e e ca B Sayfa İngiiterğ Fransadan Emin Değil ( Baştarafı 1 inci yüzde ) yetesinde işleri İdara etmekte ve birinci mevkil İşgal etmekte bu- lunan Fransamın elinden bu mevkil almış olması. Kalyaya Londrada Soğuk Bir Muamele Londra, 20 (A. A.) — Alman hba alma bürosu bildiriyor : 'or: Musolini, Star gazetesi yazıyı ııih?hl korumı terenin muvafakatını ııı,ı;ıbd' raşıyor. İtalyan elçisi, hükümeti- nin ye;l.k lııı İ nılı:iii zaman muame maruz hhc:ıi: Kendisine hı’ı; teren n Habeşistan meselesi ulus- lar sosyetesi paktına uygun bir kotarma yoluna girmedikçe yeni hiçbir önergeyi İncelemeye yanaş- “mıyacağı bildirilmiştir. Taymisin Bir Mütaleası Londra 20 (A.A.) — Tay- mis gazetesinin Öözel aytarı, B. Laval'ın Ralyaya karşı — yalnız “ ekonomik müeyyidelere başvuruk masını vadetmesini İngiltereden istemiş olduğu Baberinin logiliz ve Fransız çevenlerince yalanlan- mış olduğunu bildirmektedir. Deyli Meyl aytarının dün B * Musolini ile yaptığı görüşmesine gelince; bu aytar İtalyaya, terki Önergenen arazinin bir çölden ibaret olmayıp verimli topraklar olduğunu, bu toprakların pek mü- kemmel bir surette İstismar edile- bileceğini bildirmektedir. Deyli telgraf yazıyorr Baron Alolsi. B. Laval He görüştüğü bir sırada, ona, genel bir harbı kaçı- mlmaz bir Bala getirecek olan müeyyidelere müracaattan vazgeç- meye İngilterenin ikma edilmesi Küzumunu anlatmiştır. Baron Alcisi her halde önemi az ekonomik müeyyidelerin Ro- maca bir tahrik addedilmiyeceği- ni anlatmıştır. Esasen bu kabil ekoromik müeyyideler, bir harbi intaç edemez, B. Laval'ın bu hu- susta inanca verebilecek durum- da olmadığı yolunda cavap ver- miş olduğu söylenmektedir. An- cak, mese'eyi bilâhere B. Eden'e hikâye elmiştir. Dün Fransanın İngiltere ile her zamandan ziyade görüş beraberliği muhafaza et- mekte hür olduğu söylenmekte idi, Deyli Meyl diyor ki; Ingilte- renin pek az önemli bir Afrika meseleri Için Uluslar sosyetesi ta- rafından tehevvüre kaptırılmış o ması fikrini kabul etmek - kolay değildir. Pek yakında daha çok büyük meseleler karşısında belur nulacaktır. Hele Avrupa haritası- nın yeniden gözden geçirilmesi mevzuubahsolacaktır. Baron Alolzi halâ Cenevrede Cenevre 20 (A.A.) — B. Alo- isi, halâ Cenevrede bulunmakta- dır. Genel görünür, gu merkez- dedir: Şayet Roma'ya gidecek Büyük İkramiye: Türk Hava kurumu BÜYÜK PİYANGOSU Şimdiye kadar binlerce kişiyi zengin etmiştir. 19.cu Tertip 8. cı Keşlde 11 1. ci Teşrin 935 dedir. 200.000 cnir Ayrıca :30.000, 20.000, 15,000, 12,000, 10.000 liralik ikramiyelerle beheri (50.000) liralık Iki mükâfat vardır. K olursa bir daha Cenevreye dön- miyecektir. Bu da, uluslar sosye- tesi ile münasebatın kesilmesi de- mek olacaktır. Yunanistan ve harp durumu Atina 20 (Özel) — Bakanlar gönderdiği rapor tetkik — edilmiş Maksimos bu raporunda İtal- yan harp gemilerinin -Armulusal kanunlara mugayir olarak haber vermeden, — Yunan İlmanlarına girmeleri hakkında yaptığı teşeb- büsleri ve İtalyanın bu suretle hareketinin Cenevre siyasal çören- lerinde uyandırdığı hoşnutsuzluğu bilirmiştir. P::ııı gelen llı'ı::. geml- yiyecek verli enlş Atina 20 (Özel) — Patras 15 manına gelen bir İtalyan gaz var puruna ahali faşe İevazimi ver vermekten imtina etmiştir. Doniz Sigortaları Arttı Nevyork, 20(A. A.) — De. niz sigortacılarının bir — kararile Htalyan, — yahut İtalyan sömürge limanları müstesna olmak Üzere Akdeniz Himanlarından Kınlde» nize giden yahut gelen yük ge- mileri için konulan z dolar için 125 cents p:î:ık':r. Avrupa Himanları için prim yüz dolar Için iki buçuk cente'tir. Fransız Gazetoleri Bedbin Paris, 20 (A. A.) — Parls ge- rzeteleri bugün de dünkü kadar bedbin görünmektedirler. Fakat muhasemat başlamadıkça ve dip- lomatlar Avrupada — uyanacak menfi akislere karşı gelmek için çalıştıkça gazeteler bu bedbinlik- lerini ileri götürmek İstememek- tedirler. (Poötl Parizyen) diyor kir Durum gerçek çok müşkül- dür. Fakat — yakında başlaması muhtemel olan muhasematın, bil- hassa ÂAkdenizde önemli karışık- lıklar doğuracak genel bir harp işaretl ölacağını sanmak dobı olmıyacaktır. Sosyalist (Populaire) gazetesi, Italyaya verllen özlü menfaatlerin “gülünç,, olarak telâkkIi edilmesi- ni tenkit etmekte ve Cenevrede Rtalyaya karşı hoşnutsuzluğun git- tikçe büyümekte olduğunu yaz- maktadır. (Ordre) gazetesi da diyorki: Bizi teskin etmek İstiyen B. Musolini, Brenne Üzerinde bekçi- lik etmeğe devam edeceğini söy- lemektedir. B. Muzolini hayâlâta kapılıyor. Eğer bu savaşçıl pro- jesini tatbik ederse İtalyanın er- kinliğini tehlikaye sokabilir. “Öcuvre,, in fikri de şudur ; Italyanlar , İngilterenin blöf yapmadığını anlıyorlar, Harp ol- duğu takdirde, Ingiltere, Italyan- ların muvaffakiyetine uzun müld- det tahammli! etmiyecek, İlk altı hafta zarfında ekonomik ve fi- nansal zecri tedbirleri tatbik ede cek ve Duçenin hamlesi durm- yacak olursa zecri deniz tedbirle- ri almak tehdidini de ileri sllre- cektir. Cenevrede son derece de- rin bir bedbinlik vardır. SON POSTA Haydut Kim? ( Baştarafı 1 inel yüzdö ) “Bir adam aç kalsa, gecenin birinde yolumu çevirse, yolumu kesse ve benden 25 kuruş alsa ve bunu açlığını dindirmek, ölüm- den kurtulmak için yapsa yakası devletin elindedir. O mutlaka hak yerinde hesap verecektir,, . Bu başlangıcı yapan — değerli müstahsil saylav asıl yaraya şöy- le bir t= koyuyor ; M dın ilbaylığında en azdan, bir milyan İnsam incir ve Üzümden geçinir. Bu bir milyen bütün bir yıllık geçimini Üzüm ve İncirden hoklır Beşikte ağlı yan, başında tüy Bitmemiş öksür İerden tutunuz da, ayakları çukur- da, elleri titreyen ihtiyarlara ka- dar bir milyon insan, bir yıllık geçimini üzümden ve — incirden Fakat her yıl bu kafilenin yo- lunu baydutlar keser. Bu hay- dutlar gecenin birinde — açlıktan yolumu çeviren ve yirmibeş kuru» gumu alan eli kamaliıya benze- merzler. Bunlar yakalıklı, kıravatlı, kalıp kıyafetleri yerinde İnsan- lardır. Bu şık soyguncuların zabıtadan korkusu yaktur, kanun korkusu yoktur, vledan duygusu hiç yoktur. Yirmi beş kuruş için yolumu kesen zavallı aç, yakayı ele vermemek için gündüzü gece, geceyli gündür yapar, gizli gizli, korka — korka dolaşır. Berikiler ellerinde altm saplı baston, göğüslerinde pırlanta iğ- neler, başlarında melon şapkalarla gezerler. Bunların sabah kahval- tılarında mutlaka kavyar, te- reyağı, süt, reçel bulunacaktır. Akşam rakılarını balık yumurtasız içmezler. Ve üstelik, hergün saygı MÜSABAKALI HİKÂYELER Eylâ' 21 —-ai Fîlimoıı_T eras'taki Hırsızlık Bay Hovard, onun, meyhane- ye giren, çıkan yabancıları kuşku n. İeşfin aşağı süzmekte oldu | ğuna dikkat etmişti. takriben, dörde geliyordu. Işte bu andan itibaren, ravak h Bay Hovard, Londranın karma» karışık — sokaklarında, — ömründe başına gelmemiş bir takiba ko- yuldu. Serseri, biçare polis memw» runu © mahalleden bu mahalleye dolaştırdı, durdu. Arada bir de meyhaneye dalıyor, bir ikl kadeh çekiyor, bu müddet xzarfında da, Bay Hovard, kapının dışında, çivi kesiyordu. O gün keskin bir ayaz vardı. Gökten cıvık bir rutubet yağı- yordu. Sokak fenerleri çipll çipil yanmakta idiler. Insanın, evine kapanıp ta, ocak başından kımık damak istemiyeceği gecelerden biri Idi. Maamafih, polis memurunun Ümidi gittikçe artıyordu; — zira serserinin vakit öldürmek İstedi- ği ve belki de, kendisini takip edenler varsa onları — şaşırtmıya ve yıldırmıya çalıştığı belli idi. Birkaç defa, yolda, takip edi- lip edilmediğini anlamak için, arkasına dönmüş, bakmıştı. Lâkla beklerler. Yirmi beş kuruşumu hayatı| Bay Hovard zenaatinin ehli bir pahasına çarpan adamla, varlik- larını milyonlarca İnsanın emegin- den ve malından çalanların duru- munu bir düşünelim. Haydut kim? Hırsız kim ? Ve nerede?,... Izmir saylavının bu yazısından Izmirde alınanlar pok — çoktur. Öğrendiğime göre bazı kimseler Başbakanlığa baş vuzarak “hays dutluğa,, kadar uzanan bu ittiham damgasının alınlarından silinmesi Için tedbir temennisinde buluna» caklardır. Hükümetin kötü işlere âlet olanlar hakkında bir “Kara liste,, hazırlıyacağı şa günlerde Bu Baş vurmıya nasıl bir. cevap verileceği belli değildir. Adnan Bilget E BilCÜUMLE MUTBAK EŞYA vE EDEVATINIZI,BANYO- LARINIZI VE SAiREYi YORULMAKSIZIN TE- MiZLEY1B PARLATABi: LECEĞİNİZi HATIRINIZ DA TUTUNUZ. TURAN MAMULÂTIDIR! adamdir: Çok iyf takip eder. Hiç şüphesir, artık bu İş ne- tlcelenmek Üzere idi. Akibet, yorgun argın, soğuk« tan yarı ölü vaziyetinde fakat yüreği çarpa çarpa, memur, ser- serinin, dolambaç yollardan, ya- vaş yavaş, tekrar Kensington elvarına avdet etmekte olduğunu gördü. Gecenin on biri Idi. Herif High sokağında bir aşağı, bir yukarı gidip geldikten sonra, bir Mâhza tereddüt geçirir gibi oldu ve birtakım — yan sokaklardan saparak, (Âdem ve Havva çık- mazı) na girdi. Kat'iyyen acele etmiyordu. Hattâ, sokağın ortasında durup piposunu yaktı. Bu da rüzgârın --a | şiddeti dolayısile opey zaman sür- du, sonra anheste adımlarla, çık- mazın müntehasına doğru yürüdü. Bay Hovarda da, bittabi peşini bi rakmıyordu. Karanlık — köşeleri, önceden, bir çok polisler tutmuştu. Bunlar ille işarette koşmıya — hazırdılar. Serseri, yarı yola varmış, varma- mıştı ki, Bay Hovardın hafif bir mlik çalması Üzerine, her taraf- tan yolu kesildi. Herif fare gibi na kısılmıştı. Gök yüzündeki iki kara bulut arasından, yere hafif bir ay ışığı süzülüyordu. Bu da İşe yarıyordu, Herifin kaçmasına imkân kalma- mıştı. Oradakli babçe duvarların- dan her hangi birine tırmansa, ay ışığında görülmemek ihtimali Huıuıu çaldığı taşların Üstta- râfını, gönmüş olduğu bahçe kö- şesinden almıya geldiğine ve eürmümeşhut halinde yakayı ele yereceğine Bay Hovard artık kanaat getirmişti. Sevincinden, ellerini uğuşturuyordu. Bu sayede, uzun zamandanberidir. Beklediği nall olacaktı. LT aa ae l Son Posta İLÂN FİATLARI rin. bir süküt hüküm sürüyordu. Dakikalar boyuna geçmekte idi..” eğer bu plân, İyl bir netlce ver- miş olam — idi, sabıtamızın methine — dair uzun makaleler okuyacaktık. Fakat manlesef alt tarafı falso çıktı, Serseri, o çıkmazın İçerisir da, sanki yere geçmiş gibi kaybolu verdi. Onun herhangi bir duvar- dan aştığını gören, herhangi bir kapıyt zorladığım — İşiden olma- mışti. Halbuki, hareketlerini gö- zetleyen birçok gözler vardı. Bir aralik, bir duvarın dibine sokul- duğu görüldü. Ve sonra yok oldu. Filimor Teras'daki hizmetçi- Terden biri, muhakkak ki, herifle ortaktı. Fakat hangisi?. İhtiyar, ifadesinin — burasına gelince, elindeki sicim parçasına güzel bir düğüm daba yaptı vet — Evet. Hangisif. — Dedi.. Zabıta, Bir kaç gün elinin altında bulundurup da kaçırdığı serseriyi bir daha ele geçirmek için bütün gayretini sürfettiş fakat nefile; ne onu, nede elmasları bir türlü bulamadı ! ». Yrüm Serseri sırra kadem basınca, Bay Hovard mexbuhane bir su- rette çırpındı. Fillmor Teras'a tersyürüne dönerek, Bay Şipmanın 26 numaralı evinde hâlâ ışık yan- makta olduğunu gördü. Kapıyı çaldı. Kuyumcunun o akşam evlir de yemek yiyen birkaç dostu, ayrılmadan evvel son birer kadeh vlaki İçmekte İdiler. Hizmetçiler sofrayı topluyorlardı. Ne misafir- ler, ne de bunlar hiçbir. şüpbeli şey ne görmüşler, ne de İşitmiş- lerdi. Bundan sonra, memur Bay Knopf'un evine uğradı, Orada da, Robertson'un her geceki gibi, yatmazdan Önce sıcak banyosunu almakta olduğunu öğrendi. Fakat Bay Knopf, kapının arkasindan, memurla mutlaka konuşmak iste« di. Mahut Yahudi şivesile, memu:* ra, ihtiyar ettiği bunca zahmetten dolayı teşekkür etti, ve onun sa- yesinde, yakında hbırsızların da, elmasların da meydana çıkarıla- cağı Ümidini izhar eyledi. Iütiyar bu noktada kahkaha ile güldü.. — Zavallr Bay Hovard! dedi Ondan vonra daha ne kadar uğ: raştı.. Fakat yine de hiç bir şey eb de edemedi,.. Ben de - olun idim, © anda hiç bir şey yapamazdım. düşünceye varıp bu işin sırrını kan- di kendilerine bulmalarını — rlca edertz.j 1 — Gazetenin esas — yazısila bir sütünun iki satırı bir (santim) sayılır. 9 — Baylfasına göre bir san- tümln iün fiatı şunlardırı ııyfı ı.yı. 400 f250 200 100 60 W Krp ıu—.. | Kaşı | Krşı 1 Ki $ — Bir santimde vasati (8) kelime vardır. 4 — İnoce ve kalm yazılar göre 'ııyh ıııyîı ıı»y Sı- santimle ölçülür. eai lR a İ İREDi a öi e