ÖL B | #atbuatında GÖRDÜKLERİMİZ eee Tmar > — Si Otomodbii Kullananlara Müjde Rusyada: İşçi Sendikasının Mektubu Paris, 9 (A. A.) — Mozkova kuzl işçi sendikası, birleşik Iş genel Fedes üj Alman otomobil endüs- İ l Yunanistanda : Mektup Mektup Üstüne Kıralcılar Hazırlacıkları BU GÜN Mantık Değişir Mi? Mantık, doğru ve muhakemeli konuş- mak, aytışmaları besaplı yapmak umulüal öğreten bir bilgi olmakla beraber dilimiz- de bütün doğru işlerin ahengini de ifade Bentin trisi bugünlerde dikkate ucuzlıyacak| değer bir. deneme yap: reşyonunma, İngiliz sendikâları genel k onseyine ve arsıulusal sendika fede- Takriri Vermeyeceklerm İş eden bir kelime almuştur. Ulu orta yapılan Atina 9 (A.A.) — Koyu kralcılardan işler için amantıksızı deriz, başı sonu bire | caki tarımı bakanı Teodokis Başbakan Çal- birine uymıyan sözleri de © kelima — ile, İ Ai ŞÜÜ eÜi m;ı'_znııiır.k !413 _c:umdıil casyonu bürosuna — bir — mektup ve kamyondan yapılan bir kafile iki ay sü-| a) recek bir seyahate çikmıştir. Maksat' Ben: | Eöndererel, — genişliği — ve U“n 1 mucip — olacağı — kayıplar — itibarile zinin yerine kullanılmak üzere sun'i suret- te yapılan müuhtelif cins esanaları denemek: ların arasında odumu, odun kö- de: 5, metilik alko-| imbikten geçirmek suretile elde cdil- müiş olanları vardır. - Eğer ba tecrübo mu- vaffakiyetli bir sonuç verirse Almanya hem ithalâtımı eksiltmiş. hem de otamo: bilde kullanılan esans bedelini yüzde atu: za indirmiş olacaktır. 1914/18 harbinden daha büyük bir barple sonuçlanabilecek Afrika sülel hareketlerinin, işçi sıinıfinin faal bir müdahales sebep teşkil etmesl gerektiğini bildirmiştir. Avusturyada: Yiyecek Fiatları tir. Bu esans! o i .. : Hapiste bulunan eski Başbakan socrdar | ge Geer| - Çok Yükseldi Geraiydi at | Amerika çocukları ga| Hükümet Bildirik Çıkardı | Bulgaristanda: bir deniz geçit resmi ya- v —<——CO DdT TÜ eçi öemine” 90 zarbli ve ll n Gaği yb'm_w“i Mi Suikast çi lara torpito ile 400 tayyare iştirak etmiştir. ihtikâr baş göstermiştir. Zaruri havayiç fia-t leri hissolunur derecede yükselmiştir. Bu - Baltıkta Gdynia — adai Yeni bir ç nun sebebi, müstehliklerin, Avrupada bir üman ya- | tesyan — (Leb) — limanı- | barp çıkmak ihtimali üzerine fazla miktarda pildi nın, Littorla — ismindeki |aliş, veriş etmeleridir. Bir takım tecimerler halyan Lmanı ile birlik- te ÂAvrupanın en yeni şehri olduğu herkes- çe bilinir. On yıl önce kurulan bu Gdynia limanı o zaman küçük bir köydü, şimdi | yükselmesinin büsbütün sebepsiz olduğunu (60,000) nüfuslu çok bayındır bir şehir ol- | ilân etmiştir. du. Fakat yeni bir habere b&ılhn:dxvı:ı > panın bu en yeni şehrine yeni bir rakip| Memelde: çıkmıştır. O da gene Baltığın Lehistan sa- hilindedir. Adı Rumiadır. Geçen yıl nüfu- su 500 den ibaret iken bu yıl (5000) & çıkmaştır. İranda: İran - Efgan Hududu Seçimlerde Alman Listesi Koono, (A.A. ) — Röyter ajanıı aytarı bildir!yorr Son tahminlere - göre, Memel se- çimlerindeki Alman İlstesi, yüzde 79 ile 87 nisbeti aramında rey kazan- mıştır. Tahran, 9 (A A.) — Kurulu, İran - Efgan aınıri hakkında | Fransada: Türkiyenin verdiği hakem kararını Kıral Aleksandr Namına Anıt onaylamıştr. Bir İran komlayonu, Hınırı tesbit edecek işaretleri koymak Gzere hareket etmiştr. İtalya Deniz Konfeoransına Girecek Parla, 9 (ALA. ) — Kral Piyer ve Londro, 9 (A. A.) — Teyit edil. | Aleksandır için dikilecek olan âbide- diğine göre, B. Gramdi, n,.... nİb temel taşının kozulması münase- Fena Muamele Edilmemiş Sofya, 9 (A. A.) — Bulgar tjansı bildiriyor: Sofya Gniversitesi tıbbı adli ptofesörü doktor Moskaf ve tp fa- kültesi asistanlarından Bulgar doktore lar birliği ve Sofya kızılhaçı aabaşka- ni doktor Markof, Sofya harp divanı müddelumumisinin emrile, şahitler ve Sofya gazetecileri huzuranda dün hapis evine gitmişler ve aralarında deima Velçet Kimon Georglef ve Petr To- dorof da dahil olmak Üzere evikasile Ügili bütün mevkufları ziyaret etmiş- lerdir. Mevkufların hepsi kat'i eurette, hiç bir fena muumeleye ve şiddet isti- maline uğramadıklarını söylemişlerdir. Bu suürstle sulkastle ilgili mevkufların fena muamele gördükleri hakkımdaki fena niyetli yayıntılara mihsyat veril- Şili'de Deprem Bucnos « Aires 9 (ALA.) — Dün Şilide vuku bulan depremin önemsiz olduğu haber verilmektedir. Fransanın 1939 Bütçesi Paris 9 (A.A.) — Saylaylar kurulu fi- darise gönderdiği bir mektupta son günler- de kral taraftarlarının artması üzerine ka- binenin tamamile kralcılardan teşkil edil - mesini ve cumhuriyet rejiminin lâğvına dair parlâmento tarafından verilecek karardan sonra yapılacak bir genoy ile krallığın tasdi- Bazı kaynaklardan teyit edildiğine göre Çaldaris ve Kondilis krallığım yeniden ku- rulmasını genoyun sonuncuna tâbi olduğu kararıma varmışlardır. Bu karar üzerine yarınki — parlâmento toplantısında kralcıların hazırladıkları tak- ririn verilmiyeceği tahmin edilmektedir. Venizelce Sofulise gönderdiği bir mek: tupta kendisinin cumhuriyet partilerinin se- çime girmemelerini tavsiye etmediğini bil- dirmiştir. Maksimos Cenevrede Atina 9 (Özel) — Bugün gelen telgraf- larda dış bakanı Maksimosun Cenevreye vardığı bildirilmektedir. Coenevrede Yuna- nistanın güdeceği yol için Bakanlar kuru- lunca verilen kararı Maksimosa götürmek üzere dış bakanlığı siyasa direktörü Pipi- nelli Cenevreye gitmiştir. Amerikada : Sütçüler Hâdise Çıkardılar Şikazo 9 (ASA.) — Şimali İlinua'da- ki sütçüler grevinde vahim hadiseler olmuştur. Grevciler bir demiryolu köp- rüsünü almışlar ve münakalâtı durdur- mak için diğer bir köprüye de ateş ver. mişlerdir. İlbay demiryollarımın muha- fazası için bir kordon koymuştur. Bir Uçak dllştü 6 kişi Öldü Helsingfors, 9 ( ALA. ) — Hek #ingfers'dan Tallin'e giden bir uçak, düşmüş ve içinde bulunan 6 kişi ölmüştür. Bu kazaya, Fen- landiya körfezinde hüküm süren 86 olmuştur. mantıksız diye tarif ederiz. Şu hale göre doğruluğu mantık bakı - mmdan kabul edilip te yapılmış olan her hangi bir işin benzeri yapılmazsa, araya mantıksızlık girmiş olut ve bu takdirde de mantık değişir mi diye sormak gereklegir. Ben bu soruyu yapıyorum. Çünkü meş- rutiyet devrinde bina âvamil, müâkut, iz bar, elmüşezzep, elmühezzep — gibi arap- ça; nasjhatülhükema, pendnamei at gülüstan, bustan gibi farsça kitapların ve © kitaplardan okutulan dermlerin — iptidai, rüşti, ve idadi mekteplerinden - bir dera yılı başında - kaldırılması üzerine ortaya bir mantık meselesi çıkmıştı. O derslerden sınıfta kalan çocukların durumunu — tesbit etmek kaygusuna dayanan bu mesele o za- man bir çırpıda hallolundu, okunması lü- zumsuz ve belki zararlı görülüp kaldırıl - mış olan derslerden dönenlerin geçmeleri lâzern geleceğine karar verildi. Bunu hepi- miz hatırlarız. Çünkü kültür işlerimizle il- gili ve hayli dedikodulu bir mantık mese- lesi idi. < Şimdi ona tpatıp benziyan bir durum var. Liselerin onuncu sınıfında okunan u- hiyat kitabının talebe için ağır ve muzır ol« duğu Kültür Bakanlığınca anlaşıldı, o ki- tap kaldırıldı. hatia Kültür Bakanının İm tanbulda gazetecilere söylediğine göre bu ders yılında linelerin onuncu sınıfında rTuhi- yat dersi okutulmıyacaktır. gelecek sene (İçtimaiyat) adlı bir kitaptan dars göste- rilecektir. 3 Çok güzel, çok iyi. Çünkü şu — ruhiyal dersinde — bütün Tiselerin elâman — çek- tiğini hepimiz biliyorduk. Kültür Bakanı, talebenin beynini ve ruhunu hasta eden 6 dersi kaldırmakla büyük bir hayır işlemiş oldu. Peki ama, o dersten sınıfta kalanla: tın durüumu ne olacak?.. Bir aydanberi İş sallantıda, çocuklar da üzüntü içinde." —| İşte biz, yirmi yıl önce ayni durumda nasıl davranıldığını hatırlattık. Eğer man- tık değişmiyorsa, değişmezse, ruhiyat der- sinden dönen taleba hakkında da ayni mu- amele yapılmak Jâzım gelir. t Benim gene &ı sütunlarda — yazdığın «Liselerde ruhiyat» başlıklı fikranm, «İster inan, isler ünanmay sütunumuzda üç dört gün önce çıkan ve gene bu işi ortaya süren yazının cevapsız kalmasına göre mantiğa ileride top'anacak herhangi bir deniz konferansına iştirake hazır olduğunu Bay Von Sittart'a bildirmiştir. boynuma atıldı, şapır şapır yanakla « *“HİSMET ” DEKLİYENLER. & Zekiye, fişek gibi eve girdi. Hemen ) sallıyordu: betile, Yugos'av orta elçisi Puriç bu iş içla çalışanlara heyecanlı bir surette teşekkürlerini bildirmiştir. , b vardır. bilim & Mlmildr pens kamisyonu 1936 bütçesi v hükümetia finansal siyasası hakkında mümkün olur ol mazx Lavali dinln:ıiye karar vermiştir. şirkete söyliyeceğini vadetmiş... Ben, evvelâ, olmuş bitmiş, bir şey zannedi- yordum. Bunu duyunca yüzüm bozul- muş olacak ki, Zekiye kuşkulandı: Anne ümitsizliğe düşme... Sen, Fer- di Beyi tanımıyorsun. O, vadetliğini yapar, verdiği sözde durur... dedi. Eh, biraz yüreğime sular serpilir gibi ol - rımdan öptü. Anneciğim, işe giriyo -| sık sık gelirdi, birlikte derslerine ca- (du... Neyse, erlesi gün, Zekiye, Fer- rum... Artık para kazanacağım... Eve | lışırlardı... Tanırım, hatırladına, de - di Beyi görmeğe gitti. İş almuş... Ze- bakacağım; diyor, bir daha demiyor-|dim. Zekiye, ellerimi tutmuş sıkıyor- | kiyeyi almışlar... du. du: Bugün, Süheylânın ağabeysine — Duyan var mı gibi sesini yavaşlat- İhsan abla, entarisinin yenile göz-| rastgeldim. Ferdi Bey, sen de tanıya- mıştı: lerini siliyordu: caksın! Bir iki kere, kardeşini sorma- — Ah, analık... Ah, analık... O, | ğa, bize uğramıştı... boynuma sarılıp ta, beni şapır şapır| — İhsan abla, inkâr vaziyetinde başı- öptükçe, ben, çocuk gibi ağlıyordum. İnt geriye itti: İçimi bilirsin, hani kızımın eli para ta-| — Doğrusu, tanımıyorum... Fakat Mhmnı&nobukmyıdyw_ıüh—km MÖWE*ÜNHİ...M»M[N*WMZ&'- |maaşşız çalışacak, sonra maaşa ge- çecekmiş... Makineyi öğrenmesi lâ- )zımmış! Dayanamadım, sözünü kestim: — Ben, sana söylemedim mi idi? İhsan abla, istihfafla omuz silkti: — Ah, sen, der, der fep dediğini vinf:inc seviniyordum. Sonra, erkekler | ye: İşte, dedi; o Ferdi Beye sokakta | gibi, alamın terile ekmeğini taştan çı-| rastgeldim. Konuştuk... Söz, mektep-| karması, pek iftiharıma gitti doğrusu.. ten, işten, güçten açıldı... Memuriyete ' dersin... Her şirketin makinesi ayrı ceye kadar... Ka Bu, az iftihar mıdr? girmek fikrinde olduğumu söyledim. | İhsan ablanın keyfini kaçırmak- İhsan abla, kesik kesik hıçkırıyor. | Aman Zekiye Hanım, tam size göre tan korkuyordum: : bir iş var, dedi... Meğer, o Ferdi Bey,| — Doğru... Doğru... Orasını dü- — Bugünleri gösteren Rabbıma da bir şirkette çalışıyormuş, hem de 5ö-| şünememiştim! bin şükür... Yavrucak, beni kolum - zü geçiyormuş... Bir yazma makine-| —O gülüyordu: —— dan tuttu, sürükler gibi'yukan çıkar: İsi memurluğu veknez ni Üİ Ü l;:lk;_rın::.“d:rım de kızarsın... dı. Artık ocakta, ateş üstündeki yeme-| ğin, tanıdığın iş Bi a B ğin yanmasını, hn:nııin&hhu- llllıd:ııiçlc.:"—'hwad..h İhcan abla, yüzünü buruşturmuğ. sını filân unuttum. Yukarı Zekiyenin| — İhsan abla, ellerini dizlerine vuru-| " odasına çıktık. Zekiye, beni yanıma ©-| yordu: tuttu: Anne, dedi; hani ben mekte- be giderken bir Süheylâ vardı... Kızmı tasdik ediyormuş gibi başını du '—Dııı. sırasile anlatacağım. : * » Elini cezveye atmıştı, kendine de , — Bak çu Allahın işine... Olacak bir kahve pişirecek sandım. Fakat işi, insanın böyle ayağına, hem de tam | birdenbire doğruldu: — Ama bir şartla... Önce bir ay, | yıcısı sevincile haykırdı: — Çivit te hiç kalmamış... rıı.ı.lu;ı-ııd-igi—ai. Hani; bir iste-| Düşes de Kent'in Oğlu — vi biraz amma Kültlr. Ba- Londea, (AA:) — Düşen'de Kant |kanının hakse vi bazlda Küi D in bir oğlu dünyaya gelmiştir. M. T. Tan zeye çıkarken; bakkala uğrayıver, | dikleri yapılmasa değil, azıcık geri demeği unuttum!.. Aksi gibi de Hu- | kalsa hırçınlaşıverirler... riyenin beyaz bluzunu yılıyın'm.l Gözleri, gayrühtiyari kapıya git- Yavrucak, yarın sabah giyeceğim, rriş, sesi de yavaşlaşmıştı: dedi idi... Yıkanacak, kuruyacak,| — Yok sanki, hıtçınlaşıverirler | ütülenecek... Yarın sabaha yetişti-| dene yaparlar?. remezsem, artık, bana, bir Gmimll Boynunu büktü: bırakmaz. — Hiç! Saman alevi gibi birden | Teldolabı açtı, irili ufaklı kava- parlayıverirler... Saman alevi nozlar, büyüklü küçüklü teneke ku- birden parlar, birden sönerler... —| tular çıkardı, hepsini birer birer ara- | — İçini çekiyordu: dı, nihayet, yıllarca bin bir eziyet, — — Eh, doğrusunu söylemeli, ka- meşakkat çektikten sonra aradığı bahat te onlarda değil... Babasız | altın damarmmı bulmuş bir altın ara- büyüdüler. Babasız büyümek, sıkı |baskı altında büyümemek demektir. — Oh! Aklınla yaşa, sen İhsan!.. Kadın kısmı, ne de olsa, erkek kas Muvaffakiyetinin neticesile sanki dar hoyrat, nobran olamıyar... î:ıug:iılikıdırîuhill gibi *L::ı: Benim de hatırımı gözetiyordu; sevinçten kamaşarak, i 'yanağını çukurlaştırarak gülümse- de teşvik eden bir tavırla, elindeki | di: ı;üçucuk çivit paketini — gösteriyor-| — Sakın alınayım, deme... Sade a: erkek sen misin? Hani sözüm, bütün Öeçin gün ni li YEkkll BT Bebücdiü çivit artmıştı... Ben, onu bir yere saklamıştim... A, daha bunama- ları yok, zati boyunları bükük... Artık vara yoğa çıkışabilir misin?, dım; biliyorum... 'EM.M_J"_ küşıfını Ben de yüz verdim, şımardılar. kıskandıracak bir hayranlıkla ba-| — Gene caymış gibi idi, sesi kısılı. du: vermişti: ş kv:ım... üzerimden büyük bir| — Çok, şimardılar diyorsam, öyle yük kalktı... Huriyenin çenesinden | densiz, cıvık değillerdir. Yüz verince kurtuldum! Teldolabı kapadı ve çi- ystarını — istemezler... — Şımarıklık ta - vit paketini koynuna soktu: a Bekliği ç A &ü —OH! ik içim rahat... 'Ii Hadi 5 a İkismenlik ... olsaye Dıı;ıı;ıhıhn keyfile tekrar cezveye dik, ha i genç M_ı yaf — Ha, bak, sözüm yarıda kaldı Ne yapacaksın? Dikensiz gül olur mu? idi... Sağ olsunlar, çocucaklarımın Haş göreceksin... ) Ş (Arkası var Si j