6 Sayfa — Tarihi Fıkra Onu Bilmem Amma Bunu Biliyorum! Vaktile Tahranda, Petresburg- da elçilik yapmış ve bilgi kuv- vetile Ün almış diplomatlardan Rıza paşanın oğlu Bay Cavat, geçenlerde yanıma geldi, bana bir gazete uzattı: — Bak dedi, babam için ne- ler yazıyorlar. Sanki © Abdülha- midle konaşurken bu baylar eşi- ge kulak koyup dinliyorlardı! Garzetenin gösterilen — yerini okudum. Bu, Rıza paşanın Ab- dülhamide Sait paşayı azletmesi- ni tavsiye ettiğinden bahseden bir fıkra idi. Yazılışa göre “Rıza paşa Velinimet parmağını salnamedeki vezir isimlerinden birize gelişi gü- zel koy. Kime isabet ederse onu sadrazam yap, sana Said paşadan daha iyi hizmet eder,, demiş!.. Fıkrayı yazan meslekdaş, hi- kâyeyi nereden dinlediğini ve ne suretle tevsik ettiğini söylemiyor. Bu sebeple Bay Cavadın gönül kızgınlığı göstermesi haklı. Lâkin bu hakkı ulu orta teslim etmek de bana gerekmer. Ne yapmalı?. Bir lahze düşündükten sonra şu ce- vabı verdim. — Rahmetli babanızın Abdük | hamide böyle bir tavsiyede bu- | lunduğunu ben bilmiyorum. Fakat üçüncü Selimin bir sadrazam İn- tihabı lâzım gelince uzun uzun istiharelere giriştiğini ve Üç gece Üstüste rüyasında İsmall Seras- keri Cezairli Hasan Paşayı gör- mesli Üzerine onu sadrazam yap- tığını biliyorum. Yine o hükümdar, bu sadrazamın da ölmesi yüzün- | den yerine berikisini bulmak istes yince Şeyhislâm Hamidi zadeyi çağırtmıştı, — Rumelide bulunan bütün vezirlerin adlarını ayrı ayrı kâğıdlara yazdırarak onları sara- yın hırka dairesine serptirtmişti ve kendisi gözü kapalı o daireye girip el yordamile —aradıktan sonra İlk eline geçen kâğıtta adı yazılı veziri- Rusçuklu Şerif Hasan Paşadır- sadrazam yapmıştıl.. Or- tada böyle tarihi örnekler olduk- tan sonra — muhterem babanız neden — böyle bir — tavsiyede bulunmasın, — yahut — örneklere bakılarak böyle fılgılar niçin uydurulmasın?.. M.T. Tan rmbeemecen eee LereesekeneseAsLAnALeN sen) vevmi, siyesi, Hamedir ve Üziğ geretemi | Beki Zabüye, D çeşme tokalı İSTANBUL | aBonE Fiattarı LBaIıZıf SON POSTA Gel&i, Her Taraf yğ,ıi Çiçek İIçinde... K Başlığı, (Simon Simon) un (Joslin Gael) ve Pierre Aumont ile birlikte çevirecekleri yeni bir filmin adı, sanmayınız, bu Üç sanatkâr geçen gün stüdyoda işlerini bitirdikten sonra hafif bir bahar esiminin getirdiği bahar çiçeklerinin kokusuna dayanamamışlar, bir arabaya atlayarak Bolonya ormanında küçük bir gezinti yapmışlardır. Bu resim, © gezinti esnasında tosadüfen alınmış ve bahar geliyor başlığı altında sütunumuza geçmiştir. Evde Nasıl Giyinirler? “ Marlen evinin içinde bir aile ka.- mıdır, işi yok mu, aabahleyin sokağa çıkmayacak mı, arkasına «pijamasını geçirir, Buduvarında bir köşeye yarla- nır, bu dakikalarda en çok sevdiği evveli gazete sonra roman okumaktır. Fakat özleden #sonra misafir kabul edecek mi pijamasını atar, arkasına rTesimde gördüğünüz gibi beyaz müslin- den bir top geçirir. Kollarına siyah “gavliyiden aldiven aldığı da vakidir. Birkaç Nasihat Seyirci Hesabına — Gördüğün filmi beğenme- din mi, ıslık çalmak ve ayak patırtısı yapmak hakkına bir de- receye kadar maliksin. Fakat bu hakkı kullanmak - için filmin son sahnesinin bitmesini beklemelisin. Zira senin fikrinde olmıyan se- yirciler de bulunabilir. 4 — Sine zamanında git | Eğer seans dokuz buçukta başlıyorsa #salona onda girme ! Gösterilen yere mümkün olduğu kadar çabuk ve mümkün olduğu kadar sessiz otur ! x «- Geçerken komşularının ayak: İşrına basmamıya çalış. Fakat aksilik her zarhan mümkündür, şayot tesadüfen bu hatayı ya- parsan, hele bir nasırlının ayağına isen derhal özür dile, 9 elbette bağıracaktır, sen sesini kesmesini bil ! * — Mutlaka -holde oturmak arzusunda isen, saatine bakiha- dan evvel sigara yakma! Zira zil çalınca içmeden atmıya mec- bür olursun. Bana Aşktan Bahsediniz ! Louls Vernevilin bu lsim ab tında yazmış olduğu — komedi filme alınmaktadır, yakında bite- cektir, — san'atkârları — arasında fazla sivrilmiş yıldız. yoktur, bu- munla beraber temin edildiğine göre aktör ve aktrisler arasında okadar büyük bir insicam ve piyeste öyle çeklei bir kuvvet vardır. ki, seyirci tarafından se- vilecektir. - — ee el nsaa - Diyorlar VKi: Filmlerde Mes'uliyet Hissesi Yazan: Jannet Makdonal Yeni tecrübeler insana daima heyecan ve endişe verir. Bakınız gıçonlcıda bana Üç senaryodan irini seçmemi teklif etmişlerdi. Birçok — tereddütlerden — sonra Viktor Herberttin “Çapkın Mari- etta,, adını taşıyan opereti Üze- rinde karar kıldım ve o zaman da üzerimden ağır bir yük kalkmış gibi bir hafiflik hissettim. Bir taraftan da çocuk gibi seviniyor- düm, çünkü bana düşen rol en li arzularıma tamamen muva- ktı. Fakat içimde de bir korku vardı, ya, halk piyesi beğenmezse, diyordum, ne büyük — mes'uliyet! Bu sırada| rejisörlüğü Van Dyk'in yapacağını, en mühim rollerden birinin de Nelron Eddy'ye verile- ceğini işittiğim zaman, hissettiğim endişe ve korku arttıkça arttı, kendilerini hiç tamımayorum. Nihayet filmin alımacağı gün geldi, ilk sahnenin hiç tekrar edilmeden — alındığını gördüğüm zaman — endişelerim — birdenbire sönüverdi, — zira — işitmişsinizdir, Amerikada bir sahnenin belki kırk defa tekrar edildiği sık sık görülür, — halbuki biz ilk filmde mvvaffak oluyorduk.. Rejisör gö- zümde — büyüyüverdi, — Eddy'ye gelince, onun da billür gibi bir sesi vardı.. Hulâsa taliim yardım etmişti, fakat bu tesadüfe bakarak bu derece — büyük — bir mes'uliyeti Üzerine — almasını — hiç kimseye tavsiye etmem. Şohirde iıaıl Gezerler? — Marlen sokağa çıktığı zaman güzel- ö ve zarafoti ile derhal göze çarpar, Fakat haddizatinde kiyafeti son derece basittir. İşte bakınız, bir çaya gitmek- tedir, arkasında #adece kadifeden bir manto, ayni kumaştan bir etek vardır, dikkat ederseniz, içinde gayet zaril böyaz ipektaen — bir -blüz olduğunu | görürehnüz. Nisan 3 Kari Mektubları M: üstehcen Kitap Ve Mecmualar On altı yaşında bir oğlum var, İstanbulda fıransız mekteplerinden birine gidiyor. Ara sıra benden fransızca mecmua almak İçin para ister, veririm. Geçenlerde odasın- da temizlik yapılırken, konsolunun gözünün için bir sürü renkli mec- mualar çıktı. Evvela nazadikkati- mi celbetmedi. Fransızca bilmem aldırış etmedim. Fakat sonradan bir tesadüf eseri olarak mecmua- lar açılınca içinin bir aile muhitine yakışmıyacak resimlerle dolu oldu- ğunu gördüm. Bu mecmuanın is- mi “La vi pariziyen,, miş. Ve le- tanbnlun bir çok köşelerinde hiç bir mahzur görmeden satılıyormuş. Matbuat umum müdürlüğü memle- kette müstehcen resim ve yazıların kökünü kurutdu sanıyor, sevinie yordum. —Fakat parisde çıkan bu çeşit mecmualar neden men'edih memiştir. Onların farkı fransızca olmasından mıdır? Benegp bildiğim resmin milleti ve lisanı olmama- sıdır. Böyle yeni yetişen, bahusus İsana aşina gençlerin ruhunu berbat etmemesi için bu çeşit mecmua ve kitapların sıkı bir kontrola tâbi tutulması gerek- mez mi?. Arnavutköy okuyucularımnızdan N, K. Gürer Son Posta: Bu nevi mecmua- lardan bazıları bakkında Matbuat Umum Müdürlüğü bir karar almıştı. Bunlar arasında (La vie Paris- enne ) de vardı. Onun da girmesi menedilmişti. Sonra miülsaade olundu. Sebebini yine o makam bilmek lâzım gelir. Bir Düzeltme Geçenlerde bu sütunda Şeyh Galibin “Hüsün ve Aşk,, ımnın Bay Ahmet Cevat tarafından cekl Muhit mecmuasında nakledildiğini bildirmiştik. Bu yazıda nakil ye- rine yanlışlıkla tercüme kelimesi çıkmıştır. Düzeltiriz. Manisa'da Bay Avni — Gültekin Er Yılmat'a; — Nevruz — İranilerin — milli bayramıdır. ve daima bahara tesadüf eder. Bunu kısmen biz de “bahar, yaz müjdecisi,, olarak kabul — etmiş bulunmaktayız. Novruzun İlgavi manası — “yenl gün,, demektir. Iran tarihinde bu işimde birkaç prenses vardır. Wahiler bu kolimeyi İslm olarak ta kullanmaktadırlar. Göndermiş — olduğunuz — şilr üzeldir. Fakat daha güzel ol- Lıı için çalışmanız lâzımdır. x Mersifonda Bay Halis Öztürk'e. Acente kapanmış olduğundan mektubunuzu — vermek mümkün olamamıştır. TAKVİM Gün — PAZARTESİ — Kasım 390 4 NİSAN 935 145 Arabi Rumi 27 Zilhlcce 13538 L Vahit (Exunt |Vasati| Vak Güneş (L1 12 | 8 45 | Alışam (I8 — | Öğle |B 4s|(1218)| Yatma | 1 33 (20 02 cindi | 9 20 | 18 50 | İmsak (00 33 | 401