1 Nisan 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

1 Nisan 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Japon Emperyalizmi Ve Avrupa Büyük Okyanosun sularile yıkanan küçük Japon adaları, nüfusu müte- madiyen artan Japon ulusuna artık hiç mi hiç kâfi gelmiyor. Büyük Çia kıt'asının şimal kasmına Tlı:ıııı ıl ia yayılma tağmen Japonya için yayıl L ya piyasalarımı altüst ederken bir taraflan da müssit bulduğu ülkelere gönderdiği göçmenlerile bötün dünya #fkârını düşündürmekten hali kalmı- Yor, çünkü göçmenlerin yakın bir tlde büyük bir mesele olacakları kendiliğinden bellidir. Japonyanın —göçmen sevketmeya ehenimiyet verdiği ülkelerden biri de Brezlyadır. Malüm — olduğu üzere bilhasaa Orta Brezilyanın pek geniş parçaları vardır ki buralara henüz Medeni insan ayağı basmamıştır. Bu Örtülü vahşi kabilelerle bir taraftan hiç bir işe yarı duran buraları ziraate elverişli koydurmak, aynı zamanda me: fin nüfusunu artırmak için Brezilya Gışarıdan müuhacir Istemektedir. Bir zamanlar Almanya için fazla nüfu- Buna mabreç — olabilecek — görünün geniş Brozilya pampaları (Geniş Ovalar) şimdi de J2pon göçmenlerini Bezbediyor. 1917 de © milyon yen Bermayeli bir göçmen nmakil şirketi vücudae getirilmiştir. Bu şirket orta Berezilya ile alâkadardır. Bunun haricinde ve kuyvetli — bankaların Müzaheretile 30 milyon yen serma- peli bir diğer şirket daha meydana Bgelmiştir ki bunun alâkadar olduğu mıntaka da gimali Brozilyadır. — Ja- ponların Berezilyaya akın etmeleri ©n yedinei ve on sekizinei asırlarda Avrupa — sermayedarlarının Çim ve Hint kıyılarında alış veriş merkerzleri urmak içia yaptıkları hücuma :ı)'nı. Bugünkü Japonya, şimdi k derdi düşen — Avrupanın — bütün Gmperyalist intiraslarını benimsemlş- tir. oyya Bulgaristan Karışıklıkla- rının Resmi Tekzibi Sofya. 31 (A.A.) Bulgar ajan- 81 bildiriyor: Bulgaristanda karı- şıklıklar ve hatta lsyan çıktığına dair yabancı memleketlerde çıkan şayialar — tamamen — ağılsızdır. Memleketin her bir sükün vardır. tarafında tam Edebi Durmüş Ağa, içini çekmişti: — Ne vardı, bu gahbeyi bu- ralara koyuverecek? Hacer, fazla dinlemedi, pen- cereden çekildi. Kalbi, sancılana sancılana burkuluyordu. Buraya geldiği dakikadanberi, kime ne yapmıştı? Mehmet Bey, kimdi? Genç kadın, Istanbulda, birçok — taşralılarla — tanışmıştı. Bunların içinde, memleketlisi 0!- duklarını söyleyenler de çıkmıştı. Hacer, bu Mehmet Beyi, görse belki tanırdı. Bu Mehmet Beyi, nerede, ne zaman görmüştü? Acaba, onun iddla ettiği gibi, iyimi tamyordu? Onun, güzelce otelde otur- masını; kasabaya, köye gitmeye korktuğuna hamlediyorlardı. Hak buki Hacerin, birşeyden haberi yoktu. Akrabası Bekir Efeye şaş- yordu. Bir dedikodu için, silâhını kip adam vuruyordu. Hacerin, E:Iıîkl hayatını öğrense, ne ya- pacaktı? Hısım akraba demeyip onu da vuracaktı? Hacer, başını dinlemeyi kurar, sahat etmeyi umarken, birbirinin Türk