(izne eri Almanya İstediğini Aldı Avrupanın siyasal havası yine ka- i, sinirler gerginleşti ve polit ka Meydanı hayli karıştı, Hitler A'man- im, Versay andlaşmasını parça'ıyan *on kararı, barış siyasası bakımından vehametii ve korkunç olarak #elâkiü ediliyor. İngiliz ve Fransz leri, Hitlerin yeni kararını, bek- ilmeyem bir hâdise ve hayret verici hareket geklinde öne sürüyorlar. Pı t biza kalırsa, Almanyanın “mec- Bart nskerlik ihdam, hakkındaki İİ, hiç te beklenilmiyen bir hâdise dir. e eakamız ki, zaman zaman İz ve Fransiz gazeteleri, A'man- İs gizli bir hava kuvveti ve gizli iş, ordu vücuda getirmiş o'duğunu Klin edip durdular. Bay Hit'er, karari, br gizl' faaliyeti açığa vur. Maş o'maktan başka birşey yapmış O Esasen Fransiz ve” İagilir lar buna İntizar vaziyetinde » Bu hareketin çok © korkunç İddiasına gelince; Bizim şuna künantimiz var ki Almanya (bugün barışı bozacak bir harekette bu- ve buna Oimkân d. yoklur. kü bugün (Almanya © cenuplan 9, garptan (Fransa, garktan da Rusyamn tehdidi altındadır. an - Almanya © ademi tecavüz Malcı isa Sovyet Rusyanın hareket “estisine engel olacak kuvvette ir. Bu vaziyet karşısında, Ak Yanın tecavüze benziyecek her Kan bir kıpırdanışı, barış korumak , 'arlle anlaşmış olan Fromsa-Sovyet Rusya, İtalya ve İngiltere o türafından 4, lanacaktır. Mamafih böyle bir 'Pirdanış bizzat Almanyanın da işine mer. Çünkü onun maksadı harp 'Pmak değil, diğör devletler gibi Yahat rahat silahlanabilmek börriyetini is etmektir. ve va e emi elde etmiş« küm hüdisat, bu ndürülemiyene ğini söztermiştir. m ndan sonraki uafham ise, ya silâh. « yarışma germi erdirecek, Yakut da silâhsızlanma teşebbüslerini Meeliyecektir. — > Maiyada Dört Ölümle Biten t b Bir Facia © Dinle be birader... Bizim ki köylerinden birinde.. Üre böyle iyice aklında tut. “aj E buraya bir miras mesele- ni için geliyor. Bey, meselenin inceii- sabuk kavramıştı, gözlerinin Bey, yan masalardan dikkatle dinlediklerini trak oturanların bite kulak m hissetmişti, Gözü- “Para sesini yavaşlattiz Ka örle dolaşalım mı dersin? Bt, Veclnin masa Üzerine bi- Ny, un geniş yayvan fincenı derdi, hveyi çabuk çabuk içi- < ay ran pek duman içinde. ei hava alırız. avya, 18 (A. A.) — Tieino neh- ku bir balıkçılık müsaba- *: Hicazdaki Madenler Ve Bir Mubavele Kahirede çikan Elbelâg gaze tesine Hicazdan bildiriliyor: “Hicaz hükümeti, Hicaz kıta- sında bulunan mâdenlerin İşlet- me İmtiyazını Kari Saben Tut- çele vermiştir. Mumaileyh Hicaz imar şirketinin (o kontrol heyeti mümessilidir, Hicaz hükümeti ile Karl Tutçel arasında iki yanlı bir mukavele aktedilmiş ve Hicaz krallığı 12 Şubat 1935 tarihinde bu mukaveleyi tasdik etmiştir. Bu imliyaz © altı maddeden mü- rekkeptir. o Birinci ve (ikinci maddelerde; bu çirketin işlete- ceğl o arazinin (Oo bududu tayin edilmektedir. Yani bu maddelere göre Mekke ve Medine şehirle- rinin 30 kilometrelik sahaları bundan istisna edilecektir. Üçüncü madde ise; Hicaz kıtasında bütün işletilebilecek madenlerin keşif ve taharriyati için 2 sene mühlet verilmiştir. Dördüncü maddede, bu şirket iki yıl zarfında maden sahasını tesbit edecek ve 58 yıl için işletecektir. Beşinel maddenin metni şu- dur: Şirket te bu imtiyaza mu- kabil, ikinci Oyıldan O itibaren işlettiği araziden, beher hicaz dönümüne mukabil ber yıl beş sterlin ödeyecek ve istihsal ettiği madenlerin yüzde beş kiymetini masraf tenzil etmeden verecek- tir.,, Tarablusgarpte Panayır Hin Be ae kümet memurları, wmumi vali B. Balko, Âyan ve meb'usan meclisleri ile faşlat fırkam O mümessilleri hazir olduğu halde Tarablusun dokuzuncu panayırını merasimle açmıştır. Nazır, bu münasebetle bir nutuk söyliyerek fagist hükümetin smeleye, müstemleke alayları efradına ve Afri- ka toprağında İtalya tarafın 'an vücu- da getirilmiş buluman esere siki bir surette merbut olduğunu söy'emiştir. No. — Yazan: aza 10 Mahmut Yesari mavi gözlü adam, bilekâr hilekâr güdü: — Te, kesik bırakma şunee- ğizın kuyruğunu... Anlatıver, oldu olacak! Cafer Bey, nalbant Şumnulu Adem Ağanm sesini tanımıştı; içi ürperdi. Adem Ağanın elinden kurtulmak güçtü. Cafer Bey, zoraki gülümsedi: — Başı, kuyruğu bu, Adem A... Nalbint (o Şumnulu (O Adem Ağa, dedikoduya can ve rem İnsanlardandı. Balık, sudan çıkınca yaşamadığı gibi, Adem ağa da, dedikodusuz yaşayamazdı. Bir adam, bir adam için iyi veya fena, bir söz söylese, Âdem ağa, onu kuyruklu bir dedikodu yap- mama kolayını bulurdu. Herhangi bir sözü, türlü manalara geçerek, kıyısından kırpıp ucuna ekleyerek, türlü biçimlere sokar ve bunu ka- faşında işledikten sonra dükkânını kapar, artık komşu dükkânları birer birer dolaşmya ve onları bitirince kasabanın içinde dört dönmeye başladı. Âdem ağanın, hilekâr hilekâr SON POSTA Habeşle Italyanın Anla- şamıyacakları Anlaşıldı İş Şimdi Uluslar -Kurumundadır. Bakalım Cenevre, 18 (A. A.) — Habeşistan hükümeti Uluslar Kurumu Genel Kâ- Kpliğine bir muh- tıra o göndererek, birka, haftadan beri İva hükâ. metile cereyan et. (5 mekte olan müza- (© keratın o akamete | uğradığımı bildir. 4 miştir. Bu notada, gerek K © müzakerat ve ge- rek İtolyanın askeri ! hazırlıkları hakkın- | © da malâmat veril “ mekte ve Haboşis- tanın Uluslar Kurumu (o konseyine vaki olan son müracaatınım, en kısa bir zamanda mazarı itibara alınması isten edir. Belçika Frankının Müdafaası Brüksel,18 (A.A.) — Resmi gazete bugün, bir zamandanberi Belçika frankınım marız Obulunduğu (hava oyunlarının önüne geçmek Üzere iki kıral iradesi meşrediyor. Ecnebi döviz muamelâtının kon- tro'ü ile mükellef bir milli kambiyo ofisi tesis edilmiştir. Bu ofis, devletin kefaleti altında. çalışacaktır, Bu teş- Orası kilâttan omaksat mormel | ticeretin . Dülük e İâtına tam bir serbesti temin etmekle beraber ihtikâr ve iddihara nihayet vermektedir. Kaybolan Fransız Tayya- resinin Akıbeti Paris, 18 (A.A) — Fransanın Afrika müstemlekâtı Valisi B. Rönar'ı taşırken kaybolan tayyare, Muya'nın gimalinde bulunmuştur. Tayyare, telsizle vaziyetini miş ve içindekilerin kurtarılması için bildir. çok şeyler bildiğini ve alay etti- ğini sezinlemişti. Cafer Bey, göz ucu ile Hüsnü Beye baktı. Tam tatlı yerinde lâfın yarı kalmasına | sezdirmeden arar, tapu kâtibinin cam sıkılmıştı. O da, nüfus memuru, gibi, Adam Ağanın kulağı delik olduğunu biliyordu. Fakat ayni Zamanda Âdem Ağanın lakırdılarının kaçta bir yekün edilerek dinlenmek lâzımgeleceğini de düşünüyordu. Âdem Ağa, sol ayağını altına almış, sağ dizini dikerek oturma vaziyetini değiştirmişti: — Te be, gizli bir iş gibi sak- larsın, dünyanın bildiğini... Nüfus memuru, şaşırmıştı: — Dünyanın bildiğini mi? Ve Âdem Ağanın, kuvvetine inandığı halde, buna, gülmeten duğunu haber ahuca, kendini alamadı: — Yamansın doğrusu Âdem | karar vermişti, Ne Yapacak? Habeşe sevkolunan İtalyan askerleri Hava Müsteşarı Erlireden Döndü Roma, 15 (A. A.) — Hava İşleri Bakanlığı mürteşarı, Eritredeki hava kıtaatını teftiş etmek için yapmış olduğu seyahatten dönmüştür. Sovyet Rusya - Bulgar Münasebatı Sofya, 18 ( Hususi) — Soy- yet Rusyanın Sofya sefiri Ras- kolnikof'un gazetecilere söyledi- ğine göre, Moskovada kararlaş- tarılmış olan esas (Üzerine, Bnlgaristan ile Rusya arasında posta, telgraf, telefon, şimendi- fer ve denizcilik münasebetleri- nin İadesi için © müzakerelere başlanmıştır. Sofyada da, siyasi ve iktisadi (o yakınlaşma için, dostluk muahedesi müzakereleri- ne başlanmıştır. | İli hükümet arasında verilen karara görç Mayıs ayı zarfında Varnadan bir seyyah kafilesi Odesa ve Moş- kovaya hareket edecektir. seri tedpirler alınmıştır, Teyyarede, validen başka, k le Bag kişi” delim Yağdı, e Şumnulunun, bütün kuvyefi sırrı, mehareti burada idi, Duy- duklarını, öğrendiklerini kimseye araştırır, hurda. Onun malbantlığı, lim duları pişirip kutarmıya Atlarım mallatmak;, ae er kırık yayların, bozuk dingillerini tamir ettirmek için, köyün ara- bacıları, Şumnuluya Ziderlerdi, Şumnulu, onlara kahveler iş- marlar, yorgun ağırl lâkırdıyı tatlı tarafı, ardı... Sonra, maksızın söyletirdi. vilâyet merkezi araşı arabaların sahiplerin. li den, Şumnulu çok şeyler öğrenmişti, Fakat Aklaşta Mehmet e vik dilini biraz sıkı tutmanın, bayırı, olacağına Ağa... Ben, vilâyet merkezin Nüfus memurunun, b i- şimdi geliyorum. oSen | östünde taze bir bii ili ne zaman gittin, me zaman duy- | ağzını şapırdatarak apiatmagınz dun, öğrendin? tahamaril © edememiş, niyetini Şumnulu Adem ağa, açık mavi | bozmuştu. gözlerini süzerek, nüfus memuru- nun toyluğuna bıyık altından gü- ordu: ve Abe Cafer Bey, görmedik ktep, medresecik amma, sanma Koslaliya sen, okadar cahil... Caler Bey, cevap veremiyordu, donmuş kalmıştı. Şumnulu Âdem ağa, Her halde çok şeyler duy- — Te, o hanım, Aktaşlı Şerif ağanın kızı Hacerdir. Şimdi geldi, İster babasının mirasina konmıya, Hüsnü Eeyin, biraz evvelki neş'esi o kaçmışı; Cafer Beye döndü: — Ay, bu kız, köylü mü? Cafer Ley, Iyan “etmişti. eren YANAN BOM aaa Say'a 5 İ Gönül İşleri Yükselen Kocanın Önünde Alçalan Zevce.. Postan çıkan bir mektup bana birkaç ay evvel Fransada çok alâka uyandıran bir tiyatro piyesini hatırlattı: — “ Milyonlar içinde oynayan bir odam mütemadiyen kadın değiştirme hevesindedir. Karşısına sevebileceği bir kadın çıktımı kendi zevcesini unutur, eline iste- diği kadar para verir, kulağına “ mahkemeye git, talâk iste, ayrılalım ,, der ve yeni gördüğü kadının peşine düşer. O, evli mi- dir. Buna da ehemmiyet vermez, icabında gider, kocasını bulur, “karını bana sat ,, der. O kadar zengin, &yni zamanda da o kadar zeki ve sevimlidir ki mutlaka mu- vaffak olur. istediği münasebet, gayrimeşru değildir, kocasından ayırttığı kadınla evlenecektir ve nihayet ondan da bıkınca eline yine birkaç milyon vererek başka sergüzeşte dönecektir» Fransız gazetelerinin münek- kitleri bu piyesi “karakter, tah- Ml şeklinde gördüler, (İçinde tasvir edilen adamda güya, iğrenç canavar kelimesile tavsif ettiler, Fikirlerince (o beşeriyette bunun benzerine az tesadüf edilir. Fakat benim aldığım mektup gösteriyor ki, bu piyes kahrama- nını uzaktan andıranlar büsbütün sz da değildir.. Bir adam tasavvur ediniz ki vaktile küçük bir ,.. dükküânciydi, kendisinden seviyece, hattâ ser- vetçe azçok (oyüksek bir kızla evlendi, birkaç çocuk sahibi oldu, fakat talih, tesadüf ve spekülas- yon neticesinde serveti ziyadele- şince zevcesini o hakir görmiye başladı. Seviyesi yükselmiş değik dir, © anlaşamamazlığı bis farkı yapmamıştır, ziyadeleşen iştihadır, ve adam kendisinden de yüksek bir tüccarın kızına göz dikmiştir ve karısına söylemektedir; (Devamı 10 uncu yüzde ; a gülüşünden, Cafer Bey, onun, | muştu? Fakat masıl, neroden? — Ne köylüsü azizim. Bir konuşuşunu duy, kâfi! Istanbullu... Istanbullu... Şişli hanımları gibi bir şık ki sorma... Hani Beyoğul larında pastacılarda, mahallebici- lerde oturan, göz sözen, çiti piti konuşan targolardan... Şumnulu Adem ağa da homur- danmıya başlamıştı: — Te, bende otursa idim yirmi beş yıl Istanbulda; olur çı- kardım bir tangol Etraftaki masalarda oturanlar, iskemlelarini sessizce kaydırarak yaklaşmışlar, ağızlarını açmış din- liyorlardı. Şumnulunun tangoluğu- nal Hep birden kahkahalarla gül düler; — Ömürsündür #len Şumnulul — Tangoluk, «emme de yara- gırdı sana hal — letanbula o varyon, yirmi yıl oturuyon da, ola ola, tango mu olayon, Ulen? — Göz koytuğu şeye bakındi, Şumnulunun? Âdem Ağa, bu £ şakalara, alaylara kızmıyordu; sinek kovi- lar gibi elini salladı; — Tebe, laf gelişi, derim. Scl masada oturan kasketinin vizyeri enseye kayık bir ihtiyar, öksürdü, yere tükürdü, kaşlarını tiz vi Bu gahpe, buraya temeli mi geliyo? (Arkası var ) temsil ln z z