Tefrika No: 86 Yüzbaşı Dürer genç lazın tihniyetini oyalamak, o feci hat- ralar üzerinde fazla durdurma- mak ve biraz da hem genç kızın hem de kendisinin vicdanını teskin etmek için o zamana kadar as- kerlerden bile bir sır gibi saklan- mış, fakat yarın bütün düayanın baber alacağı bu muharebe hak- kında bazı tafsilât vermeye baş- ladı. Yüâzbaşı Dürer'e göre Alman- ya bir gün içinde kuvvet ve kud- retinin azametini göstermiş, fakat bunun hepsini göstermek İsteme- mişti, Hatta aracdan biraz müd- det geçdikten sozra, bu vakayii tahlil edecek olanlar, Çekoslavak hükümetinin tabil efendileri olan Almanların emirlerini — dinleme- melerine rağmen Almanların bu gösteriş harbini ne kadar insani bir. serette yapmış olduklarını anlıyacak ve takdir edeceklerel. Sanki harbi uzatmak daha mı insani bir hareket olurdu? Hiç bir kimsenin ölmezine lü- zum yoktu. Her kesin şehirden kaçabilmesine vakıt bırakılmıştı. PAlmanların maksadı yalnız Prag şehrini harap etmek ve bu su- retle, gayelerine doğru yürüye- cek, emirlerini İnfar ettirecek derecede küvvetli bulunduklarını göstörmüktön İbâretti. Hatta tay- yareciler, şehir hudutları haricin- de, kaçan kafilelere bomba at« namaları sureti katiyede emre- edilmirti. Bundan maada Almanyanın nsta kimyakerleri tarafından keş- fedilen yeni zehirli gazların İsti- mali bile menedilmişti. Bu gaz- ların ne olduğunu kendi değil, onun Amirleri bile bilmiyordu... Fakat mahiyetleri sır olmıyan gazlar da vardı. Meselâ halkı doli eden, kör eden veyahut ol- duğu yerde dondurup buza çevi- ren gazlar da vardı... Bu kısa harp, asıl harbe mani olmak için yapılmiş bir harpti. Ve hiç şüphe yok ki tesirini gösterecekti. Bundan maada, bu harpte İn- giltereyi istihdaf eder hiç bir cihet yoktu. Almanya, İngiltere- nin dostu olacaktı. Perdita talih- sizlik eseri olarak, Almanyanın bile tamamile önüne geçemediği bazı feci vekayie şahit olmuştu, bir. taraftan anlatıyor, bir genç kızın islak ve erine bakıyordu. hliyari genç AF yaklaştı, zabit te ak, fakat şim- olan elini avu- e'ini çekmecl. Dürer kendi telâkkilerini taraftan da Dürer'in henüz bâtırası canlı olan bu sempati ir aşka tahavvül edebilecek'i Yüz! ceğil mi Mis Perdita; diye sordu. şa döreceleriniz ' v Gexç kız dalmıştı, şimdi gözleri- nin önüazde boş, mânasız bir ha- yatın korkunç hayali uzanıp gi- diyordu. Dört senedenberi kalbi- Di dolduran aşk ölmemişti, fakat o aşkı uyandıran adam artık hayalızdan çıkmış, ebediyyen ay- rılmıştı... Bu uzun hayatı hep bu ölümün batırasını yaşatarak mı geçirecekti? Zabitin sunli Üzerine birden- bire doğruldu ve bütün vücudü ürperdi; — “Evet.. Londraya dönece- ğim, sİz ne yapmak niyetindesiniz yüzbaşı? Dedi. Yüzbaşı acı acı dudaklarını büktü, omuzlarını kaldırdı: “— Bilmem... Sizinle beraber Londraya gitmek, sizi sağ salim annenize teslim etmek isterdim. Fakat ne çare