Eint Denizlerinde Türkler Yazan: M. Turhan Piri Rele- Murat Re's « Hadım Silleyman Portekiz Askerleri Ve Papasları Titreye Titreye Hadım Veziri Selamlayorlardı Bu sebeple yiğitin nâsıl ve yiğitliğin nice olacağını çok iyi bilirdi.Şimdi gör- düğü sahne gözüne ışık, İçine aydın- hk doldurmuştu, Seyrek rasgelinir ©lr savaş gördüğüne İnan getirerek büyük bir heyecan geçirmişti. Hele Kaygusuz dediği Saferin gerçekten bahâdir olduğuna Inamı artarak ken- dine dost edindiğinden dolayı enikonu kivonç doymaya başlamıştı. Bayrağın kale üzerinde dalğalan- dığını görür gör o heyecan, c iç g sevinci, o kr (e «oşkunlaştı ve dim vezir, şi fadığı —gündi berl belki ilk defa ola- tak, — yardımcısız yerinden — fırladı. Baştardeden kara- ya uçacakmış gibi bir hamlâ göste- verek bağırdı. — Yaşa Kay- güsuz savapı gü- G&el bitirdin!. Bir iki — saat sonra Hadım vezir, geni ele geçen ka- leyi ziyarete geli- yordu, kendini kargılıyan Safer Relsin alnından öperek yoldaşlarına da İltifat ediyordu. — Berhüdar olun kurtlarım, ber- hudar olun şehbazlarım. İylyçı aklığı gösterdiniz, Türk Ününü yücelttiniz. Portekiz nekerleri, papazları titre- yen bir. dizi halinde Hadım veziri selâmlıyorlardı, Önünde yerlere eğili- yorlardı. Yerli halk da, Adenlilerin yaptığı gibi şen yaygaralarIn Türk zafe. rini kutluluyorlardı, anlaşılmaz — kasl- deler ırlıyorlardı. Dravitlerden Babüre lere kadar bütün — Türkler, yirmi yirmi bir — asırdan beri Hindistanda böyle kargılanmışlardı. O milletin bir ferdi olup Avrupada, Asyada, Afrika« da bu çeşit yaygaraları dinleye din- leye kııılıııı. olan Süleymen Paşa, © gürültülerden değil kendi askerinin omuzlarında yükselmiş — gibi duran zafer heykelini ruh gözile gözmekten zevk alıyordu. Bundan BÖtürü — ilkin aakerleriyle görüştü, her birine bir şey #adetti, sonra halka doğru yürüdü. Üçlerinden söz eri birkaç kişinin seçile mesini istedi ve onlar kendi huzuruna gelince sordu. e zize efendilik edenleri kö- le yaptık, ya sıraladık, Bu yapı- lan iş sizi indirdi mi? Halk mümessilleri hep bir ağızdan haykırdılar; — Bir gününüz bin olsun. Bize Yeniden câm verdimiz. — Bizden — bir dileğiniz var mı? Ne iİstiyorsunuz, neye ihtiyacınız var? Mümessiller göz göze — ve kulak kulağa geldiler, — biraz fısıldaştılar, sonra dileklerini söylediler, — Bu herifler, Portekizliler yıllar- danteri sülük gibi kanımızı omdiler. Onların damarlarında bizim mahmız, mülkümüz, — şerefimiz, — haysiyetimle dolaşıyor. Bu damarların boşaltılma- sımı, bizden emilen herşeyin yine top: rağımıza akıtılmasını isteriz. — Yanl bunları öldürelim, öyle mi? — Evet! — İşte bunda saçmaladınız, biz düşman yenmeği, düşmanı kılıç elle- rinde iken yok etmeği biliriz. Lükin tutsak öldürmeği bilmeyiz. Sizi köle- Tikten kurtarmayı da kendimizö borç tanıdık. Fakat bu borcu Öderken cel. Yüt olsmayız, Ve Saler relse döndü: — Kaleyi yıktır ev'üt, temeline ka. iktir. Bu çelebiler de içerilere, gitsinler, kendilerine yenl bir yurt edinsinler. Burada kalırlarmsa ya- rın başlarına yeni bir kale daha örü- lür. (*) Tutsaklara gelince onları yü: (© Gon yahut Koka kalesi Türklerin dönüşünden sonra yeni baştan yapıldı. Fa- Kat on sekizinci asrın — başlarında — bütlün Hindistanı kasıp kavuran, kolera Kokada da oturulmayı İmkânsız Lıraktı, / Portekizliler, b afetin önüne geçilemeyeceğini anlayınca Kokayı bıraktılar İçine tek bir Hin'li sekul- mamık kararile başka bir yerde ve denizin tam kıyısında yenl bir kale kurdular, adımı *Yeni Guvan,, koydular. Bu yepyeni şehrle halkı yalniz papaslardan, Pertekizli askar ve tec'menlerdan ib retti. Şimdi Üç asır öne O, anadan doğma bir yiğit kişi Idi...— rüdeceğiz, Kat kales! Gönüne kadar götüreceğiz. Haydi iş başına! Safer Rela, çarçabuk tımar öttir. miş olduğu yaralarını Hadım e sezdirmemişti. Onun verdiği emir Üzerine küçük bir dinlenme ihtiyacı duymadan işe başladı, Kuka kal yıktırmıya koyuldu. Bu amöüöliye, o kaleyi almaktan, düşürmekten daha | güçtü, daha yorucu idi ve daha uzun sürmüştü. Bununla beraber Süleyman #mark « on kasa sayılacak bir zaman İçinde - yerine getirilmişti, Kuka kalesi yok edilivermişti. Daha dün, bir kolunu Hindistaniın geniş ufuklarına bir kolunu denize doğru uzatarak taştan bir ejder gibi gözlere korku veren o sağlam kalenin yerinde artık yeller esiyordu. * Bir kısım - tarihçilerin “ Kâre , dedikleri Kat kalesi Kukadan daha şimalde ve denizden uzakta İdi. Hadim Vezir bunun da alınmasını Safer Relst 1smarlamıştı. Çünkü bir Misir Valisi, bir Osmanlı Vezirl ve n Paşa gibi Ünlü bir ku- Türk savaş erlerince pa- diye amnılan böyle ufak tefek — kalelerl almak — için kılıç kuşanamız ve ata binemezdi. O gibilerin böyle bir zahmete katlan« maları için karşılarında adı ünlenmiş büyük kaleler ve kendilerile de boy Ölçülmesinden Ün ahnacak kumat- danlar bulunmak gerekti. Bundan ötürü Süleyman Paşa, Kukanın ve katın alınmasını Safer Reise 1smar. hyordu ve ona gösterdiği bu güven, Hint denizi seferi sonunda Saferin parlak bir yer alacağını gösteriyordu. Üç bin kişllik bir alay halindi ilerleyen Türk askerleri, Kat kale önüne Kukadan alıman bin tutsağı da beraber götürmüş'erdi. Hadım vezirin onları göndermesinden maksadı, Kat- takl Portekiz askerini ürkütmüök ve teslim — olmalırını — kolaylaştırmak içindi. Safer Reise talimat verirken bu maksadını açığa vurmuş ve kale- dekileri yola getirmek için bu eslicle- rin hayatını ileri sürerek pazarlığa girişmesini de söylemişt. Hadım ve. zirin fikrince bu bin esirin öldürüle. eeği söylenirse Kat muhafızları heye- cana düşecekler ve kaleyi Safer Re- ise vermek zorunda kalacaklardı ! Halbuki © hesap hiç de doğru çıkmadı, Katdaki Portekizliler kendi yurtdaş ve ırkdaşlarının sağlığile, di. riliğile ilgilenmedi, Türk fırkasını ateşle karşladı ve ateş altırda tuttu. Şimdi tatsız. bir durum yüz göz- termişti. Üç bin Türk bir taraftan Kat k>lesini çember altında tutmıya savapıyorlardı, bir yandan da — bin düşman tutsağını hareketsiz bırakımı- ya uğraşıyorlardı, gerçi herifler bağlı di (Arkası var) ge tapıdığı değeri kaybetmiştir. ALT.T. SON POSTA Ağatos 21 Mükâfatlı Anketimize Cevaplar Dinarlı Mı, Çoban Mı? Kazanacak ? (Baştaralı 1 inel yüzde ) Bu mükâfatlı anketimizla şart- larını bugün do kısaca tekrar ediyoruzı 1 Cevaplar nihayet 6 eylül akşamına kadar gazetemize gön- derilmelidir. 2 Cevaplara bu yazının altın da kupon da ilâve edilmelidir. 8 — Mektuplar “ mükâfatlı anket memurluğuna,, hitap etme- İldir. Şimdi de şu sütunlara, bir muharririmizin — rast — geldiği kimselere sorup aldığı cevap- ları yazıyoruz: * Fatih Saraçane İifalye cad- desi No. 3 Bay Zeklı — Bıirakın canım şu Dinarlıyı. Uçurulan balonlara bakarak biz de bir kuvveti var sandık. Elbette Çoban yenecek. * Kayseri han No. 5 avukat Bay Behçet Macitı — Ben Çoban Mehmedin ka- zanacağı kanaatindeyim. Ve öyle umuyorum ki bu kanaatimde a- danmiyacağım. * Yanli kitapçı Kenan Yusuf: — Dinarlı çevik olabilir. Fa- kat Çoban kuvvetlidir. Dinarlının kazanmasını her nedense İstiyo- rum, Amma velâkin gelgelelim ki böyle işlerde hak kuvvetindir. Kuvvet de Çobanda olduğuna göre mesele yoktur. Arnavutköy, Vezirköşkü 6s0- kağı, 2 numaralı hanede, Orhan Tuna: — Sizinkisi de: “ Armut mu tatlıdır, lmon mu?,, Diye sormı- ya benziyor. Görünen köye kıla- vuz mu İster ki? Dinarlı Mehmet, çelik gibi vücudile, sualinizin can- h bir cevabı halinde duruyor. Bence, Türkiyede onun karşısına çıkacak tek pehliyan yoktur. l Fatih, Hırakalşerif caddesi, 32 numaralı hane, Arifl — Ben bü işten pek anlamam amma, Dinarlıyı çok methediyor- lar, Okadar ki, ben, görmeden, bilmeden, onun yeneceğine emi- nim | x Yeni Maçka han,2 numaralı dalrede Feridun : — Ben Dinarlı kanaatindeyim | * Ekisper Mustafaı — Pehlivanlık Türkiye ve Türkiyeye has bir spordur. Çoban Mehmet pehlivanlığı Türkiyede öğrenmiş ve Türkiyede ilerilet- miştir. Dinarlı Türktür, Amerika- da usul öğrenir,, vücut ve oyun terbiyesi görür ve elbetteki her Amerlkalı veya Avrupalıyı yener, Mutlaka bu, Türkiyede yetişen ve kuvvetçe kendinden Üstün olan Çobanı yeneceğine dalâlet etmez. Bu itibarla Dinarlının Çobanın elinde perişan olacağına şüphe etmem, kazanacaktır » Hava makinist mektebinde Cahitı — Bence Dinarlı kazanacak, birçoklarının Mülâyim - Dinarlı maçı neticesine bakarak söz söy- lediğini zannediyorum. Bu netice Çobana da bileceğini göstermez. Buna sporun sürprizi deyebiliriz. Dinarlı Çobanı alt edecektir. | Küçüklân- ga, Musta- fa Kemal cad- desi, 113 nu- maralı hane Cihatı — Bu da sorulur. mu canım? Ço- ban — Melb- met kaza- nacak el bettel * Hafız Yahyaı — Bu da sualmi bayım? Dinarlı- Mülâyim güreşi, bu #sorgunuzun cevabını bilfiil vermiş olmadımı ki? Ben Çeban Mehmedin, Dinarlı ile karşılaşmaya tonezzül edişine şaşıyorum. Dinarlı evvelâ çobanın gömezlerini yensin de ondan sonra onun karşısına gelsin | * Sirkeci, şerbetçi Ahmet Kadri usta kalfalarından Ismall; — Tabit Dinarlı kazanacak, Çarşamba da, medrese arkası sokağı 7 numaralı hane, Allı — Siz Dinarlıyı görseydiniz bu suali sormazdınız ! O, bir İnsanı değil, bir dağı devirebilir. Çoban Mehmedin, Dinarlıyi yenmesi şöyle dursun, karşısındn barınabilmesi için, bir fıçı kuvvet, bir araba da çeviklik Nlâcı alması lâzım ! * 'Top gazetesi muharrirlerinden, eskl kaleci