L MN İöük överreree AAA AAA AA LA AAA AAA AAA B e sareArARAA AAA AAA AA AAA AAA LAY AA LA N Bir Güzelin, Gerçekten Güzel SON POSTA Olduğu Neresinden Anlaşılır Holiyvood'un Estetik Müteh;ısııları Kadın Vüçuçlu İçi; Bir Kanun Neşrettiler! Bir Insanın Zayıflamasından Başka . ÂAlçaltıp Bu hafta kadın okuyucularıma bitap ederek soracağımı: — Vücut güzelliği hakkında Hollyvoodun neşrettiği yeni kar dundan haberdar mısınız? Güzelliğe berkes gittikce ar- tan bir alâka gösteriyor ve yab- Bız sima güzelliğini değil ayni za- — Manda da vücut güzelliğini arı- yor. Bu itibarla zamanımız, Yu- hanistanın eski devirleri ile mu- kayese edilebilir. O vakitler Jürl eyetleri muhitlerinin güzellerini Seçerlerdi, seçtiklerine mükâfat- lar verirlerdi. Bugün de ayni şeyl Yapmıyor mıyız? Şüphe yok mo- dern kadın İlk kurunların kadı- hından daha ufak tefek, daha harindir, fakat hatlarının İnceliği İtibarile Yunan Venüslerine yak- şmaktadır. Muharebeden evvelki zaman- 'da görmiye alıştığımız müdev- Ver ve dolgun hatların tekrar moda haline geldiğine dair ge- Çenlerde bir rivayet çıkmış ise de, Rulaşılıyorki henüz bu gerileme areketinden pek uzakta bulunu- Yoruz. Ve kat'iyetle söyliyebiliriz: 1910 nun güzel kadını, 1935 in el kadımı değildir. Bununla ber bugünkü kadınlarımız bel trunun santim olduğu iddia tdilen (Polaire) e yaklaşmış ol- Malarına mukabil zarafetçe elleri kıskanacak bir eksiklik- de yoktur: Omuzlar adaleli, ;:“tut gerğin, kalça mütevazındır. '&kat tam tevazünü temin eden "kllı)ımlır velerdir? Ş ünyanın en güzel kızlarını Berl halinde “ lmılî.“ıdııı Holly- ı:od 1935 yılında ideal kadinın fgi “mesure,, de olması (â- îı:ı geldiğini tayin ederek size Bal Lste halinde göndermiştir. kınız, okuyunuz: Eoy 1,59. Ağırlık 50 kilo. Gö- muhlti 0,83. Kalça muhiti 0,83 oııâlğ muhiti 0,45, Bilek muhiti 1 Anlaşılıyor ki 1935 in kadını &4 dünkünden daha boylu ve 1o çince olacaktır. Filhakika 93481"11!. ll;leıl ıoıy,Leydâ: Ğ Foy 1,53, ağırlık 48, ğ '::hıu 0,85, boy muhiti 0,60, ıîâı’?: L.h.tı O,15, kalça muhiti 0,85 ldir muhiti 0,47. &ö skat bu liste İdeal kadını Sterir, Herkesin ideal olması ka küa müdür? Az evvel Ameri- H'“'l ea güzel kızları yetiştirdi- —"dtn bahsederken yetiştirme kamında “ imal » kelimesini ı.d'nmışhııı belki lâtifeye ham- da © olmuştur. Yukarki sorguma “ı'lnıb.ı cevap vererek, lâtife- .u.c:'!_'ınhıhı olmadığını isbat İm,eğim, Filhakika Amerikada Vç Astik ile, perhiz ile, rejim ile l.':d“ inceltip kalınlaştırmaktan A boyu alçaltıp yükseltmenin .,,_,_';ıî;ı;ı'l.ınn olduğu iddia edil- *.Sım keseceğim, fakat kesme- İ l""' bazı yıldızların mezore- Yüka, Söyliyeceğim. Bu rakkamları dle rki listeye tatbik ederek Ide- ay, Görece yaklaşdıklarını an- '(' Size bırakıyorum: dür, Pittt Kolbertin beyu 1,64 akat ağırlığı (46) kiloyu .'ı- Marlen Ditrich'in boyu $4 Hf"'d"- Buna mukabil ağırlığı k% D'dıır_ Greta Garboya gelince p 166 lşlr. ağırlığı 60 kilodur. 'ğ'â" ise boyda 1,65, ağır- l," j dır. Arlette Marchal'ın 169, ağırlığı 56 kilodur. Yükseltmesi De Mümkün Boyunu Richard Tober Londraya Gitti Bir Alman San'atkârı İle BirlngilizEvlenmekÜzere Amerikalı iki sanatkâr — yekdi- gerile nişanlar- dıkları veya ev- lendikleri zaman bu — birleşmede bir gönül mace- rası aramıya ar- tık berkes alış- mıştır. Biliriz ki bütün mesele iki isim — etrafında birkaç safhalı bir alâka — uyandır- mak arzusundan ibarettir. Bu saf- halardan — birin- cisini — nişanlan- ma teşkil eder, Etratında hafta- larca, — aylarca dedikodu yapılır, ikinci safha ev« lenmedir. Bu da binnetice sıra ay- rılmıya gelir: Her sanatkârın bir reklâm memura vardir. Ve reklâm me- murunun istifade ettiği başlıca mevzu da bu uydurma gönül ma- ceralarıdır. Bu sahte heyecan dalgalarının — istisnaları — yoktur, denilemez. Yalnız umumi kaide budur. Fakat Amerikalı yerine iki Avrupalı sanatkârın evlenmeleri mevzuu bahsolunca, Amerika mo- dasının çok bulaşıcı olmasına rağmen Iş değişir. Ciddiyet kesbeder. Bu- haberi ciddiyetle karşılanmıştır. Alacağı kız da sanatkârdir. Fa- kat Alman değil Ingilizdir. Adı Diana Napierdir. Rişard Tauber — geçenlerde Elstree stüdyoları ile bir muka- vele yaparak iyice uzun müddet kalmak üzere Londraya gitmiştir. Diabva Napier ile orada tanışmış sevişmiş, evlenmiye karar ver- miştir. Fakat ortada halli icap eden bir nokta vardır. Diana Na- pier evlendikten sonra İngiliz ta- nun - İçindir ki, meşhur Alman - biliyetini muhafaza edecek mi, etm tenörü Rişard Tauberin evlenme |yecek mi? Bu henüz belli değildir. Haftanın Amerikada : * Beklenmiyen şahit,, adını taşıyan filim, zabıta vak'a- larından hoş- lanavlar — için mükemmel bir göz — ziyafeti teşkil edebilir. Safhaları yek- diğerine iyi bağ- lanmış, birçok | kısımları sür- prizlerle doldu- rulmuştur: Ev- lin Printic Ün- lâ bir. avuka- tın — karısıdır. Ve kendi ken- disinin — katil olduğununu söylemektedir. Fakat okadar temiz ve ma- sum — görleri vardır. ki, id- diasına inana- mayız. Bunuznla beraber bütün delâili de aleyhin- dedir. Hakikatı — muhakemenin son celsesinde anlayacağız. Oyna- yanların içinde bilhassa Mirna Loy ile Poweli sayacağız. Fakat yabancı münekkitleri — söyledik- lerine bakılırsa, bu filim —onların daha ziyade vodvil veya bafif komedide —muyaffak meylilerine muvafık değildi. Bu itibarla ka- zandıkları muvaffakıyet mahdut olmuştur. * Havana dulları, Amerika- da yapılmış olmasına rağmen şehir Alman operetlerini andırır, İki genç kız vardır ki, daktiloluk etmekten bıkmışlardır, Havanaya gidip, mümkünse kendilerini ala- cak veya himaye edecek iki bunak milyoner bulmak hevesine Mirna Loy ile Viliam Povel kapılmışlardır. Filmin sonunu an- latmaya lüzum yok, sizi kahkaha içinde bırakacak bir mevzudur. Almanyada: “llkbahar res- migeçidi,, musikisi ve oynayan san'atkârların kudretleri dolayisile eski bir mevzu Üzerinde, sun'l bir sürüklenme havası uyandıra- rak muvajfak olan operetlerden değildir: Mevzuu da İşlenmemiş- tir, musikisi de yenidir, film bir Macar köyünün meydanında baş- lar. İlk gördüğümüz — şahsiyet Marika adımı taşıyan bir köylü kızdır. Falına baktırır, ve falcının tahminlerinin tahakkuk etmesine imkân vermek üzere (Viyana)oın yolunu tutar, köpeği ile birlikte halasının evine — yerleşir. Film baştanbaşa rikkat verici, eğlen- dirici, yeni sahne er ile doludur. “Bir Yaz Gecesinin Rüyası,, Ingiliz dilinde en çok basılan iki kitap vardır. Birincisi incilölr. Her yıl makineden mi'yonlarcası çıkar, ikincisi Shakespeare'in küllü- yalıdır. Her elde gezer. İngilizle- rin bu hissi meyillerini » ilk kıs- mindan şimdiye kadar çok istifa- de edildi. (İsa) nın hayatını e- falarca beyaz perde de takip et- Shakespeare Bu Defa Da Perdeye Çıkıyor! Amerikada yapılan “Bir Yaz Gecesinin Rüyası,, filminden bir tahne tik. Şimdi sıra İngilizlerin en çok sevilen muharririne gelmiştir. Bu mevsim içinde yapılan ilk eseri “ Bir yaz gecesinin rüyası,, dır. Amerikada, A manların meşhur sabne vözü Maks Deinhard ta- rafından çevrilim ştir. Şöphe yok- ki, Tagilizce konuşanlar rrasında bu yıl rağbet kazanacaktır.