Matbua ı?dıı[ GÖRDÜKLERİMİZ 4 Yaşında Bir Güzellik Kraliçesi Amerikada, Ohio eyâletinde, West Toledo şeh- 145000 Je rinde dört yııı'ııdu toğraf ara- | / Yörikulâde de- sında bir. | yecak — derecede seçme güzel bir kız ço- cuğu vardır. İsmi Joanne Sayder dir. Amerikada, Amerikanın en güzel çocuğunu seçmek İçin bir müsabaka açıldığını duyan annesi kızımı alıp derhal fotografçıları dolaşm'ya başlar, Şımarık ve kendi güzelliğile iftihar eden bir çocuk olmiyan küçük Joanne, binlerce kişinin resmini gönderdiği yere, annesinin kendi resmini de gön- dermek için çektiği bu sıkıntıları, katlandığı küfetleri bir - türlü anlayamaz. Teşekkül eden bir jüri heyeti haftalarca uğraşarak her taraftan gelmiş olan 115000 fotografı tasnif eder. Bu pek de kolay olmaz. Çünkü Amerikada küçük çocukların hemen hemen hepsi güzeldir. Nihayet yığınlarla fotog- raf kâğıt sepetlerine atılır ve tıılyo topu topu yirmi resim alır. Joannenin resmi de bunla- rın arasındadır. Jürl heyeti bunları da günler: ce tetkik ettikten sonra nibayet Joanneyi, Amerikanın en güzel çocuğu o'nrak ilân eder ve fo- toğrafını İlk gördükleri dakikada bile küçüğün fevkalâde gözelliği- nin masum ifadesinin tesiri altında kaldıklarını söylerler Dört ya- şındaki küçük — Joanneye hem parlak — bir kupa ve hoem de 15 bin lira mükâfat verirler. Yugoslavya Başbakanı Paris'te Parla, 2 (A.LA) — Yugoslavya Baş- Diş !.loıl Bakamı Stoya- (» #nat 20,50 dö Paris'a gelmiş ve istasyonda Laval adına karşılan- mıştır. Kargaşalık... : Belgrad, 2 (A.A.) — Malanedeben. de bir kargaşalık çıkmıştır. Polis işe karışmıştır. Bir ölü, 8 yaralı vardır. Edebi Tefrika s « ÇA ı», No: 77 3/9/ 86 TÜ Ğer Saat kim bilir kaç. Tam yedi buçukta famdöşambr odama ge- Tir, banyomu hazırlar. Yan:!dise, beni görmedise.. çıldıracağım, Yastığın altından sordum! — Sant kaç. — Yedi. Oh, geniş bir nefes aldım. — Siz biraz odadan çıkarmı- sınız. Parmakları başımı okşadı. — Üzülme Gülseven, seni dü- şünürüm, ben kalkalı çok oldu. Aş ğıya İiniyorum, sen istediğin gibi hazırlan, odana geç. Oda — kapısının — çekildiğini duydum. Başımı yavaş yavaş yastıkların #rasından çıkardım. Kimseler yok. Eşref Bey tertipli bir adam. Bana ait her şeyl toplamış, nra- mak zahmetinden, unutmak teh- likesinden kurtarmak için hepsini ortadaki masanın Üstüne bırakmış. Dizlerim kesiliyor, fakat geçen her dakika tehlike. Ben akşam kendi odam ve ııııiıııı zannile elbisemle kendimi arakmıştım. Bunu hatırlıyorum, ANASININ ... KIZI // ) —e ARARRAPAARAĞ , T 'SON POSTA Almanyada: Hava Ordusunun Büyük Manevreleri Berlin, 2 (ALA.) — Dördüneü kolordunun bugünden itibaren Ha« novre bölgesinde — yapı büyük sonbahar manevraları ile beraber, yeni Alman hava — ordüsünün ilk büyük manevraları da Brunsvik böl- gesinde başlayacaktır. Hava topçusunun üç bölüğü, bir projektör bölüğü va hava ordusunun Öteki teşkilâtı bu manevralara İştirak edeceklerdir. Bulgaristanda : PlevnedeRumenler Tören Yaptılar Sofya, 2 (Özel) — Bulgar gazete- lerinin yazdıklarına göre iki gün evel — Plevnenin yanında Grlvitsa köyünde Romanyanın Sofya sefiri M. Stoyka Rumen ecfarethanesi memur- Tarının Iştirakile 30 ağustos 1877 de Türklerle yapılan muharebelerde mak. tul düşen 15 Rumen xzabiti ile 1300 Ru- men askoeri için bir tören yapilmıştır. Komünletler Yakalanıyorlar Sofya, 2 ( Özel) — Zabıta, Yeni Zârada yeniden bir komünist gebekesi meydana çıkarmıştır. Bunların başında bulunan ve 632 yılında Rusyadan dönen Bacakof tevkif edilmiştir. 1 Eylüdi Hüödisesiz Geçti Sofya, 2 (A. A.) — Üçüncü en- ternasyonal — tarafından — komünist gençliği arsıulusal genlik günü olarak Mân edilmiş olan 1 Eylül bütün ülke- de hadlsesix ve tezahüratsız geçmişt'r. Frınıı_dı:_ Bir Tedhişçi Daha Yakalandı Parls, ? (LA) — Mulhause'den Peti Parislen gazetcsine verilen bir babere göre, gece, birçok siyasal sulkastlerin — faill olan 45 yaşında Buda!colgman bir tedhbişçi yakalanmıştır. Bu adam birkaç yıl evvel ar teninin| toplantı yaptığı odanın enmlarını kırmıştı. Stoyadinoviç'in geçtiği sırada bu adamın Mulhause'de bulunuşu garip görülmektedir, sonra ne zaman kombinezonla kaldım, elbiselerim hepsi ortada!, Fakat bunu araştıracak fırsat yok. Iskarpinlerimi ayağıma ge- çirdim. Damdesyondaki halimiz gözümün önüne geldi. Banyo sa- bahları çamaşırlarımız kolumuzda kapı önünde sıra beklerdik. Çift kapılardan birini açtım, dinledim, 608 yok, ikinci kapıyı da araladım. Korldor boş, fakat ziller çale yor, başımı yavaşça çıkardım. Loş koridorun sonunda iki hizmetçi kadın alçak sesle konuşuyorlar. Baktım. Yüzleri bu — tarafa değil. Fakat küçük bir ses, bir ha- reket başlarını bu tarafa çevir: miye yetecek. Iki oda kapısı arasında iki adımlık yer var, Kapının anahtarı Hstünde, Çıkarken kapamak üde- tim değil. Ikinci kapı kilitli. Fa- kat ondan korkum yok. Eşref Beyin kapısını geçeceğim kadar araladım. Ve onu tekrar kapamıya lüzum ülıılyınk rüze âr gibi kendi kapımın önüne !ıyduı. Artık tehlike yoktu. Ni vrver eee sercenerersen, Rusyada ; Casusların Muhakemeleri'e Başlandı Moskova, £ (A, A.) — Tas ajansı büdiriyor ; İrkutsk'da toplanan Sov- yetler birliği Yargutay hakyeri sücl * kolleji dün bazı beyaz Ruslarin muha kamesine başlamıştır. Bir yabancı devlet casusluk — teşkilâtinin tallmatı üzerine Mançuri yolile Sovyet topra- gına girimiş olan suçlular ceki - Albay Kobilkla ile eski subaylardan Porela- dof ve Olenikof'tur. Yanlarında silâh, yangın bombaları ve mukabil ihtilâl neşriyalı olduğu halde hududu yeç- tikten soura tevkif edilmişlerdir. Suçlular, Ük — tahkikat sırasında, suçlarını tamamen itiraf etmişler ve faaliyetlerinin amaç ve araçları ve talimat aldıkları kurumlar hakkında geniş bilge vermişlerdir. Ynnanistanda : “Rejim İşlerini Bırakalım,, Atima, £ (Özel) — Eski Dış Bakani Mihalakopulos Avrupaya yaptığı gezl- den — dönmüştür. Memleketi — olan Patrasta göreteciler İle konuştuğunda kendis'nin cümhuriyet taraftarı bu- lundağunu, fakat ufkun — tehlikeler göstdediği gu zamanda, herkerin veğim işlerini bir tarafn birakurak, memleketin müdafaasımı kuvvetlen- dirmeye çalışması lâzım - olduğunu söylemiştir. Maksimos