ki askerim, hudu- du geçer geçmez karargâha gidip raporumu vermeliyim, ,, Perdita mahzun bir tebesstm- le yüzbaşı Dürer'in yüzüne baktı: — “Çok hnaziksiniz yüzbaşı. Londraya kadar gelebilmiş olsay- dınız, refakatiniz benim için bü- yük bir bahtiyarlık olacaktı. Fa- kat hakkınız var. Askersiniz ve kendi harekâtınıza hâkim değik siniz !..,, Dedi. Şimdi artık ortalık adamakillı ağarmıştı, soluk bir güneş Şark- tan yükseliyor, karları pırı pırıl arlatıyordu. Bir müddet daha gittikten sonra Poul arkaya dön- dü ve: — “İsterseniz kahvaltınızı Svi FOSiA 16 T e« 1935 harzırlayım Mis,, dedl. Perdita — yüzbaşının baktı. Isterseniz siz yeyiniz.. Benim boğazımdan bir lokma bile geç- mez ,, Dedi, Yüzbaşı Dürer: — “Olmaz Mis Perdita, bu soğukta herhalde birşey yemeli- siniz. Yalnız kendinizi değil sizi sevenleri de düşünmelisiniz. Bakı nız.. Termuste sıcak kahve var. Bir iki yudum içerseniz kendinize gelirsiniz.,, Dedi. Perdita istemiyerek kızardı ve gözlerini aşağı indirdi. Yüzbaşının ozattığı kahve fincanını aldı ve birşey söylemedn yudum yudum içti. Yüzbaşı ile Paul'de yemek sepetini açarak biraz kahvaltı ettiler ve tekrar yola koyuldular. Şimdi — manzara değiİşmişti. Dağlık araziye gelmişlerdi. Dar geçitlerden, uçurumları sıyırarak geçiyorlardı. Kaymamak için Paul otomobili gayet dikkatli ve yavaş yavaş sürmiye başladı. Etrafa derin bir sessizlik çökmüştü. Ara« sıra uzaktan, tünellere girip çıkan bir şimen düferin düdük #sesi işitiliyordu. Yüzbaşı — Dürer, döndü: — “Hüduda yaklaşıyoruz ga- Hba... Yakında yollarımız ayrıla- cak Mis Perdital... Ansızın tanış- dığımız gibi yine birdenbire ay- rılacağırz rannediyorum. ,, Dedi. Arkası var yüzüne Perditaya — Tuhaf Bir Borçlanma Hikâyesi ( Baştarafı 1 incl yüzde ) denberi köylünün haberi olmadan teşekkül etmiş bir kooperatif varmış. Bu, mallarına haciz konan köylünün iddiasıdır. Yine bunlar iddia ediyorlar ki bizim mühür- lerimiz bir torba içinde durur. Ve Iihtiyar heyetlade bulunur. Ihtiyaç hasıl oldukça - kullanılır. Filvaki — mühürlerimizle — Ada- pazarı Ziraat bankasından para çekilmiş amma bu şekilde çekil- miş ve biz, bu İşin herkesden evvel gadre uğramış kurbanvlarıyız. Son Posta: Biz, hâdiseyi, bun- lardan işittiğimiz şekilde aynen kaydettik. Bundan ötesi adale- tindir. Bu cihetin de yakında te- elli edeceğinden emin bulunuyoruz, İki Idam Ve 20 YılHapis (Baştarafı Birinci yüzde) edilerek öldürülmüş, sonra da biçakla kulakları ve burnu kesi- lerek karkunç bir şekle sokulmuş- tu. Bu hâdisede ihtirasın, kin ve intikamın rol oynadığı muhakkaktı. Hadise karanlıktı. Eldeki de- liller, hadiseyi aydınlatacak bir durüm taşımıyordu. — Zabıta - ve Adliyenin birleşik çalışmalarına rağmen failleri bir türlü meydana çıkmıyordu. Bununla beraber ar- kası bırakılmış değildi.. Aradan seneler geçiyor, 931 yılında Çeşme yolunda iki kam- yen on dakika fusıla ile maskeli bazı şakiler tarafından soyu'uyor- Çeşme, Urla ve Izmirden çı- n takip müfrezeleri bir gün içinde Battal ve Osman kaptan ad'arındaki iki kişiyi yakalıyor. | Ve bu hadise bündan evvel işle- nen bir çok hadiselerin içeri'ik taraflarını crtaya koymağa yar- dım ediyordu. Hadisenin içi açıldıkça Ahmet ve diğer bir Osman daha tevkif edilerek hapishaneye tıkılıyordu. Tahkikat sırasında arkadaşlarını ele veren Osman kaptan, adliye nezarethanesi altında Battal tara- fından bıçaklanarak öldürülüyor, ©o gön aydınlanması beklenen ba- zı noktalar bu suretle karanlığa gömülüyordu. Tahkikat ve muhakeme sonun- da Hımhım Hüseyni öldüren, Çeşme yolu soygununu yapan, Isparta civarında başka bir cina- yet işleyenlerin bunlar olduğu anlaşılmış, Battal ve Osman Ida- ma, Ahmet de yaşının küçüklüğün- den istifade ederek 20 yıl ağır hapse mahküm olmuştur. Suçlu | battal ilerdenberi cerza evinde hasta yatmaktadır. Kendisinin verem olduğu zansediliyor. Ad. Bil, | Geçenlerde Temmuz 16 t İngilterede Korku Veren Bir Panayır Ingilterenin Dar» lington — şerinde bir panayır ku- ruülmüş ve bazı vahşi hayvanlar da teşhir. edil- miştir. Bunların arasında bulunan üç aslan herna- sılsa yolunu bur lup kafeslerinden sıvışmışlar — ve şehrin içine dak mışlardız. lardan birisi re- simde gördüğü- nüz gibi bir evin bahçesindeki fidanlığa girmiş ve orada tatulmuştur. Her Üç aslan da Aslan girdiği evin bahçetinde hiç bir zarar vermeden yakalanmış * ve tekrar kafeslerine konmuştur. Musolini, 40 Sene Evvelki Mağlübiyetin Acısını Çıkarmak İstiyor ( Baştarafı 1 inci yözde ) Habeşistana Boyuna Asker Gönderiliyor Roma, 15 (A.A.) — İtalyan hükümeti, 1936 yılının ilk altı ayı içinde denize İndirilecek olan altı yeni denizaltı gemisi ısmarlamıştır. Bu arada doğu Alfrikası sö- mürgelerine gönderilmek üzere yeni bir tümen silâh altına çağ- rılmıştır. Bunun yerine Italyada başka bir tümen teşkil olunacaktır. talya Uluslar Kurumundan Çekilmeyecek Londra, 15 (A.A.) — Deyli Telgrafin — diplomatik — yazıcısı, Muso'ininin Italyayı Uluslar Ku- rumundan ayırmak niyetinde ob madığını yazıyor. Italya, ancak oradan İstiskal görürse, yani Uluslar Kurumu kendisini andlaşmıya karşı gelmiş ; olmakla suçlularsa, çekilecektir. Öbür yandan, İtalya Hüktü- meti, Habeşistan hakkındaki şi- kâyetlerini konseyin önünde res- men sayıp dökmeyl düşünmek- tedir. Londrada Bir Habeş Alayı Kuruluyor Londra, 15 ( A. A.) — Türlü sınıflara mensup bir takım eski sübaylar, bir “yabancı alay,, kur- muşlardır. Londrada ve öteki illerde, gelecek aydan itibaren Habeş hizmetine geçmiye İstekli “Meccani Talebe Bu Sene Alınacak Adet Belli Değil Bu yıl da reuîıl lise ve orta- mekteplere geceli ve ,parasız talebe alınacastır.. Bu İş İçin Eylülün 22 e kadar, Kültür Bakanlığına baş vurmak İâzımdır. Imtihanlar Eylülün 29 unda