SÖON POSTA Muharrirıt A.R. Kadın Kolbaşı.. Esmer Gülün Söylediği Tatlı Kadınları Adeta Biribirine Düşürmüş Bulunuyordu Kolbaşı Yosma Nigârın tan- nan ve mütehakkim sesi, bütün gülüşme, ve kırışmaları susturu vermişti: Adam, aman. Yosmalı, Bu gözler, Esmer Gülün guru- runa dokunmuştu. Derhal başını Yosma Nigâra çevirmişti. Kıvil cımlanan sehhar gözler bütün füsunile bu lnurlııııııı çengi eskisini büyülemek.. onu, bütün bu İince san'atin hududları ve kanunları haricine — sürüklemek istemistir: YVos Gönül de Gönül ferman dinlemez. Onu sen de bilirsin. Bu sefer de, Yosma Nigârın muavin ve muhibbesi, Baygın Ayşe kuşkulanmış: — Oşt, köpek.. Haltetmişsin.. gönül nasıl, ferman dinlemez:- Miş. .. Hepimiz, bir aşk uğruna ya- gıyoruz. Diye mırıldanmıştı. Maamafih, Yosma Nigâr da Esmer Gülü ce- vabsız bırakmamıştı. Adam aman, kesilsin. Rüzgâr olub gönüllerde esilsin. Tok, yar ele geğsin de. İsterse baş, kesilsin... — Vay zalim vay,. Doğrusu büğu senden beklemerdim... Şim- di, şu marsık karının Üstüne atı- layım da.. Saçını, başını yolayım mı?., Bu sözleri söyliyen, öfkesinden titiriyen Baygın Ayşe Idi Kıs- kançlık, bu pişkin ve hovarda küdını, bir anda deli divane et- mişdi. Yosma Nigâr, derhal kula- gına eğildi: — Aman canım, ciğerim.. Sa- kın çocukluk etme... Rezil rüisvay oluruz, İnan olsun ki, maksadım sadece lâtife... — Benim başıma yemin et bakayım, — Başın sağ olsun, gülüm... Niçin yemin edeyim?.. Artık biz- ler de çoluk çocuk gibi, burun buruna — kumrucuk — olacak de- ğiliz ya?.. — Anladım. Dilinin altında birşey var. — İşte malüm ya., Aşna, plş- NEe Vallahi, billahi sensiz içtiğim su bile boğazımdan geçmez. Am- ma.. Moradım, o değil. Görüralin ki bu gece bu kız mezaddadır. Bibette, bu devletlilerden birinin üstünde kalacak. Eğer kızı çeldi- rir de kendimize mal edersek, bize bir vafir kazanc gediği olur. — Hoş söylersin ' Nigâr.. Ali- mellah, kârının ehlisin, Bu iki çengi eskisi, Esmer Gülü bir ticaret vasıtası olmak ütere ele geçirmek kararını ve- rirlerken Esmer Gül de şu maniyi söyliyordu: Ayna atlim çayıra; Şevki vurdü bıyıta İşitsin Sultamıarım İşim döndü hayıra, Esmer Gül, bu maniyl söyler söylemez, tatlı kıvrak, bil'ur! bir kahkaha koyuverdi. Nigâr, derhal Ayşen'n kolunu | çimdikledi. İçinden mecerret kay- nıyan bir sesle: — İşitt'a mi?. Kabul etti, Dur, | arlık şunu davet edeyim, Tefnka No : 31 Mâıîi—ler. Oradaki Dedi. Şu maniyi söylediz Penceroden bak da gel Karanfilin takda gel Hakikatli yar isen Sular gibi ak da gel — Yaa.. Heyyyyy... encere yuvarlandı. Kapa- gını buldu. — Amanin, a, dostlar.. — Oldu olanlar... — Hadi kızlar.. Kıvrak bir curcuna çalın bakayım. — Amma., Ezgisi.. Şöyle şe- ker ağdası gibi kıvamlı oluun. — Hop.. hop.. hop... — Yallah.. yallah.. yallanah... Muhtelif ağızlardan bu karı karışık sözler taşarken, koca sofa, kıvra bir curcuna havasile, İnim inim inliyordu. Esmer Gül, yine © al muslin kumaşlar içinde, bir alev asütunu gibl yükseliyordu. Zillerin yine o, fasılasız tannan sadası, derinden gelen bir selsebil gibi kulaklardan kalbe dökülü- yordu. Koca sofayı dolduran bütün bu hassas kadın kalbleri, sazın ve zillerin aşk ve sihir saçan mutta- rid ahengile mest olarak dalgala- nıyor.. Üzerlerinde rengârenk ek maslar parlıyan yüzlerce el, git tikce artan coşkun bir neş'e ile birbirlne çarpıyordu. Mani faslı devam ederken bir köşeye çekilmiş olan baş kaplan ağası, göğeünü yumruklaya yum- ruklaya yine çengi kızların arka- sındaki paravana sokulmuştu : — Gözünün alevine yanayim, kadınım.. Aman, bana bir kadeh daha ver. Diye yalvarıyordu. Uzun ve narin çehresi, gittikçe süzülen gözlerile daha — hastaş, daha muhteris, daha marazi bir mana alan Fatma Sultan, baş haznedar usta ile konuşuyor; ar- kasında durarak başını Sultana doğru eğen bu muhteşem kadının kulağına şu sözleri fısıldıyordu. Öı_nrllıı oldukça, bu gece- nin lezzetini unutmıyacağım usta... Eyi ettin de eğlenceye şu tertibl verdin. Pencereleri taşlayanların elleri var olsun. Eğer öyle olma- saydı, bu gece şuncağızı erkek- lerin elinden alıb böylece zevket- mek bizlere nasib olmıyacaktı ?.. — Var ol Sultanım !.. Yolum« da, saçlarım süpürge etsem bile azdır. Tek senin gül yüzün, güler göreyim. Daha sana, ne eğlen- eler tertib ederim... Amma.. — Amma, sı ne oluyur 7.. — Velinimet Paşa Efendimiz, birkaç defa haber gönderib, hâb- güâh ismetinize gelmek için irade beklerler. —A, A, A.. Hak — sakla- sın.. Zahir, bunak herif aklın bozmuş. Bunca mahbub çehreli dilberler arasından ayrılıp ta, onün amber kokan ak sakalını mı temaşa edeceğim. Sen, şöyle | aşiftecelerinden birkaç kız gön- der. Varsınlar; Sultan Efendimiz, kemali neş'e içindedirler. Bu ge- ce iltifata rağbet etmezler; S de.. Onu avutuversinler. — Ferman Sultanımın... — Bir tenbihim daha var, Ferman buyrun sultanım. — Bu gece misafirimiz olan hemşirem — sultanların kalfaları, zinhar biz'm daireye geçmesinler. ( Ar . w.r) Şubat 17 — Daha dün çocuğunuz için bir çift boks eldireni aldıniz. Ye- nisini ne yapacaksınız? — Oğluma karşı kendimi m a odıcğl:ı_l__ Bi “AİR FRANCE,, Cenubi Amerikaya Kat'i ve Muntazam Havai Seferlerinin Küşadı GIVON, PONCE, NERİ GOMET RIOHARD'ın - idaresindeki DUMONT ta, 'TAL'a olan yahatım ikmal etmiş bulun seyahat Fransz hattı tarikile başarılmış yirminci seleridir. Bu Irtibat “AIR FRANCE,, kumpan- yi 1 Şubat 935 tarihinden itibaren * ettiği Mmuntazam ve tamamen UFACIK « DUNYA- KADAR SK“SERVET-DO'GAR BÖÜYÜ KAŞE NEOKALMIİNA Grip - Nevralji-Baş ve diş ağrıları - Artritizm - Romatizmi EELEEE Türkiye Ziraat Bankasından: ı fon Ankarada Bankamız fen servisinde çalıştırılmak üzere memuru ile bir daktilo alınacaktır. 1.— Fen memurunun meösucat, makine veya başka bir fel tahsili yapmış ve tecrübe görmüş olması ve iyi Almanca bilmesi Şarttır. 2 — Dakti'onun orta tahsili yapmış olması ve iyi Almancl bilmesi lâzımdır. İlâveten Fransızca bilenler ve lise mezunları teri olunur. İsteklilerin 21 şubat 1935 perşemba akşamına kadar Ankt” rada Bankamız Memurin Müdürlüğüne ve Istanbulda şubemize mür racaatları, (793) haval cenubi Amerika seferlerinin bi- | tarikile ye .,ıı.ı. ve Avıupıdıı harekt” hakkın küşad edilebileceğine alümettir. nıd.ı i gün soora Cenubi Amefikiyi Bu seferler; haftada bir defa olmak | tutan tamamen haval posta, bu surtl Üzere ayın birinci ve üçüncü lııhılın | AVRUPA ile RİODE JANBİRO ati” Fransa - Amerika ve ikinci ve dördüngü | sında üç günden yokşan LAE züm) haftaları Amaerika - Fransa cihetinde | AVRUPA ile ARGENTİNK ve Ül tevali edecektir. GUAY arasında dört gündı noket Mütemmim muhtelit poslalar; yine | Bir zamanda AVRUPA ile ONİLİ af? tayyare ve “Aviso, ile bir haftadan | #toda da dörtt günde İttibatı te noksan müddetle ikinci ve dördüncü | Simektedir haftalar Fransa - Amerika ve biriaoi ve Üçüncü haftalar Amerika - Fransa cihe- Yurdd.’ tinde devam edeceklerdir Yaz iptidasında Ş ŞD bu muhtelit postalar da mühim bir za- || kuvvetli, evine ilâç girmeden y man k'zanılacak ve bunların tamamen || tetiyorsam bol hol incir, züm havaf hatlarla ierisı temin edilecektir. || vtu fındık, hutık yo ve yedir. el Hareket gür ve saatlerinde hiç bir (| ©e büyük Yurdunua — kuvverili, çit tadilât yapılmamıştır. “AIR FRANOE,, i| yemleleridir. M İ ve 'X “ KUMBARADAN