Cenevreye Gidiyor Atina, 2 ( Özül) — Bu ukşamki tron ile Çenevreye gidecek ulun - Diş İşleri Bakanı Maksimos Cümbur Baş- kanı Zaylmisi siyaret ederek memle- ketla iç ve dış elyasaları ile Yunanis- tanin Cenevrede meşgul olacağı şey- leri anlatmıştır. hayet kendi kapımın önünde idim. Ve Eşref Bey çoktan aşağıya İnmişti. İçeri girdiğzim zaman kalbim Acı acı çarpıyordu. Artık kurtul- muştum. Fakat bu heyecan ve ustırap beni altüst etmişti. Neşe ile başlayan bir akşamın iltihaplı hummalı gecesi ve hoele elim ve hazin sabahı beni çok saramıştı. Arkamdaki kombinezonu da attım, Ve kendiml ilık suların şırı- tısına bıraktım. x Ne oldu? Bu bir gecenin tarihinde neler geçti. Eşrel Bey. Ve onun bana bayağı gelmi- yen fougöre kokulu odası. Ben bu kokuya aldanmıştım. Onunla dans ederken başı omuzuma dü- şüyordu. Ve ben saçlarından sizan bu kokuya alışmıştım, Bu koku bana bayağı gelmedi. Önlüme açılan kapıdan beni karşılayan bu alıştığım koku be- ni aldattı ve ben.. Evet, bu hakikattı. Ben onun odasına girmiştim ve yarısı yemek, eğlenmek, dans etmek ve sarhoş olmakla geçen gecenin Öbür yarısı benim rüya gibi gördüğüm o leziz hakikatle geçmişti. Tekrar siyasal faaliyetine başlayan iŞuşnig Avusturyada: Habsburglar . Meselesi Şuşnig Küçük Andlaşmaya Cevap Veriyor Viyana, 2 (A. A.) — Sehüsebniş, Wiener Neue Stadtta, Marle Therer sü okulu talebesina verdiği bir söylevel Siyasal Faaliyetind tekrar başlamıştr. Chusehaing, bu söylevinde küçük aatant konferansından soura Bled'e ya- yılan bildiriğin Habsburg'ların tokrar tahta geçmelerine dair olan kasmına bilyrsıta cevap vermiş ve demiştirki : İlgili Ülkede mevzuu bahsedilmiyen iç mamelelerin başka Ülkelerde görü- yülmesi Tüzumsuz bir asabiyet ve bir endişe uyandırmaktan — başka bir sobUCca varaımaz. Avusturya, her ne gekilde olursa “olrun, mes'uliyetlerini kavramaktadır. Büyük Bir Denizci Öldü miş olan Aaniral ld Kustans'ın öldüğü bildirlliyor. Amiral, en büyük Geniz etratejist - sevkulceygeçi - lerin- den türi zayilmakta idi. Şimdi penceremin camları ©- tünde dışarıda Tâpa Tâpa yağan karlara bakarak bua bir gecenin tarihinl tekrar etmiyo çalışıyorum. Bu gecenin yarısından sonra- ki hüdiselerin rüya değil, Kübus değil, hakikat oluşu şimdi bana garip bir acı duyuruyor. Bu acı, acı değil, mayhoş, kekremsi fakat yine İlezzetli bir acı... Hattâ buna acı diyemiye- ceğim, Şuurum ba tadı bana acı gibi gösteriyor. Fakat — içimde, Şşuurumun altında bir gizli heye- can noktası bunda en yüksek zevklerin çiçeklenmiş, — ağdılan- mış usüresi olduğunu haber ve- Fiyor. Arasıra yüzüme kan çıkıyor. —_Goeeıı'n ikinci yarısma ait dü- şünceler ve hatıralar İbunu ya- piyor. Şimdi onunla yöz göze yek mekten korkuyorum. Fakat o her zamarki İnceli- ğini yine gösterdi. Beni günahımın acılarile ya- mız birakmak . için çekildi. Alla- bım, beni mes'ut etmek için me kadar işkence çektiriyorsun! * Onun salonda olduğunu bili- yorum. Ve bunun için inemiyorum. Sıkıiliyorum. Birkaç kere yanıma gelen aai B ü BĞ sl BU GÜN G « Pire Ve Yorgan .p A . Hikâyesi Pire için yorgan yakmak bikâyesi bir bakımdan keçi inadımı, bir. taral- tanda — zahmötsizce rahata ermek kaygus'le büyük büyük ziyanlar göze almak alıklığımı batıra getirir. Yata- Yında uzamıp yatan herhangi bir ada- mın pireyi yakalıyamayınca yorganı yakması yenilmez bir inat taşıdığını gösterir. Fakat plirenin ona verdiği eza İle yorganın yakılmasından doğan ziyan — kargılaştırılınca yapılan — işin salt inatçılık değil, düpedüz alıklık olduğu da anlaşılır. İşte atalarımız. ba alıklığı göz Bönüne koymak ve kandaşları, yurt- daşları Ööyle bir duruma düşmekten koruyabilmek için bu masalı uydur- muşlar ve pire İçin yorgan yakan adamın — hikâyesini çağdan — çağa mlras bırakmışlardır. Hlgaz ormanlarımızda geçen gün yüz gösterip tam 12 kilometroluk bir sahayı — kaplıyan yangının — alervleri hentiz erimeden Bürhanlı köyü yanın- daki ormanların da tutuştuğunu gaze- *telerde okuduk. Bu yeni yangının ne ikadar Tiyan yaratlığımı ve ne za- man söndürülebileceğini hesaplamaya zaman bulmadan yeni bir telgraf geldi, bize Dudaydaki kar kalmaz ormanının da tuluştuğunu, Üç gün- denberi cayır cayır yandığını bildirdi. Bizde orman yangını, en çok, tarla açmak — kaygusundan — doğar. Çobanlık eden küçük yaşta çocukla- rın da arasıra eğlenmek için orman- Jara steş — verdilderi — görülmüştür. Fakat uluzal servet İçin büyük bir yıkım demek olan bu yangınların birinci sebebi tarla açmak hırsıdır. Kazançla ziyanı ölçemiyecek kadar dar — düşünceli ve sıfir. Dilgililer ya kendi tarlalarım gerilşletmek, ya- hut yeni bir tarla yaratmak için bu ağır suçu ötedenberi işleyip dururlar- dı Köy koruların! yatırlar beklediği *halde ormanların bekçisi, veki devir- lerde, yok gibiydi. Bu da o düşüncesiz ve bilgisiz köylülerin dilediklerin! yapmalarını kolaylaştırıyordu. Cümhuriyet devrinde aormanların korunması için haylı geniş tedbirler alındı, fakat birbiri ardından yüz göse teren gu yangınlardan anlaşiliyork! geçmiş günlerden artâ kulan kötü bir Adeti bilâ güdenler vardır. Bu gibile- vin akillarim — başlarına — getirmek, gannederiz ki, önemli ödevlerimizden ibiridir. M T. Tan oda hizmetçisi genç kız sordu: — Madam inmiyecek misiniz? Balkon penceresinin önündeki koltuğa gömlülü kalmışım. Kafam, gözlerim çalışıyor. Dışarıda bütün oötel halkını çılgına çeviren güzel bir kar yağıyor. Tam spor günü, Başım ağrıyor. Nasıl ineceğim. Inemiyeceğim. Ononla yüzyüze sıkılıyorum. Bu on dki saatin hâdiseleri on dokuz yıllık ömrümün en he- yecanlı ve muhakkak ki en zevkli hâdiseleri. İçimdeki o buruk kekremeli, mayhoş lezzet yerini kaybetmiyor. Fakat 'başımda 'bunun günahır- dan, kabahat oluşundan, memnu oluşundan gelen bir ağırlık. Üzün- âü we sıkınlı var. Bu da solmasa! Bir fırtınadan sonra gelen dur- gunlük, sükünet gibi şimdi vücu- düm din eniyor, Kendimi yoklu- yorum. İki tesir altındayım, Biri, o gecenin rüyadan tatlı hatırası. Ve kafama yerleşen bu hatıra- nn günahı. O kadar. Sant İlerliyor. Ve aat ilerledikçe ders ve gelmekten cera waati gelmiş “haylaz bir kolej tülebasi gibl ürklüyorum. (Arkası vaz) B