B İ <Z & arere aa .a SÖON POSTA DÜNYA MATBUATINDA — > RDÜKLERİM BMSASARARRAARAAAaRARARARAMAARRRİ Fen Âleminde Bir Hârika! Doktor Binlerce Kilometre Uzaktakini Muayene Edebiliyor! Bir Hastamn Yerinden Ka'karak Mütehassns Aramasına Lüzum Kalmadı Bir müddet evvel Fransanın Ve İngiterenin deniz kıyılarında İs ettikleri, gemilere mahsus Tüdyo istasyonları İçinde doktor l"İ'ııııııyıu küçük vapurlar için hastalık halinde latişari fikirler Yermiye başlamışlardı. Vapurda Türettebattan veya yolcudan biri Stalandı mı gösterdiği başlıca AE telsizle bu İstasyonlardan ine bildiriliyor ve o lstasyonda Böbet bekleyen doktor tarafından r”'*yı edilecek tedavi usuülü tat- ik olunuyordu. Doktorun verdiği Teçete — tabiatile —her vapurda Ulunması Tâzimgelen basit - Hâçe Ta İnhisar ediyordu. lnlİliı gazetelerinin anlattık- Arına göre radyo letasyonlarının Yaptıkları bu hizmet bazı ahvalde fok faydalı olmakla beraber dok- forun — tavsiyeleri — uluslararası İ_"ou tolgrafla nakledildiği tak- dirde bazı yanlışlıklara da sebeb olmaktadır. Meselâ geçenlerde: — Yemek verilmeyecek, kar- Bının Üzerine buz torbası konu- lacak emri. — Soğuk yemek teklinde anlaşılmıştır. M İle :—ıfih Ingilizler uzaktan radyo tıbbi istişare ,, usulünün pek tda “ tıbbi muayene ,, ye ! etmek Üzere olduğunu "O'.'ynlnı. Söylediklerine göre ..u."u' Pende kalbin ve bar- Nce ';! çıkardıkları sesi son de- b Üyüterek radyoya nakleden h*l'ı:' koşfetmiştir. Bu alet bir N Üzerine konulubta rad- . "blğlındı mi binlerce - kilo- bir â Uzakta bulunan mütehassıs .,ı__:'üov hastayı görür gibi kclku._“ hakikt reçete yazabl- Her Şey Bir Ahı"'uı İşidi> verllecek Bir Fransız kadını bir. ku- şun — yiyebile- ceği kaç tür- lü yem varsa hepsinin — de adını papağa- Bina öğretmiş, fazla — olarak — Üzüm Ve derhaj , etir misin? Demekte hh _.ı“ıollı Ğ .'"'—'l omuz- Monaklo Bee- diyesi — seyyah- ların — rağbetini celbetmek üzere gazetlere verdiği ilânları süslemek için bir resim aramış, yukarda gördüğünüz fo- toğrafı bulmuş, sahibinden İste- miş ve muvafa- katini almak için bizim paramızla 10.000 lira ver« miştir. — Gördü- ğünüz kız Fran- sanın en güzel san'atkârlarından birldir. | Altın Pahalıya Geldiği için Yapılamaz! Fakat Topraktan Ucuza Çıkarmak Mümkündür ! Bündan takriben 4 yıl evvel Paris gözeteleri Dünikovaki isminde Jlehli bir mühendisin #«lün yaptığını iddia ettiğini yazmışlardı. bakikatte bu ha- berlerde mühim bir yanlışlık vardı 1 Dunikovaki hiçbir zaman altın yap- tığını iddia etmemişti, onua söylediği ya idir Kimyevi usullerle altın yapmak mümkündür. Fakat maliyet Habı ole geçecek altından fazladır. Binaenaleyh zühmetine değimez. Buna mukabil bazı vardır. Fakat bilinen usuller ile elenarek elde edile- mez. Ben öyle bir #let buldum ki top- rakta zerre halinde bulunan altınları toplayıp çıkarabilirim.,, Dunikoveki bu üsülünü tatkik için ötekinden berikladen para aldı. Niha- yet dolandırıcı diye tutaldu. Mahkeme- ye verildi, iki seney& mahküm oldu. Fakat bu zat şimdi hapisten çıkmıştır ve elâa seki iddiasında 1srar — öetmek- tedir. Aşağıda gördüğünüz resim Fran- sazların meşhür avukatı (Jan Şarl Löğ- ran) ındir, olinde bir cam şişe tatmak- tadır, içinde bir zerre altın vardır, avukat demiştir ki: — Dunikovaki'nin —altınımı bizzat kullandım ve elme bir serre altın geçti. Bu tecrtbeyi Alimlerin huzurunda yaptıracağım, muvafık çıkmazsa mah- kümiyet kararını refettirmiye çalışa- Beri taraflan bir Fransız bilgini de göyle söylemiştir: biterse ilk - işim uluslararası Ökonominin iflâs ettiğini söylemek olacaktır. On Bin Liraya Bİr Resim.. IÇocuk Taşımanın En Iyi ÜUsulü ! İngil'z gaze- teleri bu gün lerde bazı ka- dınların — ki- çük çocukları- ni kollarında taşıyacak ye de, gayet ey yapılmış — bir torbanın İçine koyarak — sırt- larında taşımayı — daha — pratik bulduklarını yazıyorlar, Bu gaze- telere göre bu usulün eyi elheti iş kadınının kollarını serbest bi- rakmasıdır. Fakat bu vaziyette çocuğun — rahat — edib etmediği Şübhelidir. Herhalde muhakkak olan nokta bu usulüu Framnsa ve ingiltereye Asyadan geçtiğidir. «Prag> Civarında Öldürülen Mühendis Kimdir ? “Hitler,,in Aleyh- darı Veya Ölüm Şuaının Mucidi hafta * Çekoslovakya » da Za nde Formis isminde bir sl ölcürülmüştü. Prag gazetelerinde okuduğumuza göre bu sinayetin hakikf sebebi el'an mış değildir, bu gazeteler Almanyaya aleyhdar olanları | lerine göre ortada iki ihtimal vardır: Birincisi — Formis — Almanyanın yeni rejimine bi et lehdar ol düktan sonra aleyhdar — kesilmişti. Çıkoılovıkyı)l gelmişti. Gizli bir radyo istasyonu yapmıştı. Her gece Hitler aleyhinde neşriyat yapıyordu. İlkincisi — Formis tayyareleri dü- gürmük İçin İcad ettiği söylenen | ölüm guzünin — mücidlerinden biri idi. | Bu keşfi yabancı bir devlete datma- sımdan korkuluyordu. Sen nehrinde yapılan tecrübelerden bir sahne Deniz Yolculuğunda Tehlike Kalmadı # - Vapurların Batması Mad- — |detenİmkânsızHale Geldi Basit Bir Fransız Tayfası İ"İay'r.eht Verici Bir Cihaz İcad Etti Bazı kimseler vardır, toprak- tan altın yapabileceklerini söyler- ler, — bazıları da vardır, suyu benzine ve taşı kömüre çevirebi- leceklerini iddia ederler, Basit bir deniz tayfası olan Jülien Gilullaum'un böyle yüksek bir iddiası yoktur. O, sadece: Büyük — bir — vapuru — İçi tamamen su İle dolsa bile bat- maktan kurtaracak bir cihaz icad ettiğini söylemektedir. Bu cihasın tecrübesini geçen gün küçük bir latimbot içinde Sen nehrl Üzerim de tatbik etmiştir. Fransız gazetecilerinin anlat- tıklarına göre bu zat istimbotun İçine girmiş, sonra tecrübeleri takib edenlere dönerek: — Deniz altında kaç dakika kalmalklığımı — istiyorsumuz? diye sormuştur. Bu sorguya bir ses: — On dakika! diye cevab vermiştir. Bumun Üzerine Jülien Gulllanm eğilerek istimbotun yan kapağım açınca, buradan dolmıya başlıyan suyun ağırlığı İle istimbot yavaş yavaş; batmıştır. Gazetecileri — O dakikada hakikt bir heyecan — içindeydik, — diyorlar. Elimizde kronometre, sabırsızlıkla dakikaları sayıyorduk ve adamca- gızın bir tecrübe uğrunda ölüb gitmesinden korkuyorduk. Fakat meslekdaşlarımızın bu korkularına rağmen tam 10 uncu dakikada batmış olan İstimbotun tekrar su Üzerine çıktığı görülmüştür. Jülien Gulllaum'un temin ettiğine göre bavmış gemiyi su üÜzerine çıkaran cihaz nihayet bir metre uzunlu- ğunda ve 40 santim derinliğinde bir bavuldan ibarettir. — Bu, bavulun içinde ne var? Jüllen Guillaum: — Mazur — görünüz, söyleye- mem, bu benim sırrımdır, demiştir. Fakat ayni zamanda da: — Mühim birşey değil, mek- teb — sıralarında — okuduğumuz Arşimet kanununun yeni şekilde tatbikinden ibaret! Cümlesini ilâve etmiştir. Mucidin gsöylediğine bakılırsa bu aleti, tabil cesametini artırarak büyük gemiler içine yerleştirmek de mümkündür ve o zaman bir geminin temamen batıb görünmez olması İmkân haricine çıkacaktır. Fransız Karakoluna Yal- Soğuk sıfırın altında, grip de SA salgın — halinde. P Sıcak bir çatının altında karınları tok olanlar İçin nız Sorgu İçin Gidilmez yeri de olmiyan- İarı ne yapmalı? Fransız gaze- teleri anlatıyor- ar! Her — polis karakolunda bü- yük bir koğuş yapılmış, ortasına bir soba kuru- muştur, aa Görülüyor ki her iki bu gözeteler doğrudan doğruya A'- manyayı ithım etmektedirler. Bina- enaleyb Almanyanın aleyhdürı olduk- A Aç ve açıkta olanlar buralara gidebilirler, ve ısındıktan başka bir bardak sıcak çay da içebilir!er. inerek sözleri o yekilde telâkki dilmelidir. Cinayetin faillerine gelince bunlar el'an tutulmamışlardır.