15 Ağustos 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

15 Ağustos 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

A 4 : K a - Fpnlar Tağr t — Südeli gü İ AMĞ v öz Bt ! t ü YA ç 'i Ka l ai katbuatı (GÖRDÜKLERİMİZ ıııııı Borsa Oyunu Oynayanlara Bir Ders Paris gazetecileri bugünlerde, on binlerce Paris- Aneebtkirlı liyi — dolandırmış banker Kris-| Van bir Ameri- tof Kolorm- | kalı bankerin çe- bun yumnrta- irdiği — dolapları sını buldu virdiği n ! anlatmakla meş- guüldürler. Neidecker adını taşı- yan bu zat kendi kendine dü- şünmüş : — Dünyada borsa oyunu ile zengin olmuş acemi biç yaktur. Bilmedikleri için yüzde 99 ziyan ederler. Bunlarım bu bilgisizlik- rinden İstifade etmek mümkündür, diye düşünmüş ve hemen müş- terinin borsa muamelelerini icra etmek maksadile bir banka aç- mış, reklâmla da birçok müşteri toplamış. Hareket tarzı şu İmiş: Bir müşteri muayyen miktarda vadeli esham satın almak için emir verdimi, bu emri bir kenara yazar, karşısına ogünün fiatını da kaydeder, fakat bu emri, esham Satın almak suretile filen İlcra etmezmiş, Bsonra satın alınması İstenilen esham borsada hakika- ten düştümü, banger müşteriye müracaat ederek aradaki farkı istermiş; Bu manavra senelerce devam etmiş, bangere mlilyonlar kazandır- mış, fakat geçenlerde küçük bir ihmal yüzünden meydana çik« mıştır. Amerikalı olan banker şimdi yine Amerikadadır. Frnsız adli- gesi bu zatın Amerikadan çıka- rılarak Fransaya teslimini lste- mektedirler. x Fransanın en genç uçmanı Fransanın | Madmazel — Elisa RA Bierlen — isminde en genç FAY-Ü kir genç - kızdır, yarecisi yaşı 1ödır, Üç dört gün önce jlrl heyetinin önünde imtihan vererek diplomasını al- mıştır. Madmazel Elisa Bierlen Fransa tayyare kullübü başkamının kızıdır. Edebi Tefrika No: 58 “Briç,, dekl — müzik de pek güksek, Burada — çalanlar — san'atkâr olduğu gibl dinleyenler de sanati takdir edecek kıratta insanlar. Bizim yat kulüpte travyatanın bir parçası çalınırken: — Ne güzel tangol Diyen ahmakları hatırladım. Lüks, şatafat meraklısı deği- lim. Fakat eyi ve güzel şeyi se- verim. Bu seyahat içimdeki bütün asıl arzuları birer birer meydana çıkarm.ya baılıdı. Yı.ıdığımı yeni yeni duymaya başladım. Bu gece, (Kafe briç )in bu aydınlık ve yeşil köşesinde yemek yerken zevkin heyecanından — kalbimin çarplığını hissediyorum. En güzel yemek, — en güzel İçki, en güzel müzik ve en şık İnsanlar... Hayallerimizi dolduran cennet âlemlerini ibadet ve per- hiz karşılığı olarak bize vâdeden- ler yalan söylüyorlar. Vehim ve mide hümmasından gelen tatlı rüyalara — kapılmak için sebep yok. Ölümden sonrası için mey'"- lut âlemleri hayatta — bulmak, duymak ve yaşamak varkenl.. Gece yarısından sonra başım- pembe bir şampanya sarhoş- | sonuncuda Finlândiya - İskan- dinav Yakınlaşması e <ocAao -— —— — e ANASII M İtalyadaki Su Baskını Faciası SÖON POSTA ğu Haber Beş Yüz Kişinin Boğuldu- Veriliyor Bunlar, Duvarları Yıkılan Bir Gölün Suları Arasına Gömüldüler Turin, 14 ( ALA., ) — Alessandrla cıvarındaki ovada köyü halkından yüz kadar adamiın bir seddin yıkılmasiı boğulduğu ve yüz evin yıkıldığı haber verilmektedir. Torino, 14 ( A.A ) — Nolara felâ- keti, çoğu evlerinde ansızın su bas- kımına uğrıyan kadın ve çocuklar olmak üzere, kırk kişinin ölümüne s#ebep olmuştür. Duvarları yıkılan göl, Ceneva fabrikalarını çalıştıran elektrik santıralını işletmâkte idi. Torino l4 / AA) — 700 nüfusu olan Nolare köyü ile bütün muhabere ve muvasale kesilmiş olduğu için ölenlerin sayısı kesin olarak belli değildir. Biribirine zıt olan haberler- den birine göre ölenlerin sayısı 500 « yükselmektedir. Kopenhag'da Yeni Bir Konferans Kuruluyor Paris, 14 (A.A.) — B. Beck'in gö- retini çözeleyen Jurnal gazetesinin Helsingfors Özel aytarı, Polonya dış bakanının bu göretin Bonuç'arından umusaya - İnkisara « uğradığını yaz- maktadır. Baltık bölgelerinin durumunu de- ğiştirecek olan hâdiseler arasında, bilhassa, Finlandiya —dış * bakanının yakın istifası ve Finlandiya - Skandi- nav yakınlaşması bulunmaktadiır. Rivayet edildiğine göre, hâlâ gizli tutulan bu yakınlaşmayı İsveç Diş Bakanı Sandler hazırlamıştır. B. Sandlerin, İsveç, Norvaç ve Fen- landiyayı Eylül başlangıcında Kopen- hagda toplanacak bir konferansa ça- ğgırdığı söylenmektedir. İtalyanın Yeni Paris Elçisi Berlin, 14 (A.A.) — İtalyan elçlal B. Vittorio, Paristeki yeni ödevine başlamak üzere Berlindenm ayrılmıştır. Hem Haydut Hem Koruyucu! Romanyada Azılı Bir Hay- dut Hapisaneden Kaçtı Bükreş, 14 / AA ) — Moldavya il polis ve jandarması seferber hal- dedir. Cinaf maceraları ile Romanya da taniınmış olan azılı haydut Corolu yanındaki bekçisi İle birlikte Botosani hapishanesinden kaçmıştır. Bir yıl evvel Corolu, Moldavya ve Bukovina zenginlerini haraca kesen haydutların korkutucu şefi idi. Corolu kendisine “ zayıfların ve ezilenlerin koruyu- cusu ,, adını. vermiİşti. Haydut, gerçeken fakir köylülera yardım etmekte idi. Bundan dolayı köylerde kendisine büyük bir nam yapmışt. Corolu ölüt - katll « suçu ile ve gıyaben müebbet küreğe mah- küm edilmişti. Hükümet makamları kaçan hay- dudun — başını getirene — ikramiya verecektir. |- Fransada Yeşil Kurbağa Yağmuru Grenoble, 14 (A., A.) — Son gün- | lerdeki fazla sıcaklardan sonra, Gra- noble yöresine, yağmurla — karışık küçük yeşil kurbağalar — yağmıştır. Sebebi, horlumların durgun suları emerok balık ve kurbağaları da bir- likte çekmeslidir. Bu mahlüklar bazan günlerce havada —kaldıktan sonra yağmurla beraber yere düşmektedir. Almanyada Kaçakçılık Berlin, 14 (â. A) — Bugün Ber« linde esham va döviz kaçakçılığına alt ikl davanın rüyetine başlanmıştır. Birçok din adamlarile iki sivil suçlu bulunmaktadır. Lehistanda İşsizlik arşova, 14 (ÂA. A, ) — erin geçYı şı:;tı 50(0 bin oan ıahyf:ılâoo bine İnmiştir. i _gar ııaşl;;iı Toşet Bulgarların Temel Yasası Toşef Yasanın Eylülde Ha- zır Olacağını Söyledi Sofya, 14 (A., A.) — Başbakan Toşef, hazırlanmakta olan temel yesa projesinin Eylülde hazır o'acağını &öy- lemiş'ir. Bakanlar kurulu, setâhiyetli şah- siyetler ve seçilen parlâmento Üyeleri bu projeyi gözden geçirecekler?ir. Karar bir geneloy Hle değil, parlamen- to tarafından verilecektir. Toşef, yeni bir seçim — yasası da hazırlanmakta olduğunu ilâve etmiş- tir. Parlâmento seçimi, İkinci Kânun- dan veya Şubattan evrel yapılmı- yacaktır. Fransız Parası Evvelce Düştüğü Tehlikel Durumdan Kurtulmuş Paris, 14 (A. A.) — Fransız ban-« kası genel direktörü iskonto fiatları- nin azılmasının, daha normal bir duü- ruma cönülmekte olduğunu göaterdi- ğini söylemiştir. Bütçe densizliğin franga karşı coğurduğu tehlikenin kesin olarak önüne geçilmiştir. İsviçrede Bir Gösteriş Lugano, 14 (A.A.) — İsviçre telgraf ajansı, dün, uray binası önünde İrre. dantislerin hareketlerine karşı protes- toda bulunmak Üzere, uray tarafından tertip edilen bir gösteri yapıldığını bildirmektedir. Cahliit luğu ve içimde dokuz. yaş heyecanı İle otele döndük, coşkun bir on * Ali Sami Bey ( Paris) teki İşlerini bitirdi. Şimdi bir haftalık sılkı bir proğramla geziyoruz. Gündüz ağırbaşlı, ciddi; san'at yerlerini geziyoruz. Louvre müzesi, müze nasyonal, güzel san'atler akademisi bunları ayrı ayrı gün- lerde gezebildik. Yalnız Louvre müzesini gezmek hem de üstün- kör gezmek için ancak bir gll- nümüz yete bildi. Ali Sami Bay gsan'ata karşı meraklı, hevesli görünüyor. Fakat san'at hakkındaki bilgisinin pek yalınkat olduğunu anlıyorum. En sade ve belli eserleri yanlış an- lamış. — Yüzlemiyorum. “Onu edip, âlim, san'atkâr bir koca diye düşünmedim ki! Bu Kategorideki insanlar hep böyle.. Emin Tesun Bey bundan birkaç gömlek daha geri idi. Artık kendim için yaşama- nan zevkini tatmıya çalışıyorum. anladım ki hayat — arkadaşlığı için bir çok feragatler kabul Yo etmek — İTâzim, telâkkller, gör- - ELR güler, duygular o kadar başka başkakil dünyanın en güzel san'at eserlerini toplayan heykel, resim san'atın incilerini geniş galerile- rinde dünyanın kıymet bilir gö- züne teşhir eden Louvre müzesin- de Ali Sami Beyin en hoşuna giden denizcilik hayatının durum- larmı — gösteren eski — kalyon, brik ve korvet örnekleri oldu. Venusde Milonun etrafımı alan kalabalığı gördüğü zaman: —— Budalalık, dedi. Bu kolu kırık heykelin nesine bakıyorlar sanki! ve onun asıl hayreti, hatta hırsına kabartan şey — kiymetli şeylerin bulunduğu galeride teş- hir edilen pırlanta oldu. Kohinor dedikleri bu ham, yontulmamış taş Napolyonun el- maslı, incili kılıcının bulun büyük bir camekânın ortasında, lâcivert bir kadife üstünde ışıl işıl bakıyor. Bunun dünyadaki meşhur — elmaslardan — üçüncüsü olduğunu bir yerde okumuştum. Ceviz büyüklüğünde bir taş. In- san gahici olduğunda şüphe ede- ceği geliyor. Belki de taklittir. Olur a. Milyonerler asıl pırlan- talarının taklitlerini kullanır, asıl- larını kasalarında saklarlarmış. Ali Sami Bey: — Kimbilir, dedi. Belki asıl taş Fransa Bankasının yeraltı mahzenlerindedir de bu teklididir. — Peki, etrafındaki dört ta- bancalı bekçi ne duruyor. - — Gösteriş olsun diye! Bun- lar olmasa taşın kıymeti kalmaz. ) ÜKE Gdf vişi Tikaml- 'k'.' Tam iş adamı düşüncesi. Bu taş İranlıdlardan Ruslara, Ruslardan Fransızlara geçmiş di- ye bir rivayet var. Belki de doğru çünkü adı da bunu hatırlatıyor. Fransızların Kokina dedikleri ta- şin asıl adı (kükinur) köçnomuş. Louvre müzesini ikl partide gezdik. Öğle yemeği için Ali Sa- mi Boyin pek eskiden keşfettiği şarabı. ile meşhur bir lokantaya gittik. Burası bir Italyan lokantası, Hakikat şarapları pek güzel, müş- terisi de temiz. Yalnız biraz gü- rültülü yer. Buranın bir kususl- yeli varsa çok güzel kahve pi- şiriyorlar. Zaten adı da Resturan moka yarından sonra Paris etralını gezmiye çıkacağız. Patuya ısmarladığım bir tuva- letle bir manto ve iki apremidi- min provalarını bugün bitirdim. Parise gelince boş getirdiğim elbise — valizlerini — doldurmadan gitmek doğru değil, İsviçrenin zenginleri de elbiselerini buradan getirtiyorlar. Ali Sami Bey çok para sar- | fediyor. Şanzelizdeki büyük — Kerlen fabrikasının satış mağazasına uğ- ramıştık. Bütün çeşitlerden birer örnek aldı. “Koku,, mağazala- rındaki hesap da pek kabarıktı. Bunları ben istemeden o srar ederek aldı. Halbuki ben böyle çeşit koku ç k Yü Ka ' - İ meraklısı değilim. Isterim ki be- i v e. İ gel * v a R y Li ÜFi S yt Üt * « j K A a KA - n Sa 'rl'ı 5 —Unutan Bir Suçlu Suçlu Ragıp — oğlu Şeref. zimmetine para geçirerek her'neyi Suçu | zarara sokmak, İadiaya göre, bir ma- | liye dairesinde memur iken dalave- reli İşler çevirerek yekünu epey tutan devletin resmi damga pullarını nok- sanlaştırmış. Şimdi tabil mevkuf. Duruşmesı yapılıyor. Son duruşmada Şeref mah- kemeye bir istida urzatarak okunman- sıni diledi. Suçlu Istidasında diyor ki; “— Ben kabahatsirim. Bana düş- man olan bir müfettişin iftirasına uğradım. İlk duruşmam yapıldığı vas | kit suçsuzluğum anlaşılarak serbest bırakılmıştım. Fakat &z bir müddet sonra beni yine yakaladılar 35 aydır | yatıyorum. Beni tahliye ediniz,,, Buna karşı müddeiumumi dedi ki: Suçlu Şeref, yaptığı işler yetmi- yormuş gibi mahkemeyi — yeniden iğfale kalkıyor. Kendisi, maliye mü- fettişi Hakkı Atamanın teftişte tesbit ettiği pul zimmeti Üzerine yakalana« rak mahkemeye getirilmişti. Sonra mahkemeye maliye müfettişliği tara- fından bir tezkere — gönderilerek Şerefin suçsuz olduğu bildirildi. Bizde kendisini serbest bıraktık, Fakat —iki gün sonra — anlaşıldı ki maliyo — müfettişliğinden gönderilen müzekkerö tamamile sahtedir ve suç'u Şeref tarafından ikinci bir suç işlene- rek yapilmıştır. Kendisini derhal ya- kalattık ve 'her iki suçtan da takibata başladık. Binaenaleyh Şeref kabahat- siz değildir. ve isteği de yersizdir, Tahliye talebinin reddini dilerim. — Gördünmü Şeref? Sen bir de tahliye istiyorsun, — Ben bigünahım. — O artık en son duruşmada an- laşılacak. Fakat seni serbest bıraka- mayız, — Fakat ben sürünüyorum. — Mahkeme kimseyi süründürmez, Şimdi maznunsun. — Değitim. — Suçsuz clmasan burada işin olmaz. ; Mahkeme, Müfettiş Hakkı Atama- 'nın teftişte bulunduğu Muğla'da ora mahkemesi — vasıtaslle Şşahit olarak dinlenmesine karar verdi ve duruşma başka güne bırakıldı. Suçlu, jandarma önünde salonu terk ederken hâlâ söyleniyordu; — Suçsuzum ben, suçsuzum, nim kokum kendimin olsun. Kız- hğımda bazı şık hanımların el- biselerinden — ziyade - kokularını kıskanırdım. Bu kokular bizim tuhafiyeci dükkâönında, esans ve losiyon satan mağazalarda duyul- mayan — garip, vahşi, — yabancı kokulardı. Gitgidae anlamıya başladım. Kokunun da İyisi pahalı. Müpte- zeli ucuz. Herkesin kokusunu sü- rünmek hoşuma gitmiyor. Ali Sami Bey böyle hususiyet meraklısı değil.. En pahalı şey.erin en iyi şeyler olduğuna inanmış. Belki doğru. Yalnız en pahalı şeyler arasında insanın kendi zev- kine, duygusuna göre seçebilece- ği ayıı bir örnek olmalı ki üstün- lüğü belli olsun. Bir gün gezmek için Printearps mağazalarına girmiştik. — Jenevre (Grand Passage) ın on, on beş misli büyüğü olan bu mağazada en ucuz ve en çeşitli şeyler var. Çorap. mendil ve boyunbağı dal- resi bir âlem. Binlerce, yüz bin- lerce çeşit, çeştt deniz gibi. dalga dalga serilmiş, gelen geçen karış- tarıyor. Bir gün önce Bulvar Hosmanda bir muğazadan kendime bir dü- züne ipek çorap almıştım. Pahalı çoraplardı. Gece çorapların'n bir çiftiine doksan frank verm ştik. Burada beş franga çorap var. Ve hiç de fena değil. Evde giymek İçin çok işe yarar. İpekli ve ba- getli. Almak istedim. ( Arkası var ) ”. (0 ' _1 K —_'.'>.'i'/;

Bu sayıdan diğer sayfalar: