SON: POSTA Yazan: Gerhart Ellert Kumandan: RRLER « ROMA KAPILARIND — S1 4 /1/936 “ Bizimle Kavga Çıkar- mayı Kim İsteyebilir?,, Diye Haykırdı İmparator, fikir beyan — etmekten hoşlanmazdı. Onun için sesini çıkar- madan bir köşede oturan kişiye döndü. Dedi ki: — «Tatüllüs, sen huduttaki Paeto- vio şehrinden geliyorsun. Henüz fik- rini söylemedin » — Kendisine hitap edilen adam yerin- îşn fırlayarak kaba bir sada ile dedi â: dördüncü — Ben mi? Benim fikrime kalırsa, :ıı:ıpabilı-reğin şeylerin hiç manâsı yok- ür.» Sulhun Muhafazası İçin Mparator sözünü kesti: d.—dî_ #Görüyor musun, Aetiüs —» Fakat Tatüllüs sözünü ikmal ede- rek: —— *Çünkü Attilâ'nın azmü irade- âıtı:;.karşı biz hiç bir şey yapamayız» Küçük kurultay bir müddet sükü- ta daldı. Nihayet Valentinian şaşkın- bğa delâlet eden bir kahkaha — savur- duktan sonra dedi ki: — «Ben vaziyeti hakikaten anla- yamıyorum. Kız kardeşim Honorya- ya gelince, Attilâ, ciddiyetle telâkki edilmesi lâzım gelmeyen matalibatını tekrar etmeden evvel onu cvlzı'ıı:liri—W rim. Bu mesele bariç bırakılırsa, Atti- lâ bir hırsızlığın cezalandırılmasından başka bir şey istemiyor kil Nihayet, #ulhun muhafazası için onun bu arzu- sunu yerine getiriveririz.» Aetiüs itiraz etti: — #«Bunu yapamazsın.» Güzel yü- zü ihtiyarlamış ve yorgun görünüyor- du.» Romalı Silvanüs o kâseleri, mes- ruk eşya olduğunu bilmiyerek - kâtip | Konstantiüs'ten satın almıştır. Herhal- de aksini ispat edecek bir delil yok- tur. Roma kanunlarına nazaran Silva- | dedi. İmparator: —Burgonya'lıları unuttun — Aetiüs!, rarlar hep bu galeyanlar neticesinde meclisinin kararını almadan, Bügod çıkardı. isyanlarından dolayı uzun seneler Gal- Kumandan Promotüs de: ya'da kalmağa mecbur olduğu zaman- — «Bu zamanda bizimle kim kavga çı lardan dağınık bir halde dolaşan Bur-| karmağı isteyebilir?» dedi. Fukat kuv- gonya'lıların bakiyyesine, Alp dağla- vet ve nüfuzu pek fazla olan Aetiüsün rTının eteğinde, Leman gölü sahillerin- | fikrini pek sert bir tarzda cerhettiğine de oturacak yerler göstermişti. lmpa-: pişman olarak şu sözleri de ilâve etti: |rator, Aetiüs'ü bu işde kendi başına | — «Sen Frenkleri mağlüp edeli-|hareket ettiğinden dolayı hiç affede- den ve himayen altına aldığın Mero-|miyordu. vek'i kral yapalıdan beri bizi daima| — Aetiüs sükünetle cevap verdi: endişeye düşüren Galya derdi bile or-| — «Burgonya'lılan unutmuyorum. tadan kalktı.» |Fakat onlar sadıktır.» — a«Evet, Samara sahillerinde | Hayır, Aetiüs onları unutmuyordu, Frank'lar Gorümna (*; — sahillerinde |— Aetiüs bu aralık, İmparatorun hu- Vizigot'lar! Dahilde sönmeyen ve yal- zuruna çağrıldığı esnada kendisine niz uyku halinde bulunan Bagot is- tevdi edilen bir mektubu hatırladı. O yanları!. Doğrusu Galya da sulhu ve|mektubu acele ile koymuna sıkıştırmış- asâyişi tasvir eden çok güzel bir man-|tı. Mektubu gönderen adam ceki silâh Zarat.» Jarkadaşı Avitüs idi. Avitüs askerlik- ten çekilmişti. Şimdi ekseriya Vizigot kralı Teodarih'in sarayında oturuyor Burgonye'lılar Sadıktır. İmphmlor: Soyfa 13 6 Katlı Himayei Hayvanat Cemiyetinin pek alâkadar olduğu köpekler bunlardı (Baş tarafı I| inci yüzde) kiz aylık çocuğu, ihtiyar bir kadın yat- maktalarken bir tesadüf ve tali eseri olarak kurtulmuşlardır. Kaza yalnız mobilye ve eşyaya Zzarar vermiştir. Bina büyük bir gürültü ile yıkılmış ve bir an içinde bütün mahalle halkını korku ve heyecanla sokaklara düşür - müştür. Bir arkadaşımız dün bu yıkılan evi giderek görmüş ve büyük bir tehlike - den kurtulan Eleni ile konuşmuştur. Eleni demiştir ki: — Zaten bu ihtimal, bu eve çıktığı- mız gündenberi içimize korku vermek- teydi. Sabaha karşıydı, çocuğum v- yandı ve ağlamağa başladı. Kendisine meme veriyordum. Birden ev çatırda- mağa ve zelzele oluyor gibi sallanmağa başladı. Çocuğumu kaptım ve evde - kilerin hepsine seslenerek kapıya koş- tum. Biz henüz kapı eşiğinden dışarı Kadınlar Niçin Kundura Giymemelidirler ? (Baş tarafı I inci yüzde) Ve çok — bekletmeden amenkule cevapları sıraladı: — Kadınların, tamamen ökçesiz iskar- pin giymeleri, çok yüksek ökçeli iskarpin giymeleri kadar muzırdır. Çünkü ayakların etraflarındaki adale- ler, vücudu tajyamıyacak kadar zayıf » nüs tecziye edilemez.» Silvanüs Ve Kâseler İmparator; — «Ya, öyle. dedi.» Silvanüs'ün kafasını ona teslim etmeğe hacet yok, Yalnız kâseleri Hün kralına geri ve- TIKIZ. )) — «© altın kâseler çoktan beri eri- tilmiştir.» — «© halde kâselerin bedelini gön- deririz, Aetiüs. Biraz da fazla şey ve- ririz. Bunda bir zorluk tasavvur — edi- lemez.» Aetiüs her bir kelimeye ehemmi- yet vererek; B — «Attilâ'nın istedikleri: Silvanüs ve kâselerdir.» dedi. İmparator bağırdı: — «Ya bu talebin yoksal» Promotüs te damdan düşer gibi: — «Kendisini Roma İmparatorun- isafına imkân | mektedir. — «Burgonya'lıları unuttun!.» de-|ve kralın oğullarına Rama - terbiyesi , : yermekle meşgul oluyordu. un ve Senato (Arkası var) aasceraa Yunanistanda Seçim Küçük Partiler Seçimin Geri Bırakılmasını istiyor Atina 3 (Özel) — Başbakan bu|de küçük partiler hürriyetperver ayın 26 sında seçim yapılacağını ga- partisi ile birlikte hareket edecek - zetecilere tekrar etmiştir. Küçük lerdir. partiler liderleri ise seçimin geri b- rakılmasını ısrarla istemektedirler. Hürriyetperver parti hükümetle kü-|törlüğü tarafından gazetelere gön- çük partiler arasında mutavassıt ro- derilen bir tebliğde kralın seçim - lü yapmakta ve seçimin bir hafta|den sonra memleket içinde bir gezi- sonraya bırakılmasını tavsiye et -|ye çıkacağı bildirilmiştir. Serezde Üç Kişi Tevkif Edildi Küçük Cumhuriyetçi Partiler Atina 3 (Özel) — Kral aleyhin: Atina 3 (Özel) — Küçük cumhu-|de söz söyliyen üç kişi Serezde tev. riyetçi partilerin yeni seçimde bir- kif edilmişlerdir. Bunlar mart is - Kral Seyahate Çıkıyor dan büyük gördüğünü söyleyen birllikte namzet göstermeleri meselesi yanında mahküm edilip te affa uğ. kral için bir iki kâsenin ne el ti olabilir?» diye sordu. Actiüğ yerinden fırladı: — (ı'şle' asıl mesele bu yat» dedi. Daima mütehakkim çıkan ses yu- amuşadi: —£ — «Büyük bir devletin kralı kom- şusundan küçük, eheminiyetsiz, fa- -kat, isafı:kabil olmayan bir şey isterse bu ne demektir?» İmparatorun Kırmızı Dudakları İmparator ellerini biribirine kavuş- turarak: —wRica ederim sükünet ve itidali- nizi muhafaza ediniz! Attilâ'nın bi- zimle kavga aradığını mı zannediyog- sun, Aetiüs?» diye sordu. İmparatorur. kırmızı boyaki — du- dakları hafifçe titredi. O, baş kuman- danı galeyan halinde görmekten nef- vet ederdi. Müzakereler, emirler, ka-|beyanatı yeter bulmamakta ve İngiliz | mamıştır. , d hemmiye- suya düşmüştür. Ancak bazı yerler- rıyanlardandır. Mısırda Nümayişler Davam Ediyor Polis Nümayişçileri Sopa Ie Dağıtmıştır Kahire, 3 (A-A.) — Ezher fakültesi |hükümetinin yeni beyanat neşretmesi pa ile dağıtmıştır. Her iki taraftan ha- | fından kaleme alınan fif yaralılar vardır. Kahire, 3 (A.A.) — İngiliz yüksek komiseri Sir Miles Lampson, dün ak- şam Meşruti Liberal şefi Mehmet Mah- dan bildiriliyor: mut paşa ile, Edenin son beyanatı üze-| — Kabimde (5000) Üniversiteli şehir- rine görüşmüştür. de İki sa&t süren bir nümayiş yapmıştır. Öğrenildiğine göre, Milli cephe, bu| Nümayiş esnasında hiç bir hâdise ol: dilmesi için İsrar etmektedir. Hâdisesiz Geçen Bir Nümayiş Atina 3 (Özel) — Saray direk - fenalıkları, ayağı cendere gibi sıkan iskar- Roma, 3 (Telsizle) — İskenderiye - tırlar. Ökçesiz iskarpin giyildiği takdirde, vücudun sikleti geriye gider ve bittabi yü- Tüyüşün ahengi bozulur. Nitekim, dünyanın en meşhur kundura fabrikaları bile, bunu düşünmüşler, — ve yaptıkları iskarpinlere en az bir buçuk santim yüksekliğinde ökçe — koymuşlardır. Sonra asıl uğraşılması lâzım gelen şey, yüksek ve alçak ökçeden ziyade, dar ve bol pabuç derdidir. Kundura, ayağı tamamile kavramalı, fa- kat ne sıkmalı, ne de bol olmalıdır! Çünkü ayağa bol gelen bir iskarpinin (pinlerin zararlarından hiç te aşağı değil - dir. Ve bugün, kadınlarımızın — ayaklarını bozan, yüksek ökçeli veya hiç ökçesiz is- karpinlerden ziyade, bol ve dar ayakkabı- | lardır. İki Santimden Yüksek Ökçeli İskarpin Giymemelidir. Kadınlar, bittabi çaylara, balolara #por ayakkabılarile gidemezler. Fakat bu kabil toplantılar haricinde, iki santimden yüksek ökçeli iskarpin giyme - n biçimini de-berb AŞ Hem yüksek ökçeli iskarpinlerin. — bir sihhi mahzurları da vardır. Estetik bakımdan, vücut güzelliğini u- zun ökçeli bir iskarpinden daha Ffazla hiç talebesi, bir nümayiş yapmış ve polisi ni istemektedir. Milli cephe, 1930 yı |bir şey bozamaz. taşa tutmuştur. Polis nümayişçileri s0- İJında Nahhas Paşa ile Henderson tara-| Çünkü yüksek ökçeli iskarpinler, hem Pprojenin kabul e- bacakların, hem de kalçaların biçimlerini girkinleştirirler. Ve mubakkak ki çirkin bir bacak göze, kısa bir boydan çok daha fena görünür. Bu itibarladır ki, uzun görünmek için u- zun Ökçeli iskarpin giymek, kaş yapmak için göz çıkarmaktan farksızdır! Covabmi tammamlıyan Selim Sırrı Tar » can güldü: Kö vi adımımızı atmıştık Evin yıkıldığı gece içinde Eleni, se- |dehşetli bir kaldık. Eşyamız mahvoldu. maması için temizleme işiyle uğraşıl mıştır. din adında bir genç, üzerine enkazın - | çökmesiyle sol bacağından yaralanmış tır. ” kadın vak'a mahalline yetişmiş, fakat kızlarından (yim. Çünkü açlık mideme yüksek ökçeli Bir Bina Gürültü Ie Göçtü ' ki çatı ve duvarl ltüyle çöktüler. İşte gördüğünüz gibi birer emn_ıi ile | x- Dün bu evin başka tehlikeler değlre Bu iş yapılırken itfaiyeden Fahrede Bir aralık içeride iki köpek kaldı- —| gı her nasılsa Himayei Hayvanat Ce - — miyetine aksetmiş ve cemiyetten bir > bu zahmeti boşa gitmiştir. Çünkü kö - — vin birinci ve ikinci katlarının birer kıs- — mı yıkılmadan kalmıştır. Evin etrafı — tellerle çevrilmiştir. Temizleme işine devam olunmaktadır. Yüksek Ökçe — Müsande ederseniz. sofraya yetişe * — iskarpin gibi basmıya başladı! Selim Tevfik Tepebaşı Şehir - $ Tiyatrosunda —— 4/1/936 Cumartesi gündüz saat 14 de Çocuk tiyatrosu —— Gülmeyen Çocuk — akşamı saat Süde SAZ CAZ Yazan : Ekrem Reşit — Muzik: Cemal Reşit K Naşit - Ertuğrul Sadi - Halide ——— Şehsadobaşı TURAN tiyatrosunda Bu gece saat 20,90 da VELİNİN ÇOCUĞU matine 1480 da (Bu Hesapta yoktu) Fransz ’Dymıımdı_'l ! Halk Opereti Bu akşam 20,80 da — Matine 16 da TELLIİ TURNA 6/1/N6 akşamı Kadıköy Hale tiyatrosunda | — Gazeteniri esas ” yazısile bir sütünün iki satırı bir (santim) sayılır. 2 — Sayfadına yöre bir san ? 3 — Bir santimde vasati (8) kelime vardır. 4 — İnce ve kalın yazılar tutacakları yere göre santimle ölçülür.