsüm hanımın âdeta başı dönü-| Ve Gülten'in bir gün gelip kocas-' VE BUGCÜN Üç Yüzlü Kadın Doktorların sözüne — bakılırsa — fenni tedbirlerin yükselmesi, #hhi — otoritenin kuvvetlenmesi sebebiyle artık — görülmez alışmış — ve kan kardeşi denilecek şekilde onlarla kay- naşmış olmasından dolayı eski hızını kay- betmiş bulunan kolera hastalığı — vaktiyle mk sık yüz gösterir ve dünyayı allak buk lak ederdi. Hastalığın kaynağı Ganj kıyıla- m' olduğu için şark bu hastalıktan bilhassa ziyan görütdü ve her sefer, on — binlerce karban verirdi. Önün İrak illerinde hüküm sürüp gün « de büyük şehirlerden üç beş yüz - kişiyi mezara sürüklediği, bir çok köyleri - 1ssız bıraktığı bir tarihte Bağdat külhan beyle- olan, hakikatte ize inaanlara rinden biri küstahça bir plân kurar, çoktan — | beri ardiında koştüğu halde bir türlü ee geçiremediği güzel bir kadını — koleradan istifade edarek yakalamağı tasarlar. Malüm ya, İrakta ve o seviyyede bulü- * nan yerlerde yaz günleri damlarda yatılır. Külhanbeyi, iyice bir makyaj yaptıktan ve korkunç bir kılığa girdikten sonma bir ge- ce yazım damdan dama aşar, sevgilisinin yanına gider, aşk oyununa girişir. Kız, ba- ğıracak olur, delikanlı parmağını dudağına koyar: — Sus, der, ben kolerayım. Ses çıka- rırsan canını alırım, Ziyaretlerin devam ettiğini söylemeğe lözum yok. Kolera kıza, kız da koleraya ısınır. Fakat bir kaç ay geçince foya mey- dana çıkar, Kızın anası, babası mahkeme- ye giderek evlerine dadandığı, göze ba- tacak kadar ilerlemiş olan gebelik — dola- yasıyla anlaşılanr çapkının bulunmasını is- terler. Kadı, analığa namzetlenen kızı ça- ğınp sorar: — Seni bu hale kim koydu yavrum? © saffetle cevap verir: — Koleral.. Kadi, iki yumruğunu başına vura vu- ra haykırır: — Eyvah, şimdi ne yapacağız? Bu mel'un hastalık bekârken şehrin altını üs- tüne getiriyordu. Şimdi çoluk çocuk — sa. hibi oldu. Artık aramızdan ayrılmaz, he- pimizi öldürür! Gazetenin birinde üç yüzlü bir kadın rTesmi görünce ben de az kaldı bağıracak- tım, şimdiye kadar iki yüzlü — oldukları |söylenen Havva çocukları üç yüzlü olma- &a başlarlarsa halimiz nice olur, diyecek- tim. Fakat erkeklerin de iki yüzlülükte hayli ilerlediklerini — hatıirlayıp — endişemi giderdim. Müvazene, yine yerinde demektir! M. T. Tan le de yapayım! Diye yüzünü gözünü okşuyordu. İ O güne kadar gelip giden komşu-' iların dedikodusu ile pirelenen Gül- süm teyze şimdi kimseye lâkırdı bi |rakmadan : | — Gülten'im akıllı kızdır maşallah.. )Tev:lıkeli mi ben onu evlât diye alk dım, göğsüme bastiım. Hükümet ona :ıylık bağlayıp Avrupa mekteplerine gönderiyor. Bu yaşta başına devlet ku- |şu kondu demek. Doğrusu emlekerim başa gitmedi. Bizim soy zaten hulüsu İpâk insan evlâdı yetiştirir. Diye karşı tarafın daha tohumlan- mayan (âfını ağızlarına tıkıyordu. Ve bundan en çok memnun olan Gülten idi. Genç kız ne olduğunu şaşırmıştı. Bir yandan muallimleri onu gökle- re çıkarıyor, arkadaşları yarı kıskanç- İhk yarı sevinçle tedbir ediyor, hükü- met büyükleri tatlı sözlerle gönlünü ahyorlar bir yanıdan mahalle kadınla- mı, çarşı pazar kalabalığı o zamana ka- dar işitmediği lâkırdılarla onu iğnele- yip duruyorlardı. Fakat en büyük acısı evde- başlı- yordu. Her eve gelişinde — teyzesinin “kaşlarını biraz daha çatılmış gördükçe ne yapacağını şaşırıyordu. Şimdi Gülsüm hanım artık o kıs- kanç teyzeliğini bırakmış, bir öz ana şefkati ile onu okşamağa - başlamıştı. #Gültenn artık eve gelirken yeni bir (fartına ile karşılaşmak tehlikesini at- latmıştı. Yüzüne renk gelmişti. Aslıni İpek te kavrayamadığı garip buruk bir | gurur duyuyordu. — (Arkası var)