OSMANLISALTANATI GÖÇERKENİ Ista (Mütareke devrinin tarihi ) Her hakkı mahfuzdur. amamumunnaıs» Yazan: Ziya Şakir Ali Kemal, Bir Göz Pekliğile Valilere Ağır BirT. 'amim Göndermişti Posta ve Telgraf Müdürüumu- misi, Mustafa Kemal Paşanın bu tolgrafını okur okumar, telefona sarıldı. Dahiliye Nazırı Ali Kemal Beyi aradı. Fakat Ali Kemal Bey (Yeniköy) deki evine çekilmişti. Ali Kemal B. şimdiye kadar en küçük bir muvaffakiyet bile temin edemediği vazifesinden okadar yılgın bir. hale gelmişti ki, va: ziyeti sükün içinde düşünebilmek için evindeki telefon tellerini bile kestirmişti. Fakat Telgraf Müdü- rüumumlsi, Yeniköy telgrafhanesi vasıtasile Al! Kemal Beyle mu- babereye girişti. Mustafa Kemal Paşanın telgrafinıi, heyecanlı bir lisan ile Dahıliye Nazırına bildirdi. Nazır Ali Kemal Bey, xzahiri bir sükünetle şu cevabı verdi: (Bu tehditlere ehemmiyet ver- miyerek; hükümet tarafından ve- rilen emirleri ve İttihaz olunan kararları, harfiyyen lcra ettirmek esbabının — iİstikmalini, hamiyet ve fetanetinizden beklerim.| Emir, sarih ve kat'i idi. Posta- Telgraf Müdürüumumisinin yükü, biraz bafiflemişti. O da, aldığı bu emri aynen - vilâyetlerdeki başmüdürlere ve müdürlere teb- liğ etti. Fakat Ali Kemal Bey, Posta « Telgraf Müdürüumumisine sadece bu emri vermekle iktifa etmedi. Mustafa Kemal Paşayı ele ge- çirebilmek için tasarladığı plânın tatbikında devam etti. Fakat bu plân, gimdi en nazik ve en korkunç bir safhaye girmişti. Yapılacak ha reket, çok tehlikeli bir kumar Oyununa benzemekte idi, Şuurunda zerre kadar - fikir velâmeti kalmamış olan AH Ke- mal Bey, nihayet son kozunu da oyuamak cesaretini gösterdi. Hiç bir devlet memurunun cür'et ede- miyeceği bir gözpekliği ile Ana- dolu - valilerine şu-— şifreli tamimi gönderdi: — Aynen — ( Mustafa Kemal Paşa, büyük bir asker olmakla beraber, siya- #etizamana o derece Gügüh olma- dığı İçin, fartı hamiyet ve gayre- tine rağmen, memuriyeti cedide- sinde asla muvaffak olamadı. İn- giliz mümessili fevkalâdesinin ta- lep ve iararile azledildi. Ve edik dikten sonra, yaptıkları ve yaz- dıkları ile de bu kasurlarını daha ziyade meydana vurdu. Reddi Il- hak cemiyetleri gibi Karesi ve Aydın havalisinde ahal!i'islümiye- nahak yere kırdırmaktan ve at bu vesileden istifade ile halkı haraca kesmekten baş- ka bir iş görmiyen emirsiz. say- gz ve gayri kanuni teşkil edi- len bazı — heyetler — İçin öte- denberi — çektiği — telgrafname- Terde — hatayı — siyasisini — ida- Toten arttırdı. — Müşarünlleyhin İstanbula celbi, Harbiye Nezare- tine ait bir vazifedir. Lâkin, Da- hiliye Nezaretinin size emri kat'l- &İ artık o zatin mazül olduğunu bilmek, kendisile hiçbir muame- lel resmiyeye girişmemek, umuru hükümete müteallik hiçbir. mat- labunu is'af ettirmemektir. Bu ta'imat dairesinde hareket ey- kümekle, ne gibi — mes'uliyetlerin mündefl olacağını fakdir. buyura-» cağınızdan ve bu mühim ve va- bim dakikalarda memur, ahali, her Osmanlıya terettlüp eden en büyük vazife; sulh konferansınca, mukadderatımıza dair karar ve- rilirken, ve beş senedir yaptığı- mız ciİnnetlerin hesapları görülür ken artık aklımızı başımıza dev- şirdiğimizi göstermek, âlalâne ve müdebbirane hareketlere imtisal etmek; fırka, mezhep, ırk İhtilâf- Tarını gözetmeksizin her ferdin bayatını, malıni, irzini sıyanetle, nazarı medeniyette bir daha leke- lenmemek değil midir?...) Koca bir devletin (Dahiliye Nezareti ) gibi mühim ve ciddi bir makamını İşgal eden, - ve bahusus memlekette; iİlmi, zekâsı dirayeti ile temayüz ettiği zanne- dilen - Ali Kemal Bey gibi bir zatın makam ve lisanından bu sözlerin nasıl —olup ta - çıka- bildiğine hayret etmemek ka- bil değildi. LArkam var) Göz Yaşı Döken Yeni Zengin! Işinden Çıkarılınca 3500 Lira Kazandı Arka xıî(—a;a Ikra- miye Kazananlara Ne Buyurulur! 29846 Otuz... beş... bin.. İlral Piyango salonu biran da allak bullak oldu, biri ön, diğeri arka sıralarda İki kişi birden fırladı- lar ve soluk soluğal bir otomobile atlayıp gözden kayboldular büyüla ikramiye çıkmıştı ve bunulardan b'.:l:;,’. öbürü de talihli mlşte- Fi , Büyük ikramiyenin 3500 liralık bir parçasını Tophane dikim evk nin amelesinden 11 ortaklı bir grup kazanmıştı. Bu parayı ara- larında üç yüz dokuzar lira ola» rak payıaştılar ve Üst tarafını da arkadaşlarına — hediye — ettiler. Bunlar Bikim evinden Mustafa, Şakir, Ahmet, Nevşehirli Mustafa, Hikmet, Mehmet Ismati, Şaban, Rıza, Ibrahim ve Abdürrahimdi. Sevinçlerinden zıp zıp sıçrıyorlar. — Yaşasın be... Talih böyle olur İşte... Geçen sefer de 10 bin papel vurmuştu, diyorlardı. İçlerinde malül bir küçük zabit vardı. En çok o seviniyor. — Çok şükür Allaha.. — Artık bacaksızlıktan kurtuldum, bir sun'1 bacak yaptırırım, diye söyleni- yordu. * Iş bankasının önünden geçer- ken ağlıyarak bankanın merdi- venlerini tırmanan bir gentç kadın ördüm. Elinde oldukçe tik gîr para demeti vardı. P:ı,’— gözyaşı.. Birbirine — yaraşmıyan şeyler.. Hayretle arkasından yü- Onun halinde bankayı bilme- diğini gösteren bir acemilik vardı. — Para yatıracağım, nereye ideyim, soruyordu. Göster- e İN vi layışı herkesin gözünü üzerine çükmişti. Sordular anlattı. — Garip kuşun yuvasını Allah yapar. Bu sabah beni işimden kardıl & 'ı:;.'— ne All'::.n_ diya bile geçiremediğim bir servet gön- derdi, ağlamaz mıyım hiç. Neye çıkardılar işinden, nere- de çalışıyordun? — Hasan ecza deposundu ça- hpıyordum. — Beş izin aldım. Ankaraya gittim. uzadı, İzi- Bababhleyin işinden çıkarlan, fakat biraz sonra büyük ikramiyoyi kazanan Fovziye ni Iıl:':dm' Bu th ı,A'ııkıı'ıı'lııı e do; min kı Em. Beni tlıullı karış ıırı= kx şıladılar. — Bay Hasan sana kızdı, ge- lince Işine nihayet verin. Dedi dediler ve hesabim — kestiler, düşünmeye başladım. Kocam kun- duracı biraz para kazamıyor, bu- nunla geçinemeyeceğiz. Ben şimdi ne yaparım, bari bekliyeyim, Ba; Hasan gelince yılvın;:ıın' dly: oturup beklemeye başladım. Bay Hasan geç vakte kadar gelmedi. Ben de biraz hava — almak için sokağa çıkmıştım. Biraz ileriledim piyango bileti aldığim adam kolu-, ma yapıştı. . — Aman müjde Fevziye Ha- nım.. zengin oldun, dedi. Hakikaten zengin olmuştum. Işte paralar, artık kimseye minnet etmem. — Gözlünüz aydın, Na yapa- caksınız bakalım bu paralarla.. — Ne yapılmaz 3500 lirayla, ilk önce 200 fira kadar borcum var, onları Ödeyeceğim, sonra efendiciğime söyliyeyim, bu akşam bütün arkadaşlarıma büyük bir ziyafet vereceğim. Ondan sonra paranin iki — bin Mrasile bir ev — alacağım.. Geri — kalan 1200 Hrası ile bir dükkân kura- cağım, ne bıyığa minnet ne Tıkır tıkir para kazana- cak, yangelip keyfime bakacağım. Sait Kosler Gece Yaşayan İstanbul nbul, Sevda Kadar Derin Bir Uykuda.. ( Baştarafı 1 incl yüzde ) Moyvalar bilhassa Üzüm, erik, armut, şeftali ve elmadır. Ençok dayanan sebze patlıcan, en çabuk bozulan da domatestir. Hatta domatesi bozulmaması için çiy koparırlar, Yemyeşil doma- tesler, güneşte kızara kızara gelir. Ve işte “yabancı,, denilen doma- tesler, gayrıtabii şekilde olgunla- şan bu lezzetaiz domateslerdir. Meyvaların en çok dayananı elma, ve en çabuk — bozulani üzümdür. Bu itibarla, ekserl yerlerden özüm de koruk halinde iken gönderllir. En çok şeftali Bursadan, sonra Sapancadan gelir, Istanbulun en çok sebze ve meyva yiyen semti Beyoğlu, en z yiyen semti de Edirnekapidır. Yedikule ve Lângada hiç sebze ve meyyva satılmaz. Çünkü ora| larda aşağı yukarı bütün aileler kendi bahçelerinden, bostanların- dan geçinirler. O sırada yanımıza sokulan Halin gece nöbetçisi söze karı- Arak güldü : — Yanlış söyledin.. Istanbulun en axz meyva ve sebze yiyon semti Edirnekapı değil, Keres- tecilerdir ! Şu Halin içindeki binlerce kişiden bir tekinin bir salkım Üzüm, bir tek geftali, yarım domatos yediğini görmedim. Sıhhatli genç bir kız yanağı gibi pembe şeftalllor, taze gergin dudaklar gibi iştah açan nefis mürdüm erikleri, fukara sofrala- rında — hasreti çekilen — cânun ferik elmaları, ve zengin sofralar da baş sedire kurulan sulu, koca Ankara armutları burada rütbe- den ikbalden, itibardan düşüyor.. Onları yerleştiren — satıcıların yüzlerinde, lezzetli meyvalara el türen — İosanların — İştahı — değil, sürpüntülük karıştıran kimselerin iğrentisi varl.. Dağ gibi yığılmış meyvaların sebzelerin hudutsuz ” bolluğu, kc» kusu, manzarası gözü, — gönlü doyürüyor, biktiriyor, hattâ bü- landırıyor! Fakat büyük Hal — kapısının biraz ötesinin yerlerde, toz toprak içlade sürüklenen armut, domates tanelerini toplamak için, kapıcı« Bu akşam Fransızca sözlü büyük ve çok eğlenceli film. Dın tahta kadar sert şamarınığ soluk yüzlerinde şaklamasın: bile göze alan biçare yavrular moyvas dan sebzeden bıldmışa değil, tata mıişa bile benzemiyorlardı. * Kerestecilerde gece - varısını dan sonra saat 3.... Şimdi Istağs bulun dörtte üçü sevda kadar derin bir. uykuda. Fakat koyu bir sİs altında Üre peren Halicin çamur renkli suları Uzerindeki hareket ve ses gittikçöl artıyor. Tiz bekçi düdükleri, çat taka, takarlarına karışarak porı perde eriyor. Hal kapsı önünde miyavi havlayan uyanık kedi ve sürüleri meyva ve sebze süprüde tüsünden 1skat bekliyorlar. Gecenin siyah renginde belli belirsiz bir morarış var. Serin serin esmeyo başlıyağ rüzgür, ilikleri Ürpertiyor. Yelkenliler habire — geliyon kâtipler habire sayıyor, ve has mallar habire taşıyor. Soruyorum: İ — İstanbula 24 snatte gireg meyva ve sebre — miktarı ne kâi dardır ? Muhataplarımdan biri cevap veriyor. — 24 saatte vasati 7500 meyva ve sebze girer. Bir ka, vasat! 100 kilo meyva ve sebie bulunduğuna göre, Istanbula güğe de 750,000 kilo geliyor demektir, Fakat bu miktarın bir milyon kiloyu bulduğu sık sık vakldir. Ve bittabi kavun karpuz bu yeküna dahil değildir. Müstahsillerinin; mallarını çokk erkon, yani daha olmadan göne dermeleri yüzünden, e farla ziyan olan —meyvaların başındâ karpuz ve kavun gelir. Yarın: Haliç sularında sabah Darüşşafakalıların Gezintisi Darüşgafaka mezanları kurumu ta» rafından önümürzdeki Cumartesi günü ve Pazar gecesi için büyük bir deniğ gerintisi hazırlanmıştır. Şirketi Hayrle yenin 68 numaralı vapuru Cumartesl saat 18 de köprüden kalkacak, Marş mara ve Boğazliçi lekelölerine uğraya- vak sabaha küdar eğlenilecektir. MELEK Sinomasında Bir sinema yıldızının İçyüzü * DELİ KIZ Oyniyan : JEAN HARLOV Aynca: Paramount dünya havadisleri ve dünya şampiyonlarından TİLDEN tarafından TENİS üçüncü ve sonuncu kısım Amele İçin ,/* 70 Tenzilât. 15 Eyiöl 935 tarihiaden itibaren beş kişiden mürekkep olmak veya beş kişi Ücreti vermek şartile Aydin haltı dahil ve Erzurum « Sarıkamış, Bursa - Müdaaya, Samsun - Sahil hatları hariç olmak üzere bitişik şebekedeki istasyonların herbangi birinden diğerine iş bulmak ve iştea dönmek üzere seyahat edecek amele için * 70 tenzilât yapılır. Bu tenzilâttan İstifade etmek isteyen amelenin bulundukları yerin en büyük mülkiye memurundan ve memurun bulunmadığı yerlerde köy ihtiyar meclirlerinden birer vesika alıp İstasyonlara göstermeleri lâzımdır. Fazla tafsilât için iatasyonlara müracaat edilmelidir.(2515) (5416) ge