—3 Şubat SON PoSTA ; Sayfa 5 Londra Görüşme- leri Etrafında Fransız Başbakanı Bay Flandenle Diş İşleri Bakanı Bay Lav:’l aylardan- veri beklenildiği üzere Londraya gite ;:I:ı; ngiliz Bakanları ve fırka lidere ken t örüştüler. Şu sıralırda meme ıl_lııınn dönecekler, bu konuşmalar |..ı.ı hükümetinin — teşebbüsi Dildiği için varılabilen ne fadan bildirilmesini beklemek 'akat şimdiye kadar gelen arafın oldukça yumuş;: bir e de konuştuklarını, fakat bu sışmalardan müsbet bir netice çık- ZUbĞIDI, ezason çıkmasının da mev- dra ha olmadığını bildiriyorlar. Lone 'pl:înı.ın n mevzuu şu İd ârı azaltma — konuşm a :,ı"u:;- edebilmek — için Almanyayı mümi” Kurumuna tekrar döndürmek "-küıı. müdür venasıl mümkündür? 'giltere, bunun için Almanyanın '= hukük musavatının hemen derh Ic ni, fakat bununla baraber hamıa | Masa başına oturularak silâh- Mazı, albılması meselesinin konuşul- h Bu — süretle kısa el 4 almak, Fransa böyle bir Kiretli harekete taraflar değildir. O, Almanyanın Şark mlsakına girmesini ::_';"ı emniyeti için birtakım BüRüürE vormesini şart koşuyor. ve © bunların Almanya uluslar kü- Tapatna tekrar girdikten sonra yapı- :ı:’:iş'“lînl Üle sürüyok Ha Gkiz iğından dolayıdır ki Londra — ko- milMalarından ameli birşey beklemek deitakün değildi ve netice, bu görüşü eRLYA çıkardı. - Nitekim Üenüin tırnak — içindeki veaziyetin bir. çıkmazda ::u_ı bile müşkül bir safhada oldu. ' işaret ediyordu. (Tanjın o tarihli taleam aynen şudur; l İngiliz efkârlumumiyesince Lone hükümetinin aşmasına müsaade iyeceği birtakım kayıdlar vardır. zZamanda Fransa efkânumum!- in de tecavliz edilmesine muva- at edemiyeceği birtakım hududlar nn ':ıgdııı.ı 'I’ı:ıh'l bu — hududlerım, ası mümkün olmıyan bi; D kiribirimden epraaklan aalane ruz. Eğer Bay Filândenle Lâvalin A*Yahatleri, bu bududların biribirine t:bulı ettiklerini gösterirse, barış ası kayde değer ılr muvaffakıyet : Kanacaktır. İphamlı bir anlaşmanın Aynı ? Uyandıracak zahiri tesirine Mmaşiniyet — vermektense anlaşama- _..ı.lı'ı...'ı':.î.-;'ım :rıllı İşaret kıma bend, hayal ile hakikat bu seyahatin vukuundan Londrada Fransız - Ingiliz . .. Görüşmeleri Londra, 2 (A. A.) — Dünm sabahki Fransa-İngiltere konuşmalarından pek büyük — bir kısmı Fransız büyük erkânıharbiyesinin Almânyanın askerl vaziyeti hakkındaki mutaleatinı izah eden B. Lavalin nutkuna tahsis olun- Fransa — erkânı u:ıi .ıiııi; göre, Almanya me ürette veya kismen talim edilmiş efrada maliktir ki, bunlar aded itibarile Fransır azkerlerine faik değilseler bile, herhalde müzsavidirler. Yalnm, harb levazımı itibarile Alman» ya aşağı vaziyettedir. * Londra, 2 (A.A.) — Fransız-İngiliz görüşmeleri — neticesinin — Almanya aleyhine olduğu zannını verdirmeme- sine İngiltere tarafından büyük bir ehammiyet verilmektedir. x» Londra, 2 (AA) —- Liberallar üzerinde büyük tesiri olan Ekonomist mecmuası, — İngiltere — hükümetinin asllâhsızlanma ve emniyet meselelerin- de bir anlaşma temini için istiklâlin. den fedakârlik yapması lâzimgeldi- gini, Fransanın muahedelerle kazan- mış olduğu haklardan hiç v<zgeçmes mek ısrarında olduğunu yaz-yor. Liberal Spektatör gazetesi, Avrupa taahhüdatında daha ileri gitmesini hükümete