HLA Matbuatında GÖRDÜKLERİMİZ Büyük Harbin Son Esiri Büyük harbin ilk yılında Ruslara esir düşen Leon pen Bir | Kaiz isminde Viyanalı —YFolcu | bir Avustaya neleri 21 ı esir kaldıktan sonra ancak geçen hafta Fransada Gösterilere Karşı Tedbirler Alındı n -wi| HABERSİZ GÖSTERİ YAPMA mişti. Sonra yeri değişe değişe ta Omak| — Paris 34 (AÂ) — HLA .:: şehrine kadar gitti. Rusça bilmiyordu. mü-| velce yetkeli makamlara bildirilmeyen tarekenin olduğunu, sulhun yapıldığını dâ 'antı, alay ve sokakta — yapılan gösterileri ıyanada Beklenmi- —— ) Artür Henderson Kaç Yaşında Öldü! Bizim cskiden kalma bir düzüneye ya - kın «Tezkeretüşşunra» serimiz vardır. Bun- larım içinde dört binden artık şairin hayatı yazılıdır. Fakat yüzde doksanının hangi yıl doğduğu gösterilmemiştir. Ben © kitapları gözden geçirdikçe hop bu eksik üzerinde durur, derin derin düşünürüm: Her han - gi bir şairin şu işten bu işe geçtiği, kitapla- zının adı filân yazılırkan osun dünyaya yıllarca anlamamıştı, fakat onu günün bi- inde serbest bıraktıkları zaman — durtumu gibi oldu, yalnız Sibiryadan Avru- r gelebilmek için parasi yukıı:. ngozluk biliyordu. Çalışmaya k:»:ı;f; du, epeyce para biriktirdi ve nihayet yılında yola çıktı, fakat talihsizliğe bakınız, yokla bir kırsız hücumuna uğradı. paık—: kaldı, tekrar (Omek) a döndü ve tel dört sene kaldı - Leon Kainz'in esirliği aî:ı :ıı ırı:n.u;ı; Maalesef Viyana — gazeteleri bu za! P| düğü zaman evini ne halde bulmuş olduğu- Bu söylemiyorlar. * Nobel mükâfatının fizik ikramiyesini — kazanmış olan profesör — (Nicla Bohr) e İskandinavyanm tanınmış anonim #irketleri tarafından profesörün yıldönümü Mönascbetile 100,000 kuron hediye veril- Miştir. Profesör bu para ile fen araştırmala- Tına devam edecektir. Yunanistanda —— . Yeni Idari JA ğ Teşkilat Atina 24 (A.A.)— Hükümet kay - naklarından verilip bugün bazı gaze- telerde intişar eden haberlere göre hü- kümetin parlamentodaki mevkli kuv- vetlenmiştir. Hükümet, ademi merkeriyet usulünü tesis için Yunanistanı yedi ıe.ıol vali- liğe, öç müstakil vilâyete taksim etmi- ye karar vermiştir. Gidiyor Çaldaris Moraya Atina 24 (Özel) — Eski Başbakan İyasak odan bir hııınıyw.__lı İgibi gösterileri tertip edecek olanlar, isim Üve adreslerini ve gösterilerin ne şekilde ce- İzeyan edeceklerini bildirmek zorunda ola- caklardır. Yetkeli makamlar, "f"' nizamı (karıştırmasını muhtemel gördükleri top- |lantı ve gösterileri yasak edebileceklerdir. | Mezuniyet kâğıtlarını eksik ve yanlış olarak dolduranlarla izni alınmamış, yıbul yuı.k edilmiş gösterilere iştirak ıdııl_evı_n hapis ve para cerasma çarpılacağını bildirmekte- O saük taşıyan bker görterlei B ö ile 2 ao uı—-hdd'—hqh_—çfn—ı muriyat şeklile mülki h—ı*.ılıyh—- de faaliyet gönteren teşekküller, sivil mah- İkeme tarafından dağıtılacaktır. Kararname bu hususta bir çok tedbirler ve bu teşek- (küllere nit binalarım kapalılmasını tasarla- tadır. m.ğıııı“ıı-ıd-mıl yayılmış olan bu raporun işaret ettiğine göre, bu kararname, Ordudan Çıkarılan Subaylar Sofya 24 (Özel)— Yüksek askeri şü- | ranın kararile erdudan tardedilen 79 subaydan biri general, 14 ü albay, 25 i yarbay, 23 ü binbaşı, 13 ü kapiten ve 3 ü yüzbaşıdır. Hise muhakemesi ğrı ı )— Hasköy kasaba- bebile tevkif edilen 37 Hse talebesinin davalarına Filibe mahkemesi tarafın- Pariste bir gösteri! sırasında eteş haçlıların yürüyüşlü Fitistinde Romanyada i Araplar Umumi Bir| Askeri Bir Tren Grev Yaptılar Çarpıştı — Kudüs 24 (A.A.)— Filistin Arapları, | — Sofya 24 (Özel)— Bükreşten bura Yahudilerin kaçalıçılığı yapmalarını ve zazetelerine bildirildiğine göre manev- bu hareket karşısında hükümetin faa-|/ralardan dönen askeri bir tren Bazau garında diğer bir trenle çarpışmıştır. Trende bulunan askerlerden — bazıları yaralanmış, 15 vagon harap olmuştur. liyetsizliğini protesto için cumartesi ıîi—J nü genel grev tertip etmektedirler. Deniz Konferansı Yılbaşında Londrada Toplanıyor Londra 24 ( ALA.) — Deniz kanferan- s, 2 birinci kânun tarihinde Lomdrada toplanacaktır. Bu husuataki davetiyeler Japonya, İtalya, Amerika ve Fransanın | Londradaki büyük elçierine gönderil. miştir. Müthi;;?ân gın Kaliforniyada Koca Bir Orman Yandı Losanceles 24 ÇALA.)— Güney Ka- liferniyada çıkan bir yangın, 12.000 d8- nüm ormanı yakmıştır. 100 kişi yarak vardır. Yangın, bir çok sinema yıldızı- nn oturduğu — Malnca » Bezeki tehdit et. gözünü açtığı tazih niçin dile ve kaleme alınmaz!.. Her düşüncemin sonunda bula- bildiğim sebep, bir halk masalındaki felse- feye dayanır. Masal şudur: Herilin biri vaktile geziye çıkar, diyar diyar dolaşırken yol - uğrağı elmıyan sapa bir köye gelir. Bütün köyler- de olduğe gibi orada da mezarlık tam yol üstünde imiş. Gezginci adam, köyü gör- meden ve köylülerle konuşmadan mezarlı- a girer, ölüleri gözden geçirmeğe koyulur. Bir de ne görse iyi?.. Orada gömülü adam- karın en yaşlısı öç günlük!.. Herifceğiz bir çocuk kabristanına gizdiğini sanacak aolur ama imkân yok. Seyyab şaşınır, köye girer girmez ilk kar- ga cevabi alır, — Biz, getçekten yaşamanın şen geçen, Lasasız geçen günlerden ibaret — olduğuna inarurız ve örarümüzde böyle birkaç gün ge- çirebilmiş isek mezar taşımıza o kadar gün yaşadığımım yazdırırız. Silâhları burakma adile yıllardanberi oy- nanan siyasal piyesin birinci mnıf aktörle- sinden biri olan Sir Artür Hendarsonun ge- Ççen gün ölmesi üzerine gazetelerimizden bi- :ıi hayatını yazdı ve onun 1893 te doğdu - Bunu söyledi. Henderson ilk gez 1903 te Vişçi partisi tarafından saylav seçildiğine gö- yatına karışmış ve kirk iki yaşında iken de dünyaya gözünü kapamış oluyor. Ben henüz Vefa idadisinde bulunurken bu adamın sosyaliastler adıma yaman roller oynadığını gazetelerde okurdum. Demek |Henderson © sıralarda hem siyaset oyu- nu, hem de, yaş küçüklüğünden dolayı, so- kakta kaydırak veya çelik çornak oynarmış ta bizim haberimiz yokmuş! Bu gazete, galiba o masalda olduğu gibi Hendersonun yalnız iyi geçen günlerini he- saplımış olacak. Ben böyle rakkamları gördükçe Tezkere- gılaştığı adama bu tuhaflığın aslımı sorar ve re henüz on yaşında iken parlâmente ha - * Çaldaris Krallıktanyana söylev vermek | | | b y pi l 160 D Lak Celbedil. mektedir, tüşgüaraların doğum tarihlerini yazmama- üzere cumartesi günü Mora yı gidecektir. Kazakistan Cümhuriyetinde Moskova 24 (A.A.)— Kazakistan Muhtar Sovyet Cumhuriyeti ı-r:' on şinci yıldönümünü kutlulıyacaktır. |miştir. Sofya 24 nının dediğine göre, Üzüm ihracatı (Özel) — Ekonomi Baka- simdiye kadar Bul- be- / garistandan 5,100 vagon üzüm ihraç Amerika ÖOlimpiyatlara Girecek Şikago 24 (A.A.)— Amerika olimpi yad birliği başkanı Brindaye Amerika- nım 1936 Berlin olimpiyatlarına iştirak edeceğini teyit etmiştir. | liyor, — Hust'da — Marsilya .. ilgisi olduğu anlaşılan Kovalıki adında ( iy v 4? Onlar, biç bilinmesin, daha 'biri yak; Varaliye Sulkastile Alâkadar |İzrm hakk bukuyorum. Çünkü yiştmir iki wi akalandı aşadığını HHÜ— adam yaşı Sofya 24 (Özel)— Prağdan bildiri. kırka indirilirken eskilerin örerü bakkında ü sulkastçılarile | VZ doğru rakkam gösterildiğine inanmak Bi b K M. T, Tan Si Sreğdi Eh, işi de ona göre hafifmiş!.. sevinme bunal Ç Hem bulaşıkları ayırıyor, hem de an- Bı—hhı_hnlıılelkıiniıöıter- latıyordu: i: — Şimdi çalıştıkları şirkette, iki ar- kadaşları var; Hâmi Beyle Hafit Bey.. İkisi de pek genç sayılmazlarsa da, ih- tiyar da deninezler. Hatta örta mı.m.l da genci... Doğrusu, çok ağır başlı ı—i di a uvı_;ıs "_'S" E ı' N:ı"-ı BDEKLİYENLER. * işim var... Mutfağa girdiğim zaman, onun w&î şına hak verdim. Mutfağın içinde kirli tabaklar, çatal; kaşıklar, bulaşık kaplar, — Sigara saramıyacağım... Sen, bir sigara yak, dudaklarımın ucuna tutuş- turuver... Hüzünle içini gekti: —Siwıdııııig'hi...l*âçıi- zımdan düşmüyor... Göğsüme de do- kunuyor ama, tiryakilik işte,.. —— Sıcak bir ağustos akşamı... Topkaşa Mezarlığına gömdüğümüz bir cenaze- den dönüyorum. Z ler birbirleri üstül gılmış, İhsa(:ın:;îır;n uğramağı düşündüm. maltızda, mangakla, ::ııl": Bü’;ğm - ÜBi Kapıyı çaldım, bekledim; "İh.rüç.lw.- maye tencere, büyük bulaşık tenceresi Jâzım... Ama, ne zaman? Gece ka - abin. yüsünü Mfîke buruşturmuştu: im, gene uzun Uzün Hizilkm İcaynıyordu. ranlıklarına kaldım. Cece de, ütü !“P'î :.'m& hazır sigaralar da pek sıkı,.. tü çalışımdan sonra, taşlıkta Bahçeye, sıra sıra çamaşırlar asılmış- mak, çok güç oluyor... İnsanın gözle- Ç'ı M ek Atapı Yya tıkırdadı. ; d ri yoruluyor... Hele benim gözlerim, | n“B'_n(c. öksürüyordur. İksan abla, teflşla bağırıyordu: Bu, son günlerde pek fena oldu; kizpik| | — Bu ziyafetten pek memnun ol - — Dur... Dur... Geliyi l dipleri yana yana öyle batıyor, ağrıyor. dUM-.. O, nazikâne konuşuşlar, benim Kmdı kc'üm- w '“ yacağı ayordu: k $ — Kim bu acaba? Ne de içi tez in - san! Biraz bekleyiver... 5 Knpıyı açıp ta beni görünce, güldü: — Ayol, bugün, niye böyle acele Cisin? Gülümsiyerek baktım: —— z — Hangi acele? Yarım saattir kapi- dayım... Şimdi de açmasaydın, aRsç Mekten vaz geçip gidifordum. —— İhsan abla, beni, kinaye ile süzüyor- du: Vakit vakit bahçeye, çamaşırlara da bakıyardu: Bir sigara yaktım; dediği gibi, du - — Çamaşırlar da kurursa, ütülemek daklarının ucuna iliştiriverdim. İksen “th_,.u._...am.- i beline iliştirdi, kir- ç ü iğildi: | tti ş $ l i:hnn ııuıin;ölâl i ehi a. — File aa an eli _rw'l&ılıını— gitti... Hâmi Bey, Zekiyeye (pek dikkatle, hani âdeta, göğüs geçire - zek bakıyor gibiydi... Hafit Beyin de, Pakizeye bakışları pek tatlı idi... Eh, _;bvn&. bir fenalık yok... Sonu hayırlı folsun da... istiyorlar... Sabahleyin, çamaşır! sararmadıklarını göremiyorum... Kıv- m:wxaıühuhnd-ı'ndi yakkkyü-İnsali, panlallı etekleri, Bluzları höç san SeT şöyle, oh! deyip te bir dakikacık olsun,| — Bulaşık kaplarının bir kasmını ayır ,L,.,r denemedim. Kollarım bitti, belim | mıştı, ocağın üstünden büyük bulaşık ağrıyor, vücudumun her tarafı sızı için- 'tenceresini aldı, yıkamağa başladı : de... Bir yerim tutmuyor... Şu bula -| — Hâmi Beyle Hafit Bey, çok hoşu- şıklara bak... ma gitti. Öyle, Ferdi Bey gibi, mide Elile kirli kapları gösteriyordu: ilâçları, maden suları yok... Ağız tadile — Kolay yıkanır , temizlenir şeyler| yemek yiyorlar; akıllı usha oturup ko- mi?.. nuşuyorlar... Ağır adamlar ağır adam- Ağzı kulaklarına vararak gülümsü- lırT bi KŞ İ 'akdirle başını sal : — Ah, bu, ne kadar îwhî:mjw" gece, ziyafetimiz — vardı...| — Cöm-:üy oluıydın sen de beğe - de mi kibarlaştın? huhî:nln T ea B CİM."' M Ha-İnirdin... .Cıî"ınıdî de, l:u::gıuhn da) Y:;ğı_yvrrk Eadnr”l:ıl»' GDA. ni bu, geçen seferki gibi olmadı... Kuşlağır, Mbıyeıt. l:""b" şirkete al- o!â:].d::lı_utsugünx"ç*'?' yim, Jolup ta, burada olmalıydın!.. Vallahi, |dılar. Onun gündeliği, biraz yufka,.. karıştırdı; mangal - üstündeki emavc kaba baktı, tekrar bulaşıklarıma döndü: — O günkü ziyafetin esası şu imiş! İş için binip gezdikleri motör - le bir gece, ay — mehtabına çı - kacaklarmış... Zekiye ile Pakize, »v- velden onları bana tanıtmak istemişler, eve çağırmışlar... Gözlerinin içi sevinçle parlıyordü: — Çocucakların içleri temiz::. G ince düşünüyorlar... Sen, ana ol i yüzü gülsün! Bir tek şey, beni düş Cöı!en' yaşarmıştı; yenile sildi: — Öyle sevindim, öyle sevindim ki., Hâmit Beyi de, Hafit Beyi de gördüm nemelâzım, içim rahat etti.. Dün gece, bana, nezaketle söylediler Hayır! diyebilir misin? Çamaşırlart işaret ediyordu: — Bu hazırlıklar da öonun için.. Bir iki gün sonra motöre binecekler, bana ,da, siz de gelir misiniz? dediler. Cül- düm, Gülmeğe başlamıştı: — Nasıl gülmem! Ben, denize gele- mem... Korkarım... Hem sonra, onla- rın neşelerini de kaçırırım, Yavru - icaklar, gezsinler, eğlensinler! Tekrar durgun durgun bulaşık yıkı- yordu: — Ay mehtabı, gezmesi için, soğuk yemekler hazırlıyacağım... Ben, bu, gezintiden çok şeyler umuyorum... Ha, sen, ne dersin? Pek münasip gö - rüyorum, doğrusu,.. Çocucakların da n 'dürüyor. Yavrucakların kısmetleri çı - kacak olursa, ben, ne yapacağım... Be- nim halim ne olacak? Pek yalnız kala- jeağım... Onlarla haşır neşir olmağa a- jlıştım. Yalnızlık, bana, güç gelecek... Onlarla beraber otursam bir türlü, o - turmasam bir türlü... Elbette üçünün de ayrı ayrı evleri olacak.,. Birinin ya- nında — otursam, — öbürleri — kıska - ÜDT DAi S llli e l