6 Haziran Siyaset Âlemi Fransanın Gidişi Fransız franginin son günlerde uğradığı taarruz ve bu yüzden düş meye başlamam, Flenden hükümetinin bir takım fevkalâde salâhiyetler iste- vi etti. Meclis, bunları diiştü. Yerini; Meclis Reisi ve müstakil Fernan Buissonun reisliği altında yi bir hükümet aldı. Geçen hükümetin İstifasile yenisinin teşekkülü arasında #yeçen zaman 24 santi geçmedi. Bu da, vaziyetin çabuk (durulacağını Ümit ettiriyordu. Hattâ Fin; kanl gelen o radikal K rank işini düzeltir Şekileceğini, bunun için de üç haftalık bir anmanın kâfi geleceğini bir kâhin Kibi haber vermekten çekinmiyordu. Fernan Buisson kabinesi, Meclis huzuruna çıktı, İtimat kazandi. Sonra İrank davasını başarmak için hususl #alâhiyetler istedi. İki rey farkla Akalliyette kaldı, istifaya mecbur oldu. Tekrar bir kabins kurmak İçin Cümhur Reisinin yaptığı teklifi kabul ötmedi. Âyan Reiside yine böyle bir teklif ;karşısında beyan etti, * Fernan Buisson kabinesi, sağdan başlayarak sola doğru g müfrit solcu (komünist bırakan bir temerküz kabinesi Pilvaki sosyalistler de kabineye iştirak #tmemişlerdi.. Fakat Başvekil eski bir sosyalistti. Nazırlardan ikisi, birl Müstakil, öbürü müstafa olmak üzere Yine sosyalisttiler. Bu itibar ile ve fikir itibarile onların da kabinede dahil bulundukları kabul edilmek Aztındır. İşte bu kabine, bu fevkalâde hiyetleri iste, meclisin re ile karşılanmıştır. Çünkü meclisin wkseriyeti, Maliyâ Nazırı Kayyonun *aflasyon denilen altın para karşılı (m: tecavüz edici kâğıt para ikarmak © taraftarlığım © beğenmi. Yordu. Bu suretle gidiş, meclisin İcuhine doğru bir gidiştir. TA ki yeni İr ekseriyet ortaya çıksın ve Fransız Slusu, me dömek İstediğini sarih söylesin. O vakte kadar, Meselâ muvakkat bir Laval hükümeti Pekâlâ vaziyeti Idare edi Afyon Kaçakçılığı Havr, (Fransa S5 — Şanga ydan gelen bir vapurda (144) kile Afyon, $ kilo anason ve daha bir çok Uyuşturucu maddeler yakalanmıştır. Edebi Tefrikamız Zihni Efendi, elini salladı: — Otelin kahvesinde nalbant wnulü adem Ağa oturuyordu. İĞ arasında Hacer Hanımın has- eye gittiğini söyledi. Bu adam, Nereden duyar, nereden görür? n derhal anlarım, Bir iş bahane “tim, otelden çıktığım gibi koş- w, geldim. Jandarma mülâzimi, otel kâti- binin omuzunu okşadı: t — Çok teşekkür ederim, Zihni endi.. * — Vazifem, Cevat Beyciğim. Genç zabit, ağır ağır söylü- Ordu; a — Senden bir ricam var, hni Efendi... Mehmet Bey de amları da, Aktaş vak'smı için, pr neler söylüyorlar? Kim- m 1* söylüyorlar? Sen, dikkat et, sor, araştır. Sonra, Yie bir dedikodu olurken kendi NE mlarını, amma onlara sezdir- lee bul, getir, orada bulun i lar, Iyice tesbit edelim. Ben, ktorları kandırırım, yarın has“ yade çıkarım. Sen, Güzelce ig de, bu geceden odamı hazır- » Yarın, gelir, yerleşirim... SON POSTA HARİCİ TELGRAFLAR Fransada Kamutayın Dağıl- masını istiyenler Çoğaldı Yeni Kabineyi Laval Kuracak Parla, 5 (Hu- kabinesi devril- diktem sonra si yasal buhran ye» niden © başgör- termiş oldu. 4 Buisona yükler mek istedi, fakat rd cevabi aldı, Bu işi dyan ku- rumu başkanıda reddetti. Bundan bakan» Ha- rleiye Bnkanı ve bagınuz (müs takil) Ayan Arası Lavala verildi, Laval yani ka- bineyi kurmak işini kabul etti, Buison kabi- nesinin düşmesi sebebine gelince; bundan evvel Flanden, Fransiz frangını düşürmek için yapılan teşebbüsleri körletmek ve altın kaçışıma önüne (geçmek için kamutaydan tam © yelge ( fevkalâde sslâhiyet ) fi kamutay, kendi salâhiyetlerinin elinden gideceği düşlincesile bunu vermemiş, buvun üzerine de Flanden kabinesi düşmüş- tü. Buison kabinesi de kamutaydan tam yetge istedi. Fakat Obu istek daha hafif ve sadece p istikrarı işinde (kullanılmak için iL Ancak kamutayda radikal sosyalist. lerdem birçoğu, evvelce yeni kabineye yardım edeceklerine söz verdikleri halde, kamutayda oylarını ( ) aleyhte kullandılar ve Buison ka dışarıya düşmesi sebep- | Mahmut Yesari Mehmet Beyle, adamlarının dedi- kodularını, şahitlerle tesbit edelim; görür gününü ol Zihni efendi, yüzü parlayarak jandarma zabitinin elini tuttu, sıktı: — Vallahi, ben de sizden bu- nu yalvaracaktım. Bu serserinin şimarıklığı, cana yetti. Haddini bildirmenin zamanı, çoktan geldi... Hacer de elini uzatmıştı: — Cevat Beyciğim, biz, Zih- ni efendi ile çıkalım. Jandarma zabiti, Hacerin elini sıkarken: — Siz, evinizde, rahat rahat oturunuz. Dedi, — Çok teşekktir ederim, Ce- vat Beyciğim, Ve titrek bir sesle devam etti: — Bir gün, hep beraber, ba- na gelirsiniz. Olur mu? Cevat Bey, Zihni baktı: — Gideriz, efendi? Otel kâtibi, gülümsedi: — Niye elmasın, Cevat Bey- efendiye olmaz mı, Zibul bıyık altından | çok ölü vardır. Yugoslavya Müttefikierile Beraberdir Belgrat, 5 — Alman Hava baka- m Göring'in burada resmi görüşme- ler yapacağı şayiaları tekzip edili- yor. Yugoslavyanın politikası, dost- luklerı ve itüfaklarile belirtilmiştir. Bu politika, dost ülkelerin haber- dar edilemiyecekleri bazı konuşma- larla değiştirilmeyecektir. Göring'in seyahatinde (hiçbir hususi (taraf yoktur, pm lerinden biri de, ötedenberi | frangı düşürmek taraflısı görünen Kayyonun Finnans Bakanlığına getirilmesidir. en birçoğu bu durum a kamutayın o dağıtılmasını ve ulusun reyine müracaat edilmesini lstiyörlar. Redikailerin İsteği Paris, 5 — Radikal sosyalistlerden birçoğu Heryoyu değil, eski Başbakan Daladyeyi tutuyor. Bu zümre, sosya- Matlerle | biri bir sol kabine kurulması fi dir. İngiliz - Alman Görüşmeleri Almanyaya Göre, İngiltere! Kendisine Hak Vermiş Berlin, $ (A.A.) — Sıyasal çev- renlere göre, (oAlmanya İle deniz konuşmalarına başlıyan hareketi ile, süel ohükümlerinin çiğnenmesinden çıkan durumu tanımaktadır. Gazeteler, o Almsnyanın Versay andlaşmasının sücl | (askeri) faslın yırtması karşısında Uluslar Kurumu- nun eldiği kararın hukuku bir sabun köpüğü olduğunu ve bu köpüğün artık dağıldığını yazıyorlar, Londra, 5 — İngilte: deniz görüşmeleri d. - Almanya ediyor. Bir Resim Münasebetile 28 Mayın sayımızda o Almânyada Yahudilere karşı yapılan bir hareketi haber verirken, Amerikada geçen bir hâdiseye sit fotoğrafın altına yanlış- lıkla “ Almanyadaki Yahudi aleyhtar» lığının ilk şiddetli günlerinde,, lejandi yazılmıştır, Düzeltir ve özür dileriz, 40 Bin Kişi Zelzeleye Kurban Gittikten Sonra Binlerce Insan Bataklık Içinde Can Verdi Bir Gölde De e İBO Kişi Boğuldu Meksiko, 6 a — Geniş alan- ları sular kaplamıştır. İtfaiye 2 metre derinliğindeki çamurları kazarak ölü- leri çıkarıyor. Bir karı ve koca ile üç çocukları çamur altında bir ölü olarak bulunmuştur. Şimdi dar 120 ölü çıkarılmıştır. Daha pek Bazı yerlerde yoller, ciğim? Pek ala olur. Jandarma mülâzımı, misafirleri nl sofaya kadar teşyi etti: — Yalnız, «iz, hiç bir şey duymayor, ounlamayormuş gibi hareket ediniz. Mehmet Beyle adamları, katiyen bir şeycik ser- mesinler, Demir ağayı görmeği de unutmayın. Onun'a da konuşun... O dağgöz kulak olsun... Mehmet Beyin tepesinde top gibi patlasın.. Hacer, otel hizmetcisi Huriye kadına sordu: — Jandarma zabiti, odasın- da mı? Ihtiyar kadın, baş örtüsünün uçlarını o çenesinde (o düğümleyip gözüyordu: — Odasında, hanım! Hacer, merdivene doğru yürü- müştü; fakat birdenbire döndü: — Yalnız mı? Yoksa misafir- leri mi var? Huriye kadın, başını eğdi: — Iki kişi var. Genç kadın, durmuştu: — Kimler? Ben, tanır mıyım? Ihtiyar kadın omuzlarını kak dırdı, dudaklarını büktü: — Hükümet adami mem tanır mısın? $ Hacer, ne ileri ne geri bir adım atamadı. Hizmetçi kadının hükümet