B 21 İk'nci Teşrin NÇ #Matbuatında GÖRDÜKLERİMİZ e .İ âponya Ve Yabancılar Japon turizm yurdu, bü: Üleler Detr bi tün Japon otel bademe tebil; İ "ır-dı'ıdı memurlarına şu teblisat- ta bulunmuştur: Civarmızda yabancı bulunduğu zaman gülüşmeyiniz. Birbirinizin kalağına bir #er-| L A A l enğra ile Pa> ler fisıldamayınız. Sinemada .öıdüi?l"'“â: is ve ihtimal Vaşington arasında bu- tistlerin hal ve tavrımı taklit etmeyiniz. p Şarkta doğan yenk Yertat Yabancıya, kar't lüzum olmadan yaşnı 907 y Mayınız. Hafif Jatife hoşa gider. Fakat bd tileri yapılacağı €tmeyiniz. Bilhama par Mayuız ve tırnaklarınızla parmaklarının ;h"" €mmneyiniz, R iücssir hiç bir ted- Bir yabancı ile beraber banyo odasın -|hareketlerine karşı mücs ai eai © istek göster >|bür pekâlâ tedir. “An içeri girmeyiniz. Ta ki ü çevenler, Uzak Şarktaki vazi. meselesinden çok daha mü- mütalecasındadır. göre İngiltere, yeniden iyi bir sonuça e- l Çinde arsıulu- * . | Siyasal et Leningrat çocuk enatitü -| Ş ej ;_n:: yeda do ğt ’mfu sünün bir broşürüne ıldi t:::ı::: ve ihtilâlden evvel Sov- ö '::ıl 'l'!l;' Ğ _. Yet Rusyada; yeni doğmuş erkek bür çoct-| hi B Za pezl Bun vasati ağırlığı 3,250 gram, yeni doğmuş sal hâdiseler çıkmasının bir kızın ise 3000 grama idâ Profesör Spe -| —i l a özakiye göre çok besili ' bir ckek çocük mebari 281 gram çekiyordu. Halbul, ihtilâk :ıııı. e bil 19341935 uh'; cak Çinin finansal plânının tahakukuna U Vasati ağırlık 3500-3600 grama v vi iktifa edeceğini beyan eyle- Kız çocukların ağırlık vasatisi de 3350- | lemekle 3400 grama yükselmiştir. mektedir. ı ;& Almanyada bu- PP yunmakta önüne geçmek ki halde Japonyanın k Kiml ilterenin hali hazırda Ahdımıı'b b olan harp gemilerini C-Ş lmangaı lanan — köpekler için| y L Dömdermesi pek az muhtemel- köpek sayım hiç | yapılan san dir. sesiser | Temul edilmiyen bir| , tönuca ermiştir. 1928 yılındaki sayımda | Bi vekua gelen bir yakınlaş- (3.700.000) köpek yazıldığı halde bu defa | Şarktaki ha- bunların 2.600.000 bine indiği anlaşılmış l;rinı karşı bir müvazene vü tır, Almanyada köpeklerin bu kadar azal. voeketi doğmuş olduğu söy Hasının sebebi ekonemik krizden ileri gekli- ,.uı—ıı-—lh-l-' Diğer taraftan — İngiltere Eini mütehasmalar teeyyüt etmekle imiş. b Arabistanda Silâh Taşınması Yasak Edildi Cidde 20 (A.A.) — İbnissuut ağlebi imal çölde kabileler arasmda muha- Tebenin önüne geçmek maki grz ü İthal, ihracını ve taşınmasını yasak | Bay Filips, Amerikanın Miştir, ile Sovyet Rusya arasında Amerikanın durumu nli- ington 20 (A-A-) — Deş Baka! _"""' Bay Filips ile İngiltere bü- sadile, silâh yük elçisi kuzey el Cazeteyi bana uzattı: | — Bak, yaştan nasıl buruş buruş ob du... Şimdi bunu saklıyorum; inşallah | Hariyeciğim, iyileşip te buraya gel - diği zaman, kendisine göstereceğim. Bak, diyeceğim, bir arada iken hır gür €&der, geçinemezsiniz! Senin hastalı - #ında ablan, nasıl ağladı? Mitl'-n ablanın WÜE'_ 'xır inden biriydi. Onun oğuna lamaktan ıı;:: gazetenin ilk sahife- Ü Sindeki iri harflerle yazılaışt iki satır| — İhsan a Merakımı çelmişti: b / *Aşk yüzünden tüyler ürpertici Ginayet. y İhsan abla, söylüyorda: yeciği... i c — Kırcağız, içinin acısından, ağlıya İhsan ablaya sezdirmeden gazeteyi © ağlıya yorulmaktan olacak, mendil bu ,, t lamamış, göz yaşlarını gazete kâğıdına | — Du. öğleden içirmiş ...Benim anladığım bu.