Maliyesini Takdir Paria, 31 (A.A.) — Hususl muha- birimizden: Borçlar ihtilâfının lehimlize derpiş ettiği intikal devrinde tenzilâttan #arf.nazarla tam taksi mek husu- sundaki kararımız burada çok iyi bir tesir yapmıştır. Gazeteler -bunu Türkiye — maliyesinin. — muntazam salâhına delil İtalyan - Habeş Gergin Vaziyet Devam Ediyor Roma, 30 (Hususi) — Neşro- hanan bir kararnameye göre silâh altında bulunan zabit vekillerile neferlerin askeri hizmetleri Har- biye Bakanının tesbit edeceği ta- rihe kadar devam edecektir. İngilizler De Tedbir Alıyorlar Aden, 30 — İtalya ile Habe- tan arasındaki ihtilâflı vaziyet asebile ve bir ihtiyat tedbir. ok mak üzere İngiliz Somalisindeki | zabitlerin — izinleri kaldırılmıştır. Hmanmıya değer kaynaklardan ge- len mırlıu göre Habeşistana gönderilmek Üüzere binlerce san- * dık silâh ve mühimmat, bunların sevkine ait iznin gelmesine inti- zaren Cibutide alıkonulmaktadır. İtalyanlar Ne Diyorlar? Roma, 31 — Salâhiyetli bir memurun beyanına göre İtalyan - Habeş münasebatına dair yabancı kaynaklardan — verilen haberler münasebetile bugünkü — vaziyetle doğrudan doğtfuya yapılan müza- keratın İakıtar sırasındaki vaziyet arasında bir uçurum vardır, Res- mi mahafile göre elyeym mer'l bulunan- 1928 tarihli — Rtalyan « Habeş — itilâfnamesinin — beşinci maddesine göre: Evvelâ — Doğrudan doğruya müzekere; Sonra — 1ltilâf, Daha sonra da — Hüküm, Mevzubahs olabilir. Kaydolum- duğuna göre İtalyanın son teklifi usulâ müzakereye asitti. Bunun Habeş tarafından reddedilmesi doğrudan — doğruya —müzakerat kcrası için başka şekil düşünmeyi menetmez. Elyevm İtalya, Habe- ©. BiZ & Yzana: Mahmut Yesari kanına susamış, iki azılı düşman kavgası içine mi düşmüştü? Hacerin, ne kabahati vardı? Demek o, rahat durmak istese, önüne geçecek, yolunu çevire- ceklerdi? Mehmet Beyin yüzüne gülse, akrabalarını düşman edecektil Akrabalarına sığınsa Mehmet Beyi kızdıracaktı. Hacer, acı acı gülüyordu, hiç tanımadığı, yüzlerini bile görse güç tanıyacağı insanlar, onun için iki taraf olmuş, boğazlaşıycrlardı. Hacerin bunda, bir suçu yoktu. Duyduklarından, akrabası Be- kir Efenin kaçtığını ve jandarma- lar tarafından — takip edildiğini anlıyordu. Bekir Efeye sığınamaz- dı Peki, Mehmet Bey, dedikleri adam, Hacerin peşini bırakacak mıydı? Hacer ondan nasıl kaça- cak, korunacaktı? Fakat bu, Ha- cerin gururunu okşuyordu. Daha, sahnede görünmeden, adı dülere yayılmıştı. Yabanın gahpesil. Tam yesma kıvraki, Bunca yıl, Istanbullarda sürtmüş, — havalanmış, uygunsuz -Marsilya Cinayetinin Tahkikatı Bitiyor Tahkikat Hâkimine Göre, Eldeki Bütün Marsilya, 31 (A. ğ A.) — İstintak hâ- — — kiminin Havas mu- habirine beyan ey- lediğime göre, Mar« silya — sulkastinde, katil Valiçko nam diğer Kalemenin ar- kadaşları olan bü- biliyor. lardı. — Kendileri, Fnuıîı’, ikl ayın — gurup halinde' giz- — imişler - Fontenblo ile Parlse gittiktem sonra Valiçka, — Krayemlo ve Kva- a Maznunlar Bu İşle Alâ- * ternik aat diğer Tertibatı alan meşhur Paveliç ve bu işte alâkadar olanlardan Kramer, arkadüş- Tarından ayrila. rak iptida avin« yona, sonra da Ekvse gitmişler- dir, () İlkteştin. de, Kvaternik, * sarışın ka- di ç1 bulmaya gittiğini — söylü- yerek diğer iki ğ gerikinden uzak- Taşmış ve onun, © kadından aldı- gı — silâhlerladır ki Valiçko, Kra- h ve M, Bırtuyu öldürmüştür. gşistamın son cevabına yapacağı mukabeleyi hazırlamakla — meş- güldür. Hacer, bunları hazmedemiyor- du. Kaç gündür oynadığı aile kadını rolüne, "otelcinin hürmetle- rlne, etrafın sükütuna alışmıştı. Bunlar, kendi kendine avundağu hayaller miydi? Hakikat, pek çabuk sırıtmıştı. Hacer, vilâyet merkezindeki bu fısıltıların, dedikoduların köyde ve kasabada, daha fazla yapık dıiğımı, yapılacağını — umüyorduü, Demek ki onu, rahat — sessizlik değil; kavga, dedikodu ve hattâ çirkin hakaretler bekliyordu? Hacer, korkmıya — başlamıştı. Sofaya çıkmıya bile çekini; ozdu. Her bakan gözün, her kımı'da- nan dudağın, kendi — aleyhinde bir mâna ile baktığını, kımıldan- diğini — zannedecekti... Kime sığınmalıydı? — Vilâyet Apolia müdürüne gitmeyi “düşüt'dü, Duyduklarımı ve vaziyeti — anla- Katil Kalemen tacaktı. Na Fakat —© zaman da, polis, Hâceri, sıkı bir kontrol — altına alacaktı. Kendi eyiliği — için de olsa, kontrol, gözcülük, Hâceri sıkıyordu. — Birdenbire kendisine şaştı; neye korkuyordu? Ona, ne yapabilirlerdi?. Toy — bir çocuk değildi... Başından bin vak'a, bin bir belâ geçmişti Hacer, bunla- rın hepsini atlatmıştı. Onu kor- kuyor görürlerse, büsbütün şıma- /rır, hattâ kafa tutmıya kalkars İ &AÖ ddi Ü aa e S SÜ aü n AF SNO A ; Kvaternik (İtalya inde etmemiştir, ) İtalyan Ordusundan.. Kaçak Almanları Avustur- yalılar Geri Mi Vermişler Viyana 31 — İtalyan ordusu- na mensup olup — İrkan Alman olan petrol — kıt'alarındaki bazı askerlerin — firar ettiklerine ve bunların — Avusturya — memurları tarafından — tekrar — İtalyanlara teslim edildiklerine —dair verilen haberler resmen tekzip edilmek- tedir. Bu haberler, — Avusturya aleyhine mütevecih propaganda haberleri olarak — telakki edik mektedir. Hacer, pısırıklıkla — bir şey kazanamıyacağını anlıyordu. Pek başı sıkışmayınca, polise müra- caat etmeyecekti, Bir ân evvel kasabaya gitmeli annesini görüp çağırtıp görmeli, konuşmalıydı! Eğer — bir tehlike hissederse, köyün — semtine bile uğramaz, kasabadan tekrar şehire dönerdi. Şehirde de, kabadayılar istedikleri gibi at oynatamazlardı. Hacer, artık Istanbolu düşün- ve uyanık duracaktı... Tekrar pencereye yaklaştı, iki köy ağasına baktı: — Yabanın gahbesi ha... Yoszma kıvrak, öyle mi?.. Bunca yıl, Istanbul'arda sürtmüş, hava- lanmış, uygunsuz, oyunlu karı... Dişlerini gıcırdatıyordu; başında- ki tuvalet takyesini yavaşca siyr rıp karyolaya fırlattı: — Size, bir oyun edeyim de, yabanın gahbesi, yosma - kıvrak; eyvalanmış, uygunsuz, oyunlu ka- rı, nasıl olurmuş görün! Hacer, perdeyi şiddetle aç- mıştı. Perdenin açıldığını duyan iki ağa, ürkmüş gibi başlarını kaldırarak baktılar. Hacer, onları görmemiş — gibi davranıyordu, — Pençere — önünde- durdü; onların alık alık bakışları- na gülecekti; hemen döndü. O- kadardırlar — ı-_ Karınızla Kavga Eder Misiniz? Karınız veya kocanızla kavga eder misiniz? Hayir mı? O halde mesele mühimdir. Çünkü kavga etmiyen karı koca, biribirlerine karşı lâ- kayt olabilenlerdir. Bunlar ara- sında ne aşk, ne da kin kalmıştır. /| “Artık * biribirlerine, — ehemmiyet vermiyen, biribirini saymıyan İm “sanlardır. —— Karşılıklı sevgi — karı koca | kavgasının en büyük sebeplerin- den biridir. En çok Lavga eden- ler,en çok sevişenlerdir. Sevişme kıskançlık — sahneleri — doğurur, karı koca arasında ilk kavgalar bu yüzden başlar. da, sevgisinin belirtileridir. Kadın, sevgide kocası İle arasına, yaban- cınım girmesine tahammlil edemez. Kocasının anasını veya kız kar- deşini tercih etmesi, kadını çık dırtmıya kâfidir. Karı koca arasındaki yaş farkı da müthiş kavgalara sebebiyet verir. Tanıdığım bir kız vardır, yaşlı bir adamla evlenmiştir. Adam tahsil görmüş, okumuş, olgun; vakti hâli yerinde biridir. Kız da iyi bir aileden yetişmiştir. Fakat erkek uzun müddet bekâr yaşa- mış, bir takım itiyatlar edinmiştir. Evlenince bu itiyatlarından vazge- çemediği için arada kavga başla- mıştır. Ve bu kavga nihayet bu evin bozulmasile neticelenmiştir. Aile kavgaları vardır ki, kadın veya erkeğin çapkınlığından do- ğar, İki taraftan birinin gözü dışarıda — olursa, — bü — diğer tarafi — kızdırır, — rencide eder. Kıskançlık kavga ile biter. Fukat bu kavgalar nadiren evi yıkmaya varır. Binaenaleyh biribirlerini seven karı koca arasında kavga içtinabı mümkün olmuyan birşeydir. Ikisi- nin fikirlerl arasında — ayrılıklar (Davamı 9 uocu yüzde) danın ortasında kıs kıs güldü. Sinirleri yatışınca, cıgara ah dı, pençere kenarında yaktı ve kibriti bahçeye attı. Idris ağa ile Durmuş ağa, mıknatısla - çekiliyorlarmış — gibi, gözlerini pencereden ayırmayorlar- dı. Yalnız vakit vakıt, göz ucuy- le birbirini manalı manalı — süzü- yorlardı. Iki Ağa, hiç konuşmayordu. Hacer, cıgürasını yarısına kas dar içti, sonra cıgarayi ağzından çekip bahçeye attı, doğruldu, geri çekilerek perdeyi Indirdi. Fakat perdenin kenarından onları gözeltiyor, ne söyliyecekle- rine kulak veriyorcu. Küris Ağa, elini usulca arka- daşının dizine vurdu: — Gördün mü Ağa... Işte bu karı. . Durmuş Ağa, derin bir şaş- kınlık içinde, bön bön bakıyordu: — Yanar — döner , — aynalı karı, be... ğ Omuzları düşük, durgundu: — Bu kan- Şerif Ağanın m rası için mi buraya geliyor? Kendi kendine söyleniyor g- biydi: — Bir değlrmen... Iki buçuk tarla... Bir bağs. Haydi, bizim bilmediklerimizcda Hati M ( Arkası var ) M M ö b SD p ; Sayfa 5 | Gönül İşle :

Bu sayıdan diğer sayfalar: