* e. ———— Ta Babıâli, Cezair Gibi Güzel Ve Eşi Az Bulunur Bir Ülkeyi Gafleti Ve Aczi Yü Yeniçerilikten Vali Olm Dövmesi, Bir Har Tarihte Bir Yelpazenin Yıktığı Tek Taht, el Fransanın yüzünü güldü * © dolduran verimli ülkelerden #lik ir. Öz türkçede müstemlekeye kar bi olarak sömürge kelimesi, bulun * ani Bunun tam yerinde bir buluş Uğuna kuşku yoktur. Çünkü sümür- » Anadolu lehçesinde öküz Gİ e iterek toplayıp yemek kanl, urumda bir yeyişte, uzaktan be” n korkutan bir anlam vardır ki hı Besneye ilişecek olanların boy- e hirpalanacağını gösterir, Kelime- Yaran “CAZİ anlamı da şudur: Ortada ne ve , SİP süpürmek!.. Müstemlekeyi iç, üstemlekeciliği yedi sekiz harfin daha , landırabilmek için bundan hiç uvvetli bir kelime bulunacağını ie mam, Ne Fransızların coloniess'i|Fransa Üdeki nlerin coleniess'i bizim sömür- barostan a, Sanlılığı taşımadığı gibi arap” ya gibi eksi “re, timdiye kadar dilimizde hüküm |düncü n Vi değildi. Bür e ükten çıktı, sümürgeliğe düştü. Bu Pkk <E7SİN ülke uzun bir tarih ai Karşi, Sonra bitip tükenmez bir Yük > düşmüştü. Kı bü- Vilere, kusmunu İspanyollara, Portekiz- tngı Ctnevizlilere kaptırmıştı. On ak Miz başlarında Büyük Tüzk De ez, Barbarosla Kardeşi Oruç Reis > Yerliler, biraz sonra Cezayir beyli- di, Pit taç sunar gibi - Barbarosa ver” sd am zayir Sultanlığını, an nl Padişahı namına kabul etmek ta ga Z bir göz tokluğu gösterdi, #99 Day kaleyi Şarikenlere, Anderya FE, aa karşı şanla, şerefle korudu. a, ç &3t İstanbulda bile sözünü her Ya” pm bir idare kuramıyan ve uzun e anarşiler içinde çalkanan kengı 1 İmparatorluğu Cezayiri de Dünge bağlıyamadı, Barbarosun ölü- liği ça, Pek az sonra oranın eğemen” Aras, dayı) lar eline geçti. İstanbuldan Gi rd gönderilen valiler, dayıların em” ida Yaşarlar ve hiç bir işe karışa” Yali, di. On sekizinci asırda dayılar. tik İ de aralarından seçer oldular. Ar- ;,onbulla Cezayirin ilgisi, dayıların Mek, valiye paşalık beratı da hüç, , ibaret kalmıştı. iş vali Zuhu hiçe sayan dayıdan bozma Yay, * İstanbula ufak tefek hediyeler DB başka bir ilgi göstermezdi. ij enler, Türktü ve Cezayirdeki ze tile il arasından seçilirdi. Bu yeniçe- e Ya ora ocağındakilerin çocuk” der, ;sindan veya İzmir efeleri için Gi irilirdi Engin bir bağınsızlık Çeri tl) içinde yaşıyan Cezayir yeni a İstanbuldaki ocaktan deha ineği olduğundan Anadolu delikan- bi, San oraya gitmek istiyenler hiç Vakit eksik olmazdı. ç Yılar yiğit, fakat cahil adamlardı. > eski çamların bar, anın değiştiğini, k olduğunu bir türlü kafalarına ip değiştirmiş, mükemmel ordular donanmalar düzmüş olduğu hâlde b. Yir dayıları hâlâ kendilerini Bar- *0 kadar kuvvetli o ve söz gelimi * Cezayir, tam yüz yıl oluyor, öz“İlardı, dünyer SON POSTA Üç perdelik «Tohumo piyesinin müellifi Necip Fazıl “Kısakürek, «Türk Tiyatrosu» mecmuasında diyor ki: «Tohumun biricik gayesi şuduri zünden Kaçırdı Mahrem benliği fikirlerinde, fikirleri uş Bir Adamın Yelpaze Ile Konsolos. erimi ve aksiyonları memleket bin Çıkmasına Sebep Oldu e İY —— Memleket müdafaası aksiyonun, ak- Cezairdeki Dayılar Tahtı Olmuştur siyon fikrin ve fikir sakladığı benliğin a peçesi olmak niyetindedir. Ki tecek olan üç perdelik piyesinin üç perde- sini de ayrı ayrı anlatayım: Birinci perde: Birinci perdede piyesin kahramanı Fer- hat Beyi hancının ağzından dinliyoruz. Ferhat Bey; görüşü, düşünüşü, yaradılı- # başka bir adam. Onu seviyorlar, onun ar- kasından koşuyorlar, onun dediğini yapı yorlar... Maraşın kurtuluşu için çalışan- lar hep onun emrinde... Ferhat Beyin bir de kardeşi varı Os - man! Komiteciler Osmam «Erkeksen, filân saatte, filin yere gelin diye çağırıyorlar. Osman gidiyor. Fakat geri gelmiyor. Komi » teciler onu öldürüyorlar, Herkes müteessir, ” İherkes ağlıyor, yalnız Ferhat Bey bu işe hiç Hüseyin Paşanın konsolosu yelpaze Ile dövdüğü Senpe saşmamış görünüyor. sie On dördüncü Lüiyi, Bar- kıyılarına yanaşarak köy talan ediyor-| Hancıdan bunları öğrendikten biraz n Birinci Fransu-İlar, esir alıp şurada burada satıyorlar sonra Ferhat Beyi sahnede görüyoruz; Fer- : ez arlardı. On dör-| veya küreğe koyuyorlardı. Halbuki hat Bey, öldürülen kardeşi Osmanın kar» in (âciz) sayar ok ken:| Avrupalılar, eksin (âciz) ulusları ez-)sin: komitesilerin kaçırdıklarını haber ml » ü Lüi Cezayiri topa türe i a Gö larını açıp ka, | Potır. Gidecek ve komitecilerin reisin alıp ünü acı bir biçimde gös” mek, tecim (ticaret) yo meye benii özlerini açmamış-| pamak, türkçesi yeni bir biçimde kor-|.. gı, akal işi değildir. okumaktan vaz sanlık yapmak hakkını kendi üzerleri- e ve aş ” p veriye ne almışlardı ve eski biçim korsanlığı). foyanda akıldan daha büyük bir var- yirin bu tu-| yasak etmişlerdi. Bundan ötürü de Ce-| jik yak mu? Bu varlık olmasa; topa, mitral- zayirlileri cezaya lâyık görüyorlardı. İyöze, tanka karşı silâhsız çarpışmaya kal Bu düşünceyi taşıyan devletlerin en kişanlar bulunur mu? a Si Komitecilerin reisine hitapla bir mektup önünde Fransa bulunuyordu. Çünkü, | azdınyor. Ve mektubu götürecek adama © İdediğimiz gibi, Cezayir kuzusunu öte- onzaları bildiriyor# deiberi bu kürt göze keetirmişti. Lâkin |“ Parola; Tobüml kuzuyu yemek için soysal bahaneler| | ikinci Perde: İ gerekti, Fransa devlet adamları sağı) ikinci perde bir meyhanede geçiyor solu kollayıp vaktin kendi çıkarlarına | meyhanede komiteciler toplanmışlar. Fer- uygun olduğunu görünce Cezayirdeki|hat Bey saat on ikide meyhaneye gelecek ve konsoloslarına emir verdiler, harp için | gelir gelmez öldürülecektir. Ferhat Bey ge Em analar Seker. iyor, onu öldürmek için bekliyenler neden- ve erimi Ke e aaa çapa er sia ar İl | İsolos bu emir üzerine işe girişti. Bir in- vi ? cir çekirdeği dokl vek'aları çiğiz- bayı Mi Reisi almış götürmüştür. miye, vali Hüseyin paşayı her gün zi- Üç . # ederek sıkıştırmıya girişti. Bu va- Üçüncü ve son perde gene handadır. 1. Aydınlı idi, Cezayire giderek yeni, Orcan» karsı kurtanlamş, hana getiril « ; ie miştir. Kadın kendisinden şüphe edildiğini > —. çeri yazılmış ve dayılıktan valiliğe geç-| anlamıştır. Fakat o, gittiği gibi ter temiz Hüseyin Paş” mişti. Kendinden ( önceki dayılar gibi| dönmüştür; bunu hancıya anlatıyor. Day! prensçe hareket ediyordu, İstanbulu fa-| © Sahneye Ferhat Bey geliyor ve hemen dumuna ilişik etmezdi. Hattâ Fransa, İlan tanımıyordu. Yine" önceki dayılar | Tohumdan bahsetmiye başlıyor. Tohumu Stanbul hükümeti Ceza! ES EY Felemenk ve İspanya gibi devletler gibi onun da dünyanın değiştiğinden |anlatıyor, maddeyi anlatıyor, makineyi an- fından Cezayir dayıları, Cezayir) aberi yoktu. Bu yüzden konsolosun | batıyor! zim Kendirile konuşmak istiyen Osmanin ka Zihten Bir Yaprak << (| - e Ma — Şehir Tiyatrosunda: Tohum Yazan: İsmet Hulüsi Eserin müellifi şair Necip Fazıl fena eklenmiş ve bilhassa perdeler birbirin- den pek aykın düşmüştür. Birinci perdede hancının Ferhat Beyi anlatışı iyi, Ferhat Beyin heyecanı fena de- 1, Ferhat Beyin tiradı güzel yazılmış ol « mas itibarile dinleniliyor. İkinci perde daha ziyade bir hareket per» desi olmak gerekken pek az hareketli; ko « miteciler meyhanede oturmuşlar; bir vak'a var; bu vak'ayı merakla öğrenmek istiyor« lar reisleri ortada yok, komiteciler bekli « yorlar, bu arada Kozanoğlu türküsü söyle» niyor.. Nihayet reis geliyor ve iş anlaşılı » yor. Merak neye? Bekleyiş neden? O heyecan arasında Kozanoğlu türküsü niçin söyleni- yor? Kiliseye toplananların yakılmak istenil- diğinden bahsetmiye mana var mı? Sahne- de ufak Türk çocuğunun boğazına bıçak dayamak iyi mi ve ne münasebet? Bütün bunlar sahneye hareket vermek içinse boşuna olmuş, çünkü sahnede hareket yok. Eğer piyesi uzatmak içinse o başka Böyle olduktan sonra müellif piyesin mev- zwile alâkasi az bir dördüncü perde daha ilâve etseydi, gene kimse bir şey demezdi. Elleri tetikte; Ferhat Beyin gelmesini bekliyen komitecilerin korkuları da feci sahr neler arasında zevksiz bir komiklik oluyor, Üçüneli perdede, Ferhat Bey konuşu « yor, Tohum! Bütün sözleri Tohum üze- rinde! Heyecanla anlatıyor. Anlattığı, an- laşılması güç bir tohum felsefesidir. GAnlı « yan anlasın» diyenler olur belki: Fakat ti « yatro, seyirci için yazılır; sanlıyan anla « sn» şöiri olur ama sanlıyan anlasmo tiyat- rosu olmaz. Tohum piyesinde Ferhat Bey rolünü Er“ tuğrul Muhsin yaptı. Tohum felsefesini an- latan o idi. Uzun uzun tohumdan, buğday, tanesinin yanındaki buğday tanesine gale“ besinden bahsetmek, ruhu maddeyi an « hakkında şikâyet yapılma “İşmarıklığına kızdı, kalabalık bir mec- ke özgür ocaktır. ie > Jiste herifi yelpazesile dövdü. » demekten çekinmezdi. nsını dinlemiyor; Osmanın kansı çekiliyor, birkaç el tabanca patlıyor, Maraş kurtul « Yelpaze ile dövmek?, Bu, kadınların | muştur. dördüncü Lü işte böyle bir karpal) aşk erkeklere yaptıkları zararnz| ç—— Maraş kartalda berkan yerli yerine, dığından dolayı Öney? mez Fran, (bir hamleden başka bir şey değildi.) Piyes te böylece bitiyor. etmiş ve bu hâdise, Osman. Fransız konsolosu da öz yurdunda bel- ii Tohum, umumiyet itibarile bir tiyatro €- daki dostluğu bozmamıştı: İs-İ Dİ siiri ki bir çek yelpaze yemişti. Lâkin Ceza: Sinakıan uzaktır. Sakmeler birbirine i Cezayir dayıla|” eğ ya ile Felemenk te Babıi- | Yİ beyinin salladığı yelpaze, Paristeki de - İstanbula danışmadan ki ze Kralın yüzüne atılmış bir sille sayılırdı. liyi karıştırmadan - siy! ari Fransa donanması hemen harekete geç. laşılmıyacak cümleler arasında anlatmıya çalışmak pek kolay iş olmasa gerek.. Hancı rolü Galipte idi, birinci perdede Ferhat Beyin kim olduğunu bir köylü an- İntışile iyi anlattı. Tohumda rol alan bütün aktörlerden bahsetmiye lüzum görmedim. Hareketsiz bir piyeste aktörden fazla bir şey beklenile- mezdi kil İskenderiye Bir Harp Karargâhı Halinde lar imzalamışlardı. ai .İti, Cezayir topa tutulup alındı, Hüseyin a - Avrupada sümürge. Me paşa ülkeden çıkarılarak serseri bir) | | (Baştarafı 1 inci yüzde) oo | (ardısıra gelen vapurlar mütemadiyen dıktan ve büy ük balığın küçü ömre mahküm edildi ve Cezayir o gün- | i# büyük mevkii müstahkemler, iri harp levazımatı boşaltıyor ve bu, bo- tabit görülerek bu olağan * den sonra bir Fransız sümürgesi oldu. |(27Y9r€ topları görürsünüz. yul z . ği örnek tutulmıya başlan Gözlerinizi denize çevirince, eski E gi Cezayiri dayılar elinde bi- Tarihte bir yelpazenin © yıktığı tek| durgun liman önünüzde geniş bir ter- se büyük devletler için mümkün) taht işte bu dayılar tahtıdır. sene halinde uzanır. Denizin üstü, İngi- liz zırhlılarınm O heybetli gövdelerile kaplanmıştır. Toplar şehrin üstüne di- . Hindistana el atan İngiltere M.T. TAN Mısıra dikmişti, Hint yolunu akdinden murakabe altına almak kilen korkunç gözler gibi sabit ve ür- iatiyordu. Orada İngiltere ile başa && perticidir. karyacağını sezen Fransa da bendi kendini Cezayire nişanlamışlı: bu ba: : Har İlsandık sandık cephane, tay: kımsız ülkeyi benimsemeğe hazırlanı -İ) 30 4 2 el TEŞ! me ME 109 tüfek ve harp levazımatı vd. EN Arabi 1354 Rumt 1351 Şehrin yolları yine bu, yerdi. e durumda Cezayir valisi o-İ) © (3 gebe | el Terini (renin gürültü ile geçen arabalarile do- ve li akıllarını başlarına alma: Sea | erekken © devletliler yine bildik- pere peri ,. Büyük devlet- dolaşan ticaret ge- İ İlerinden şaşmıyo, | i altında pen b nyorlard, Fransa ve ktlya İ vapurlardan (100) tayyare ile (300) mi e tayyareci, (1000) asker çıktı, Birbiri şaltma ameliyesi bir türlü bitip tüken- medi, Yani İskenderiye bugünlerde ö- Tayyare istasyonlarında da müthiş bir faaliyet var, İngilizler Sollum ve Dekela istasyonlarını ellerine geçirip ” A Ras - el - Tin tay» Her gün limana gelen vapurlardan |genitlettiler. Ayrıca y Ee top, Yare limanı ile Moaskar ve Abukir is- boşalıyor. tasyonları da kuvvetli ve yıkılmaz birer harp lâzımlıkla istasyon haline geldiler. Şimdi bütün bu hazırlıkları gören i|lludur. Binlerce işçi bunların bir türlü haklı olarak soruyor: Hani hava yumu- doldurup boşaltmasını bitiremez. şadı, harp tehlikesi zail oldu, deniyor. Meselâ dün sabah limana demir atan | Peki öyle ise! Bu hazırlıklar kimin ve ne için? ş ” T. Raul