-- Ah.| izünden. tüyler muştur. yüzüme bakıyardu: — Senin de !Ü*ü'“'-"'dı" Bi kak , & de- ;.:;Bı'im sen de seversin, Huri- sonra İkitilkilikte, aşk ürpertici bir cinayet ol « kadının ölümü ve bir ıo.İiı'r* ",".n. neticelenen — hâdisenin ilirim, i içi yanınca, S o Göz ncile gazeteye bakıyordum. İri|hafif yara' :n n sonraki ikinci başlığı oku -| v vadif drada, Uzak Şarktaki Vaziy Lo:ıinden Daha Mühim Olduğu Kanaati Vardı_r SON POSTA Uzak Şarkta Durum Bulanık Ingiltere Çinde Yeni Hâdiselerin önüne Geçmek İstiyor etin Habeş Mesele- çevenler, İagilterenin şimdi- |Kuak andlaşma devletlerine menstp Yugoslavya Başvekili ile Çekoslovakya ve p v Romanya Diş İşler Bakanı bür arada Acele Bir Toplantı Küçük Andlaşma Konferansı Belgratta — Gelecek cumar|ferans yapılacağı şayiası dolaşmakta- |dır. Bu konferansın telefonla toplantıya kon-| çağrıldığı söylenmektedir. Bükreş 20 (A. A.) tesi günü, küçük andlaşmaya a devlet şefi arasında Belgratta bir andlaşmasını ileri sürmek niyetinde ol- Cenevrede ne düşünülüyor dahil üç VE e BU ÜN Gazeteci Ağzı! Ön kere sadrazaınlık yapan, meşrutiyeti kaldırtmak için Abdülhamidi kandıran ve eşrutiyette de Abdülha tahttan ikinci x indirilmesine karar veren metlisin başkanı bulunan Osmanlı Taleyram Sait Paşa, bil- mem kaçıncı sadrazamlığında — işlerin tem' gittiğini görerek çekilmeyi kararlaştırır, we zan bir istifaname yazıp saraya gönderir. Abdülhamit, bu gibi durumlarda vezirlerin aHastayım, merhametinize #ğınıyorum, be- »i affedine demelerine alışmış. *Sait Paşa- nin gönderdiği kâğıt ise koca bir tamar ve koca bir kitap. Bu sebeple istifanameyi geri yolluyor: — Bu, diyor, gazeteci ağıı. Bir sadrazam gibi ağız kullanam, istifasını öyle versin! Sait Paşa, gençliğinde gazetecilik et - miş ve © meslekten tad almış bir adum, Pa- dişahın bu sözünü gazeteciliğin şerefine kar. p saygısızlık sayıyor, hem gazetecilere ya- ranmak, hem Padişaha çatmak için «Caze- teci lisanıs adlı bir risnle kaleme alıyor. Ben bu risaleyi beğene beğene okumuş- tum. Çünkü Osmanlı Taleyranının siyasette olduğu gibi kelime üzerinde de yaman o- yunlar oynuyabildiğini gösteren bir eserdir. Üslüp kıvraktır, mevzu iyi bir abçı elinden çıkmış türlü yemeği gibi çeşitlidir. Koca diplomat, gazeteci lisanının halk dili oldu. gunu anlunak için bin dereden su getirmiş, her bahse girip dolaşmış. Yalnız beğenmediğim tarahı eserde, mü- nasebet gözetilerek, yar yer konulmuş olan arapça, acemce ve türkçe manzum sözlerin bkep vezinsiz yazılmasıdır. Sait Paşa, sanki © ölçülü sözlerin ayarını bozmayı san'atkâr- hk borcu tanıyormuş gibi davranarak hep- sinin istisnasız hepsinin vezinlerini sakatla- mş. Bu işten şu anlaşılıyor ki küçük boylu bü- yük diplomat vezin bilmiyordu ve ağzına vezinli söz yakışmıyordu. Aruz denilen bil- giyi her şairden fazla kavradığına emin ol- ginden hasıl olduğu zannediliyor. duğum Sait Paşanın bu hali bana tuhal gö- * rünmüştü. Dün zavallı Celâl Sahirin ölümü Şanghay 20 (ALA.) — Şimalt Çin'in|dalayısile bir gazetede yazılan urunca” ve sameatun — lik durduracak bir anlaşmanın kendili.- Cenevre 20 (A. A.) — İyi malumat ( tiklâlinin ilânı bir arızaya uğramıştır. | güzel bir bendi okurken gözüm şu sözlere almakta olan çevenler bir uzlaşma — Baçlıca sebep, Çin hükümeti ile ya- çarplı: _ı_vdüı"!_'ıwk' im şimdiki Çin - pılan müzakerelerdir. Bütün hayatı onlar verir de ben yaşarım * Kadınlar olmasza öksüz kalırdı eş'arım Pekin 20 (A. A.) — Japon generali|Bu beyit rahmetli Sahirindir. Fakat o, bi- rinci mısras: aBütün hayatımı onlar verir de linir ilân için kandırmağa muvaffak ol-|ben yaşanımı biçiminde yazmıştı. —Çünkü mamıştır. Sanıldığına göre muhtariyet | vezin öyle icap ettirir, söz de o Biçimde hareketi tamamiyle suya düşmüştür. — |kuvvetlenir. Beyitini yazısına geçiren mos- Şanghayı 20 (ALA.) — Japoayanm L aa a aa L aa r a aa aa a birkalem darbesile vezni göçürüver. . Mhdüh——ww# «Huriye isminde vesikalı bir kadın, ev- velce beraber yaşadığı âşıkı şofür Vacit ta- (Harici haberlerimizin devamı — |miş 10 uncu sahifemizdedir) İşte Sait Paşa da böyle yapıyordu!. LN M. T. TAN «Seni bir kadin çağırıyor! dedi. bilerek, istiyerek onu öldürmüş değilim... *Tanıdıklar çok... Kâğıtları Biraktım, |Benimkisi de can... O da bana kıyacaktı.. rafından terkedilmiş olmasının intikamını | dışarıya çıktım. Bir de ne göreyim? Eski| Ben de ana baba evlâdiyım... Ne olsa, almak istemiş ve tedarik ettiği bir tabanca | dostum, Huriye, dağil mi? ile âşkı Üüzerine kurşun atmış ise de, şo- för Vacit. yaralanmış olmasına rağmmen a- tik davranmış ve cebinden sustalı çakısını çıkararak genç kadını müteaddit yerlerin- den bıçaklamak süretile öldürmüştür. «Muharririmizin vaka mahallindeki tah- kikatını yazıyoruz: «Dün, öğleden sonza, Tilkilikte patlı - yan bir silâh sesi, civar halkını, heyecana düşürmüştür. Silâh sesini müteakip, acı bir kadın çığlığı düyülmüş ve halk sokakla - ra uğramıştır. «Çok geçmeden zabıta da vak'a mabal- line yetişerek tahkikata başlamıştır. Zabı- ta tahkikatından anlaşıldığına göre, öl - dürülen kadın, Kemeraltı umumhaneleri sermayelerinden Huriye adlı bir kadındır. Yaralanan Vacit te, şehrimizin maruf tüc- dan bisinin şefösüdür. eHuriye, İstanbulludur. — İzmire, şolör Vacitle birlikte geldiği ve uzun müddet bir arada yaşadıktan sonra ayrıldığı ve umurm- hanelerden birine sermaye olduğu anla - şılmıştır. «Hutiye, genç ve yorgun yüzlü, zayıf bir kadındır. Şaföt Vacit ise gürbüz, ya - kışıklı