Muharriri: A, R. SON POSTA | Merhametli Tefrika No.1: 78 Esrar Kumkuması.. Ağa, Imamı öı:rlı_ıını Çnğııîtı. İhsanını Verdi: — Nefesin Pek Keı_kinmiı Hocaml. Dedi.. Dedim.. Halbukli Allah biliyor ya. Maksadım o adamı nefes etmek değil, şu esrar kumkuma- sının dibini delmekti. Ağa bu sözlerimi dinledi. Ve sonra: — Peki.. Yarın gece, sana anahtari vereyim. Git, nefes eyle. Dedi. Kadı efendi, sabırsızlık göz- terdi: — Aman.. yalnızca adamla görüşebildin mi?.. — Hayır, Mevlâna.. — Niçin?.. — Çünkü ertesi gün.. ağa, beni odasına İstetti. ITmam efen di!.. Al şunu da, merhuma dua et. Nefesin —hakikaten keskinmiş.. Adamcağız çok çekmeden kalıbı dinlendirdi. Dedi, Elime de, bir yağlıga sa- rılmış bir miktar ihsan verdi, Gene, allah razi olsun ki.. o sırra agâh olduk diye bir kötü- lük etmedi, Kadı Hasan Efendi, tutub düşünürken: — Yana... böyle, han?... demişti. Ve.. sanki, o andam İtibaren Zülâli Hasan Efendinin dımağı bir mihanikiyet kosbetmiş.. beş on dakika zarfında, beynindeki -mu- ammanın düğümlerini çözüvermişti. gidib o sakalıni * Sefer Alayı Sıcak bir ağustos günü idi. Daha güneş doğmadan akın akın sahile koşuyor.. Kayıklara, permelere dolarak Üsküdar cihe- anıyordu. Donanma, Sirkeci ile Galata arasında, bir hizaya demirlemişti. Kalyonların, kadirgaların, kırlar gıçların direkleri, rengârenk alay sancaklarile süslenmişti. Bu gemi- lerin güvertelerinde, çıplak kolla- rı, güneşte parıldıyan silâhları, kırmızı ve siyah şubaralarile le- ventler, kalyoncular, azaplar, ora- dan oraya koşuşarak manevralar yapıyorlar.. Som altın, gümüş kab- zalı kılınçlarına dayanarak emir veren kaptanlar, ellerinde küçük boynuz düdükleri öttürüyorlar, ba- ğırıp çağrıyorlardı. Kaptan Paşanın rükubuna mah- sus olan (Baştarda) (1| nın kıç güvertesinde yedi katlı bir mehter takımı mütemadiyen harp havaları çalıyor, sert davul sesleri, Marma- ranın sakin ve güneşle parı'dıyan ufuklarında derin akisler husule getiriyordu. Istanbul ve Üsklüdar camileri- nİn minarelerinde öğle ezanları okunmağa başladığı zaman, Baş- tardanın dirağine : — Harekete hazır oll.. Bayrağı kaldırılmış.. Bu emir, bütün gemlleri dolaşmıştı. Aynı zamanda, (Sirkeci iskelesi) nin Üst tarafındaki (Sepetçiler köşkü) nün rıhtımında bağlı bulunan (Saltanat kadırgası), oradan kalkarak (Ya- h köşkü ) mün önündeki İş- keleye — yanaşmıştı. Parlak ve berrak Ağustos güneşi, bu kadır- ganın baştan başa altın ve mine işlenmiş — tezyinatına — çarpıyor.. Etrafa, emsalsiz bir haşmet ve azamet saçıyordu. (Arkas' var) (1) Amiral gemisi, Kauynana ! - Oğlunuîı;ıîyıvrum. Eğer umnutursan yeni karısınin elbisele- diktiririm! “Yeni Neşriyatı —— Holivut — Holivut'un 17 numa- gah sayısı Suat — Dervişin, Münür Süleymanın ve Elif Nacinin yazıları İla intişar etmiştir. Ülkü — Halkevleri merkezi tara- fından Ankarada çıkarılan bu aylık mın ( 26) incı sayısı İbrakim Neomi, Remzi Oğuz, Namık Orkun, Zeki Mosut, Nusaret Kemal ve diğer yazıcıların yazılarile çık- mıştır. muhtelif Eskişehir İcra memurluğun- dan: Eskişehir. postanesine 15 lira 91 kuruş itasına borçlu Eskişehirin İhsaniye mahallesinde 4 eli sokak No 9 hanede iken halen mahalli ikamet. gühi meçhul bulunan Mustafa oğlu 315 doğumlu Orhangarinin Tekke mahallesinden 163-1 No lu evde ka- yıtlı Ahmet Zekiye tebliğ edilmek Özere çıkarılan Ödeme emri tebliğsiz inde edilmiştir. Hukuk usuli muha- kemeleri kanununun 141 ci maddesi mucibinco Ödeme emri yerine kalm olmak üz: ilânın neşri - tarihinden itibaren on gün xarfında dairemize müracaat etmesi lüzumu İlânen tebliğ olunur. İstanbul ikinci lâs mem luğundan : Müllis Osman Paşa zade Abdülkadirin Iflâs işinden dolayı idare heyetince alacaklıların toplanmasına lüzum gösterilmiş olduğundan 22/4/935 Pazartesi günü #saat 14 de dairede bazır. - bulunmaları — lüzumu ilân olunur. (10288) - BORSADA Anadolu Tahvili Niçin Düştü? Bir Borsacı, Halkın Acele Davrandığını Söylüyor Son hafta — zarfında esham ve tahvilât borsasında bllhassa Anadolu — tahvilleri, — mümessil senedi ve hisse senedinde ehem- miyetli stoklar olmuştur. Bamesele Üzerinde yaptığımız araştırmanın neticesi şudur: Siyasl ufukların tesirile bera- ber bilhassa Belçika frangının altın esasını — terketmesi ve bu “Altın esasını bırakma ha 1 İsviçre frangına ve Felemenk “lorinine de sirayet — edeceğini düşünerek, kupon tediyatı İs- viçre frangı Üzerinden olan bu tahvil hamilleri, borsaya fazla miktarda arzular — yapmışlar ve suküt hasıl olmuştur. Halbüki halkımız — Anadolu tahvillerinin hâmillerile hükümetimizin aktet- miş olduğu mukaveledeki mad- deyi — bilmediklerinden — dolayı yanlış zahaba kapılmışlar zarar görmüşlerdir. 1922 de aktedilen bu itilâf- namenin ikinci maddesinin G6 ıncı fıkrasında deniliyor ki: “Senevi taksitler, ait oldukla- rı senetlerin şubat, mayıs, ağus- tos ve teşrinisani 15 de olmak üzere her Üç ayda bir tediyesi lâzım. 1369.660.01 Isviçre frangının dörtte bir nisbetinde nakden ve- ya şirket' vadeoleri, Müteakıben üç ayda hulul ede- cek esham ve tahvilât kuponları olarak tevdlat İcrası suretile te- diye olunacaktır. İsviçra frangı, binde (900) ayarı nizumisinde 6.4516 gram altını ihtiva etmekte olan 20 franklık sikkenin yirmide bir kısmıdır. Şayet Isviçre frangı altın bedeli misline nazaran yüzde Üçten faz- la kiymetten düşecek olursa hü- ACümhuriyet) ÇA Son Posta K İstanbul BORSASI 8-4-1935 ÇEKLER 1.'T. L. için yerk 0,793840 ız,Os D Sü— — 6i 2 055 65,3) Nerv - Parle Mih e Brüksel Allma Cenevre Sefya Amaterdam Prag Viyara Madrtt Berlin Varşova | Peşte | Bükreş 78,7606 Belgrat 35,18 1,1760 | Londra Kr. 60A, 18,937$ | Moskowa ,, 116475 ESHAM va TAHVİLÂT Lira | Lira İş Bank.(Namaj Tö— | Bomoatl MA (Hümlle) 10,00 | 1033 detikram — Büy— » (Müsas e) DS,— | İsticram Dablif Gi 25 Ozmazlı buank, 2330 | Düyunu Mu, — Ol— Belâmik — . 8ç— | Bağcak terlip 1 4X,70 Şirketi Hayilye 16,— “ » Hi 4870 Meliş O17 | Reji Anadolu WSOV. 5,60 — Tramvay » NW GF 2510 Rihtim Amado'u $ 100V 4568 — Üsküdar vu Y Oü— | Terkos vüLde 29, — MisirKr.Po.1886 153 —| $— B, W K,10 MESKUKÂT ("*| Kurüş 40 10s> 850 Kus 1067 Metidiye 44,50 Bankaet (Os. B,) 240 Kala beşibirlik altşa » » İYlL g700 Elektelir -— Kuruş 4018 Bisö Türk altuna hp ». » (Hamiti (Reşat) (Vahtlı) 4650 İnce beşibiriik altaa «i7 —46s0 | ÇAnız) 1650 kümet |bu suretle hasıl olacak farkı da tamamen tediye ve tes- viye ile taabhüt eder.,, Bunua hariçinde gerek lsviçre ve gerek Holanda merker ban- kalarının altın esasımı terketmi- yeceklerine dalr dün gelen Enfor- masiyon gazetesinde daha carih malümat ve izahat vardır. Osmanlıcadan Türkçeye Karşılıklar Kılavuzu - H * 1 — Öz türkçe köklerden gelen sözlerin karşısına ('T, Kö,) beldeği (alâmeti) konmuştur. Bunların her biri hakkında — sırası ile uzmaularımızın (mütehassıs) yazılarını gazetelere ve- receğiz. 2 — Yeni konan kargılıklarin iyi ayırt edilmesi için, geregine göre, Fran- gızcaları yazılmış, ayrıca örnekler de konulmuştur. 3 — Kökü Türkçe olan kelimelerin bugünkü işlenilmiş ve kullamlan şe- killeri ahamıştır. Ash ak olan hak, aslı Üğcüm olan hüküm, Türkçe “çek,, kökünden gelen şekli gibi. Insiyaki — içgüdel - Fr. instinetif. raek; insanların da insiyaki hareketleri - vardır » İnsanların- da içgüdel hareketleri vardır- Les hommes aussi ont des ac- tes instincifs. Gark — Batma Örnek: Geminin garkı, yalnız içindekilere değli, onların ak- raba ve taalükatına da büyük bir felâket oldu — Geminin batması, yalnız içindekilere de- ğgil, onların soyuna sopuna da büyük bir felâket oldu. Garketmek — Batırmak Garkolmak — Batmak Müatağark, mağruk — batık. Örnek: Hali istiğrakta ne yap- tığımı bilmiyor — Dalım halin- de ne yaptığını bilmiyor. Garsetmek — Dikmek Gaseyan etmek — Kusmak Gasl — Yunu Örnek: Islâmiyette mevta ba- delgasil defnolur — Islâmlıkta ölü yunudan sonra gömülür Gasletmek — Yumak Gasp — Kapaç Örnek: Eski zamanlarda dere- Batmış, beyleri için gasp bir hak sayı- hrdı — Eski zamanlarda dere- beyleri için kapaç bir hak sa- yılırdı. Gasıp — Kapman Gaspetmek — Kapmak, almak Mağsup — Kapık Örnek: Mağsup, kimin elinde bulunursa — bulunsun — İstirdat edilir — Kapık kimin elinde bulunursa gerl alınır. Gaşyetmek —Kendinden geçirmek Örnek: Gurubun bu güzek işik- ları beni gaşyetti — Gün batr sının bu güzel ışıkları beni ken- dimden geçirdi. Gaşyolma — Kendinden geçmek Gaşy içinde — Kendinden geçerek Gatstmek — Daldırmak Gavr — Dip £ Gavvas — Dalgıç Gaybubetinde — Yokken Örnek: Onun gaybubetinde işle- rine kim bakacak? — O yokken işlerine kim bakacak? Gaye — Erek - fr. But Örnek: Bütün Türk çocuklarını okutmak başlıca gayemizdir — Bütün Türk çocuklarını okutmak başlıca ereğimizdir - Notre but principal est d'instrulre tous les enfants Turca. Hedef — Amaç - fr. But Örnek: Ordular! Ilk hedefiniz Akdenizdir - Ordular! lik ama- cınız Akdenizdir-Soldats! Votre premier but estla M&diterrannte Maksat — Vargı - Fr. İntention Örnek: Ankaraya gelmekten maksadım sizinle görüşmektir - Ankaraya gelmekteki vargım sizinle görüşmektir-Sizi görmek vargısı İle (maksadı ile) Anka- raya geldim-C'cat dans İ'intem zorla tion de vous rencontrer ( de cüuser avec vous) Güe Guls venu â Ankara. Matlup — Alacak - Fr. Credit, avoir, erdance Örnek: Ondan yüz Jira matlu- bum var - Ondan yüz lira ala- cağım var. Matlup — İstek * Fr. Desir Örnek: Matlabunuzu is'af ede- miyeceğim - İsteğinizl — yerine getiremiyeceğim - Je ne pourral pas accomplir votre desir. Mefküre — Ülkü, ideyel - Fr. Idtal Temenni — Dilek -Fr. Souhalit, vosu, demande, sollicitude Örnek: Sizden temennim o dur ki - Sizden dileğim odur ki Temenni etmek — Dilemek Gayet — Pek, pekçok Gayret (Bak; un. #ây) » çalışma, dürüşme Gayrete gelmek — Davranmak, cıılınnıır Gayrete getirmek — Davrandır- mak, canlandırmak Gayretkeş — Yardakçı Örnek: Arkadaşlık iyi şeydir, gayretkeşlik kötüdür — Arka- daşlık İyl gşeydir, yardakcılık kötüdür. Gayr — Özge Örnek: Gayrendiş — Özgecil Gayri — Yad,- sız,- maz Örnek; Cazip - gözen; gayri- cazip - yadgözen - milli - ulusal; ayrimilli - yadulusal. ayrimuvafık - uygunsuz Gayrikabili tcra * yapılamaz Gayriahlâki ( bakı ahlâk takımı ) Yadahlâksal (L ince okunur ), Gayrliradi, gayrühtiyari — Irade- sizce, istemeksizin ketler için kanun, cezayı tahfif eder - irades'zce hareketler için kanun cezayı azaltır. 2 — Gayrlihtiyar! olarak hatı- rınızı kırdım - İstemeksizin ha- tırınızı kardım. Gayri kabili ufiv — Bağışlanmaz Örnek; Bu kusurunuz gayrikabili afiv netayiç tevlit etmiştir - bu suçunuz. bağışlanmaz - sonuçlar doğurmuştur. Gayrikabili inhina — Bükülmez Örnek; Onun gayrikabili inhina bir - yaradılışı vardır. « onun bö'”"İmez bir yaradılışı vardır. Goyı Szabili itiraz — Sözgötürmez Örnek; Bu, gayrikabill itirax bir bedahettir - bu, sözğötürmez bir besbelliktir. Gayri kabili kıyas — Bambaşka;” ...::rııık: O, akraniyle gayri ka- bili kıyas bir çocuktur — O, taydaşlarından bambaşka bir çocuktur. Gayri kabill şifa — Onulmaz, sa- vuşmaz Ürnek: Bu hastalık gayri kabi- li şifadır — Bu hastalık onul- maz (savuşmar) bir hastalıktır. Gayri kabili tahammül — Çekilmez Ürnek: Onün asabiyeti artık gayri kabili tahammüll bir de- receye geldi — Onun sinirliliği artık çekilmez bir dereceye geldi. Gayri — kabili telâfi — Yerine konmaz Ürneki Buü, bütün beşeriyet için gayrl kabili telâfi bir ziya olur — Bu, bötün insanlık için yerine konmaz bir kayıp olur. Gayri kabili tezelzül— Sarsılmaz, yerinden oynamaz Örneki Türklüğün terakki ede- ceğine gayri kabili tezelzül bir imanımız vardır — Türklüğün ilerliyeceğine sarsılmaz bir ina- nımız vardır. Gayri kat'I — Kesimsiz, kestiri- lemez Gayri mahdut — Sınırsız, çevrik memiş Örnek: 1 — İçimizdeki çalışma hevesi gayri mahduttur — İçi- mizdeki çalışma İsteği sınırsızdır. 2 — Gayri mahdut arazi — Çevrilmemiş topraklar. Gayri mahsus — Belli belirsiz, duyulur duyulmaz, duyulmıya- cak kadar Örnek: Ondaki tebeddül, hentiz gayri mahsus bir haldedir— On- daki değişki, henüz belli belirsiz (duyulur duyulmaz) bir haldedir. Gayri malüm ( Bak: meçhul ) — Bilinmedik, bilinmez Örnek: 1 Ortada gayri malüm bir şey kalmamıştır. Ortada bilinmedik bir şey kalmamıştır. 2 — Bu iİşin akibeti nereye yaracağı gayri malümdur — Bu işin sonu nereye varacağı bi- linmez. Gayri mamur — Şenliksiz, yad- bayındır Gayri memul — Umulmadık rnek: En gayri memul bir sırada karşıma çıkıverdi — En umulmadık bir sırada karşıma çıkıverdi. Gayri menus — Alışılmamış, 1sır nılmamış (Devamı 11 inel yüzde)