29 Kasım 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

29 Kasım 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

L 29 n !İrncl Teşrin da Mdtbuotı? RİMİZ GÖRDÜKLE —_——:—_..-ıı Siyasi Bir Nüma- Yişten Doğan Geçen — gübatın derdünde Fransız rejimi bir tehlike ge- de bulunan Daladye siyasetini — beğenmi - büyüd; ler bir nümayiş tertip d(üe:——'lıl meçi YÜ ve kan döküldü. Bu kanıa dökül- daka, “ukyeti de, Daladye hükümetinin l""' nazırı olan Frot, ismindeki radi-| k:. , oeyalistin umuzlarına yüklendi. O naz, Sün »Frotu ye, muurızları ona, katil SZIT detler. hafta Fransanın Okser şehrinde nutuk — söyleyecek olan M. danbi , "ı'ııhumrl nümayişlere karşt j_ın- men Kauhafazasında bulunmasına Tağ * ve yOKAUSnA el kovalı bir adam çıkmış < SGiçen SYASİ - bir 4Frot —M. Frot siz misiniz?. — Evet, Na L'"ek kova muhteviyatını sabık nazı- iray odan aşağı boşaltmış. Bu — kova, le » ©vvel kesilmiş olan bir öküzün kani- Oldurulmuştu.. * Başka — memleketler - de, bilhassa —sütün den hastalık — geçmek I..—,,.."lgı'.ı tehlikesi bulunan lürü anlar muayene neticesinde derhal öl- tarl eT Nitekim, Paris, belediye bay “Pka mem leketlerde femiz süt n ilerlemiş verem duğunu görmüş, bu yirmi ineği he- N Oracıkta öldürtmüş, etleri satılmasın aç “Serine gaz dökülerek yaktırılmış, on- tön, OPadır ki bu — hayvanların — leşleri AMERİKADA Yine İçki Kaçakçılı Betii 28 (A.A.) — Nosl münase - ile, kanuni müsaadeden fazla alkol ihti, ; fiç * *den içkileri taşımakta olan bir loııo,'_ a| .,,İı" ani olarak sahilden yetmiş dört hiz kadar açıkta belirmiştir. Bütün sa.| Ü, phafaza vesaiti seferber edilmiş- tekke Facakçı filosu (8) gemiden mü-| .u._"!"'f ve beraberinde son derece < Yarış kanoları yardır. İ MER ee — AVUSTURYADA —— Mnacar Başbakanı Hle Neler | Görüşülecek? | Huzursuzluk U Mançuko Ile Mogolistan Arasında Viyana, 28 (A. A.) — Resmi çeven. ler, Gömbi ziyaretinin alelâde ol duğunu söylemekle lîerıber yarı resmi çevenler, mumaileyhin ve l: Şıfor_ıııın iki memleketin iktısadi vaziyetini ve zecri tedbirler karşısında tutacakları yolu müzakete edeceklerini beyan et-| mektedir. ğ & JAPONYADA Ordu İle Hüküme- tin Arası Açılıyor 'Tokyo 28 — (A-A.) — Ordu namına söz söylemeye salâiyetli olan bir zat, süiel çevenlerin finans bakanının beya- matından hayrete düşmüş Dlduklın-nı söylemiştir. Finans bakanı, hırb_buf. çesinin tamamını kabul etmekten imti- na etmiş ve sebeb olarak da aJaponya- nn teslihatının —Amerika ve Sovyet Rusyaya karşı bir tahrik t:şld_l edece -| gini» beyan ve bu ikâ devtetin Jıp_orı yayı tehdit etmemekte olduktarını ilâ. eylemiştir. k "Ordıı. #haksız aleplerinde srar ey- | iği takdirde milletin itimadını kay-| 'L:':.ua.—._ diyen finans. bakanının mütaleasını müsamaha - ile karşılaya- xdu, namına söz söyliyen zat, netice olarak, askerlerinin finans bıhııı?- dan ve kabineden izahat istiyecekleri- ni söylemiştir. Almanyada Ordu Mes Kpra l Berlin, 28 (A.A.) — İçişleri bakanlığı, ile sü bakanı ordunun manevra — ve talim- Meanevralar lerine dair bir mizamname neşretmiş- | lerdir. Her türlü ihtiyat efradı, senede bir kere bu talimlere iştirak için çağırı- SON POSTA İngiltere Teminat Istiyor Çin İşleri Ingilterede Yapılan Müzake A.) — Tokyoda « ki İngiliz Japonyanın — Çin hakkındaki ta . savvuruna — dair malumat — almak içün diş işleri ba - kanlığından ta - Kimat almıştır. İngilterede hu . zursuzlak Londra 28 (A, A.) — Çin'deki dürumun inkişaf- | elçisi, Tarı, Londra res - mi — çevenlerinde buzursuzluğa ba. is olmaktadır. İngiltere hü - | kümeti, — Tokyo hükümetinden Ja ponyanın — dokuz devlet muahedenamesine riayet edece « ği hakkında teminat istiyecektir. Büyük Britanya, Birleşik Amerika'nın bu me-| selede hattı hareketi me olacağını da öğ- | renmek arzusundadır. | Ancak Amerikanın kuzey Çindeki durum hakkında sarih malümat gelme- sine intizaren her hangi bir diplomatik |harekette bulunmaktan içtinap eyle -ı |mekte olduğu sanılmaktadır. Mogolistan Meselesi lacaklardır. Bu talimlerin ne lııd.ır sü- receğini sü bakamı tayin edecektir. — DenizKonferansın- da Ingiliz Teklifleri Londra, 28 (A. A.) — İngiliz delf- n söylediklerine — göre, deniz tere deniz silâhları aldırıl- | gelerinii l konferansında İngili t ni hakkında kontenjan sisteminin k İ masını, her sınıf için tonilâtoların azal- tılmasını ve top kalibralarının ufaltıl - masını teklif edecektir. P 'ı;ıelç ıye'imd"' kıpırdamadan, bıkı'hrn teri Ç EOk? diye bekliyorum. Pakize, kîıipkî' söyleyince, onlar, susacak, çe- 'ecekler, sanıyordum. İhsan abla kulaklarını tıkadız — “'L"'nd Bu; ği pencerenin üst camı şangu Tanguy T inmez mi? Srinden sıçramıştı: ıı.,;ı N!"f“l helecanla yeıimd_c:rg fırla- Reri,, — İmiyorum, — Pakizeciğim, de Bn, © *içramıştı. Ona bir şey olmadı- ç Olayınca, içim ferahladı. Gelge- q'n ) b.i' ikinci taş, yandaki pencere- YBu gibi indirdi. byay MN abla, kollarını sağa #ola sak tı îmk' öne geriye oynatarak solukla- €sile kesile anlatıyordu: mez,, Mük taşlar, hiç, ara durak ver h. —" inmeğe, daha doğrusu, yağmur &l Ş Yağmağa başlamıştı. Amma, na- Ağiyordu, biliyor musun? İi di hsan abla, durdu; yüzüme dikkat ikkatli baktı: e ; Simdi, sana, nasıl anlatsam, ge- bi OKrusunu, ve olduğu gibi anlata- n, çok şeyler görmüşsündür; e gi ler işitmişsindir. Bu kadarını, Sörmüş, ne de işitmiş olabilirsiniz. :"Ğ'm k yi tok | p. DEKLİYENLE a eÜ * irden ne duyayım! Pakizenin | re, biliyor musün? O kadar | gü$ “TIŞ ©, sarhoşluklariyle nereden bu | or, yal iyorlardı? n Vaziyetin dehşet ve fecaatini u- nutmuş, muhakemelere dalmıştı: — Caribime giden bir şey de var! Sarhoşların azgınlıkları, komşuları da sindirmişti. Ğ ültüden kuşkulanıp duvar 4 ::ıvırlın yuran, sokağa düşen, bek- ileri çağ mırıldanan, çağrışan îg;ğî:':::;şulnnn hepsi, evlerıi:r_ pencerelerinin de değil, arka odalara çekilmişler. seslerini sedalarını çıkar- mıyorlardı. Yüzü, kırış kırış oldu: —Pakizenin çırpınmasına ıldıı;ı: dım, bileğinden tuttum, sofaya çı l)'ı dim. Vücudu, buz gibiydi. Yalnız, ; şey gözümden hıçmadı. :;u çi kerken, bana cevap vermiyol : fada yüzüne baktım; Sapsarıy ı.bek neleri kenetlenmişti. Mahallede k; ide mi yoktu? Polis noktasının uza) îıdılu&uııu biliyordum. Komşular, evlerinin içlerine n aC İî.::ımîl;.n;uî;î uzun bir soluk- aran istırapların. — _b,ı. ki binde bir yarımını boşaltır gibi, e yüzüme bakarak düurgun durgün gö Vimizlii Talihsizli- alihsizliğime bak-. huyı İliyecek söz kalmamıştı. Pakizeciğim, ıw,ya indi, kapıya gelen- polislerle çekilince, biz, y İyayarak ayağa kalkmıştı: zakerelerin inkıtaı üzerine Mançuko dı. bakanı'Mogolistanın bunda: İceğini söylemiştir. | Demiryollarında Pekin 28 (A.A.) — Japon süel me .| |murları, bu sabah Fengtai ve cıı.nni-| men şube hatlarından çekilmişlerdir. Iriânda Senatosu Lâğvedildi Dublin 28 (A. A.) — Dö Valera İr « landa senatosunu lüğvetmiştir. Tğimiz, bizi, her yerde, her zaman, ko- valıyor... Meğer, © gece, bekçinin, po- lisin, hemen imdadımıza yetişmeyişi, yangın oluşundanmış! civarda, £ Acı acı güldü: — Biz, yanıyorduk... Biz, yangın| halindeydik... Halbuki başka — bir| yangın, bizi kül etmek için y:uuyor-i ! m İ İhsan abla, yumruklarını sıkmış- Jta: — Toaş yağmuru, evimizin kıtılma-| vermişler, hemen yetiştiler. Kapıdaki! sarhoşları yakaladılar; — ve kapımın ö.| nünde durdular. O zaman, Pakize, yerinden kımıldandı. Aşağıya indi. Öğünür gibi söylüyordu: — Pakizenin celâllenmesine karşı doğrusu, benim için yapacak şey, söy- | konuşmağa başladı. Sonra, — taşlığa |döndü, bana anne, ben, şimdi polis e- fendilerle karakola kadar gidiyorum.' dedi. Ben, ev, bu hale gelinişken, nasıl yalnız kalabilirdim?.. Aman Eizim, sen, gitme bari, diyecek oldum... İhsan abla, iki elini böğürüne da- — Pakizeciğimin celâllenmesi, te-| sirini göstermişti, doğrusu... Daha, ,ben söyledim, söylemedim, l.ışlıkuıh |içeriye bir polisin girdiğini görmez mi yim? Ben, korkudan titriyordum. O, bir elini omuzuma koydu, başı- yandırdı reler De Kesildi Mançuko Başbakanı çalışma odasında Çinde Durum Japonlar Muhtari- yet İstemiyorlarmış! Şanghay, 28 (A. A.) — Japon silel |mahfelleri şimal Çinin siyasal idare- sinde değişiklikler yapılmasına muha- liftirler. Bu değişiklikler ilâ —memle- ataşemiliteri, şimal Çininde para de, böyle teh- şikdiğinin ilgasını, komünizm ile müca- kılrmş olealardı parçalanma likeli bir mıntaka olarak telâkki edile- deleyi ve hoşmutsuzluktan ve muhtari-| |yet hareketinden mes'ul olanların de- | giştirilmesini teklif ettiğini söylemiş. tir. Japon İmparatorunun Bir Erkek Çocuğu Oldu Tokio, 28 (A. A.) — lmparatoriçe İ bir erkek çocuk doğurmaştur. nı ağır ağır salladı” — Polis, bana yaklaştı: Hanım an- ne, korkacak bir şey yok, hanım kızı nız, eve gelinciye kadar da kapınızın önünde bir bekçi bekletiriz. İhsan abla, tekrar yerine oturmuş- | tu: — Pakizeciğim, çıktı gitti. Kapıda, bekçi bekliyor; bekliyör :ntma; “bon; korkudan zangır zangir - titriyorum. Aradan bir iki saat geçti, geçmedi, ya- Başka zaman, en ufak gü-' gL camını bırakmadı... Nihayet, uzak 'nında bir sivil palis, bir de bir. başka duvar dinlel'""':komşulnxdın bekçilere,polislere haber | bekçi, Pakizeciğim, izzet ikram — eve geldi. Pâkizeciğimle beraber gelen si- vil polis, ne dedi, biliyor müsun! İhsan abla, gözlerini açmıştı: — Ne büyük, bir tehlike savuştur- muşuz, meğer, biz farkında — değilmi- şiz! Yurmruklariyle dizlerini döğüyor- du: — Ahi! Cahillikt!.. Gençlikt.. Cör- gü gibi var mı şey dünyada?.. Ben ol- sam, ne dile kanardım, ne de şuna bu- çeî]Menk etme. Hemen döner, gelirim!|va-.. Bilmemiş, bilememiş.. İki kolunu açtı, gerdi, dük dik bak- t G D anam a Durdu, göz kırptı —Meğer, onun, hani Necdetin, di- yeceğim sana şirketteki gece — işleri; hep dalavere, hırsızlik, dolandırıcılık, yazıkesicilik Yüzüne birden hüzün çökmüştü; — Polis, Bu Necdet ha- bana; nım, polisin aylardan beri, hattâ — yıl-| Ça BU GÜN | Çön GKT ğ Parçalanıyor Bizim gazeteler kısa bir haber gibi yazıe yorlar amma İngiliz ve Amerikan gazete- |siler sütunlar dolduruyorlar, resimler yapre yorlar, haritalar çiziyorlar ve «Çin parçala- re diye acı acı haykırıyorlar. Londra ile Vaşington da için için telâşta, Halbuki Çin, böyle parçalanmıya den alışkın.. İşte size Türk tarihinden elinde — vaktiyle yaman bir. bolâgatla ezel. bir kaç satırla Çinin Türkler nasıl parçalandığını gösteriyor: Çinde Milâttan 2207 yıl önce Hiya sü - lülesi hüküm sürüyordu. Sonra Şanglar. kasından Çeular, bunların ardından Tesin- İler o kalabalık milleti boyunduruk altına al- jmışlardır. Tesinlerin yerine banlar geçti... (1700) yal önce bu büyük ülke parçalandı. C< ve alt Çin diye üçe bölündü.Hanlar ba- tıda, — Veyler şimalde, — (U) lar cenupta büküm sürmeğe koyuldu. Bir arahk Tesin- ler gene sahneye çıkmışlarsa da memleketin birliğini - kuramamışlardır. — Artık — ikindi Veyler, Sunglar, Leanglar, sağda - solda saltanat sürüyorlardı, parçalanmış Çinin 3- yağa kalkımasına meydan vermiyorlardı. Cengiz, Cebe kumandansındaki ardu ile ilk yaptırdığı saldırışta Pekine ulaşmıştı. O sefer, bu büyük şebir düşürülmedi. lâkin Le -a - o, Peçili, Şansi eyaletlerinin Türk hâkimiyetine devrolunman Çinlilere - kabul ettirildi, sonra Pokin de alındı. Cengizden #sonca Kubilây, paytahtını Han balık adı verilen Pekinde kurdu.. Şim- di Çinliler bir Türk bayrağı altında dil ve yüzek birliği elde etmşilerdi. Tüskler onlan gerefli işlere de sürüklüyorlardı. Söz gelimi Japonyaya we Hinde açılan seferler o cüm- ledendir. Eğer Çinliler Türklerle yoldaşlık edebilselerdi Japonya on dördüncü asırda Çin hükimiyeti altına girecekti Görü Çin, parçalanmaya alışmıştır. Öna, pek u- cun bir tarih süren hayatı içinde büyük bir er- tor ki asırlar ve asırlardan beri |fırsat elvermişti: Japonya seferi Tokyo 28 (A.A.) —- Mançüko l6 Mosi ket mlünüzebetleri üzerinde gayri mü. de Türkleri yalnız bırakmamış, iki kere b golistan arasında yapılmakta olan mü- |sait akisler hasıl edebilecektir. .İıpın’“'" donanmünin yerine bir üçncüsünü ya- Jrıp da Japon adalarına varılmayı mümklin faclası artık tazelenmiyocekti. — Çünkü Şaponların ken- dilerini Türk gücile kurulan, Çin hükimiya. tinden kurtarmaları için asırların geçmesi ve bu kurtuluştan sonra Çine saldırmak için de bir çok asarların daha aşılması lüzırm b Çin n önüne geçmek o kadar İşte o fırsat kaçırıldığı için parçalanıyor. Bunu: grün güç ki... M. T. TAN Jlardanberi kolladığı Bir sabıkalı — idi. |Onun, caddelerde, kalahalık yerlerde iş yapması mümkün değildi. Artık tenha taraflara dadandığını öğren- |dik. Yalnız, tenha taraflarda onun &- depsizliğinden korktukları için, pek kokusu çıkmıyordu. Pakize hanımın |sayesinde, bunu yakaladık. Bu serse- yangınlı, falan gibi gecelerden i Fade ediyormuş! Siz, bize de iyilik et- tiniz. Veriniz elinizi öpeyim!.. — dedi. Sivil polia, doğrusu insan, erkek, ço- cukmuş İhsan abla, hem söylüyor, hem de vaktin geçiktiğini anlıyor, ara sıra ka- |pıya bakarak kulak kabartıyordu: — Nerdeyse Pakizeciğim de gelir, |0. sana, kendisi anlalır o zaman anlar- sın. Saat, ben, sanıyordum ki on bir bu çuğu geçmişti. Çünkü İhsan — ablanın dura dinlene, ikide bir kalkap şumunla |bununla meşgul olması, vakti, hayli |geçirmişti;. kalkınmak istedim. O, iki tarafımna bakındı: — Yaso, Pakizeciğim, nerdeyse, kamşudan gelir. O gelse bile, seni bu- radan birakmam, Bu, öyle bir hapisti ki ister istemez rarzı olacaktım. İhsan ablanın yüzüne |bakıyordum. | İhsan abla, bakışlarımdan, halim- den anlamış değildi. fakat onun ezeli misafirseverlik hiesi, ve misafir “ağırs lamak isteyişi, benim, söz söylememi huzumsuz hale getiriyordu. İhsar abla İyalnız, eksikli eksikli bakıyordu: (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: