OSMANLI SALTANATI GÖÇER ( Mütar eke devrin *Her hakkı mahfurdur. gaa» Yazan: Ziga Şakir D Umumt harpte Rus ordularının ' l Erzuruma girmesi ise, bu Sciyı artık dayanılmaz bir 1stırap line getirmişti. Bühusus Rus Ordusuna pişdarlık eden nankör Mmenilerin yaptıkları zulüm ve #enaat, bötün Erzurum balkının bine derin bir intibah vermiş Bunun — İçindir. ki — şimdi Üçüncü bir felâketin — tehdidi altına giren Erzarumlular, artık tariht bir va- karşısında — bulunduklarmı Söetmişler; tekrar esaret acısi görmemek İçin en kanlı ak- eri bile göze almayı, büyük bir memnuniyetle — kabul - öyle- Dişlerdi. Fakat her taraf derin bir zul- Met içinde idi. Bu korkünç zul- Met, gittikçe artıyor; — bugün ir)i kanlı bir Türk mezarı getiren (Paris sulh konfe- Tansı) bütün Şark ve Şimal vilâ- Yetlerinin mukadderatı - lizerine de Şeümet saçmıya hazırlanıyordu. Bütün bu vilâyetlerde (15 Ma- Yi 1335.-1918) günü başlayan €ndişe ve ıstırap, ild Üç gün Zarfında arttıkça artmıştı. Bütün tzihinler ve fikirler: — Ne yapacağız?.. Suali altında bunalmıştı. Fi a bu suale cevap vermek İÇin her yerde toplanılmış, kon- 8teler yapılması kararlaştırılmıştı. Fakat bu içtimaların ve kongre- lerin sonu ne olacaktı?... * Kalplerde hüküm süren bu b“h'lı. sanki tabiata da sirayet ttmişti. Mayısın on beşinci günli başlıyan bir fırtına, garpten şar- b doğru bütün Anadoluyu sıyır- ş (1918-1335 senesi mayıs ayı- Bın 19 uncu pazartesi günü) sabahı Süneş doğarken, koyu İüâcivert dalgalar üzerinde hafif hafif yab Palanan - (Soyrisefak (amell kaptan) idaresinde (Ban- rma) (i) ismindeki vapuru, Yördu. Vaparun prova direğinde ir (Paşa bayrağı)nın dalgalandığı Sörülüyordu. Bu sırada hükümet civarındakl grlta- Mmerkezi iskelesi) Üzerin- * vilâyet ve askeri fırka erkâ- Madan bir çok zevat İle bir ko- Diser kumandasında bir polis Müfrezesi toplanıyordu. Bunlar, ı':""dlll çıkacak yolcuları istik- ale hazırlanıyordu. d Vapur - sahile epeyce uzakta #nir atmıştı. Biraz sonra da ba- Hnda yine (Paşa bayrağı) kıçında & Osmanlı sancağı dalgalanan llmu bu vepur :::'" çürüğe ’o*ınlıılı ve salık Toğkü, Bütün sarfettiğimiz gayrete "-ım:' resmi dahi bulunamamıştır. zi ::":ı' lemini :qh bir vapura ver İlı’ r. Hattâ, eski vapurun eski yazı ei î"'lm'i olan ismin! çıkararak o Yi yeni vapura Mlilatmak sure- ti t"ohuyük lıııındııbıhdudıu: G o Bir aa SN Di Büyük Kumandan Sa İlk Adımını Atmıştı.. in tarihi ) ;ııdî Vııhllı doğru - ilerle- I meğe başlamıştı. ğl:kelo'lılı' anda kalabalıklaş- mıştı. İstikbale hazırlananlardan başka, iskele civarına bir çok da mütecersis halk toplanmıştı. Halk arasında bir fısıltı vardı. — Kim geliyor?. — Kumandan. — No kumandanı?.. — Bilmem ki... — Kumandan değil, müfettiş. — Ne müfettişi?.. — Bilmem ki... — Niye geliyorfimuş?.. — Bilmem kl... Orada toplanan istikbal heye- Hain malümatiı da, avam arasım da dolaşan bu fısıltıdan farla