a T aç gaa B 1 Haxiran SON POSTA Üğünede Siyaset Âlem İşler Fransanın Genç Kızlar Geçirdiği Buhran Franaa yeni bir buhran geçiriyor. Son zamanda bozulan ökonomik ve malt sıkıntı, Fransa — Bankasının kazalarında mevcut gerek — çubuk, gerek gişelerin içinde toz halinde uman altunların mühim bir kısmının Fransa Buhran içinde ke Geçiriyor Fralk Ciddi Tehli Kabineyi Düşürın! İ lişarıya, yabal leketlere çık- ç Ü sünm ' stbep oldu. Ba suritle Ka Toplantı ok . Zamanda çıkan altın miktarı ( 500 ) e #i ee n elr eAer e | Fırtınalı Geçti 4 :_Iıy,ıı İkinci altınbabası — sayılan Fransa derin bir Myasal buhran 4 ıı':""ı :" "")"P :';Ü'."':d;. ."::ı'ı':'. uçurumunun — ödündedir. Bir bakıma araftan frenk Üzerini göre, Fransız frangı illâe tehlikesi kar- £ | ieekülasyon, diğer taraflan yüzde ÜÇ | çusındadır. Flanden kabinesi / Fransayı ü dinde —tutulan iskonte — #latına | Va nactan kurtarmak gibi bir. İddia gil e fi ':.l'ıuı bnnkalara 'Y':"" ı':hl'." ile Parlamentonun — karşısına çıktı, OÜ aaaaaa Yazida. Ba d Kaf | fsvkalide ealâhiyet istedi. çe B#elmedi. Dışarıya kaçan sermaye- Fakat #ol partiler onun Rin akışını Önlemek ve fevkalâde | haklı bulmadılar ve Flanden kabinesi la | valine icap ettirdiği fevkalâde | düştü. Bu düşme, yalnız para bakı- M tedbirleri almak Üzere bir takım | mından değil, sıyasal ve sosyal ba- Şürelre düşünüldü. Flanden bükü- | kımlardan da Fransada bir ihtilâle ı.r; =dıı vıktl.l: Dı:ııııhı;.':; de:lı yol olmak sebebini de ortaya çıkara- #vvi mer; metlerine | bilir. Aşağıki satırlarda tafsilât bula- Yerilmiş olan fevkelâde salâhiyetler . ğ gakamız ı el Ha aaaan tbe üü tetifa'eden | | Paris, 31 (A.A.) — Saylavlar Maliye Bakam Jeri Martenin göze | kurulunun geceki toplantısı çok ani | Terdiği Tüzum ” Gzerine istenen bu | fırtmalı — olmuştur. Kolu — bir bi u:l“:.:'::ı'“" hükümetim mev- | Sargı içinde olan ve yanında ali, n “dsl, belki vet di doktoru bulunan — başbakan >0$ 'ş'îııll bubrana -ı.:ud -ılırı': da — toplantıda —hazır. — bulun- üp | aı...ı d:u bıılıyıı daha do.uııcık[!ıl: makta —id. — Moliye — Bakanı i de vaziyetin zarureti — teslim e:l; B tküe Ve z bilkirdlek B. Jermen Marten tarafından ko- | Şötilecektir. Ne ne olursa o'sun, | Yalanan spekülâsyon —sıyasasına ge Tanaa, bir defa daha, bol keseden | hücum eden aytaçlardan (hatip- ses | Rta sarfetmenin cezasını çekiyor. | lerden) sonra B. Flanden söz yak | Gelirle Omasrafın arasında Kati bir | S K deni İ Jaf azene yapmamış olmanın sıkınti- | MK gere şarda ve gere h) KöA uğramış bulunüyor. Fransa, bu | İçerde franga karşı yapılan hü- .:."_u'i defa düşlü ve kurtuldu. | cumların esası olan şartlar hak- :ı"; ..,'i“"ğğ;q?lll.l fazla sayılmaz | kında uzun uzadıya İzahat ver- a ? miştir. lerif . . . Başbakan, finans İşleri baka- ::: Şıddet lı B ır nnn yetkeler ( fevkalâde salâhi- | yet) kanunundan yana ileri sür- ar | elzele müş olduğu sebepleri saymıştlır. iya c"——ızııdn. 31 (ALA) — Vest Başbakan, spekülâtörlere karşı ’ı' '.“'ıvlç rasathanesi saat 10,42 | bulunduğunu belirttikten sonra H_ Saat 24 arasında şiddetli bir | saylavlar kuru'unun bugün frank ;od"" & kaydetmiştir. kıymetinin indirilmesinden yana H". &; Zelzelenin merkezi Londradan | veya karşı bir karar vermesi z00? | 100 kilometre uzaktadır. Orta | lâzım geleceğini ilâve etmiştir. 'ı—.d. olması tahmin edilmek- Başbakan, — paranın tam bir I'IP“: AĞ surette durluğunun mümkün gö- KPf İ ——— - e|& SĞ K Edebi Yazanı ran P Ay, Tefrikamıa Mahmut Vesari ZK | Bişt BF ; eli | Çam Tırtılları | p — B a — Silâh seslerini —duyunca, | lenen evin, camları da taşlanıyor- / M y ğ x an fırlamışım,.. Şahin reis | du. Karanlıkta, hele uzaktan, iyl L.lkıııı'tı; Deliçay, — taşmış | seçemiyordum. Sular da fyolumu 5 Ç zt v Ku E; N Kaşırdım; köyün öte başına aki Dedi. Deliçayın değil, taştığını anladığımız za- aklıma Hacer Hanım geldi. 3 kendime; — korkmuştur! Ö, M Yamçıyı sırtıma vurdü- A, Sİbi sokağa çıktım. Yolları, yi Yalayordu. Söğütlümesçidi M N bağıran, çığrışan köylü- î ; h'lllııîım. Hem silâh atıyor, kapılara vurup haber di Karanlıkta önce, yo- ıbklylı, bana yol gösterdi. U | Mollanın evinin sokağını İ Gelgelelim, sokağı su- , güç adım atıyordum. binmemiş olduğuma da ca- idı, Su, baldırlarıma çıkı- Sıktım dişimi yürüdüm. & Söğütlümescitteki g.bi A Yığrışan bir — ka'abalık ğit 'tları da, evlere haber 4 sandım. Amma biraz Aİİ ÇN * bir kapının tekmelen- a| * Yümruklandığını duydüm, DĞ rttim, Kapısı tekme- A kesiyor, sıkı yürümeme engel oluyordu. Camlar, taşlandı; kapı- da zorlanıyordu. Nihayet yakla- şabildim., — Taşlanan ev, Emeti Mollanın evi idi. O zaman, tepem attı. Köylü, bu azgınlığı yap- mazdı; onları kışkırtan, azdıran birl vardı. Bu, kimdi ? Kim ola- bilirdi ? Emeti Mollanın evinden ne istiyorlardı ? Karanlıkta, yüz- lerini göremiyordum ki tanıyayım... Kalabalığın ortasına atıldım, bir bagırdım. O dakikada, hepsi şa- şaladı, sindiler. Hacer, dayanamadı: — Bağıran, sen miydin, ağacı- ğım ? Sesinden de — tanıyama: dımdı... Demir Ağa, güldü: — Doğrusu, o zaman, ben de kendi sesimi tanıyamadım... Hamit — onbaşıya dönmüştü: — Düşün be, çavuş, eli ermez, gücü yetmez, iki zavallı kadına bu yapı'ır mı? Fu erkek- lik mi? — Eğer — babayeğitsen, erkeğe yüklen! Değil mi ya?... Fransada yeni kabine teşkiline — çalı- şan Ferman Buison rülmekte olduğu bir anda frank kıymetinin düşmesini amaç tutan son hareketin yapılmış olmasından dolayı demiştir ki: #— Umarım|ki Fransa finansal ve para dayanıklığının kuvvetini lspat edecektir. Fransaya karşı ya- pılan hücumlar - Eğer birkaç yıldan beri kendileri buhrandan zarar gören kimseler tarafından frank kıymetinin düşürülmesinden yana propaganda yapılmamış olsa idi- hiç şüphesiz başlamıyacaktı. İş başına geçmek isteyen bir zümre frank — kaymetinin indirilmesin'n önüne geçilemiyeceği tezini kabul etmeye alışmaktadır.,, Başbakan, Bundan sonra büt- çenin yönetgesirde speklilâsyon esasına daydnan bir sıyasa gü- dülmüş olmakla kendisine çıkışıl makta olan Finans — Bakanının savgasına (müdafa Kebine Düştü Paris, 31 (A.A.) — Flanden kabinesi, sünomal yetkiler proje- sinin saylavlar kurulu tarafından oya konulmasında 151 0y ile atınlıkta ka'mış ve çekilimini ver- ( Devamı 10 uncu yüzde | Dişlerini - gıcırdatıyordu: — Ayıp değ'l mi? Söylene- cek oldum. Sen, kim oluyorsun? diye karşıma Vell dayı çık- maz mı? Vay kanı bitli domuz!.., Bana, kafa tutan, Veli dayı, ha?.. Gözümü kan bürümüştü; Üstüne — saldırdım, gırtlağına yapışacaktım; — kolluk — altından kamasını çekmez mi?.. ülen, emmede tüylenmiş, uyuz it! Ka- mama el attığım gibi kınından sıyırıp çekdim, onun kamasına yanlamasına bir indirdim, kama elinden düştü. Gözüm kızmıştı, elimi kana boyamak istemedim, kamamı yere attım. — Erkekçe boğuşacaktım, İki yana sallanıyor, öcünü iyi alamamış gibi içini çeki- yordu: — Vay kanı - bitll - domuz! Bu sefer de, elini kuşağına sokup karadağlıyı çıkarmaz mı? — İtin soysuzundan — kork! Kıyasıya davranıyor be... Hani şaşalıya- cak olsam, beni — yakacak... Ben de naganeti çektim. Gelge- lelim, ben naganeti çekerken o, karadağlı ile ateş etti. Geriye irkildim, nagantı tetikledim. Yan- dim! diye — bağırdı, sendeledi, suların içine — yuvarlanacak- t. Biri yetişti, kucakladı ve torba gibi sırtına vurdu, kaçmaya başladı. Veli dayının vurulduğunu gören köylüler, çil yavrusu gibl ma) girişmiştir. X— Müthiş 'Bir ölüm İ ! 4000 Metreden Yere Düştü Londra, 31 (A. A.) — Para- şötçü İver Prays, paraşlitü açık madığından beş bin kişinin önün- de yere düşmüş ve ölmüştür. |Amerika Donanmasının Ma- nevrası Devam Ediyor Honolulu 31 (A.A.) — Tor- pidoların himayesi altında olan büyük harp gemlleri, denizaltı- hıların parajını kırmak için Pearle Harbondan çıkmışlardır. Bu çıkış büyük Bahirimühit manevralarının sonuncusudur. Savaş Mı, |Barış Mı? İngilizler Bu İki Sorguya Cevaplarını Verdiler Londra, 31 (A.A.) — Uluslar kurumu İngiliz birliği tarafından düzgülenen “ Barış plebisiti ,, ne Londra ahalisinden bir — milyon 500 bin kişi girmiştir. Özel silâh tecimeninin “ticaretinin,, yasak edilmesi hakkında toplanan oyla- rın — 487,6360 bu — yasaktan yana ve 37,364 8 de ya- sağa — karşı çıkmıştır. Diğer taraftan — “saldırgan bir — ulusa karşı süel tedbirler alınmalı mı, alınmamalı mı?,. suretinde sorulan bir sorguya 86.664 kişi hayır ve 878.875 kişi de «evet- demiştir. Bundan başka 375.061 kişi yadslel berkitelere - taraftar — olduklarını bildirmişlerdir. dağı.dılar. Baktım, yanımda, biri duruyordu. Demir ağanın, göğsü kabar- mıştı: — Bizim —Aslan, koç yiğit Şahin Reis değil mi? Bana: — Ağa, yaralandı mı? Diye sordu. Farkında deği- lim ki, — Galiba, yaralanmadım, de- dim. Şahin rels: —— — Şimdi ne yapacaksın? dedi. Ben, artık çok düşünmüyordum. Veli dayının meydan okuyuşun- dan, hattâ kıyasıya silâha davra- nışından, onun köylüye önayak olduğunu anlamıştım, Veli dayı, Halil Ağanın adamıdır. Halil Ağa da, Sadık Paşaların Mehmet Beyin tarafıdır.. Çıbanın