ea enizcilik — | İ Dünuva Buhranı Karşısında Deniz Ticareti Ökonomik (1933-1934) ökonomik- vaziyeti hakkında dikkate değer bir Bro: şür çıkarmıştır. Dörtyüz yaprak- hk bu büyük kitapda dünya de- Milletler cemiyeti araştırmalar bürosu senesi dün,a niz ticaretine aid mühim bir ba- hiş vardır. Muhtelif memleketler- deki gemi fualiyetini ve miktarını gösteren ve mukayeseli istatistik- lere dayanan bu eserden ehem- miyetli geçid ve istatistikleri aşa- ğıya alıyoruz: Dünya deniz ticaretinin buh- randan müteecssir oluşunun baş- hca sebebi ikidir. Biri dünya ge- mi Tonajının çok artmış olması diğeri ise bu fazlalığa mukabil dünya ticaretinde bir azalış mey- dana gelmesi ve böylelikle umum! nakliyatın noksan oluşudur. Bü hal son seneler zarfında muhtelif deniz nakliyat kumpanyaları ara- sında büyük bir rekabetin başla- masına sebep olmuş ve bazı mem- leketlerde hükümetlerin — deniz kumpanyalarına yardım etmesi iş- | lerin tabi! gidişini büsbütün boz- muştur. Dünya vapur tonajının artma- sı keyfiyeti büyük harbden son- ra meydana çıkmış bir meseledir. 10914 senesinde dünyada mevcud motörlü ve buharlı ticaret gemi- umumi — tonajı — 45,4 milyon — ton bu — mikdar büyük harbden sonra, birkaç yıl içinde, çok artmış ve 1923 yılı Haziranda yapılan bir istatistikde dünya gemi tonajının yekünu 62,3 milyon ton olârak tesbit edilmiştir. Bu artışın sıklet merkezi ( 16,9 milyondan 11,4 miyon tonu ile) şimali Amerika birleşik bükümetlerinde görülmüş- tür. Bundan manda ve Almanya istisna hemen — bütün memleketlerde tonaj arttırılmıştır. Bu fazlalık, günden — güne Artan dış ticaretlelerin meydana koyduğu bol nakliyat karşısında muntazaman İş bulmuş ve bu geniş çalışma sahası tomajların artmasına sebeb olmuştur. 1923 den sonra dünya vapur tonajı artmakta devam etmiştir. 1924 de 64 milyon ton olan bu mikdar 1929 da 68 milyona yükselmiş ve © tarihden sonra yine — yavaş yavaş gerileyerek bu yılın Hazl- ranında 66 milyona düşmüştür. Fakat ne de olsa bu 66 milyon tonilâtoluk deniz nakil vasıtası bugün darlaşmış bulunan dünya tcaretine fazla gelmektedir bu bile gemilerin büyük bir kısmı işsiz. — kalmaktadır. korumu —« hareketsiz bir sokulan » gemi - tonajını umumi! rakkama lerinin iken umumi edilirse hale 1934 mileri çalışmayan memleketlerin başında yüzde 28 ile Ispanya gelmektedir. Ondan sonra sırasile Belçıka yüzde 28 Frana yüzde 22 Amerika yüzde 21 Almanya yüzde 13 gelmektedir, Vaziyeti en iyi olan memle- ket Japonyadır. Bu memlekette Ati duran gemi miktarı yalmz yüzde dörtten ibarettir. Dünya deniz ticaretinde biriaci vaziyeti İngiltere ikinciliği Ame- rika üçüncülüğü de — Japonya muhafnza etmektedir. Japonyadan Sonra ehemmiyet sırasile Norveç, Almanya, Fransa ve büyük deniz — ticaret sahib bulunmaktadırlar, filolarına Milletler | İtelya en | Kapıcı yüzü- —« | me baktı: | — İki oda, bir salon ?.. Ön taraflarda boş yok arkada bulursunuz amma öğleden son- ra gelin. —Neden öğ- leden sonra ?.. Yüzüma tuhaf tuhaf, bilgiç, bil- giç baktı : — Daha sa- bah olmadı beyim, hele şu telâş bir bitsin 1... Koyu bir sls, Lâleli apartman- larının orta oyuğunda, yukarıya doğru yükseliyor. Merdivenlerde telâş.. Hızla inen genc kızlar, yukarıdan aşağıya seslenenler : — Bonjüuur — şerili, bekle de beraber gidelim !.. — Sabiş, ah maşeri, ben fizi- ki yapmadım, bana yardım eder- sin değil mi can ?.. Merdiven basamaklarından aşağı inen iki mektebliden biri ötekinin kolunu tuttu : — Semahatlar daha çıkmamışlar Apartımanların daim! ziyeretçisi: Bir bakır mangalcı acaba neredeler? On gündür gelmiyorlar ?. Öteki antrenin sağ duvarında siyah kara tahtadaki tebeşirle yazılı yazılara bakıyordu : — Bayan Kadriyenin İsmi g'« linmemiş, bir de kapıcıya sorsak? — Olmaz, yürü !.. Merdivenleri ağır ağır çıka» rak, ilk koridora ayak bas'ım, Kapalı hava içinde, bazı küçük pencerelerden dışarı ışıklar düşü- yor. Lâleli apartımanları uyanıyor. Aşağıdan bir satıcı sesi : — Gevreececik gevrececik |.. Bir kapı hızla açıldı. ve mek- teb kasketil, lüle lüle saçlı, topaç gibi bir genç kız dışarı fırladı: — Anne, akşama Selâmet ablam — gelirse, beil beklesin söyle, çok söyleyeceklerim var. İçerden çatlak, nez'eli bir ses cetab verdi: — Sen Selâmet ablanı düşü- neceğine vakti düşün, sekizi beş l SON POSTA Lâloli apartımanlarının dolambaçlı merdivenleri geçiyor!.. Gene kız çimento parmaklık- lera abanarak yukarı doğru hay- kırdı; — Ninili, Ninlli!, Bekledi, elini ağzının konarına tutarak tekrar bağırdı, yeniden bekledi. Bu sırada, ” yukarıdan kısık bir ses cevab verdi: — Küçük hasta, bugün mek- tebe gelmeyecek. Beklemesin git- sin diyor. — Nesi var? — Dün akşam sinemaya git- tiler, soğuk almış, öksürtyor. Gene kız, soğuktan moraran, sulanan burnunu küçük mendiline sıktız — Haln, bana haber vermezse böyle olur İşte, oh olsunl, » Ikinci kat nedense daha sessiz kapılar seyrek açılıyor, gürültüsüz açılıyor. Küçük kafesli pencere- lerden bazılarında ışıklar — var. Nihayetteki — kapı önünde, baş örtüsünü atmış, buruşuk yüzlü bir Ihtiyar, duvar dibindeki teneke saksılar İçinde yeşeren çiçekleri sulamakla meşgul, Istanbulun bu başlı başına ve bir kova içine tıkılmış gibi duran ayrı mahallesinde hayat, öteki mahallelerden — daha — canlıdır. Yanyana kapılar, yanyana pewe cereler, arasıra yanyana düşen araları, bir — duvarla ayrı odalarla, bu mahalle, içli dışlı, hisim akraba, soy sop ma- ince hallesi gibi bir şey.. Belki dedi- | kodu burada hiç yoktur. Çünkü her kiracının gizli tutacağı bir şeyi yok. Bir kapu önünden geçerken, kanad hafifçe açı'dı, genc, narin, temiz bir adam dışarı çıktı. Fa- kat merdivenleri inmek o kadar kolay değil galiba,. Evlilik, b 1 — Gasotenin esas gasıcile Bir sütunun ikl satırı bir (eantim) sayılır. 2 Sayfasına göre bir vanti- min ildn fiatı şunlardırı 3ee,Bir — santimde vaseli (8) kelime — vardır. M İnce ve kalın yazılar tutacakları yere — göre sanlimle ölçülür. | kiciler bile | Hartiye Laten: Lâleli Apartımanları Istanbulun Bu Başlı Başına Ayrı Kalan Mahallesinde Hfazat Daha Canlıdır — Galya'nın Zaptinı Hiç Bilmîyı;ru_m, Ayol Beljleri Biraz Anlatsana!.. nedense, bu kapu eşiğinde gördü ğgüm manzara İle, o eski haşin su- ratıni verdi, daha mu- nis göründü. Dallı, bol pi- İamaları — içinde donar gibi titre- yen, kıyırcık kum- ral saçlı tazecik genc adamın pal- tosundan Tamıştı : Unutma, İki metre düz be- yaz ipek, (lâci verd ve sarı İki yu mak yün.. Aşağıda, Yerlimallarda iyileri vardır, şöyle parmakla bir dokunuver, sertse sakın alma. Genc adam, benim baktığımı görmemişti, yakasında — gezinen karısının elini tuttu, öptü. * Sabahları Lâleli apartımanları Istanbulun Kartiye Lateni oluyor. Belki bütün odalarda, bir iki talebe var. Sekizden sonra mer- Tivenler İrili ufaklı, kızlı erkekli belerle doluyor. Tâ aşağıdan a Merdivenler böyle şahnişinler gibi ortaya fırlamıştır yukarı - kaldırarak avaz çıklığı kadar bağıran sahlebciler, simitciler, bakır mangalcılar, es- bu mektebli kalaba- lığından Ürk:rek hemen kaçıverl- başını | yorlar, İçlerinden muzibleri çok. Üçüncü kat parmaklıklarına aba- nan, 13 yaşında pembe yüzlü kız, aşağıda etrafına bakınarak bağı- ran bir eskici Üzerine koca bir kireç parçası atarak çekildi. Es- kicinin galiba başı fena halde acımıştı. Yüzünü yukarı çevlre: — Allâhdan korkmaz misiniz be, ne ziyan yordunuz benden, başimi taşlıyorsunuz? Diye söylene söylene Bir merdiven başında, daşlarından birini bekliyen gene kizlardan — birl muşambacından bir defter çıkarmıştı : — Akşam yazdım, gözümün nuru aktı, Bir, “Koyda,, kafiyesi için iki saat uğraştım, dinle,. ve gitti. arka- değiştir- | yaka- | Bir. Batum 'Muhacirinin Ricaları Batumun Acara karasından Tokata hicret etmiş olan ve mi savaş'arda yararlık gösteren ÂAZâ eğa oğlu Necati —Türkyılmaz Batum Orman Müdürü tarafındaf eski Arab harflerile ohuyub yazml bilmediği bahanesile işinden Ç* karıldığını yazmakta ve ormâl muhafaza memurluğu vazifesint lade edilmesini İstemektedir. Ek yevm Tokatın Tabakhaneialik Müfti sokağında oturan Necati Türkyılmaz ayni zamanda Batumi muhacirl olarak iskân edilmesini de istemekte ve bu hususta yap” tığı müracaatlerle verdiği istida* ların — neticelenmesini — temenii! etmektedir. Malını İstiyen Köylü Arabkirin Goci köyünde »se* nelerce dedemin, 50 sene baba* mın, 48 senedenberi de benim tasarrufumda bulunan 4 - 5 dös nümlük arazi eski derebeylerin- den Araslan Ağanın oğulları tas rafından haksız olarak tasarı edilmek ve başkasına satılmak isteniliyor. Muhtelif zamanlardâ muhtelif makamlara yaptığım mü- lar henüz — neticelenmedk. Sesimin alâkadalara duyurulmasi için muhterem gazetenizin tavas: sutunu rica ediyorum. Hakan oğlu Süleman ©va Nabi oğlu Yavu: Sarih adreseniz yazılmadıkça mekfubnuuzu — basmaya imkân yoktur. vemeraMeüaEaarecEEEREEEicETEEEiEcEnicEEEnEEENİNİ tuhaf bir şilr okumıya başladı * Bir gece, sanıyordum ki koyda, ce gölgeleri suya vurmüş gibi sakltı Üyüyor gözleri mahmur, yözü sakizdi Ötekl elini kaldırdı: — Olmadı, iki “sakin,, olmaz; vurmuş gibiye bir kafiye İster.. Bir kapı önünde ayakkabla* rının çamurunu silen genc kiğı mırıldanarak bir sinema şarkısıdi Kayaya: | söylüyor 1 — Jövuzem miyö Kööbözotrle Son kata çıkarken, şahnişlü gibi ortaya doğru fırlıyan yuvar” lak merdiven başında durmuştumi yukardan seuler geliyor : — Galya'nın zabtını hiç bit miyorum. Ayol ne olursun, biraf anlatsana |. — Canım hiç kitabı açıkt& okumadın mı 7. Sezar'ın galibiye” tini bilmiyor musun ?, Akşam H* yaptın ?.. — Sorma, Bay Hüsameddi 110 geldi. Faik te boraber.. — Allahaşkına, ayol niye hi ber vermedin. Faik nişanlanı diye duydum, doğru mu ?. — Hem de kiminle.. Hani bif de idi de, sınıfta kalınca Dam Siyon'a gitti, Caibe canım, ( onunla.. Tali dedin mi, yüze, ka* faya bakmıyor, geldi mi geliy' iştel. » Istanbulun Kartiye Lateni, bahlari merdivenlerden aşayâ leli caddesine kadar hep böYl” cıvıl cıvil cıvıldaşan mektebli a lar, genc mekteblilerle dolıı)'?':. Bazan ta yukardan l!'ıı)' doğru, gür bir tenor sesi akı; bu İstanbulun Kartiye Lılen!"d' bariton ve tenor seslerile uyuşmıyan tek bir şey Va" dairelerin İç pcııcırılırindıı mıyan boyalı kafesler... sir İzmirde Hasanefendi hanında hncwı