değildi. Sandal İskeleye yanaşmıştı. Arkasınna İiva Tniforması bulu- nan genç ve sarışın bir asker, ruhunda ve vücudunda mevcut olan kudret ve zindegiyi gösteren bir çeviklikle iskeloya atlamış; tunç bir heykel gibi, dim dik bir vaziyet almıştı. Bu askerin, çelik ——— — —— Müfettiî SON FUSLA KE *N.c 95 26/7/35 msun Sahillerine rengi gözlerinde, biç kimsenin bakışlarına benzemlyen; büyük, derin, bir anda İnsana heyecan veren ve sonra, derhal emniyet ve itimatla ruhu cezbeden bir kuvvet vardı. Bütün gözler, o çelik rengi gözlere çevrilmişti ve bütün kalp- ler; o çelik rengi gözlerden sü- xülen ifade karşısında bir saniye heyecan geçirdikten sonra -sanki senelerce hasreti çekilmiş bir sevgiliye kavuşulur gibi » derin bir haz ve gG#ürur kesbetmişti. Iliklere kadar tatlı bir- ürperme zevki veren metin bir ses yük- selmişti: — Merhaba, efendilerl.. Bu hitabı şerefli bir iltifat te- lâkki edenler de: — Merhaba, Paşa hazretleri. Hoş geldiniz. Cevabile mukabele etmişlerdi. Bu, öyle candan, öyle histen do- ğan bir selâmlaşma idi ki en parlak İstikbal rasimeleri bile, bunun samimi haşmetini ifade edemezdi. ( Arkanı var ) Namzetliği ve Şef Namzetliği çin Müsabaka İmtihanı Türkiye Ziraat Bankasından: 1 — Bankamıza müsabaka ile (5) müfettiş namzedi ve (5) şef namzedi alınacaktır. 2 — Bu müsabakalar 5, 6 ve 7 ağustos 935 tarihinde An- kara, Istanbul Ziraat Bankalarında yapılacaktır. Tahrirt imtihanda kazananlar geliş ve dönüş yol paraları verilmek suretile Aukaraya get da ehliyet imtihanına girecek liğe geçirileceklerdir. Ankarada Umum şel rilerek şifaht bir imtihana tâbi tutulurlar. Bu imtihanda kazananlardan beşi 140 lira aylıkla müfettiş namzetliğine ve diğer beşi de (130) lira aylıkla şef namzetliğine tayin o=nıırlu_ 3 — Müffettiş namzetleri iki sene stajdan sonra Müfettişlik ve kazanırlarsa 175 llra aylıkla müfattiş: Müdürlük servislerinde çalıştırılacak — olan mamzetleri ise bir senelik stajlarının sonunda ehliyet İmtihanına ve kazananlar terfi ettirileceklerdir. 4 — Müsabakalara girebilmek için ( siyasal bilgiler ) veya ( Yüksek Ticaret ve İktısat ) okulasından veyahut Hukuk Fakülte- sinden lplo-ıhbd_ıkpıılı&'. 5 — İmtihan programını Ankara, Istanbul ve İzmir 6 — kstekliler Aranılan veya bunların yabancı memleketlerindeki benzerlerinden ve sair şartları gösteren izahnameler Ziraat Bankalarından elde edilebilir. belgeleri bir mektupla birlikte en »on 26/7/935 Cuma günü akşamına kadar Ankara Ziraat Bankası Teftiş Heyeti Müdürlüğüne göndermek- veya vermek suüretile mü- racaat etmiş bulunmalıdırlar. İstanbul Ikinci lcra dalresin- den: Mahceuz olup pâraya çıvıxlııı_- sine karar verilen bir adet üç beygir kuvvetinde ve teferrüntile beraber 90-7-932 günlü vezne iş ve işbu makpuzu i Köine dair vaki müracasti m“:fşubıon Yeni Yol gazete- einin 2038 sayılı 30-5-935 - günlü nüs- hasile ilân edilmiş olduğundan İşbu süreti verilmiştir. Bu suret üza- kayıt b rinde döyle verilemöz. 549 sayı Ve ! “3951,, NASIRLAR Ayagınıza kundura giymek imkâ- mun acibederler. Yürüyüşünüz — «ize azıp verir. İşte; nasırları kökünden #ökecek pek kolay ve az mâsraflı bir tedbir: Akşamları derununa kâfi mik- tarda RADIO SALTS ilâye edeceği- miz suda ayak b ayosunu yapınız £|ı ı.r gün zarfında bu azap veren na- sırları kolayca çıkarabileceksiniz. Hemen bu akşam eczanenizden bir kutu RADİO SALTS iateyiniz. Her vcrzanede satılır, Dün matbaamıza, hayırsever bir genç, onbir, on iki yaşlarında bir çocuk gelirdi. Emin adındaki bu yavru, Amasyanın Gümüşhacı köyün- denmiş. Anasının babasının ölüşünden sonra kendisine halasını vasi ta- yin etmişler. Halası çocuğu Istanbula getir mİş ve çocuğun anlattığına göre de sonra ortadan vok - olmuş. Çocuk, son sınıftan şahadet- name aldığı iptidat mektebinde kendisine öğretilenleri hatırlıya- rak bir karakola başvurmuş. Fa- kat — karşılaştığı — kimseler bu çocuğa yardım etmeye, yol göz- termeye harcıyacakları — zamanı daha —mübim işlere — sarfetmeyi müreccah bulmuşlar. Bu son tutunağının da koptu- ğunu gören yavru, kaldırıp ken- disini sefaletin uçurumuna koy- vermiş. Tam üç gün, üç gece, mlan- mış para kisesi gibi büzülen kücük midesini, seyyar satıcıla- rın verdikleri bayat leblebilerle duyurmaya çalışmış. Köprü altlarında, çeşme ya- laklarında — kıvrılirken, bekçiler polisler tarafından görülmekten, koğulmaktan korkmuş. Açlık, uykusuzluk ve bu ha- zin korku biçarenin suratında yaşayan yüzlere has olan bütün renkleri sarartıp soldurmuş. Küçüğün Amasyada bir ha- lası varmış: — Eğer, diyor, onun yanına gidebilsem aç bırakmazdı benil Biz, bu halanın Amasyadaki adresine bir telgraf çektik. Ve küçüğü, cevabın gelişine kadar barınmak üzere Galatadaki kim- sesiz çocukları yurduna gönderdik. Teşekkür olunur ki yurttan, ocuğu, alıkoymak Iütfünü esir- :ııdikı: F?kıt bu lutfu birkaç günden fazla devam ettiremiye- ceklerini söylediler. Amasyadaki — haladan menfi cevap geldiği takdirde, küçüğün tutabileceği yolu kestirmek müm- kün değildir. Ya çocukları esirgeme kuru- mu, lütfönü uzatmak imkânını yaratabilecek, yahut da küçük Emin, Himayel Etfalin kapısı önünde yarım avüç sadaka vere- cek fıkara leblebici — beklemiye devam edecek | Fakat — inanabilir misiniz ki, bu işin buraya kadarki kısımla- rimı bastıracak — kadar acı bir tarafı daha vardır ? Küçük Emin: — Benim diyor — Amasyada, hattâ burada birçok yakın, hem çok yakın akrabalarım var, fakat onlar, düşmandan kaçar gibl ka- çıyorlar benden ! Hayretle soruyoruz: — Bir fenalık mı ettin onlara! Küçük iç burkan hıçkırıklı bir gesle parmak — kadar varlığının masum aczini anlatıyor: — Ben kime fenalık edebi- lirim ki? — O halde neye kaçıyorlar senden? — Ebenin yüzünden! — Hangi ebenin? — Anamı doğurtan ebenin! Bununla akrabaların düşman- lığı aranmdaki garip münasebeti anlamaya çalışıyoruz: — Bunun için sana ne diye düşman olsunlar? Yoksa başka bir kabahatin mi var? — Hayır... Başka hiç kaba- hatim yok. Ebe acemi imiş. Beni alırken anamı öldürmüş. Fakat bunu görenler, duyanlar, kabahati gayıa w — Ailesinin Düşman Kesil- diği Küçük Bir Çocuk | ebeye değil, bana buluyorlar: — Uğursuz piç! diyorlar, daha dünyaya gözlerini açmadan ana- sınım kanma girdi, bunu eve sokmaya gelmez. Bu kara kedi gibi bir mahlük. Kimbilir uğur- suzluğile bizim başımıza da neler getirir, ne dertler açar! Cemiyetteki koyu cehaletin, tıpkı belediyo gözünden kaçan çatlak duvarlar gibi, bazan nu masum başlara yikıldığını anlatan acı misaller içinde, küçük Eminin akibetinden daha kuvvetlisi ola- maz kanaatindeyiz! Bir Namus Düşmanı Katmerli Suç İşledi ( Baştarafı 1 inci yüzde ) savurmuştur. Fakat Necip, birdene bire eğilmiş, boşta dönen balta o sırada Necibin yanında bulu- nan Şehadetin karısı Fethiyanin başına çarpmış, zavallının beynini karçalamıştır. Fethiye derhal öh müÜş, ırz düşmanı Necip kaçmıştır. N Dil İşleri Etrafında İstanbul 25 (A. A.) — Türk dili araştırma — kurumu — genel — sekres terliğinden; Kurumun — çıkarmakta — olduğu « Türk dili « bülteninin 11 İnci sayısı çıkmıştır. Bültenin —ikinci abone yılının başlangıcı olan bu - sayıda genel merkez kurulu — Üyelerindön Ahmet Cevat Emrenin Hint-Avrupa dillerile Türk — dilini kargılaştırma yolunda ikinci Türk dili kurultayında söylediği tez vazdır. - Türk dili - nin on İkinel #sayısı da basılmaktadır. Uluğ önderimizin iki büyük söylevile süslenen bu sayıda, kılavuz çalışmaları ve sentake anketi Üzerine yazılar vardır. İkinci Türk dili kurultayında — söylenen tezlerden bir kaçı da orada yer bulmaktadır. Pek yakında bu sayı da çıkacaktır. Birinci abone yılında basım ve dağıtma yerlerinin Iki kere değiş- mesl yüzünden yayın işimizde geri P kalmalar olmuştu, Yeni yıl için abo- nelere ve satıcılara dağıtma işinin aksaksız yürümesi yolları düşünül. müştür. Gerek yesiden abone yazıl« |. mak ve gerek geçen yılki abonelerini yenilemek — Istiyonlerin — doğrudan doğruya - İstanbuldaki Ankara cad- desinde Türk — Kitapçılık — Limitet şirketi - no başvurarak on sayı için abone karşılığı olan Üç İlrayı - gön- dermeleri gerektir. Ulusal dildevrimi işini adım adım kovalıyan değerli okurlarımızın bül- tenla yeni yılını daha verimli — bula- cak bir sevgl ile ilgileneceklerine İnanıyoruz. Nişan merasimi — Nazilli vilâ- yet dalmi encümen azasından Bay Temail Hakkının — hemşi desi ve tahsildar Giritli Bay Ahmedin kızı Bayan Nimet ile Nazillinin genç mus allimlerinden Bay Rıza Özün nişanları Nazillide yapılmıştır. Baylar; Teksayt promarvatilleri her ectanede () (©) ve (6) he portakal renkli zarflarda gatılır TAKVİM dün — CUMA Hzr H 26 ATEMİII—UBSB .j Rumf 1351 ha Pl“ Tommu ) Alıgam İL2 — 12 20| Yata (1 sa imslik | 7 09 , 7 4 50 47 ıuııcn Gilneş