ğa Em İ ünya Hadise. L Yanlış Görüşler Birçok Kazalara Sebeb Oluyor merika zabıta idaresinin ğı bir istatistiğe gö- re bazı yol kaza- larının ( sebebleri anlaşılama makta- dır. Çok defa otomobil veya tren idare eden şoförlerin de hayatla- rile ödedikleri bu kazalara Ame- rikan zabıtası “garib sıfatını ve- riyor ve şu misalleri kaydediyor: | İngilterenin Londra ve Ports- mut şehirleri arasında henüz yeni fabrikadan çıkmış bir otobüs ça” | lışmıya başlamıştı. Şoförü tecrübeli bir adamdı. Bir gün, bir uçurum kenarında zikzaklar çizmeye baş- ladı ve az sonra uçurumdan aşağı yuvarlandı. Bir kişi öldü, beş kişi yaralandı. Ağır surette yaralanan şoför yolda karşısına çıkan bir kızcağızı çiğnememek için manev- ra yaparken bu kazaya uğradığını söylüyordu. Tahkikat, şoförün bir “hayal,, gördüğünü isbat etti. Buna benzer bir vak'a da Ame- rikanın İova eyaletinde olmuştur. Dört Üniversite talebesi bir oto- mobille gezinti yapıyorlardı. Şo för vazifes'nigören talebe birden- bire, yolda duran bir araba gör“ dü ve fren yaptı. Araba da dur- du. Talebeden üçünün ifadesi müttefikti. Üçü de yol üstünde bir araba gördüklerini söylüyor- lardı. Dördüncü talebe bir şey görmemişti. Bu üç talebenin üçü de bir “ hayal,, görmüşlerdi. Amerika zabıtası, bu görüş galatlerini şöyle izah ediyor: Çok defa bir adam eline bir tabaka veya bir başka şey alır ve birkaç kişinin üzerine çevirerek: — Eller yukarı! diye bağırır. Herkes onun elinde tabanca görür ve ellerini kaldırır. Bu, bir görüş galatıdır. Çönkü onun elin de tabanca yoktur. Amerika za- bıtası ve tıbbıadli mütehassısları, buna “ nefsin kendi kendine telkini ,, İsmini veriyorlar. Bazı ları ise bu yanlış görüşlerin alkol zehirlenmesinden ileri geldiğini iddia ediyorlar Fransız alimlerinden doktor Raul Murg ise, bu halin, tahteş- şuurda saklı bazı düşüncelerin birdenbire şuura intikalinden doğ- ma yanlış görüş olduğunu beyan ediyor. YENİ ÇIKTI Maraklı yazılar Güzel bir muhtıra e Tanınmış kalemlerin Seçme yazıları c Kültür, sıhhat, ev, ilim, spor, san'at bahisleri, fsydalı bilgiler ve aradığınız herşey... 1935 MATBUAT ALMANAĞI | Her kitabeıdu Bulun, | KE arihi dık? ahabe Canlar Kurtaran Mendil! Halkı Kandırmak Için Uydu ,rulan Bağdad sarayındı hararetli bir konuş» ma oluyordu Bizans tahtını ele geçiren Ma- kedonyalı hükümdarlar, en çok İslâm ( Imparatorluklarile © savaş yapıyorlardı. O sülâlenin ilk yık ları parlak muvaffakıyetlerle geçti ve rehavet devri başladı. Bizans- kılığın mümeyyiz vasfı olan “bır gür çıkarmak,, illeti de geri tep- mişti, dahili termişti, Böyle bir devirde ikinci Re manos öldü, karisı Teofanoyu yirmi beş yaşında dol bıraktı, Bu genc dul, o büyük ülke içinde eşi olmıyan bir güzeldi. Dört çocukla ve o güzellik çağında kocasız kalmak hiç te hoşuna gitmiyordu. İmparatorluğu idare için de bir erkeğe ihtiyacı vardı. Bu erkek onun hem tahtını, hem kalbini idare edece” bir ayarda olmak gerekti. Teofano, dört yasa göz ger dirdi, güvenilir ve sevilir bir adam aradı, bulamadı, gözüne hoş gö- rünenlerin siyasi ve askeri kıy- metleri yoktu. O i.,meti taşı- yanlar güzelliği kıttı, Bu sebeble dört başı mamur bir erkek ara- maktan vazgeçti, siyasette ve ida- rede kudretinden istifade oluna- bilecek bir adam bulmıya karar verdi ğve buldu: Nikeforos Fo- kas! Bizans Imparatorluğunda bü- yük bir nüfuz sahibi olan bu adam, kudretini