yapı- lacaktır. Henüz kadro — tespit edilmiş olmamakla beraber, geçen yıllara nazaran daha fazla taleba alınacaktır. Belucistanda Yine Zelzele Oldu Ketta, 15 (A. A.) — Dün saat 11 de şiddetli bir deprem daha duyulmuştur. Deprem garip gürültülerle 15 saniye devam etmiştir. Deprem sırasında Yöre- deki tepeleri büyük toz bulutları kaplamıştır. Zarar olduğuna dair hi ktur. o Fenerbahçede Çok kiymetli bir rram aatılıktır. Babçekapı: Taşhan No. 4 (389) Haliç şrketi İskele Faşmemurla- rından Bay İhsan ( Gürsoy ) soyadını almıştır. B aaaame gaa ee AŞi BĞ Kayıp — İstanbul liman dalre- sinden aldığ'ım 707 No, li mevnanın relslik şahadetnrmesini — kaykett'm. | Yenis'ni — alacağımdan hükmü | yoktur. (-88) İnebolulu Yakup oğlu Ali olan sübaylar, gizliden gizliye bu alaya yazılmaktadırlar. Bunlar, adam başına beşer şilin gündelikle Habeş İmparato- runa hizmet edeceklerdir. Ingiliz makamları, savaş ilân edilmedikçe, İngiliz — tebeasının yabancı bir ordu hizmetine gir melerinin önüne geçemiyecekleri ni söylüyorlar. Ancak, — savaş — başladıktan sonra da bunlar dost bir devlete karşı silâh kullanacak olurlarsa, para, yahut ki, bapis cezasına çarptırılacaklardır. Görüşmeler Londra, 15 (A.A.) — Yetgoli * selahiyetli- çevenlere göre, B talyam-Habeş anlaşmazlığının ko- tarılması için hükümetler arasında görüşmeler yapılmaktadır. Lon- drada anlaşmazlığın kotarı'mağ için Uuluslar sosyetesi konseyl ta- rafından bir hakem gösterilmesi yeter görülmiyor ve meseleye konseyin el atması gerektiği söy- leniyor. Bunun için de İta'yanın kendi hakkının müdafaasını <on- seyde yapacağını açıkça bildir- mesi Vâzımdır. Konsey toplanmadan önce am laşmazlığın barış yoliyle kotarı- ması İçin alanı hazırlamak Üzere Italyan, Fransız ve İngiliz dele- gelerinin toplanması muhtemeldir. Elişi Yapanlar Çağrılıyor İstanbul Halkevindenı Gala- tasarayda 18 Tommuzda açılacak Yerli Mallar sergisinde geçen send yapıldığı gibi bu de evlmiz soy- l tarafından yoksul suretle kendilerine soysal yardımda bulunmak için bir pavyon havırlat- maktadır. Evlerinde el işlerini yapa- rak bunları satmak - suüretile geçim- lerini temin eden yoksul Bayanların her Salı günü saat (14) den (18) e kadar Cağaloğlunda — Halkevine el işlerini getirmeleri. Şişli, Beyoğlu, Üsküdar, Kadıköy, Beşiktaş, Şehremininde bulunan ve el İşlerini vermek isteyen Bayanlar eivarlarındaki Halkevlerine müracaat edebilirler. GENSELESeN EKERALECENEKEN ASA cELEREKELEENeEmeLEnan İrtihal Adliye nazırı esbakı Nazım pa- şanın turonu, Doktor Ömer Nazım Beyin oğlu ve Elektrik şirketi mü- dürlerinden Tayfur Nazım Beyin yeğeni Edip Nazım, on yedi gi- bi pek küçük yaşta dün gece ha- yata gözlerini kapamıştır. Cenazesi bugün saat 14 te Taksimde Talimhane caddesindeki evinden kaldırılarak ailesi kabr's- tanıta gömülecektir. Koederdide ailesine sabırlar dileriz. t F |