otb_uatı da G ÖRDÜKLERİMİZ Ger0 UKSN Dünyanın En Ihtiyar Avcısı Öldü ! Birkaç gün evvel Fransanın Echauffour köyün- de ölen Mösyö e Jüles Brard ha- sını öğrenen yatta iken düm çocuk yanın en ibtiyar avcısı olarak tanınıyordu. Yaşı 87 idi. Buna rağmen gücü kuv- vetl yerindeydi. Gözleride nurun- dan hiçbir şey kaybetmemişti, kışın karlı ve fırtınalı günlerinde muntazaman ava çıkar, sağlamlı- ğiti da buna borçlu olduğunu söylerdi. Anlattığına göre tüfek kullanmasını 7 yaşında öğrenmiş, İlk avını da 8 yaşında vurmuştu. * Fnıııdı garip bir. adam 7 yaşında fenk atı türemiş. Dava açmak me- Üai n raklısı — olan - bu adam, Fransanın aSi bir adam| muhtelif — şebirler rinde şimdiye kadar 850 kişi aleyhine dava açmıştır. Her açtığı davaya bir kulp, bir bahane bulan bu Adliye koridoru me- raklısı son olarak küçük bir Fransız kasabasının papazını dava #tmiş. İddiası gudur: Kil'senin çanı fazla gürültü çıkarıyormuş. Adamcağız, sabah: leyin kilise çamnı çalınmamasını temia için Noter vasıtasile papaza bir protesto çekmiş. Tabil papast bu protestoya kulak asmamış ve © zaman dava meraklısı adam mahkemeye başvurmuş. Fakat apas daha akıllı olacak ki kasa- 'anın Belediye doktoruna müraçat ederek Dava açan adamın akli müvazenesinden şüpheli olduğunu, kendisini bir defa muayeno et- mesini İstemiştir. İ * ngiltere'de bir adamın dört tane torunu varmış, olur ya, Üü Türkiye'de — dört kar yaşında veya daha ziyade torunlu kimse yok mu? Var amma, İngiltere'deki =Iıılını huıhıl dblı tarafı — var, ların hepisi de aynı günde doğmuşlardır. Ve şimdi bu dört âı.rzıııuı hepisi de kırkar yaşın r. Edebt “N Tefrika | Nx86 1170736 Saçlarımı düzeltmek için elimi yüzüme kapadım. * Nevyork... — Atlâs — denizinin Öbür başiı ve ben İsviçre dağı larının arasında sıkışmış gibiyim, Bu ne baş döndürücü, ne ka- dar Üümit kırıcı — bir. yaşayış Yarabbi. Tesadiifler benimle eğlenir, Oynar gibi birbirini kovalayarak karşıma yeni yeni hâdiseler çıka- Kyorlar, Dünyayı en fena gördüğüm bir anda önüme çıkan bir tesadüf Bana on beş gün öyle bir hayat verdi ki düne ait bütün acılarımı unptium. Ve bu coşkun hummalı gevişme Öyle ani bir vak'a ile düğümlerdi ki yevi başlayan acı- lar ceki yaralarımı - tazeledikten başka yenilerini açtı. Artk kendim harekete geçe- €ek ve beni sürükleyen bu tesxdülere karşı koyacaktım. Bu #ğret, emniyetsiz, sevgis'z hayat Parçasını kesip atacaktım. Onunla Münasebetimiz ne olursa olsun artık başka birinin iğretl adını taşım: Ltan kurtulacaktım. Bu ka: İ aĞ İ b eĞ Bulgaristanda : Kral Burgaz Tre- nini İdare Etti Bulgar İzcileri Belgrata Gittiler Sofya, 10 (Özel) — Bulgar Kıralı Borls, geçen gün Kriçimdeki sarayına gitmek İçia Sofyadan hindiği Burgas treninin lokomotifini Zvançevo garına kadar kendisi idare etmiştir. Kzal, Saranevo gazının perununda bekleşen yolcular tarafından tanılınca alkışla- marak karşılanmıştır. Bulgar İzcileri Belgratta Sofya, 10 (Özel) — Burada yapı- lan Sokal-Yunak şenliklerinden sonra Yugoslarya ve Bulgar kültür, spor teşkilâtları arasında her Ikl memle- kete gelim, gidim artmıştır. Bu defa da Bulgar izellerinden 140 kişilik bir grup Belgrada gitmiştir. İzeiler, Yus goslavyada Dedine Kıral sarayı ha< yalisinde toplanacak olan arsıulusal izciler kongresine iştirak edecekler ve on gün kalarak Yugoslayayı ge« zeceklerdir. Maaş Verilemiyor Sofya, 10 (Özel) — Bulgarlstanda şiddetin! artıran buhran yüzünden birçok yerlerde muntazaman maag verilmemektedir. İslimye (Silven)de fç aydanbezi maaş alamayan maden kömürü — ocaklarında — çalışan — 150 amele bu yüzden grev Uân etmiğştir. İngilterede: İşsizler Gittikçe Azalıyor Lonmdra, 10 (A.A.) — 26 Ağuntosta işaizlerin sayısı 1,947,9640 bu'muştur. Bu sayı 22 temmuza nazaran 24,977 noksan ye geçen gene ayai tarihe müzaran 188,614 noksandır. Groeonlanda Giden İnglliz Heyeti Döndü Londra, 10 (A, A.) — OCuest adlı latikgaf gemisi, başlarında Cautatila olduğu halde Groenlandın doğusuna sefer eden İngiliz heyeti üyolerile, Aberdcene gelmişil-. rye L Manevralardan dönen Amerika filosu Santiyago açıklarında büyük bir geçit resmi yapmıştır. Yukarı- daki resimde Amlral ge- misi Pansyivanlanın drit- notların en başında geçişi görülmektedir. Luizanada İşler Durdu suiku_lçlniıı Cenazesini Büyük Bir Kalabahk Kaldırmıştır Baton Rouge, 10 (A. A.) — Long- a sıhhi durumu ağırlaşmıştır. Üçün. çü kan naklinden «xonra, hekimler, ölümle muhtemel bir. perito. nitten korkmaktadırlar. Hasta, beze> yana başlamıştır. nada — içşler durmuş gibidir. Katilin Cenazesinde Binlerce Kişi Bulundu Baton Rouge, 10 (A. A.) — Katlil Weiss'in cenazesi, dün öğleden sonra büyük bir kalabalıkla kaldırıl mıştır. Salat Jozaph klişesi, tiklım tıklıa dolu idi, Polis tarafından güçlükle zaptedilen binlerce kişi kiliseya giree memişlerdir. Öldü Batomouge, A, A.) — Longe bu sabah 10 da ölmüğştür. Cumuriyöt başkanı — Roosvelti — solcu — siyasele sevkeden o Idi. Şimdi cumur mının sağa doğru dönmesi muhtemel. Lehistanda : Durum Değişti Hükümet Partisi Yeni Bir Şekil Alacak Varşova, 10( A.A ) — Pazar günü yapılan tecrübe, son seçimlerde tate bik edilen uaylüp muvafık olmadığını göstermiş gibidir.. Cumur Başkanı ile seçimi idare etmiş olan General Rydgamigbi'nin oya iştirak etmeme- leri nazarıdikkati çekmiştir. Sonuçsuz kalan bu teerübenin, hükümeti sarsmakla beraber, hükü. met partisini teşkil edem yoni bir gekilde teşkiline sebap olacağı kabul edilmektedir. Ukrayna azınlığının bu tecrübeden kuvvatlenmiş bir şekilde çıkması, İç Bakanı tarafından güdülen uzlaşma Pelyasasının bir sopucu telâkki edil. mektedir" Alman azınlığı, bir tek mevki bile elde edememiştir. Yabudi azınlığı, sorlukla durumunu muhalara etmiştir. Varşoya, 10 /A.A) — Yeni! Diyötte Uçta bir nisbetinde çiftçi, bep bakan ve saddce 5 eski saylay — vardır. Baş- kanlık Kurulu baştan başa yenilen- miştir. Varşova'da Hava Konferansı Vargova, 10 ( AA ) — Baltık ve Balkan ülkeleri arsıulusal hava kon- fezansının ikinci toplantı devresinin açılma törüni yapılmıştır. Bu konferansın erkesi, münakalAâta daha büyük bir güven vermektir, Yeni Diyet Kurulu Vargova, 10 (A.A.) — Yenl diyet kurulunda — 71 çifiçi, 27 İişyar, 15 avukat, 13 profesör ve Ööğretmen, 8 gazeteci, 14 endüsricl — voya mühen- dis, G tecimen, $ doktor, 6 işçi ve 3 papas vardır. Esrarengiz Harp Gemileri Lizbop, 10 (A.A.) — Asor nda- ları yöresinde dolaşan 23 esrar- engiz harp gemisinin nihayet hü- viyeti anlaşılmıştır. Bu ller, yaz manevralarını bitiren bir Ame- Alabalık Seçimlerden Sonra| Avı Kazdağı, Eye denizine en yüksek- tan bakan köşelerimizden — bi-idir. Edremit körfezi onun — endaminı göğsünde yaşatır. Truvanın — tarihi yins onun eteğinde yaşar. Boyu ikl bin metro kadardır, yaşı milyonları geçmiştir. Türke boyun eğen v> bu saygısile yükselen dağların <n ,aşı- Tarındaa biridir. İşte bu dağın ortasında buz gibi soğuk, gümüş gibi berrak bir su kaynar. Bu göze, © dağın sevinçle ağlayan gözüdür. İçinde binlerce Bl;ı sırrı ve bimlerce alabalık yaşar. Dün Çanakkaleden gelen bir arkadap, bana, kendini! bilmez bir takım aç gözlülerin o gözeye kurşun atarak balıkları ııuı.'ıu:. sörsemlettikle- rini, şepet sepet toplayıp Edremite fö!llır.'lllılulııl söyledi. Yüreğim sız- ladı. O gözeye tüfekle atılan kurşun- lar, dağın gözünü oka tutmak kadar bana çirkia yöründü. gamanda ga fıkrayı hatırladımı. Âksak Timura bir gün, bilmem nerede, bir tabakı yemek sunmuşlar. Büyük elhangir evirip bakmış, çevisrip bakmış, yeme- iğin neden yapıldiğını anlıyamıyarak sormuş: —Bu nedir, neden ve nasıl yapılmıştır? Cevap vermişler; — Tavus beynidir, bir 1ki yüz tavus fada edilerak yapılmıştır ! Timur, bu cevap Gzerine o yeme« İ yapıp getiren adamı / yanına ça- kırtarı — Bire zalim, der, bün bir otu- ruşta bir kaz yerim, bir. bakraç da ayran İçerim, Sen böyle doyurulan bir mideyi tavua beynine mi alıştır« mak iştersin! Bir tayus iki yüz kaz değarindedir, bana hergün tavus bey- ni yedirmek İçin © zavallı kuşların kökünü kesmek gerek. Günah değil mi?, Bir. dahi böyle haltetme, senin beynini köpeklere yediririm, Kazdağındaki alabalıklar da- hele © gözenin süsü olmak — bakımın- dan- birer tavus değerindedirler, On- ları ağla, olta İle teker tekar yaka- lamak deyelim bi *tavus tutmak gibi- esiz olsun. Fakat bir iki yüzünü sat- mak için bir iki binini karaya düşür. mek, tevus Deyninden aş hazırlamak gibi, saçma bir İş ve düpödüz suç değil midir? Her «öz gibi hör iş de — yerinde olmalıdır. Balık denizde — avlanır, dağda değil !. dir. rika filosuna nınatun M. T. Tan ——— ——— —— - min sevinci arasında kahrolma- Memleketten bekledikleri ha- Hükümetler arasında - hazırla- Cahit KIZI V)| rarla dağdan Indim, Bekliyordum ki Ali Sami Bey yeni bir münase. betsizlikle bana bu fırgatı vere'n. Ben onu beklerken görünme- yen — ve - kaderimirzi, hayatımızı gizli gizli yollara sürükliyon hâ- diseler umulmaz bir cepheden kar- gıma çıktılar ve beni altüst et tiler. Ne bileyim ki on beş gün on beş gecenin ©o hummalı macerası benl canlı bir hatıra ile şehre gönderecek, ve ne bileyim ki bu hâdise Ali Sami Beyin hayatında o! bir değişiklik yaparak bana bağlayacak. Ben bu dönüşü, bu Iki cephe- H dönüşü yine verdiğim kararla geri çevirebilirdim. Fakat tesa düfler bu kadarla kalmadı ki! Eşref Beyin önce Brükesle, sonra Ümitlerimi çekip götürür- cesine Amerikaya gidişi bütün mukayemetimi kırdı. Ne zalim tesadüfler yarabbi, Artık hayatımdan anneme bi- :Jklyıt edemiyorum, - Zavallı n saadetlme © kadar İnanı- yor kl! Ali Saml Beyin neş'esi, anne- mak için hep yalnız kalmak İste yorum. Yalnız kaldığım zamanlar zındana atılmış bir katil gibi di nün tarihine takılıp giden on beş günlük macerayı düşünüyorum. Hulüsi Bo,% de sık sık geliyor. Dekter Naci Fey ânnemin alatur- ka yemeklerini özledikçe hatırını #oruyor. Bu yabancı kasabada temiz bir yurtdaşlar köçesi ku ruldu, Herkes neş'eli, © kadar zevkine ve eğlencesine düşkün Ali Sami Bey bile şimdi keyfini evinin sakin köşesinde arıyordu. Bütün bu değişiklikler hep 1s- tırabımı kamçılamak için mi açaba?| - Dünyada hisler ve düşünceler kadar lâstik gibi uzanan, kısalan, kopan, eklenen ve çürüyen çey yok, Bir fikre, bir duyguya can- dan bağlanmanın ve inanmanın ne büyük bir budalalık olduğunu yavaş yayaş anlıyardum, Ali Saml Bey bendeki durgun: luğup sebebini rehatsızlığıma ver riyorı — Doktorlarla konuşuyor, kitapları kauştırıyor, ilk analığın tesirleri hakkında fiklrler toplu. yer ve beni eğlendirmiye çalışıı yor. Onu en hararetli zamanla: rında, o Paris seyabhatinde bile kendime bu kadar yakın görme- dim, Nasıl hayret etmiyeyim vo natıl sıkılmıyayım ki ondan en uzak kaldığım anlarda © bana yaklaşıyor. ber nihayet çeldi. İşleri -oluyor. Hulüsi Beyle beraber iki saat içinde Fransa hududunu aştılar ve ben geniş bir nefes aldım. Ali Sâmi Beyin birkaç haftada kendini - hissettirmiyen para ve kazanç hırsı birdenbire alevleni- vermişti. Ayrılırken uzun uzun alnımdan öptü : — Yavrumuzun nekadar uğurlu olduğunu zaten biliyordum. O bizi ömrümüz oldukça mes'ut edecek ! Dedi. Gözgöze gelmemek için başım önüme düştü. Maddi acıları ifade etmek pek güç değildir. Fakat bu yudum yudum akan zehirlere alışmak pek kolay değil. Annem de bütün kalan evlât seygisinl — bugünlere — saklamış gibi yüzümü ve karnımı okşamak- tan kendini alamıyor, Şimdiden hazırlanıyar. Ali Sami Bey giderken dok- tor Naci Beye rica etmişti. He- men hergün uğruyor. Gelmediği zaman telefonla soruyor. Bukadar sevgi ve ihtimam arasında mesşut görünmeye çalışmak nekadar zor, » Eşref Bey yalnız — kaldığımı bilmiş gibi uzun — bir mektupla bana vaziyeti anlattı. nan karşılıklı tlcaret mukavele- mamelerini yapmak — için aldığı vazife sırasında onun ( Nevyork ) baş konsolosluğunda bulunması muvafık görülmüş. — Buna dair birçok havadis verdikten sonra kendimize avdet ediyor ve beni her şeyi bırakarak — Amerikaya gelmeye davet ediyor. Bunun'için yardıma ihtiyacim varsa derhal yazmam ı da rica eden Eşref Bey bu işin başka türlü çaresi bulu- namıyacağını da pek haklı olarak Hâve ediyor. Mektubu kançıların adresine yazmış. İçinden — ayrı bir zarfla bana gönderiyor. Kançılara yaz- dığı mektubu bilmiyorum. Yalnız bu mektubu bir telefon haberin den sonra bana getiren kançılar. — Nevyorkta sizi tanıyan bir mektep arkacaşınız bu mektubu Eşref Beye vermiş, Siza gönde- tümesici göylemiş. Dedi, Bunun nekadar gülünç alduğunu muhakkak ki kançılar benim ka- dar anlamıştı. Fakat kibar çocuk bir şey hissettirmedi. Ya'nız Eşref beyin be.imle mektuplaşmak — İçin daha — çula bir yol bulamadığı muhakkak. Bu mektup. EBu haber. (Arkası vear)