Hergün Üzümleri Y;ıkınız e Acı Bir Tecrübe * Üzümleri Yakınız Erezilyada — yüzbinlerce ton kahveyi dağ gibi kümeler halinde yığıp yakıvermiyorlar mı? Kanadada vagonlarla buğday- ları denize dökmiyorlar mı? Amerikada yüzbinlerce hay- vamı öldürüp ateşe atmıyorlar mı? Bizde neden olmasın. Bizde de Üzümleri yakınız, Niçin? Çünkü üzüm mahsulü fazladır. Fiatler düşüktür. Eldeki malı kıymetlendirmek için fazlaya ateş Veriniz. Bunu söyleyen, İzmir ihracat tüccarıdır. Avrupa ve Amerikada, istih- galle istihlâk arasında ahenksiz- lik, istihsalle pazar — arasında Uygunsuzluk — olduğu için, fazla mal yakabilirler. Bu, o memleket- lerin, yani büyük kapitalist ülke- hlerin hastalığıdır. Onlar bu hasta- lğın tedavisine yanaşamadıkları için, yaraya merhem sürmekle işi bhalletmiye çalışıyorlar. Fakat biz o memleketlera ben- zer miyiz? Bizde istihsalle istihlâk arasında voe İstihsalle pazar ara- sında — ahenksizlik — mevzubahs olabilir mi? Biz henfiz o derece yüksek — kapitalist — ülkelerden #ayılmayız. Onun için de onların hastalığı bizde yoktur. Binaen- aleyh onların kullandıkları mer- heme de biz muhtaç değilliz. Memlekette şeker yiyemeyen, Meyva yiyemeyen milyonlarca İn- san var, Fazla Üzümünüz mü var- dır, onu bu mühtaç halka dağı- tınız. Elinizdeki yetmez bile. * Acı Bir Tecrübe Bize kıymetli ve genç bir san'atkârı kaybettiren acı bir tecrüber Vapurlarımızda sıhht yardım teşkilâtı noksan. Vaktile Amerikan gazetelerin- den biri limanda işleyen köçük vapurlarda — aıhhi yardım — ve kurtarma — tertibatının — noksan olduğunu iddia etmiş. Vapur şirketi, dünyanın her tarafında olduğu gibi, derhal tekzibe kalk- mış ve şirketin manevi haysiyetine bir tecavliz telâkki ettiği bu neş- riyattan dolayı gazeteyi mahke- Mmeye vermiş. Gazete, ertesi gün İyi yüzü- gülerden birini alıp bir tecrbeye karar vermiş, şirkete haber ver- meden yüzücü vapura bindirilmiş, ve tam yolun ortasında, İntihar ediyormuş gibli yaparak, yüzücü ini denize atmış, halk arasın- da bir telâş, vapur durdurulmuş, fakat vapurda kurtama tertibatı moksan olduğu İçin adamı kur- tarmak mümkün olamamış. Niha- yet yüzücü yarım saat sonra tek- far vapura alınmış. Bu suretle kumpanyanın batası filen ispat ilmiş. Bizde vapurlarda ve deniz hamamlarında doktor - bulunma- dığı, hatta yardım - tertibatının ksan olduğu İddia edilmiş ol- ydı, şirket bunu derhal yalan- hyacaktı. Fakat İşte acı bir tec- rübe bu noksanı filen meydana çıkarmıştır. ç Vapurda küçük bir cam dolap İçinde birtakım ecza şişeleri ve birkaç paket pamuk vardır. Fakat müstacel bir vak'a ve Ihtiyaç halinde bu eczaları kulla: Hacak adam — ve imkân yoktur. Bu cezaları kim alacak, hastaya İm verecek, nerede — ve nasıl Verecek? Vapurların yan kamaraların- dan biri bir küçük sıhhi yardım Odası olarak hazırlansa, burada her türlü ilk müdavat vaşıtaları bulunsa ve böyle bir vak'a halin- de hasta buraya getirilip dikkat Ve itina İle tedavi altına alınsa daha İyi olmaz mı? Yolcuların bayatı, kendi ara- B ' lerden fazla SON POSTA Resimli Makale Kadın, nedense, Şaytana çabule kapılır. Onun için ola- onda peşini bırakmaz. da, yatağında; sokakta, hulâsa hayatının her — safha- a kovalar. Kadın dalma onunla çarpışmıya ve onun Fakat bir gün gelir mukavemeti kırılır, Şeytanın aldatıcı sözlerine, parlak zihirlerinin oazi- cak ki, Şeytan da esiri olmamıya çalışır. besine kapılır ve kendisini bırakıverir. Şeytan kadını düşürmek için muhtelif silâhlar — kullanır. Bazan parayı, basan modayı, bazan sevgiyi silâh olarak Susuzluk Tehlikesi Yok OÖnu, evinde, cnat eder, bir muhitüir. Bentlerde İhtiyaca Yetecek Su Var, Yalnız Kuyularda Sular Çekiliyor İstanbuldaki bütün kuyularda sıcaktan, yağmursuzluktan sular çekilmiştir. Sebze bahçeleri sa- hipleri daha 10- 15 gün yağmur yağmadığı takdirde — bütün kış ekinlerinin mahvolacağını, mev- sim mahsullerinin de kavrulaca- ğını söylemektedirler. Susuzluk, şehir içinde de baş göstermiştir. Şehir içindeki kuyu- lar da kuruduğu için halk çeşme- su çekmeye başla- mıştır. Diğer taraftan Valde ve Kırkçeşme bentlerinde — suların azaldığına dalr çıkan rivayetle- rin aslı yoktur. İlgililerin verdiği — malümata göre ğgerek Valde, gerek Kırk- çeşme bentlerinde — kış ortasına kadar yağmur yağmasa bile şeh- rin ihtiyacını — karşılayacak su vardır ve suyu idare ile kullan- ma tedbirlerine bile ihtiyaç gö- rülmemiştir. Dün İki Fırın Daha Kapatıldı Belediye, halkın, tam muayyen olan çeşni dahilinde ekmek yiye- bilmelerini temin için bütün fırın- ları daimi bir — kontrol altında bulundurmakta devam etmektedir, Dün biri Hasköy diğeri Kü- çükpazar nahiyesinde olmak Üze- re iki fırm daha birer hafta müddetle — kapatılmıştır. Çoşni Işinden başka, noksan tartı. ve firınların sağlık iİşlerine de azami surette dikkat edilmesi belediye- ce yeniden temim edilmiştir. Sıhhi şeraite uygun olmıyan fırınlar hakkında da bu hususta mevcut talimatname ahkâmı tat- larından çı terkedilebilir. mi? Her doktor böyle bir mesull- yeti Üzerine almak İster mi? Hatı olduğu yerde sayıyor yazıyor. Bir gazetede şunu okuduk: |Telefonda Değişik-. ; lik Yok Komiserler Yeni Vazife- lere Tf_yin Edildiler Telefon şirketi Iki gündenberi hükümet tarafından işletilmekte- dir. Şirkette 76 &ı Hırıstiyan ve Musevi olmuk Üzere 375 Türk 14 te ecnebi memur vardır. Ec- nebi memurların ondördi işten çıkarılmıştır. Bunlardan yalnız 3 tanesi devri teslim muamelesinde bulunmaktadır. 375 memurun hiç birl işinden çıkarılmıyacak ücret- lerde biçbir değişiklik olmıyacak- tır. — Artık vazifeleri kalmamış olan komiserlerden biri abonman dairesi, diğeri yazı işleri dairesi |ıfh'gino tayin edilmişlerdir. ün Beyoğlu, Kadıköy ve İs- tanbul — santrallarında — devir ve teslim muamelelerine başlamıştır. Buralar bittikten sonra diğer 11 küçük santralda tesellüm muame- lesine başlanacaktır. Maaş Sahipleri Sıkıntıdan Kurtuluyor ( Baştarafı 1 inci yüzde ) Bu pratik usulün muvazenel- umumiyeden maaş alan dul, ye- tim ve mütekaitlere de tatbikı düşünülmüş ve çok daha pratik bir usal bulunmuştur. Bu pratik usul şudur: Her maaş sahibinin Malsan- dığında veya Malmüdürlüğünde adresi vardır. Malmüdürlüğü ma- aş bordrosunu, bordronun tutarı olan maaşı ve maaş sahiplerinin adreslerini Postahaneye verecek, Posta Idaresi de her maaş 'sahi- bine ayrı ayrı bir havalename tanzim ederek parasını verecek- tir. tıpkı. bir adamın diğer bir adama posta vasitasile para gön- dermesi gibi. r—————___—î_———-— İSTER İNAN Buğday Hiatları son zamanlarda düştü. Fakai ekmek denebilir. başına yalnız 10 para indirildi. Gazeteler, bundan sonra narhın 15 günde bir tesbit edilmesine karar verildiğini İSTER Son hafta kilo rak tesbit etmlşti. olmalari için karşılık İNANMA! * “Son zamanlarda buğday fiatları düşüktür. Buna Tağmen un fiatları üzerinde çok az bir değişme olmuş- tur. Belediyo geçen hafta narbı. 10 kurüş 10 para ola- Fakat birçok Tırıncılar bu fiattan eline alır ve kadına onunla hücum eder. Bunlarla muvuffak olamazsa o vakit başka ve daha korkunç silâhlara müra- Genç kızlarımıza, Şeytanla yapacakları kavgada müvaffak âhlar vermeye çalışalım, Mukavemet #lilâkları, irade, tomiz bir terbiye, kuvvetli bir ahlâk ve iyi Kızlannı ihmal edenler, onları Şşeytanın aldalıcı - cazi- besine terk ediyorlar domektir. & Rumen ulusal çalgıcıları Balkan Festivalinde Rumen Ve Yunan Heyet- leri Geliyorlar Balkan festival komitesi çalış- malarına devam etmektedir. Ko- mite dün Adalara gitmiş, şenlik yapılacak yerleri -gezmiş, vücude etirilecek tesisatı tesbit etmiştir. ece sabaha kadar âteş oyunları yapılacak, renkli