Teolanonun em- rine tahsis etti. Dul ve güzel Imparatoriçe de yatağında ona yer vermiye rıza gösterdi. Aşk ve siyaset uyuşmuş'ardı. Fakat kalb ile fikrin uyuşması çok sür- mez. Yüreğini Teofanonun fikrize hizmetkâr yapan Nikeforos Fo- kasın da baht'yarlığı çabuk sar- sıldı. “Zimis Kes, adlı bir genç asilzade, kendi yüreğile Teofa- nosun yüreğini birleştirmek yo- lonu buldu ve ku kirleşen yü- rekler, kendi aralarında kara çalı gibi görünen Nikeloros Fokası, gidermek yolunu bulmakta güç- lük çekmedi. Şimdi imparatorluk bu sevişen çiftin elinde idi. Lâkin Zimis Kes, tahtın yegâne sabibi-olmak istedi, kendine o mevkii veren sevgiliyi Van gölü kıyılarına kâdar sürdü. Tek başına hüküm sürmeye ko- Taht etrafında dönem bu kor- zırıltılar yüz gör | M kune entrikaları halka hazmettir- mek için gözboyayıcı işler, oyun- lar lâzımdı. Yoksa dedikoduyu ekmek ve su gibi gereki şeyler- den sayan Bizans halkı, Nike- forosu öldürmüş ve Tecfanosu sürmüş olan bu gan» İmpa ratora kolay kolay bel bağ- liyamazdı. Bu sebeble Zimis Kes, gövendiği adamlardan mürekkeb bir meclis kurdu, halkı oyalamak ve kendini sevdirmek için ne yapılmak münasip olacağını mi- zakere ettirdi. Bu mecliste “ Mega Lögotetis- Maliye Nazırı ,, , “ Proto Vestiyer- Teşrifat Nazırı ,, ,* Gran Primsiye- Başmabeyinci ,,, “ Protosturator- Imparator ,, , “ Megadok-Babriye- Nazırı ,, O“ Mega Döme tijüs- Başkumandan ,, (o hazırdı. Zimis Kesi halka sevdirmek çerelerini arayan bu adamlar, nihayet şu kararı verdiler: Bağdad halife- sine gizlice bir heyet gönderib Urfa (o kilisesinde (bulunan ve Isa tarafı dan OoOoçek terli olduğu bir sırada yüzüne sürül diğü için üzerne onun re'mi | Vevmi, siyssl, Havadis ve Hale gazetesi | Eski Zabtiye, Çatalçeşme sokağı, 25 ISTANBUL Gazelemizde oçıkan yazı ve resimlerin bütün hakları mahfuz ve gazetemize aittir. ABONE FiATLARI bedeli il A Rişirmek 28 Gelen evrak geri verilmez. Mânlardan mes'uliyet alınmaz. ektuplara 10 Me akal mani. ndir. Adrea kurüştur. Çosin kutusuz 241 letanbul graf 1500) lefon 120203 Bir Baskın /- i Masalı ) çıkmış olan mendili İsteyecekler- di. Ne pahasına olursa olsun bu mendil, İslâm diyarından kurtarı- hırsa Zimis Kesin emrile yapılmış bir askeri baskınla: elde edildiği rivayeti o:taya çıkarılacak ve bu suretle katil ve gasıb İmparato- run meleklerden ilham aldığı hu- rafesine yol açılacaktıl.. Tesadüf bu ya. Ayni yıl içinde Bağdad Sarayı da siyasi endişe- ler geçiriyordu. Halife Mütteki billâh, bütün nüfuzunu kaybet- mişti ve Abbas oğulları saltana- tında söz ve hüküm, Türklerin eline geçmişti. Oda bir şeyler, yüksek değerde işler yapıp ken- dini, halka muhterem tanıtmak isti; ordu. İşte bu fikirle o da “Perid divanı,, emininden, Diva- ni'batem Nazırından, Divantlha- rac mütevellisinden, Haznedardan ve baş hacıdan mürekkeb bir meclis kurdu, fikir sordu: Halife adamları, Bizans Impa- ratcrunun adamları gibi uzun uzun münakaşa ettiler, efendileri- ni halk nazarında yükseltib şeref- lendirecek bir vesile aradılar, Baş Hâcib şöyle bir mülâhaza yürüttü: O Rumlarla son yıllarda yajılan çarpışmalar hep ters ne- tce verdi, Rumların eline birçok esir verildi. Halk, yad ellerde ve belki zincirler altında inleyen bu esirleri elem'e, kederle anıyor ve hükümetin onları kurtarmamasını eyıplıyor. Bir yol bulub da Rum- ların elindeki tutsaklardan üç beş binini kurtarebilsek ve onları