29 Temmuz 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

29 Temmuz 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hint Denizlerinde Türkler Pitl Rels- Murat Reis - Yazan: M. Turhan Hadım Süleyman Hünkâr, Hint Topraklarından Evvel Mustafa Beyle Saferi İstiyordu.. Hint denizine gitmesi için emir verildiği sırada Süleyman Paşa haylı ihtiyardı, seksenini — aşı * bulunuyordu. Fakat zekâsı, gençlie ginde olduğu işleri bir. bakışta ması gerekli olan şeylerin en - doğ- rusunu ve en kolayını — seçmekte büyük bir kudret gösteriyordu. Onun göze çarpan ve batan tek bir. kusuru vardır. Süs — sevmükl.. Kendisi sırma, ipek, altın ve elmas içinde pırıl pıril parladığı gibi korucu haker olarak bezlediği bir alay genel de - hükümdar saraylarında görün- meyen biz biçimde- süslü gezdirirdi. Bir alay genç dediğimiz korucu- Tarının sayısı hiç bir. vakit binden eksik olmazdı, bin bire de çıkmazdı. En yaşlısı yirmi beşten artık yaz görmemiş olan bu gençlerin hepal pehlivan yapılı olup altı aylık bir manda yavrusunu bir den çıkarıp — indi n ) geçirmedikçe © alaya urdı. Böyle #seçkin ve yetişkin olan gençler, Süleyi Pi sarayında blirer prens gibi yaşarlardı. İdman ve talim saatleri dışında onlar, en ağır ipekli kumaştan elbise giyerler, ayaı biçimde altın kemer kuşanırlar ve elmaslı hünçör taşırlardı. — Yüzleri güzel, biçimleri çok düzğgün, giyim- dleri pek parlak olan bu bin genecin başında gezintiye çıkan hadım Süley- man Paşa, bin Apollon arasında dolaşan ihtiyar bir Jobiteri andırırdı. İhtiyar, şişman ve uslu bir Jobiterl, Kahire kalesini yeni baştan yap- tıran, — birçok mahalleleri — düzene sokan, Misiza İki büyük eami arma- #ğan eden ve her yıl İstanbula “ Mısır hazinesi , adile yük yük para yolla- mayı usul haline koyan bu hadım adamdır. (*) Süleyman paşanın da elçiye yaptığı İlk suru Safer relse ilgili İdi. Elçi hünkârdan, Ayaz paşa- dan sonra Hadım vezirin de onu dile almasından yeni bir Uzüntü duydu. (ğokıın unutulmuş Yemen işlerine bu kadar önem verilme- sinden kendisi için de tatsız bir sonunç seziniyordu. Bununla be- raber İstanbulda ilişilmiyen kelle- sine Mısırda hiç dokunulmıyaca- ğını düşünerek biraz geniş nefes alıyordu. İşte bu ferahlıkla Hadım verire uzun uzuün cevap verdi. Safer reisin Güceratı hünkâra armağan vermek için sabırsızlan- dığını anlattı, dolaşık yollardan yürüterek y.lgü dostu — İçin güzel sözler söyledi. Hadım, #essiz sessiz. onu din- Hiyordu, söz bitince tüysüz başını kaldırdı. — Safer, dedi, ayağını denk almalıdır. Çünkü Osman oğulları Bavaşta — bozgunluk — yapanların suçunu belki bağışlarlar, Fakat kendilerini saymayanları unutmaz- lâar. Mustafa beyle — Saferi de şevketlâ — Hünkâr, - yıllardanberi dilinden düşürmiyor. Bana verilen emri de işte gördün ve duydun. Hindin topraklarından önce onları yakalamaklığım — isteniyor. Ben kendilerini — yakından — tanınm, severim, Bir çocukluktur yaptılar, sınır. dışına kaçtılar. Barl çu fırsat çıkmışken akıllı davranıp ta Hünkârın gözüne girseler? Ve birden hatızlamış gibi davranarak şu hikâyeyi anlattı; — Benaltı, yedi yapındaydım, () Süleyman Paşanın Misirdar her yil İstanbala yolladığı para, #ekir yöüz bin okka altındır. — Sonraları bi m, inip çıktı, Mehmet Alinin layanı arında Üç yüz elli bin altına düştü. Mehmet Ali, Musrı ele göçirince vergi olarak İstanbula beşyüz bin alün yollamıya beşladılar. — Hidiv. İsmall Paşa bu vergiyi yedi yüz elll bin Uraya çıkaraı. Büyük Harp çıkımcaya kadar bu para Mis.rdan alınırdı, Düyunu - Umumiyoyo verilirdi. saraya alınmışlım, terbiye edili- yordum. Fakat cin fikirli bir ço- cuktum, bacaklar arasında yuvar- lanırdım, her yere girip çıkardım, her şeye kulak verirdim. O sırada Fatih Sultan Mehmet Midilli ada- sını, yaman bir savaş yapıp, ele geçirmişti. Adanın beyi Nikola Gatelozyo da yakalanmıştı. Fatih, likin Nikolaya güleryüz gösterdi, serbest bıraktı. Sonra onun sara- yında bulunup bir kısmı seçilerek hünkâr hizmetine verilen delikan- lılar arasında vaktile Istanbuldan kaçmış bir saraylı gencin bulun- duğu meydana çıkınca İş değişti. Meğer o delikanlı Fatihin yanın- dan savuşunca Midilliye gitmiş, dininl değiştirmiş, Nikola Gate- lozyoya nedim olmuş. Fatih bunu anlar anlamaz kaçak genci par- çalattı, Nikola İle yeğenini sor- güya çekti. Onlar can korkusile şaşırdılar, müslüman olup kellele- rini kurtarmak istediler. Hattâ kendilerini sünnet bile - ettirdiler. Lâkin Fatih, kendi uşaklarından birini yanlarına almak ve kullan- mak suçunu bir türlü bağışlaya- madı, herifleri boğdurdu. Mustafa Beyle Safer Reis de bu kaçak uşağa benziyorlar!.. Elçi, dayanamadır — Devletlü, dedi, Mustafa bey olsun, Safer Relis olsun, hür kişidirler, Ne köle, ne uşak de- ğillerdir. Şevketlâ Hünkârın on- ları bir iç oğlanı sayıp suçlu görmesi doğru mudur? Süleyman — paşanın bünyesi göze çarpacak kadar bir sarsıntı geçirdi, dudaklarında bir fırtına gürledi: — * — Hepimiz Hünkârın kölesk- yiz, uşağıyız. Sınır dışına, suç işleyip, kaçtık mı ölüme keşktil açmış oluruz. Ve birden sesini tatlılaştırdı. — Canım, okadar telâşa da yer yok, Biz Safer Relsle yolda- şını hemen kesecek değiliz ki, dileğimiz onların bize yararlık göstermesidir. Bunu — yaparlarsa canlarını — bağışlarız, — suçlarını unuturuz. Elçi, Istanbulda ve Mısırda evrilip çevrilip söylenen bu «öz- lerin İç yüzünü kavrayamıyordu. Halbuki Hünkârın da, Ayas ve Süleyman paşaların da umaçları, elçi adile gelen bu kaçak Türkü doldurmak, Safer Relal korkutarak yapılacak Bsavaşta onun en çok kertede yardimini görmekti. Çüokü :xhno mil uzaklara gidecek bir lonun böyle bir yardım görmeden denizde savaş yapmamna, —karada tutunacak yer bulmasına imkân yok- ta. Bahadir. Şah işinden sonra lecek — Türk ekle birşeyler mı kolaylaştırırlardı. Onların Gücerattaki siyasal duruma bakarak kendi çıkarlarını gözetmeleri ve söz gelim! birer vilâyette beylik kurup Portekizlilerle uyuşmaları İse müm- kündü. Çünkü anlar macara peşinde gezer adamlardı. Bir beylik kurabi- Tecekleri yerde yu veya bu düşünle amaçlarını bırakmamalarından korku- lurdu. İşte sarayın, kubbe a'tının ve Mısir vali divanının onları korkutma- ya yeltenmeleri hep bu görüştendi. Yoksa Yemenden Gücerata savuşan bu ikl Türkün, kendileri istemezse, yakalanmaları hiç te kolay değildi ve bunu saray da, Kubbealtı da bilirdi. e, hadım vezir, İstanbul- n dili biraz — daha sertçe dıktan sonra elçiye bir ge- kerleme sundu. svn rugğFı n Bir Milyoneri Teshir etti Bir satıcı kız şayanı hayret roma- nın! anlatıyor. Son zamanlarda şehrimiz milyo- nerlerinden birile — evlenmiş — olan Bayan... bir mülâkat esnasında şunları lattı. “ Bir fotografhanenin kabul ai Idim, Tuvaletlerime beni — güzell sarfedecek dalma tenime dim. Zevcimin dikkat nazarı llk geyin bu tenim olduğu ç Eminim, Dalma “Tokalon podrası,mı kullanırım. * Tokalon katen şayanı hayret bir güzellik verir. şişman | Şimdi artık muktesit olmıya ihtiyacım yoktur. Masmafik yine, “ Tokalon podrasmı,adan başka podra kullanmı- yacağım çünkü daha pok çok pahalı sanılan podralardan çok iyi olduğuna kanlim. “Tokalon podrası,, en nazik cildi bile kurutmaz, çünkü, “krom köpüğü- ne feonl bir surette karıştırılmıştır. Bundan başka rema köpüğü » podranın 4 defa fazla zaman dayan« masına hizmet eder. Fevkalâde ısınmış bir salonda uzun müddet danı etseniz bile, cildinizi mutlaka parlaklıktan masun tutar, “Tokalon podrası, tene, erkeklerin çıldırasıya sevdikleri ve bütün kadın- ların gıpta ettikleri harıkulâde gürolliği verir. * Denizyolları IŞLETMESİ Ascenteleri » Karaköy — Köprübaş: Tel. 42362 - Sirkeel Mühürd. Han Tel. 22740 iskenderiye Yolu EGE- vapuru 30 Temmuz SALI günü saat İl de Iskön- | deriye'ye kadar. “4344,, TRABZON YOLU KARADENİZ vapuru 30 Temmuz SALI günl saat 20 de Rizeye kadar. “4342,, Sinir ve akıl hastalıkları müt, Dr. ETEM VASSAF Cağaloğlu Orhan B.aparlımanı TeL2m033 Ev. Kadıköy Bahariye İleri sokak Tel.60791 PAZARTESİ d)1 29 TEMMUZ 935 Arabt Ruml 1351 37 Rebilllahar 1354 Temmuz (6 podram , kadıma haki- | ——— Nafıa BANK-UNI ÇAS MN E ALALEMCİ HAN Bakanlığından : Trabzonda teslim şartile muhammen bedeli 4700 lira olan Kap- tıkaçtı tipinde iki adet kamyonet kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur. Eksiltme 8/8/935 Perşembe günü saat 15 de Ankarada Bakan- lık Malzeme Müdürlüğünde yapılacaktır. Isteklilerin tekliflerini Ticaret Odası vesikası ve 352,5 liralık muvakkat teminatları ile birlikte 8/8/935 Perşembe günü saat 14 e kadar Malzeme Müdürlüğüne tevdi etmeleri lâzımdır. Bu busustaki şartnameleri Istekliler parasız olarak Malzeme Müdürlüğünden alabilirler, (1832) (4193) ite uvmağı Unutmayınız! Bu & Banyodan çıkınca güneşe / Fakat İyice kurulandıktan sonra vÖcudünüzü NİVEA kremf “e “yağı gaha güneşte yanmak tehil Karşı korunmuş Olursunuz teniniz taze ve saflamlaş ıi Cildiniz yumuşak ve gergln kabıa? î::s_kişehîr Hava Okulu Komutanlığından: Hava okulları talimatının 86 ıncı maddesinde yazılı şartları haiz istekliler: Dilek kâğıdı ve vesikalarlle Temmuxz başlangie cından Ağustos sonuna kadar okula baş Okulun vurulur, bulunduğu yerla dışında bulunanlar dilek kâğıtlarile vesikalarını Posta ile okula gönderirler, ve alacakları kargşılığa göre hareket ederler. Madde — 86 « okulun Gedikli kısımlarına — girme - şartları şonlardır. A — Türk - olmak. B — Orta okul (Lise sekizinci sınıf) tahsilini bitirmiş en at 17 ve en çok 20 yaşında olmak, C — Sıhhi vaziyetl uşuculukda ve uçuş İşlerinde kullanılmağa elverişli olduğuna —mütehassısları tamam bir hastanede sıhhal hey'eti raporu olmak. Dışarıda bulunanları Bulundukları yerin askerlik şubusine müracaatla muayeneye gönderilirler. Tam teşkilâtl.. Sıhhi hey'eti bulunan yerlerde o yerin en büyük Komutanına müracaatla muayeneye gönderilirler. D — Ahlâkı sağlam olduğuna ve hiç bir surette suçlu veya mahküm olmadığına dalr bulunduğu yerin Emniyet Müdür: lüğünden veya polis Amirliğinden tasdikli vesika göstermek. E — Okula olmacak okuyucular: Gedikli erbaşlar hakkın: dakl 2505 No. lu kanun mucibince muamele göreceklerini, okulu bitirdiklerinde (12) sene hava gedikli erbaş olarak vazife güre- ceklerini taahhüt etmek, F — Okulca yapılacak seçme İmtihanında karanmak, H — İstekli adedi çok veya İmtihanı kazananlar alınacak miktardan fazla olursa bunların içinden riyaziye bilgileri daha Iyi ve yabancı dil bilenler yenlenir. Hava okulları okuyucuları askert liseler okuyucuları — gibi yedirilir, giydirilir. Kitap ve diğer ders için lâzım olanlar parasız verilir. (3995) Keyıp — Tatbik mühürümü zayi eyledim yeniden — kazdıracağımdan sekisizin hükmü yoktur. Ankara Hacıbayram Na, 20 de Ama Masan Tahsin Doktor HORHORONi Eminönü Valde kırsathanesi yanında. Telefon © 24131

Bu sayıdan diğer sayfalar: