14 Mayıs 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

14 Mayıs 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hâdisata Dair — Yuuuh.. Yazıklar olsun ! — Ne var, Hasan B.? Ne oluyorsun ? — Daba ne olayım? Okumadın mı herifleri? Sizin gazete yazdı.. — Hangi herifler? — Canım ! Haniya şu: Bedi- Uzzaman mı, kediyüstaman mi, ne karmağrısı di oT. — Bedluzzaman.. — İşte ©o sepet kafalıyı diyo- rüm. Cenabıhak, bir mah- vedecek mi, öne ı.rmı er. — Eğer varı ar.. Yokşa ? — Çok d Söylüyorsun. Bııhd erde akıl, baznırlop ye- murtada tüy — aramı! âr.. Akılları olsaydı, bir rmbzyı- nn bâlâ Üküzün boymum dı durduğıııı lıınıııluî.. 1; ökür kendileri. Kondi kafatarın ağirlık duydukça, dünyayı taşı- yoruz şanıyorlar — galil — Öyle olacak. — Lâkin ben bir şeye yan- miyorum: Bu heriflerc kanan, iman, bu türlü serserilerin ipi ile kuyuya Inonan saf yürekli yurt- daşlara yazık oluyor. Sonradan Işin hakikatini anlıyorlar amma, iş işten de geçiyor. Ben, bizim hal: kımızın yerinde —olsam, böyle hezeyan edenleri bir &âlâ tepeler, bir daha böyle ters haltlar ka- rıştırmaya, yedi silsilesine tövbe #ttirirlm. — Alferin, Hasan Beyl — Ne zannettin ya? Ben bu kafayı değirmende büyütmedim.. Ben cahil bir adamım amma, böyle masallara — inanmam. 'ada, böyle kötü asılsız, saçma sapan teylerin yurduma zarar vereceğini de bilirim. Onun için, hükümetl- mizin, bu melunların hakkından teldiğini gördükçe, bayağı, yüre- !:ııo su serpiliyor. Oh olsun! İiyorum. — Yaşa, Hasan beyciğim! — Ha, bir de, bir şey daha Var, — Nedir, Hasan Bey? — Birisine daha İçerliyorum.. Hddçer & o — ar — komşumuza.. da, bizim oradaki zavallı çok rimızla uğraşıyor. Ya Ma zülmü — komuyor. Ğ gün bu türlü, yarım öbür türlü - #ziyor.. Ben, böyle fena komşu- lardan hiç hoşlanmamı. Bana dost olanlarla pekâlâ dostumdur. Gek- lelim beni taciz ettiler, bana em îıhı. baktılar mı idi, © zaman külâhları değlşirim.. — Evet amma, Hasan B. ciğim: Bu, onun iç siyasası. Karışmak Aana düşer mi? — Yok. Benim karıştığım, Değildir Hasan B. — Bu yumruk burada oldukça, İçeriye bir adım bile atamazsın, nafile yere bekliyeceğine PAZAR OLA S AN BEY git te Avrupadaki silâh fabrikalarının yanında dolaş... —'i1— Yanağında gül açmış, Saçında sümbül açmış, Ben yarimi beklerken, O meğer benden kaçmış. — Hasan B.| Bak: Yüz yıl yaşamanın sırrını bulmuşlar. Bizim - kayınvalde duymasın.. Ben ona sir. söyleme- sini sevmem |.. onun İç sıyasası değil, O müslü- W Hi et nn — Sus! Bilgidir İnsanı, insan eyleyen, MANİLER Ö v Leylak dalında kurur, Dibinde yarim uyur. O sevgili çapkının, Dünya üstünde durur. Günler Uzayınca Hasan Beyin, piyano meraklı- # bir komşusu vardır. Sabah na- mazında başlar, akşam karanlı- ğına kadar piyano çalar durur. Geçenlerde Hasan B., bundan acı acı şikâyet ediyordu: — Kardeş, diyordu; — günler kısa iken ne İse neydi. amma günler uzayınca felâket oldu. man yurttaşlarına zulmederken, benim izzetinefsimle de oynayor. Asıl buna içerliyorum, ben. Vaktile Mosakofların — kazan- dığı müharebeleri kendine mal edip edip, —şenlikler — yapıyor. Yaparken de, birtakım ileri geri lâflar ediyor. Haniya, ben sabırlı adamımdır. amma, sabrimın da bir. haddi var. Beni çileden çıkartmıyagörsün. Bunu böylece yazıver.. Dünya Saat Gibi Kahvede konuşuyorlardı. Gül- penbe gören bir adam: — Anlamıyorum, dedi.. her- kes ortalıktan şikâyet ediyor.. | halbuki, herşey, güzel güzel, t- kırında İşleyip duruyor. Pazarola Hasan B. en elddi tavrile, lâfa karıştı: — Evet.. hakkın var.. dedi. Dünya — dediğin — muvakkithane | gaatine döndü. İşlemesine işliyor | amma, doğru gitmiyor! Kaysorin Doktoru Eski Almanya imparatorunun husus! doktoru geçenlerde öldü. Bunu, birisi gazetede okuyor, Hasan B. de kulak veriyordu. Orada hazır bulunanlardan biriz — Kim bilir? Dedi.. kendi ölünceye kadar kaç kişiyi öldür- müştür. Hasan B. itiraz etti: — Her halde efendisinden az adam öldürmüştür.. Üstelik de, ş onun gibi övündüğünü şimdiye —— kadar düuymadık. W -| Hasan B. in Kokteyli e d ai Bahçelerde gül derdim, Bir güle gönül verdim, Bülbül dertlidir derler.. Onda yok benim derdim. Hasan Beye sordular: . — Hasan B., kokteyl içer« misin? — O nedir, 0? — Birkaç türlüsünün biy ara< da karıştırılmasile yapılan bir çes — git içki. ĞĞ Hasan B. düşündü, düşündü. — Öyle ise ben hergün kok«< teyl içerim.. dedi. — Ya? neler karıştırirsın? — Çay, süt.. birazıcıkta şe- ker.. âlâ oluyor, vallahi! Hasan B.! Ben iş hayatına flk ayak attığım xzaman, zekâm- dan başka sermayem yoktu ! — Ya? Amma da süğürt- müşsün, desene ? |.. Gezinti Geçen, İstanbulu semt semt dolaştım, Çarşıda, pazarda, bütün gezindim. Nerelerden geçtim.. Ne yollar aştım, Nerelere çıkıp, nereden indim! * Ün veren adama ünvan değildir. Yüzüne bakıp ta hükmetme hemen; Her gördüğün hekim “Lokman,, değildir. * Tstanbul, şarkın, bu en güzel kızı, Bütün şehirlerin en bakımsızi, Baktıkça gönlümü kapladı sızı, Küfrettim âdetâ, kendime kendim. * Öyle sokak gördüm, sokak denilmez, Semtler var ki hâlâ kaldırım bilmez, Kış ve yaz, çamurdan, tozdan geçilmez.. Bakarsın yel eser, küpürür, taşar.. Buügün durgun durur, öte gün coşar, - Her geçen geminin peşinden koşar, Denizdir ve lâkin umman değildir. * Gözlerin açılsın, etrafa bakın, Aklımı başına, eyice takın, Düşmandan ziyade, dostlardan sakın, Doğruyu söyleyen, düşman değildir. — Hasan B., hakkın var! Bilsoniz neler de, neler dinledim. x Bu kızcağız pek öyle güzel ve » (Pazarola), rahat otur köşende, genç değildir amma, çok mezi- Pazarolal Deyip, _ıııııfı sordum, Vakıtlı vakıtsız, atma perende, . yetleri vardır. Gözün — kapalı Yenecek şeyleri mehenge vurdum, Ne dilde heves var, ne gül gülşende.. alabilirsin. Çoğunun önünde durucuk durdum; — Evet bir daha da açmamak şartile, gözüm kapalı, değil mi ? Devran, o bildiğin devran değildir ! Tanrıdan, merhamet, insaf diledim.

Bu sayıdan diğer sayfalar: