Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
— Tüni, OA GK A Eakiden bilmezdik, yeri öğ- '_eldik. ne İyi olmuş da Üniver- Tte rasadhanesi için bir teleskop Bmarlanmış; alınmış, alınmamış, Orası Üstüme vazife dağiİ; yalnız herkesle beraber bir teleskobun h# para olduğunu bu sayede ben de öğrendim; az kaldı öğ- Tenir öğrenmez hayretimden kü- Yük dilimi yutacaktım. Meğer bir lek teleskep İiki milyon — pa- « Pelmiş! Bu iki milyonu duyunca karı- kızlarımın kiymetimi * bir kat daha anladım. Meğer benim Svimde sitı miüyonluk bir servet Varmış da habetim yok; iki mil- Yonu karim, dört miyonn da İki- fer müyon hesabile huzlarım.. Çünkü enlar da bir teleskobun Sördüğü işi görüyorlar. Nene :!lllııtlıri teleskoptan aşağı ol- n Meselâ sokaktan biri geçiyor değil mi? Sırtında şöyle — böyle seksen Hralık bir kürk Manto var. Benim teleskoplar bir idar mı hemen bağrışmıya h'!İı)'cıı'lıı': — En aşağı bin Hrahk bir Mantol -_Bir akşam evimize bir misafir geliyor. Parmağındaki iri taşlı bir 'tam e teleskoplar - takılıb Mür; misafir gitti mi söz açtlıyor: — Tek taş pirlanta on bin İra eder. —— Yok az söyledin yirmi Çlilnün birinde bir çaya davet ar. Ev sahibi ne buldıysa KAT sakızı çoban armağanı bir Ü bir İki pasta önlerine H'""r: Bir kırık gramofon eski B; _h'lıoyu tıngır mingir çalıyor. ’:l: toleskoplar bumu da görü- Çona) ” Ve geldikleri zaman yine T açılıyor: — No muhte iyafet; sa- t şem ziyafet; sa SYlarda bile görülmemiştir. k ta ı'!lkkım yok mu, komşudaki d:îd::u gören — teleskoplarım milyon etmezler mi? K j Pazarola ç A - ' Şimdi... AĞ e a V <a öt # . 4A Hasan B. — Dikkat et, abengi bozuyorsun! MA İ F — -Günün Olın Biteni Yoğurtcunun Sesi Bir ay evvel bir hasta inilti- Kış yoğurtcusu bu; zevksiz şey! sine benziyordu. Duyulur — duyul- * maz çıkıyer, TÜzgârın arasında Evvelki akşam kapının önün- kayboluveriyordu. Çağıran azdı. | de bağırdı: Hem çağırmıyanlar, çağıranlar- | — — Haydi yoğurt, koyun sü- dan bahtiyar insanlardı: dile kuru kaymaklı yoğurt! çayır- — Yoğurtcul peyniri gibi yeniyor.... Bi Sesine: Bir pencere vuruldu; genc bir ağızdan körpe bir ses çıktı: — Yoğurtçu gell - Bir kapı açıldı, sevimli - bir genc kız göründü: t — Yoğurtcu kapıya gell Diye cevab veren kimsenin evinde muhakkak biri hasta ya- tıyordu; yozurdu ona yedirecekti. — Yarım kilo ver! Tabağın darasını almak İçin çakıl taşları terazinin kefesine konuldu, büyük kaşığın ayırdığı yoğurt tabağa girdi; kapı kapan- dı; yoğurtçu yine bağırdı: — Çayır payniri gibi yeniyor yoğurt, Silivri yoğurdu: Kendi kendime dedim: — İlkbahar yoğurtçusu — bu; sesini duymak bile zevkli bir şeyl t * K LAĞ —— İstanbuldan l Santt Ha uldan Mudanyaya vapurla Bektir, ., Sidilirdi, medeniyet demek sür'at de- itasan b. İn. yazısız - Likâyesi Ğ Bay Hasan Ve Telefon Birgün yalnız kalmıştı bay Hasan bir odada. Canı — sıkılış ordü ne yapacak burada. Masa vardı, telefon başka hiçbir şey yoktu; —Aklından geçiyordu, aklından geçen çoktu. " Telefonu bilirdi, konuşmamıştı F_lklt; - Nadense bu iş için uymamış vakit saat; ç İşte bu sıralarda telefon çalıverdi, İ Bay Hasan kulaklığı eline alıverdi Kulağına s:a geldi diyerdu alo alo; Duyarduymaz bay Hasan yanı'dın dedi yok yol Benim adım başkadır değildir alo alo Pazar ola —Hasanım; Hasanım! Haso Hasol Üskildar: Nureddin Mer , geç : SO — eriyiversin! ; < HK Ca n Bürüdii &—a Gdi vvt44404044044 Fıkralar Görmüş Hasan B. kızını evlendireceku, karım : — Bi kere de müstakbel damat golib beni görsün! Dedi, Hasan"B. cevab verdi:; — Ha, biliyorum. Sokakta bir kere seni görmüş; buna rağmen yine kızımızı almıya razı oluyor. Benziyor Mu? Hasan B. İtalyadan gelen birine sordu:: — Siz Italyadan mı geliyor- " sunuz ? — Evet! Öyle ise doğruyu siz bilirsiniz. Halya hakikaten bir çizmeye benziyor mu ? Kedi Yerine Hasan Bey öotemobil kullanı- yordu; dar bir sokaktan geçer- ken bir kediyi azdı; bir kadın bağırdı: #> — Kedimi ezdin? Hasan Bey otomobili durdur- du: — Affedin, dedi, kedinizin yokluğunu size hissettirmem! Kadin sordu: — Fare de tutabilir misiniz? Ne Olacak Hasan B. bahçesinin etrafına iğneler dikiyordu; sordular: — Bu dikilen —iğneler ne olacak? Cevab verdi: — Büyüyecek, demir parmak- hk olacaklar. Geçmiyor Hasan B. gripe tutulmuştu; şikâyet etti: — Başkalarına amma nafile, — Neden? — Grip benden onlara geçsin diye amma; geçtiği yok, hep ayni vaziyetteyim ! Kerrat Cedveli Oğlu Hasan B. ye sordu: — Baba, sen kerrat cedvelini ne kadar zamarda ezberlemiştin?- S 0 —cİki üç günde oğlum!. — Demek, — sen : çacukken eat cedvelleri. şimdikHerden çok küçüktü. b sokuluyorum Ka o NÜ ver gaz düöm MA G TC TÜ 'a X Füe KSS Ü AA A TARLT AD PD E e ğ ea ti ALiLI eli .ü Hasan B. — Kuzum ilkbahar güneşi, canim ilkbahar güneşi bu yıleritecek fazla kar bulıâlâ