tavsiye ediyor. Ekonomist mecmaası diyor ki: » Loadra, 2 — Başbakan bay Mak- donald, bir Amerikan mecmuasına Üü ipbür Sti O — Hiç bir tecavdü fikri- besler medikleri meydanda olan milletlerin Sllhlarnı, diğer . milletlerin silâhla- rındam “daha, Çok saaltman — lüzım ceği fikrinde değilim. SŞ ' Aölki bir beçlir “hükümetlerinin - de - silükların maalima e ktlnellamlainelamımağn ile F: arasında sskeri bir anlaşmaya vesile verebileceği ileri hı_ınrnlıx:.l::nıımn hava kuvvetlerinden bir tayyara grupu mun ne kadar kat'? bir. metice Ve rebileceğini kaydeylemiştir. MiT amele — fırkasının gezetesl. bu beyanatı daha tavzih ederek, son zamanlarda Alman devlet adamla- yının nutukları korşında — Fransanin emniyet işindeki — isteklerine —hak vermektedir. * Londra, 9 (ALA) — Evening Niyuz gazetesi, Fransa bir hücuma uğradığı takdirde İngilterenin askerf ve bahri yardımına “güvenebileceği hakkında verilecek teminata karşılık, Franaz- mın da Lütün hava kuvvetlerile İngil- terenin yardımına koşacağını zannet- tirecek birçok sebebler mevcud oldu- gonu, böylelikle İngilterenin hava cihe tinden korkusu kalınayacağını yazıyor. * Londra, 9 (A.LA) — Bütün gazete- | ler aramında yalnız Deyli NMöşl gaze- B. Makdonald gu cevabı vermiştir: tesi, son Fransız- Tagiliz görüşmele- w — Böyle r:_ıkh sulhe ne su- | rini sözgelişi ederek Itılyanın da ilti- retle yardım rum. — Silâhsızlanma dilebilir, meselesi ancak Bi bir andlaşma ile halle. tedahul itti ! anlıyamıyo- | hak edebilcceği bir İagiliz - Fransız ifakı lehindeki müta'aastnı ileri sürmektedir. Bu suretle Almanya B. Makdonald, sulh hakkındaki | Avrupanın şarkında serbest kalacaktır. mutaleatına, bütün Britanya hükü- metinin iştirâk etmekte — olduğuna İşaret ettiklen sonra, birleşik Ame- rikamın, kuvvetile bu umumi bârış | vörmektedirler. Tayma gazetesi, son | Gazeteler, son dereca ketum bir gekilde cereyan etmekte olan dünkü mülâkatlar hakkında değişik molümat fakat memnunlyet verici neticeler el de edileceğini Ümld etmektedir. Deyli Meyi, vaziyeti bedbinlikle mutalaa ederek, bir çıkmaza yaklaşıl- dığını yazmaktadır. Atinada Bir Hâdise Meçhul Adamlar Bir Müstantiğin Evine Girdiler Atina, 2 (A.A.) — Dün gece barı meçhul şahıslar, Venizelos meselesini tenvire memur istintak hâkiminin odasına girerek, dava- nın birinci defa naklini mucib olan, güya sahte şehadetlerle im- zaları, mürekkeble karalamışlardır. Ron'de 15 Bin Yıllık Ağaclar Karlsruhe, 2 (A.A.) — Ren nebrinde 15 bin yıl evveline aid bazı ağaç gövdeleri bulunmuştur. Silâhsızlanma Konferansı! Cenevre, 2 (A. A.) — Silâh- ları azaltma ve tahdid konferan- sı bugün 4 yaşına giriyor, Kon- ferans, Şubatın 18 inde toplana- caktır. Ruznamede — Litvinof pro- jesi mucibince, daimi barış kon- feransı balinde toplanacak olan | konsey meselesi vardır. Gönül İşleri 16 şar Yaşlarınd; Üç Genc Kızın Düşünceleri Gazeteye gelen mektubları bir paket yaparak her akşam bana getiren arkadaş bu defa paketten evvel üzeri yazılmamış, açık, ke- yaz bir zarf uzattı — İçinde mektebin çirgili kâ- gıdlarına yazılmış üç tane mek- tub bulacaksınız, dedi. Yazanlarla göz aşmalığım vardır, 'ara sıra hallettikleri bilmeceleri getirirler- ken kapının önünde karşılaşırız, Bu defa bilmece yerine Teyzeye bir mektub getirdiler ve idareye bırakdılar, anlaşılan beklemişler ve idareye bırakılan mektubların size gönderildiğini görmüş olacak- lar ki hademenin arkasından çıka- rak bana geldiler, ne vakit neş- redileceğini sordular, bilmem, gön- deririm, ne vakit gelirsa cevabını verdim.. Diğerlerine takdim etmek mümkün mü? — Sahibleri hakkında biraz malümat verebilir misiniz? — Bilmiyorum. Sadece bana çocuklukdan henüz çıkmış, fakat genc kızlığa da girmemiş, çok zarif ve güzel göründüler. ,, Zarfı açtım, arkadaşın söyle- diği gibl içinden üç tane çizgili kâğıt çıktı. Bunları sıra ile aşa- ğiya kaydedeceğimi -.elr- 'Teyze, 16 yaşındayım. Şimdiye kâdar hiç kimse ile sevişmedim, bir baftadır, (.) ile konuşuyorum, hayatımı ka« zanmıya bir buçuk aenesi var. Ben onuü seviyorum, sevginin ne demek olduğunu ondan öğreadim, O da ba- nİ seviyor. Fakat erkeklere inan ol- maz, Nasıl hareket etmeliyim, bana lütfen söyler misiniz? — Seven -nl,- Teyze, ü 8 aydır bir (Maekteb talebesi) ilâ konuşuyorum, - biribirimizi seviyoruz, acaba ne şekilde hareket etmeliyim ki sonumuz eyi neticelensin? Günül - PdE Taeyze, 16 yaşındayım, şimdiye — kadar ( Devamı 10 uncu yüzde ) —————-— ——— ——— ——— N.'.—'ı oluyordu. — Süreyya hareketini teyid edecek olursa, bu- | mükülemelerde, umumi — mahiyette, hod“'- epeyce Üzüntü veren Gdaveliye v ef şlamıştı; B'!_:;l ı N— asının "6.'_. Ve kla arıdı tuşlara dolnııdıırdı: vyeler çıtırdadı, çıtırdadı.., P, * Sikmayı ı" Nejad, öğle tatilinde, <2 İçin acele etmiyordu : taz :llılıu? han, lokantaya çık- M; ü.'!lll yyld N — Azizim, ;El::ı;h sordu: er zamanki ke- n Nojad, sabanik İhtiyacında Olan Bi ddam — Hadem, vranıyordu ; *ye söyleriz, bı "::h Ben de lyîıu;: afiz Y fararak ır:):;:üul:lılulıl kırpış- Si iatemiyez JaP diye , İonunun ” ='iıd. elleri * Süntar b""ik Aeblerinde, topuklarına - Hd'""nrdıı: lın.ı.;' '“'x::iıî“' nikâh tafsi- dar Gi gayri İhtiyari alâkar ı.!m.îhı' ya Pa : ş'll; Di Nafiz Yusuf da parlak :uâ :;b, yemeği ısmarlayayım... Ma- etti... Terbiyesi, nezaketi, Lara- feti ile herkesi kendine hayran bıraktı. Beyban, gülmek istiyor, güle- miyordu. Terbiyesine, zaketine, zeraletine herkesi hayran bır kan, o fesad kumkuması, fitne, küstah, cırlak Hılkat mıydı?. Haydi para ve ikbal, insam- ya, evvelâ Bağdadı tamir et- ların itibarlarını — yükseltiyordu; mek İâzım... Ve Pertev Nejadla Nafiz Yur suf, odacı Aliyi çağırdılar; ke- babcıdan yemek ısmarlattılar. Pertev Nejad, o anda kendi- sinin ehemmiyet almış bir şahsi- yet olduğuna inanmakta idi; yüzü ciddi, sesi ciddi idi: — Otelin önü, husust otomo- billerle dolmuştu... Gelen çiçek- leri ne sayabilirim, ne de tarif edebilirim, Yüzlerce buket, hepsi de biribirinden ağır.: Kimler yok- tu, yarabbi! Müdüri umumi, Hıl- kat Hanımefendi ile dans etti. Nafiz Yusuf, yerinden sıçra- mişti. , — Ne diyorsunuz? Beyhan, Pertev Nıi:dı dikkat- l;' dinliyor:.u.bHılkıl, n ÜN üyümüştü; artık o "Hılglı.. değil, * Kılkat hanıme- fendil,, idi. Pertev Nejad anlatmakta idi: — | Jeti, birşal Şirketlerin, büyük müesse- selerin müdüri umumlleri, banka müdürleri, piyasanın en yüksek, | incileri, AA blaa en maruf tüccarları, bankerler, kimler yokdu ki canım... Büfe, görülecek şeydi... Benim — gibi Beyhan, buna kuvvetle inanmıştı. Fakat para ve ikbal, insamların huylarımı, cibilliyetlerini, yaradılı- gı kusur ve noksanlarını İ düzeltiyor muydu? he Kebabcıdan gelen tepsilerden birini, Nafiz Yusuf, önüne çek- miştiz — Soğutmiyalım... - Hele et soğursa, hiç yiyemem. Pertev rçdızıdıı görü yııgıok görmüyo;ordu anlatmak - İhtiya- cında idi: l soğuk yerim! Nafiz Yusuf, blı’-lnkıı;.lîıok arıb ağzına atmıştı; a w mı——&-d» — Sen, anlat, azizim... Dinli- 'ertev Neja-» y“:ü.' Nejad söylüyor ve söy- imim tüva- ö . Ya o parmakları =:= Boynundakl kolyenin a zanda kalmıştı, boğulur gibi söylendi: — No diyorsunuz? Pırh: N'c]ıd. kendi. tahmin ikce keyfe geliyordu. Iümq:hmhıd şirketten gelem birçok arkadaş- | ye kanaatlerine güveniyordu: lar da vardı; Hılkat, Hamme- — Azizim, bu nişana hani fendi, hepimize ayrıayrı — iltifat | şöyle en aşağı on bin lira sarfo- NN" ieğilar iz Yusuf, — âdet yordu: : — Ne diyorsun? Beyhan — kendini güldü: — Lokmanızı yutun da, sonra ne soracaksanız, sorun | Nafiz Yusufun gözü açılmıştı: — Kendimi tutamıyorum ki... Bir servet, âdeta., Pertev Nejad, paraya kanık- santış bir zengin istiğnasile burun kıvırıyordu: — Yüz binlerle lirası olan bir adam, beş on bin Tirayı mı düşü- nür. Hem her ğ Bir kere ıırkdı::î..' SAa tutamadı, Nafiz — Yusufı İ LN ı(l)ımıyvr;n?n. fakir aklı, —-O, be azizim.. i günahi.. — Nihay ıü:ı'ııı'f OnY:ı-'l: lirayı sokağa atmak.. Kazanırken Bylıp mi ? N 'ertev Nejad, elini salladı : KDe — Sen, derdine yan.. kazanan T NARE Vati afiz Yusuf, başını tahat tabağa kaldırdı: SŞ — Orası öyle.. Beyhan artık — dinlemiyordu. Gözünün önünde bir otel salonu, ışıklar içinde — kamaşıyor; çiçeklerle — donanmış — sofra r, âdeta bir geçid resmi yapar gibi ardarda geçiyorlar; cazbandı. da orkestrayı da andıran garib çalgı sesleri, kulaklarında çınlıya çınlıya akisler yapıyordu. d Bunların — arasında, kendini görür gibi oluyordu, Parmakla- rında ağır, kiymetli — yüzükler, boynünde inci kolye vardı. Karşı- sında — hürmetle eğilerek dans teklif edenlere, — yorgun yorgun gülümsüyor: — Çok yorgunum! biraz mül- saade ediniz! Diyordu. Pertev Nojad, daha neler an- latmıştı? Nafiz Yusuf, dinlerken, kaç defa boğulmak tehlikesi ge- çirmişti, Beyhan, farkında değildi. O, etrafında kımıldanan, ışıl- dayan şeyleri gürmüyor; yakının- daki sesler kulaklarına girmiyor- du; o, kendi hayalinin renklerine” ışıklarına ve seslerine dalmıştı. Türkân da, Behice de, şübhesiz nişana gitmişlerdi. Onları, orada görmek istiyordu. Bir zamanlar, etrafında pervaneler gibi dönen çırpınan eski dostların, candan şimdi Hilkatin etrafında ayni telâş ve heyecanla çırpındıklarını görmek, herhalde pek eğlenceli olacaktı, Beyhan, İnsanların — menfaat leri için, nasıl düşdüklerini, nasıl küçüldüklerini ve dostluklarımı, arkadaşlıklarını, hep çıkarlarına ve çıkarlarının derecesine göre fyar elt klerini görmeği, eğlenceli buluyordu. 'e ğıl- Beykan, ogün, kalemde, n b.yr sükü: içinde çalıştı. inde, hayata ve insaalara karşı, bir. tiksinme vardı! 5 20 — Beyhanın — buyu değişmişti; En d_yuık şeylere alınıyor, krzen ( Arkası var )