bir gençtir. «Zabıta tahkikatanı bitirmiş, Vacit has- taneye kaldırılmış, Huriye de morga gön- derilmiştir. y «Şoför Vacitle vak'a mahallinde konup- mağa muvaflak olamıyan — muharsirimiz, hastaneye giderek vak'a hakkında tafsilât ahnıştır. *Şoför Vacit, ne diyor: ,İzin günümdü. Arkadaşlar Tilkilikteki kahvede oturmuş, kâğıt oynuyorduk. Gar- son çocuk geldit gençtil Acıdım zavallıya doğram... «Şaför Vacide sordum: «Şolör Vacit te İstanbulludur. ve uzun #Huriyeyi ne zamandanberi tanıyor - | Lenalerdenberi şoförlük etmektedir. Bura- dun? : ca zabıta kaydında bir sabıkası görülme - «Vacit, ENle sol kolundaki yarasına ha- | mektedir. Vak'aya el koyan müddelimu- ff hafif bastırıyordu: milik, tahkikatına davam etmektedir. e— İstanbuldan tanırım... Onu kar - #Vak'anın esasının bundan ibaret alup gımda görünce ne istiyorsun) diye sor -| olmadığı yapılacak tahkikat ve açtlacak dum. muhakeme neticesinde ileride anlaşılacak: *Durdu. yorgun yorgun nefes aldır — Jtir, Vak'a bakkında, elde edeceğimiz taf. «— Kadının bakışları bena idi.. Ne is- ; silâti yarınki nüsbamızda yazacağız. » tediğimi, sen, pekâlâ bilirsin! dedi, deme-| — Cazetenin ilk sahifesinin yarım sü - Z'- "_'; '5': d:_l,:.“.:'d_ l"' uı'"k ımnı.mu dolduran bu cinayet haberini o- FOVNİŞ çıkardı, YA ögru — nişanla - - x. Meeall ti saki VÜe SA Gunlk akağ”'ök kurken kalbim iğneleniyordu. tiğini görür görmez, can havlile çakıma sal- | — İhsan abla, benim dalışımın farkın - dırdım... Eh, can pazarı bu... Tekrar ateş 'da değildi; o anlatmakta devam edi - etmesine vakit .".'“'d""'_ ü"""' ka- ' yordu. Ben, okurken o, neler söylemiş- rarmıştı. canamı kurtarmak için üstüne sak | Rie L OL A Di farkında değildim. dırdım. Bundan ötesini bilmiyorum... Kendi kendime düşünüyordum. Bu «Yarah şoföre sordum: aŞ #— Huriye ile niçin ayrıldınız? gözete, nasıl olmuştu da - Pakizenin İzmirden «— İstanbala iken sevişiyorduk. İzmir |*line geçmişti? Her halde, de iş buldum. Beraberce buraya geldik. | göndermişlerdi. Huriyenin orada edin- Bir müddet, haş geçindikten sonra, ara -| diği arkadaşlardan biri, yahut bir te - mızda geçimsizlik. başladı. Ama, kabahat | gadüf cilvesi bu gazeteyi Pakizenin e- bende değil... Güya, beni :“Ü'W;':“A line ulaştırmıştı. Meğer, numasa imişi Kendi ve- | ı Tesl ı.h:i.__ Üreblir dökde iin a b Caatnle veind | numazaları yaparmış... Günün birinde, uy- | * gunsuzluklarını haber aldım. Beline tek- | fotoğrafından alınıp klişeye - geçirilen meyi vurduğum gibi defettim. Sonradan |resim gazetelerin wnefaseti tabıların sa- düydüm. Ümuümbanelerden. birine düş -| yesinde, unasına kızını tanıttırmıyacak taüş... #$Şoför Vacit, aynlmış olmasına rağ - men, Huriyenin ölümüne acımaktadır: i— Birbirldizin ekaden su içtik. m,J nim elimle ölmesini istemezdim. Ama, ben Mamış olması, İhsan ablanın lehine idi. Fakat vesika İharikalar gösterdiği için, gene tehlike |yoktu. İhsan abla, anlatıyordu- (Arkası var)