29 Haziran nn SON POSTA OSMANLI SALTANATI GÖÇERKEN (Mütareke devrinin tarihi ) Her hakkı mahfuzdur. Yazan: Ziye Şakir No. 69 29/6/36 « Divanı Harp Kararının 500 Liraya Sait Mollaya Yazdırıldığı Sö Tehcir edilenlerden bazılarının. Kengari Kâtibi Mes'ulü Cemal Oguz Bey tarafından teşkil edilen çete tarafından ne suretle katle- dildiklerine dair Cemal Asaf Beyin adesi, Ve nihayet: Dahiliye Nazırı Talât Bey, ( Artvin ) de bulunan Bahaettin Şakir Beye bir telgraf çekm'ş ve telgrafta da: | Mademki — orada işiniz kalmamıştır. Artvin mese- lesinden daha mühim bir vazife deruhte etmek fzere hemen Trabzona hareket ediniz. Buradan hareket edecek olan Yakup Cemil Bey size lazımgelen izahat ve talimatı getirecektir. | demiş. Bir haylı uzun süren bu karar- name, bir mahkeme ve bir diva- mıharp için ( İhticaca salih ) hiç- bir olddt delil ve vesikaya istinat etmiyor; ( delâll ve berahin ve vesaik ) denilen şeyler; dedikodu mahiyetini geçmiyen bir takım şahsi Hadelerden ibaret görünü- yordu, Beşyüz llra mukabilinde ( Sait Molla )ya — yazdırıldığı — rivayet olunan bu ittihamnamenin s0- nunda: | Salifüzzikir ceralme mücase- retleri ;hakkında — berveçhibalâ delâil ve berahini kâfiye istihsal kılınan maznunu aleyhimden dok- tor Bahaettin Şakir, doktor Nâzım, Atıf, Rıza, Cavat, Aziz Beylerle Enver, Cemal, Talât Paşalar kıtalde hem fill olduklarından, harekâtı vaklaları mücazatı ter- hibiyeyi müstelzim efalden olarak Kanunu cezanın 45 inci maddesi- nin birinci fıkrasile 170 inci mad- desine; ve hem flil olmayıp bile- rek İerayı müzaheretle maznun- ların cürümlerinde muayyen olarak feran zimethal bulunan Mithat Şükrü, doktor — Resuhi, Kü- gük Talât, Ziya Gökalp, Ke- mal Beylerle Sait Hallm Paşa ve Ahmet Nesimi, Şükrü, Ibrahim ve Halil Beylerin de, kanunu mezkü- ran 45incl — maddesinin 2 inci fıkrası delâletile yine maddei sa- lifeye muvafık bulunduğundan, mevadı mezküreye tevfikan maz- nunların Dersandet divanıharbi örfisinde muhakemeleri icra kılın- mak Ürzere cinayetle) muhakeme- lerine lüzum gösteriliyordu. Bu karaname — okunduktan sonra, — müddeiumum! — Mustafa Nazmi Bey tarafından dava teşrih edilmişti. Fantaz! — kelimelerden Abaret — birçok Hsözler söyleyen müddeiumumi uzunca süren be- yanatı arasında: ( İslâm ve hiristiyan — olsun, hiçbir Osmanlı kanı hedrolamıya- caktır. Bu mukatele bâdiresinde hıristiyan öldüren islâmları naml takip ediyorsam, İslâm öldüren hıristiyan Osmanlılar hakkında da öylece takibat icra edeceğim. Demişti. Ve bu sözlerini de: (1) Osmanlıların padişahı, bütün Alemiislâmın halifesi, altıncı sultan Mehmet han hazretlerinin, yeni baştan tecellisine karar verdikleri ae eeneralipenlnli N Elimizde bulunan divanıharp zabıtlarından aynen çıkarılmışt r. Z. $. —0 a ylenmişti '_';v K&N c İ —-_r'_ı/).) .'lvıı',,/' w T '-/ı 02 I...—__,_/J/ı adaleti lslâmiyeye,..| İstinat ettirmişti. Halbuki teşkil ettikleri çete- lerle. ber biri yüzlerce islâm 8öl- düren çeteciler, uzakta değildi. Hattâ müddelumum! şu sözleri söylerken, Ermenilerin en meşhur çetecilerinden — | Antranik | le- mindeki bir Ermeni, - siyast ma- hiyette olmıyan bir cürümden dolayı - polis müdüriyetinde, Sa- masaryan hanının - taraçasındaki localarından birinde, İzzet ve ik- ram ile misafir edilmekte idi. Ve yime bu çetecilerden pek çokları, Istanbul sokaklarında serbestçe dolaşmakta olduğu gibi vaktile tehcir edilen ve firar edenler de tamamen avdet etmişler ve yerlerine yerleşmişlerdi. Bunlar- dan hiçbiri tevkif — edilmemiş; dökülen masum Türk kanları- nin hesabı, hiç kimseden le tenilmemişti. Filhakika, Anadoludan Istan- bula bazı Ermeni mevkufları gön- derilmişti. Fakat bunların dava- cıları, yine bizzat ermenilerdi. Çünkü bu tevkif edilen Ermeniler, Tehcir esnasında bazı safdil mil- lettaşlarını iğfal etmişler, o zaman onların ellerindeki altın ve kıy- Emniyet Mü Emniye müdürlüğü dlıdlncl şube müdürü lsmall Rasihin Em- niyet müdür muavinliğine tayini kararlaşmıştır. İsmail Rasih, Ay başından itibaren yeni vazifesine başlayacaktır. Şimdiki halde ııuıvlıılik işle- rini de dördüncü şubeden idare etmektedir. Yeni Emniyet müdürü Salih bazı muamele değişiklikleri yap- maya karar vermiştir. Mevcut “kalemi mahsus,, teş- kilâtı kaldırılmıştır. Bundan başka, Istanbul civarının birçok yerleri jandarme mıntakası olması dola- yısile jandarmanın daha - sıkı surette birbirile İrtibatını temin etmek — faili meçhul kalan İşler hakkında müşterek çalışmalarla faydalı neticeler almak, yirml dört Saatlik vukuatın muntazam bir Histesini tetkik edip fazla suç işleyenler hakkında polise verilen salâbiyeti kullanmak bu hususta ı/..J *w;//,wıuı,._;“.l ,L ğ“—-'c "'J'J"A/ J—’/ w,v.-_,ıu "/—/)J/_’A’JJ' » u mettar eşyalarını şuraya buraya saklamak — bahanesile — aldıktan sonra, şimdi ia: tmemişlerdi. Fakat para, rüşvet ve İltimasın en revaçta olduğu bir devirdi. İngilizlere çatkın olanlara verile- cek küçük bir hediye sayesinde, her türlü menfaat temin edile- bilmekte idi. Buna binaen bu mevkuf ermeniler de, birer w retle yakalarını divanıharpten sı- yırmak çarelerine teşebbüs etmiş- lerdi. Ne kadar gariptir ki, bunlara tavassut edenlerin arasında, -ma- alesef - Türk adını ve Türk ka- nını taşıyanlar da görülmekte idi. Merzifon ermenl tehciri esnasında (Kiremitçiyan) isminde bir ermeni kendilerini tehcirden alıkoymak için cebir ve hile ve hud'a ve tehdit ile ermenilerin bir çoğun- dan para ve zinet altını ve mü- cevherat aldığı halde yine kay- makama ihbar ile kendilerini sevk- ettirmiş; tehcirden Aavdette aley- hinde otuz kişinin şikâyeti üze- rine tevkif edilerek Istanbula gön- derilmişti. (1) (Arkası var) (i) Aynen — neşredilen — vesikalara üdürlüğünde alınan dendir. Kendini Kaybeden Bir Adam Polis dün Müddeiumumlliğe Boyabatlı Hamit adlı bir delikan- h teslim etmiştir. Kabahati de hükümete ve Kanuna sövmektir. Müddeiumumllik Hamidi sorguya çekmeş ve kendisinden abuk sa- buk cevaplar almıştır. Hamit d- yor ki: — Ben müslümanım. Boyâbat- tan da çıktığımı biliyorum. Fa- kat şimdi adımı da sanımı da, kendimi de unuttum. Zaten bun- ların hepsini bir torbaya doldur- muş, sırtıma almış. Körolası torba- nın altı delikmiş adım Sanım, ne olduğum oradan dökülmüş gitmiş, Hamidin daha evvelce timarha- neye girip çıktığı da anlaşıldığı için Tıbbıadl! müessesesine gönr- derilmiştir. Suçlu burada müşa- hede altına alınacaktır. yeni tedbirler cümlesin- Guze Enstantanelerden Atla düğen sürerken... Gayrımübadille;. Sürüp Giden Dertlerine Bir Bulunması Dileğindedirler Memleketimizde sürüp giden başlıca harp sonu dertleri üçtü. Iskân, mübadele ve gayrimübadil işleri: bunlardan ikisi göyle, böy- le tasfiye olundu. Gayrımübadil işleri, Jâboratuvar — tahlillerinde olduğu gibi iyot Infiradile açıkta kaldı. Geçen gün, onları kongreye çağıran idare heyeti bile, bir tek Öyesi müstesna, toplantıya gelme- mişti. Bu sebepledir ki kongre temmuz sekize kaldı ve bu mi- nasebetle ileri geri bir haylı söy- lenilenler oldu. İşte size bunlar- dan birkaç nümune. “— Biz, büyük istihkak sahibi olan birkaç kişinin yüzünden bit- tik, eridik ancak küçük istihkak sahiplerinden teşkil olunacak blir Adare heyeti, bizim menfaatleri- mizi koruyabilir. Büyük işleri hep büyük istih- kak sahipleri yapabiliyorlar. Kü- çük Istihkaklılara ancak bir mük kün iki yüzde bilmem kaç hissesi gibi gayet küçük müzayedeler düşüyor ki böyle bölüklü bir işe hiçbir gayrimübadil burnunu sok- mak istemez.,, Bunlar bazılarının dilekleri. Bir diğer kısmına gelince, onlar da şu fikirdedirler. “ — Biz, mübadillere yapılan muamelenin bize de yapılmasını isteriz. Zaten, emlâk takas edilde ğinden, mübadillerle gayrımüba- diller arasında bir fark yoktur. Bunun için, hükümet bu müzayede işini kaldırmalı ve herkese bono- sunun asıl kiymeti Üzerinden mal vermelidir. ,, Bir kısmı ise şöyle bir müta- Iâa ileri sürüyorlar: “ — Müzayedeler — bonoların piyasa fiatı üzerinden yapılıyor diyorlar, bu hal mübaclilerin çok aleyhindedir. Çünkü bir bono 17, kuruşa düşmüştür. Eu — vaziyet karşısında 200 liralık bir hisse 1000 liraya satılıyor. Halbuki bir gayrımübadil İstihkakının hiç ok mazsa yüzde SÜ veya yüzde 80 ini kazanmak ister. Bundan başka bizim ezilmemi- zin bir sebebi de büyük istihkak sahiplerine, istihkaklarının he si- nin varilmesidir. Halbuki müba- dillere karşı bunun aksi hareket alunmuştur. Mesolâ 150,000 istih- kakı olan bir mübadile ancak 50,000 inin yüzde 20 si verilmiş ve mütebaki kısmı, bütün müba- dillere mülk verildikten sonra ödenmiye çalışılmıştır. Gayrımliba- dillere karşı da bu şekilde hare- ket olunması lâzımdır. ,, Evvelki günkü içtimada heyeti Adareden kimsenin bulunmaması, General Halilin de şahsen izahat vermeyi salâhiyet harici sayışı bu bağrı yanıkların sinelerini büsbü- tün huneylemiştir. Bundan dolayı- dır ki- gayrimüdilerin önümüzdeki kongrası ııbıırıuılnklı bekleniyor. Hava Kurumu lçm Hava kurumu Istanbul merkezi ile kaza ve Nahiye kollarında hava tehlikesini bilen üye yazmak için fili çalışmalar başlamıştır. Eminönü kaymakamlığında dün bir toplantı yapılmış ve bu top- lantıdan sonra Eminönü kaza kolu çalışmalarına başlamıştır. Kuruma bir kalemde 25 bin Hra teberru eden Nurkalem sahibi Nuri dün kurum merkezine davet edilmiş ve direktör Ismail Hakkı tarafından kendisine bir madalya verilmiştir.. Bu madalya plâtin Üzerine yapılmış murassa tayyare madalyasıdır. ve İsmail Hakkı madalyayı Nurinin göğsüne bizzat takmıştır. Dün Fenerler idarei umumi- yesi kuruma 750 lira, Salamon Yuda Levi de 100 lira teberru etmişlerdir. Nejat Abut 22,5 llra, Abdüs- samet, Ali Devriş, Ahmet Sabri, Ibrahim basmacı da yirmişer lira vermeği taahhüt ederek hava tehlikesini bilen üye yazılmışlardır. ıİstanbul Gece Karanlıkta Kaldı Dün akşam saat dokuza doğ- ru Silâhtarağa Elektrik fabrika- sında çıkan bir sakatlık yüzünden bütün Istanbul karanlıkta kalmış- tır. Ancak yarım saat sonra mın- tak mıntaka cereyan temin edile- bilmiştir. İlk önce cereyan Beyoğ- ha tarafına verilmiştir. Bazı mıntakalar bir saatten fazla karanlıkta kalmıştır. Bilhas- sa ğece çalışan matbaalar ve di- ğer müesseselerde bu yüzden zorluklar çekilmiş, işler saatlerce ğeri vurmuştur. İtalyan Şairi Geldi İtalyan Fütürist şairi Marinetti, dün akşam İtalyan uçağı ile Bü- yükdereye ğelmiş ve karşılanmıştır. Yeni Neşriyat: Yeni Adam — Terbiyeci İsmall Hakkının çıkardığı bu haftalık mec muanın T5 İinci sayısı dünya kültür hareketleri, ve tetkik yazılarile çık- mıştir.