gü- rülülü merasimle büyük şehirler- den geçire geçire Bağdada ge | tirsek, giydirib kuşandırıb yurd- ! larına yollasak, Halifenin adı kıymet bulurl... Bu fikir, hoşa gitmekle bera- ber hulya olmaktan ileri geçeme- di. Çünkü Bizans imparatorluğuna müracaat edilerek Gç beş bin esirin serbest bırakılması istenilse hozineler dolusu necat fidyesi taleb olunacağında kuşku yoktu. Halifede ise esir kurtarmak için değil, Türk beylerinin gönüllerini hoş tutmak için bile sarfolunacak para bulunmuyordu. İşte Bağdad sarayı böyle mü- zakereler, münakaşalar ve hul- yalar içinde bocalayıp dururken Kari Mektubları Akçakocada Ağırlık Parası , Bura köylerinde fena bir âdet vardır. Kız babaları kocaya vere | cekleri kızları için çok yüksek | para İstiyorlar. İstenilen ağırlık 150 liradan aşağı düşmüyor. Bu yüzden burada evlenmeler güç oluyor. 30-40 yaşına varmış kı lara rastlanıyor. Gençlerin evlen” meleri, ev bark sahibi olup çoluk çocuğa karışmaları için kızi babalarının biraz insaflı olmalar, lâzımdır. Yoksa ne onlar kızlarına koca bulurlar, ne de delikanlılar kolay kolay evlenip çoluk çocuk sahibi olabilirler, Akçakoca Akkaya köyünde akla oğla Niyaz İzmirden b gönderen Mektubunuzdan, kime yı zıldığından, ne için yazıldığındar, ne denilmek (istenildi ğinden birşey anlamadık * işaretile Measiüü Güneyköy istasyonund Alp Aslannas Küçük zabit mektebleri An kara, Konya ve İstanbuldadır. Mektebe girmek için 22 aşını geçmemiş olmak, tam sıhhatli bulunmak, yapılacak ımtihanı ka“ zanmak, iyi huylu olmak, bir veli göstermek, teahhüdname vermek lâzımdır. Birinciteşrin ve Mayıs, aylarında mektebe talebe alınır. 16 yaşından küçük olmamak ta lâzımdır. Mekteb staj ve kurslari ile beraber 4 - 5 senede bitirilir,' İmtihanlar ilk mekteb son sınıf derslerinden yapılır. ' aennessaamnsammarsmansanmaasmsunanamunum seansa ama Na Istanbuldan bir elçi heyeti geldi, Isanın Urfa kilisesinde bulu- nan mendili kendilerine verildiği takdirde ne İstenilirse ödenece- ğini söyledi. Halife, bu umulmı- yan teklif (oüzerine adamların yine topladı, yeni baştan bir müzakere kapısı açtı. Baş Hacib, yüz gösteren şu fırsattan İstifade edilerek üç beş bin esirin Rum- lar elinden kurtarılmasını ileri sürüyordu. Hoca zihniyeti taşıyan bir kısım saray erkânı ise İsaya ald bir yadigârın elden çıkarılma- sını İslâmlık şanına uygun bul mamakta ısrar ediyordu. Uzun günler konuşuldu, ağır kavgaları (oyapıldı ve nihayet Halifenin vereceği karara göre hareket (© olunması (noktasında ittifak edilerek her İki tarafın mülâbazaları (o Müttaki (o Billâha söylendi. O, Başbâcibin fikrini beğendi ve Urfa kilisesindeki mendilin Bizans elçilerine tesli- mine emir verdi. Yalnız şu alış“ verişin gizli kalmasını da şart koydu. Halbuki Bizanslılar da ayni şartı ortaya sürüb duru yorlardı. Bir ili ay sonra Bağdad sokaklarında, Rumlar elinden kurtarılıp getirilmiş, üç bin esirin gerefine gürültülü nümayişler ya- pılıyordu, Mütteki Billah alıkışla- »ıyordu. Yine o günlerde İstanbul sokakları nümayişçilerle dolmuştu, Isanın mendilii -ilâbi bir ilham Üzerine tertip ettirdiği baskınla ele geçirmiş olan İmparator Zimis Kesi, el üstünde Ayasofyaya İliyordu. va aldanan kimdi?. Halk mı, Bağdad ve Bizans hükümdar» ları mı?.. Biz, iki tarafın da gaflet içinde bulunduğuna İnanıyoruz, fakat canlar kurtaran mendili de pek mübarek buluyoruz!l, — M.T, Bay Oha