adamları dediği, Müd- deiumumi, Müstantik, adliye kâ- tipleri olacaktı. Hacer, onların ölülerle dolu olan arabala: fından y, 5 (A.A.) — Nenşi gö gemi devrilmiş, 89 Çinli kadın ve erkek boğulmuştur. (SonPosimı Meksiko ve Çinde patlak veren şu felâketler, birkaç gün önce Belücisten zelzelesinde 4) bin kişi bir solukta can mişti, Şimdi de şu yeni felâket haberlerini, töylerimiz diken diken olar! yazı yor ve yarının yeni bir belâsından ürküyoruz. ) yanında, mülâzimin odana gin mek istemedi. Belki resmi işler konuşuyorlardı. Hacerin gelmesi, tuhaf, garip bir vaziyet ortaya çıkaracaktı. Tekrar eve mi dönmeliydi? Otelde (oturup bekleyebilirdi ? Fakat nerede oturacaktı ? Huriye kadına sordu : — Muharrem Bey, nerede? — Biraz dışarı çktı. Arattıra- yım mı? Muharrem Bey, arattırılıp bu- lunana kadar, Hacer nerede oturacaktı ? Yine vaziyet değiş memişti : — Muharrem Bey, şimdi kim- bilir, nerededir? Belki de İşi vardır. Sen, Zihni Efendiyi bal... O da uzakta mı? Hacer, Zihni Efendinin otelde olduğunu biliyordu, lâkin ortada görünmeyişinden, oya Mehmet Beyin, yahut adamlarının İzini kolladığım anlıyordu. Zibni Efendi, bir dakikacık olsun gelir, Hacere, oturacak bir yer gösterebilirdi. Huriye Kadın, bön bön bakı- yordu: — Zibni Efendi, durmaz ki... — Sen, kere... Hizmetçi kadın, kahve tarafı- na gitti, biraz sonra döndü: — Kâtip kahvede yok... Hacer, eve dönmeye karar bir yerde kahveye bak bir Gönül İşleri Okuyuculara Cevaplarım “39 yaşındayım. 20 yıl lendim, iki de çocuğum oldu. Fakat ikisi de öldüler. 14 yıl önce tekrar evlendim. Fakat bu karımdan çocu- ğum olmadı, Ne yapayım ? Emet Alverci Kadını salâhiyettar doktorlara muayene ettirerek çocuk olmaması sebeplerini tetkik ettiriniz. Her- halde doktorlar bir çaresini bulurlar. Nihayet nevmit olursa" nız. O vakit düşünürsünüz. * “Üç senedir bir kızla alâka- dar oluyordum. Fakat mektup yazdım cevap vermedi. Nihayet bana karşı lâkayt © olduğuna hükmederek başkasile nişanlan- dım. Fakat onu unutamıyorum ve nişanlıma ısınamıyorum. Sonradan kızın benimle evlenmeye de ran olduğunu öğrendim. Şimdi benim- le alâkadar olduğunu da hisse- diyorum. Nişanımı bozup onunla nişanlapsam mı? Yoksa zamanla unutur muyum ? önce ev İzmirde ** Zamanla belki unutursunuz. Fakat bu acı arada sırada yüre- inizi dağlayacak ve detinize mani olacaktır. Ortada rie'ati mümkün olmıyan bir hal yokken nişanı bozup sevgilinizle evlen- meniz daha muvafık olur. * “Bir genç kızla sevişiyoruz. Evlenmek istiyoruz. Babası rarı olmuyor ve kızını bana kat'iyen vermiyeceğini söylüyor. Halbuki bu kızla evlenemezsem halimin fena olacağını hissediyorum. Ne ya- payım ? Eskişehir: Mustafa Kızın babası sizi niçin redde- diyor? Bunu tetkik ediniz ve o hususta onu temin etmiye çalı Şinız. O vakit mahzur ortadan kalkar, o da fikrinde israr etmez sanırım. vermişti; sersem hizmetçi kadın, Hecere, oturacak bir yer bulup gösteremezdi; — Misafirleri gittikten sonra jandarma zabitine, benim geldi- ğimi söylersin, olmaz mı, Huriye kadıncığım? Huriye kadın, patronların itibar ettikleri adamlara saygı gösteril menin gözönünde tutulması lâzım gelen vazifelerden olduğunu an lıyacak kadar işinde gözü açıl mıştız — Hanım, gitmeyin; zabitin misafirleri geleli çok oldu, belki birazdan giderler. Onlar gidene kadar, o sen, yukarıda, odanda otur! Hacer, anlamamış gibi gözlerini kırptı — Odamda mı? Ihtiyar kadın, başörtüsünün uçlarını (o düğümleyip (çözmeye .. Orası boş... * Oturursun.. Hacer, hizmetçi kadının işg-ü zarlığına sevinmişti: — Hay Allah Huriye kadıncığım. Beraberce yukarı kata çıktılar, Hacer, otelde ilk (defa misafir kaldığı sokak üstündeki (o odaya girdi. Huriye kadın: na, bir kahve yaptıra yım, dedi. razı (olsun, (Arkan var)