başı, nerede olduğunu anlamışttm. Köy- lünün şaşkınlığından, kendi çıkar- larına uygun pay — sızdırmak isti- yorlar. Hacer Hanım, tehlikede idi. Onu bu kapısı zorlanan evde bırakamazdım. Şahin reisle kapıya dayandık. Az buz zorlamakla esnemiyordu. Bir iki omuzladık, bütün zorumuzla yüklendik. Niha- yet kapı, açıldı.. Ben, Şahin reise; sen çabuk iki at bul... Ka- dınları karakola taşıyalım, dedik. Şahin reis, sulara aldırış etmedi, seğirtti, ben, eve girdim. Bere- ket, evin içini biliyordum, maer- divenden çıktım, çakmağı yak- tım. Hacer Hanım, ayakta duru- Hangi Tipe Mensupsunuz? Yuvarlak Çehreli Sarışın Kızlar Bunlar dünyanın en şen, en mes'ut ve en canlı kadınlarıdır. Hayatı olduğu gibi kabul ederler ve gerek şen, gerek huzün, onun her — saatini hakkile yaşamak isterler. Küçük ve muntazam — hatlı çehreleri, herhangi zaviyeden ba- kılsa hoştur, Saçları çok, fakat kısadır. Boyları uzuün, elleri ve ayakları küçük, cildleri de yumu- şak, âdeta kadife gibidir. Bunlar dalma şen, daima gü- ler yüzlü oldukları ve sinir buh- ranlarına maruz kalmadıkları için orta yaşa doğru ekseriya şişman- larlar. Bütün hayatlarında bekâr ka- lamıyacakları İçin herhangi bir yaşta iken evlenebilirler. Kanaat- kâr, müşfik ve iyi kalpli olduk- larından çok iyi zevce ve mükem- mel bir anne olurlar. Çocukları da daima sağlam ve kendileri gibi neş'ell olurlar. Sarışın oldukları için hem er- keklerin hem de kadınların hoş- larına giderler. Bunlar tam dişi olduklarından spora Fezla heves etmezler ve bunda muvaffak olmazlar. Daha ziyade ev işlerinde ve hizmetlerde kendilerini gösterirler. Muhitlerine kolayca ve çabu- cak uyarlar ve bunun için her tipteki erkekler bunlarla evlen- meği arzu ederler. Hangi tipte erkeği intihap ederlerse etsinler evlilik hayatlarında dalma mesut olurlar. Ancak böyleleri çok uzun boylu ve beyaz çehreli erkeklerden ziyade kendi tiplerindekl atletik erkekleri daha ziyade — mesut ederler. Evlenirken bu cihetleri unutmamaları lâzımdır. Elbiseye #son derece merak- lıdırlar. Uzün kollu kadınların ( Devamı 14 üneti yüzde ) yordu. Hemen kolundan tuttum. amma, ben kolundan tutar - tut- maz, Hacer Hanım, bir çığlık kopardı, bayılıverdi. Hacer, Demir Ağayı, kalbi çarparak dinliyordu: — Sizi, ozaman da tanıya- madım. Demir Ağa, bıyıklarını sıgaz- hıyarak gülümsedi: — Az korkumu geçirdiniz?. — Doğru.. korkudan - ölecek- tim... Sonra... — Şahin reis, komşulardan ikl at bulmuş, getirmişti. Emeti Molla, karakola gelmek istemedi. Hacer, şaşırmış gibi sordu: — Annem, bayılmamış mıydı? Demir Ağa, gülmek istedi, gülemedi; kekeledi: — Yere çömelmiş, tir. tir tit- reyordu. Onu, odasına götürdük, döşeğine yatırdık, Sonra sizi, Şa- hin reisle aşağıya indirdik, ata yanlamasına yükledik, doğru ka- rakola getirdik. Hacer, Demir Ağaya minnetle bakıyordul — Siz, ağacığım. Demir ağa başını eğdi: — Şahin rele, asil çok çaba- ladı. — Onu görmek, ellerini öp- mek İsterim. canımı kurtardınız, (Arkası var)