maytaplar yakı: lacak, ateş şelâleleri vücude ge- tirilecektir. Festivalde bulunacak Rumen heyeti 10 Eylülde, Yunan heyeti ;iıdlı: Eylülde şehrimize gelecek- lerdir. Çekirge Akını Bir iki gündür Istanbul civa- rında — kırlarda, — tarlalarda ve hatta şehir sokaklarında çekir- geye rastlanmaktadır. Bu çekirge- ler şimdilik ekine zarar verebile- cek bir halde değildir. Bunların imhası İçin lâzımgelen tedbirler alınmıştır. Büyükadada 12 Çam Yandı Büyükadada Lunapark yak- nındaki fundalık, kimin tarafından atıldığı belli olmayan bir sigara yüzünden ateş almıştır ve 10 metre murabbar fundalık ve bir düzüne çam ağacı yanmıştır. Bir Tayfa Yaralandı Piripaşada Mustafa kaptanın yelken gemisi direğine çıkan tay- fadan Akif muvazenesini kaybe- derek yere düşmüş ve belinden ağırca yaralanmıştır. aşağı ekmek satmakladırlar. ,, İSTER İNAN İSTER İNANMA! — Sözün Kısası Mazutlu Ek -Ta Biz, İstanbullular ömür adam- larız | Cin akıllılığı kimseye ver- görünürüz de, halk- bizden saf, bizden uysal dünyada hiç kimse yoktur. Kafamıza vurup hemen ağzı- mızdan lokmayı alsınlar !, Nelere tahammll etmez, ne- lere inanmaz, ne küller yutmayız? Hem de bu kül yutmak tâbirini burada hiç te mecazi manasile kullanmıyorum: — Harbiumumide, külü, ekmek niyetine bilfill yut- müuş insanlarız. Hâlâ da, çepeçev- re deniz olan bu şehirde, sulan- mıiyan sokaklarımızın yanıbaşla- rındaki yangın yerlerinden her saat havalanan külleri mütevek- kilen Aalellah yutmakta devam ediyorüz. Her şeye kuzu kuzu boyun eyeriz. Şu bizde, bu bizde, falan bizde, filân bizde, adamı soyan esnaf bizdedir. . Dillerimize — birtakım — laflar dolamışızdır:. " Ne verseler ana şakir, ne kılsalar ana şâdi,, ; “te- vekkelin gemisi batmazi,,; “ek mukadder, layügayyerl,,.. Kuru bir valtle yıllarca avu- nuruz. Başımıza gelen dertlerin tevilini, badem ezmesi gibl çiğ- nemeden yutarız. Hepsi de çifa niyetinedir. Bostanlar lâğım sularile sula- nır.. Ekzemalı, uyuzlu dilenciler omuzlarımıza — kadar — sokulur.. Yarım masura menba suyu ile bir milyon damacana doldururuz., Çocuklarımıza süt diye dere suyu ile nişasta içiririz... Daha da meler yapmayız Hepsi de şifa niyetine. Geçenlerde kıyıları çoktanbe- ridir kömür deposu olduğu için, biç olmazsa — denizden İstifade edegeldiğimiz boğaziçinde — bir sanrınç gemisi battı, (800,000) kilo mazut o camım suları berbat etti. Günlerdir, bu cıvık, bu iğrenç kokulu tiksindirici mayi, kıyılar- da tınazlar gibi yığılı kömürlerle karşı karşıya, İstenbul ile alay ediyorlar. Iki, üç gün, İstanbullular iğ- rendiler, boğucu sıcaklara rağmen denize girmediler. Fakat onlarla alay edenler öc olsun diye galiba, muzibin biri çıkmış: — Mazktlu banyo fevkalâde sıhhidir!. Palavrasını savurmuş.. Ve dündenberi, yine denize girenler çoğaldı.. Şifa niyetine! Biz, bu şifa niyetine ne zehirler yutmuş, tevekkelin gemisi batmaz, itikadile no filolar batırmış insan- larızı Mazutlu nmıâoçü et- mişiz, ne çıkar? le bu da bulunsun! İzmirdeki Aykırı Işler Üze- rine Başbakan Emir Verdi ( Baştarafı 1 inci yüzde ) 20 kuruştan 15 kuruşa düşürerek memleketin Ekonomsal varlığını baltalamaya yeltenmişlerdir. Fakat hükümet bu gibi canbazlıklara kat'i bir son vermek kararını a- mıştır. Türk köylüsünün alın teri spekülâsyoncuların elinden kur- tarılacaktır. Bunun için memleket mahsullerini korumak üzere bir kanun lâyibası hazırlanıyor.,, Benim haber aldığıma göre, bu kanun lâyihası Üzüm, incir, fındık, tütün, bağırsak, yumurta, ceviz ve diğer ihracat maddelerimiz üzerinde dalavereli işler yapılma- sının Önüne geçecektir. Kanun, Türk ofise fiat koymak hakkı | verecek, spekülâsyon ve fiat dü- düşürme katiyen yasak oölacaktır. Söylendiğine göre, memleket mahsullerinin dalavereci âmiller- den kurtarılmasını, bizzat Başba- kan emretmiştir.