Ulvi Ziyar — Serbest güreşte, Çobana n'sbeten çok daha çevik ve tec- rübeli olan Dinarlının yeneceği muhakkaktır, Bebek, n.n:oııı. 29 numa- rada, Muvakkar Ekremıi — Dinarlının babası, maçın sonunda, etrafındakllere dönmüş ve: — Oğlum idmansızdı, hava karumuna kurban gitti! demiş. Benim fikrimce, Dinarlı Meh- met, hava kurumuna değil, kendi kurumuna kurban gitti. Bu itibarla ben — mütavazı Çoban Mehmedin, bu kurumlu balonu iyice söndüreceğine ka- nilm | * Ressam ve Karikatörist Teo: — Tam manasile serbest gü- reş yapılırsa Dinarlı kazanacak- tır. Çobanın kuvveti, Dinarlının tekniği söylenmeden geçilemez. Şu var ki bu asır, teknik ve makine asrıdır. — Dinarlı yene- cektir. Birçokları Dinarlının Mülâyime yenilmesinden cesaret alarak Ço- bana da yenilecek diyebilir. Fa- kat sırtı yere getirilinceye kadar uğraşsalardı Mülâyim yenilecekti. * Eskişehirde pilot mektebin- de Burhanı Çobanın ömrlünde sırtı yere gelmedi ve gelmiyecektir. Nasıl olur da Dinarlı gibi bir pehlivan dev cllsseli Çobanı yener. Dinarlı M? , , . Adrdoe . . x4 48Son Posta,, nın Mükâfatlı Anket Kuponu KİM KAZANACAK ? Çoban Mehmet MI ? Gedikpaşa Tülcü sokak No 7 Misak: — Geç canım, şu Dinarlinın lâfım - etmeyin, Mülâyimin - ll Çobanın önünde hiçtir - sırtını yere getiremiyeu Dinarlı Çobanla nasıl — boy Öölçebilir. Elbetteki yenilecektir. * Sirkeci Hamidiye caddesi Numara 13 İshakı — Şu Dinarlı da amma balon uçurdu ha. Çobanın yanında bari lâfını etmeseniz. Ben onun Çobanle boy — ölçüşmesine “bile hayrel ediyorum. * Fevzi Paşa somt ocağı baş- kanı Halltı — Dinarlı hayâlâta, propa: gandaya kapıldı gitti. Halbukl Çoban her gün idmanla meşgul aralarındaki fark: Biri JAf işi, diğeri spor yapı* yor çalışıyor. Bizde biraz çocuk- lukta merak sardık, gerçi sporda iş belli olmaz amma benhâdisata bakarak Çobanın — yeneceğinde karar kılıyorum. * Yodi Gün Mocmuası Sedet Semavi — Oyunda sırtı yere gelince- ye kadar devam edilirse Dinarlıi muhakkak yener. Aksini bilmem. Bununla beraber yine Dinarlınıt yeneceğinde karar kılalım. Zira adamcağız teknik biliyor. a Gedikpaşa, Caml sokak 34 numara Senih: — Dinarlının Amerikada çı» kardığı galibiyetler lehine hüküm verdiriyor. umuyorum *i Çobanı süpürecektir, x Divanyolu 182 numara ber- ber İsmali — Kimin kazanacağını benden iyi, Dinarlıyı yenen söylüyor. O Çoban yenecek diyor. Bu benim de düşüncemdir. Çoban yenecek ve onun yenmesini İstiyorum. Mülâyim Avrupa Yolunda Öğrendiğimize göre Pazar gü nü Dinarlı Mehmedi yenen Mülâ- yim pehlivan, birkaç güreş yap* mak Üzere Avrupaya gitmektedir. Askere Çağrılan Gençler Eminönü Askerlik Şubesi Başkanlınındanı 331 doğumlulaf — ve bu doğumlularla moayene edilme" — Bi lâzımgelen eratların yerli ve yabanı — cılarının son yoklamasına 1-9-935 tarihinden 30-10-935 gününe kadar ikl j ay devam edilecektir. — Her hılhn' pazartesi, garşanba, “ cumt — günleti l ( Binbir Direkteki ) Eminönü Aakerlik Şubesinde munyene - edileceğinden bi — doğumluların nutüs hüviyet cüzdanlar — riyle okullarınıt da varsa ehliyotnam? ve mektep diplomalarile gelmeleri ilâ8 — olunur.