Piya Şakir 6 inci kısım Her hakkı mahfuzdur. No. 122 £8. 11- 984 İTTİRAT v TERAKKİ Nasıl Doğdu?.. Nasıl Yaşadı?.. Nasılt Öldü? Kadınların Çalıştırılmasile Sefaletin Önüne Geçılmek İstenıyordu v y Cemiyet, bu ciheti nazarı dikkate almış ; piyasadaki durgunluğu ha- rekete getirmek ve her sınıf tica- ret erbabını. vikaye edebilmek için tedbirler düşünmiye başla- mıştı. Tlk akla gelen, (şirketçilik) olmuştu ve bu da hemen tatbik mevkiine konulmuştu. Fakat bu, kâfi gelmiyordu. Fertler, yine sefalet içihde çırpımıyordu. Bu işle meşgul olanlar, ortaya şöyle bir nazariye süirdüler : — Türk kütlesinin yarısını teşkil eden kadınlar, evlerinde bomboş oturuyorlar, bunları ha- rekete getirelim, işlerin. her çu besinde çalışmıya davet edelim. Bunlar, pekâlâ devlet ııemıır!ııi'ıı yaparlar.. Bankalarda, müessese- lerde, — fabrikalarda, — belediye işlerinde ve hattâ tarlalar da bile mükemmelen çalışırlar.. bu su- retle fertleri açlıktan ve sefalet- ten kurtarırız. Onların kurtulması, plyasadaki durgunluğun oynama- Bdır. Dediler. Bu fikir, kısmen tat- bik edildi. Kadınlardan, amele bölükleri teşkil edilerek Istanbır kun - temizliği bunlara veridi. Ayni zamanda asker ihtiyacatına çalı- şan fabrikalara da bir haylı ka- dın yerleştirildi. (Kadınları çalış- tırma) dernekleri vücuda getirildi. Lâkin, bundan daha ileri gidile- medi. Yani kadınlara, biraz daha yüksek hayat sahasında, bir par- mak yer bile verilemedi. Çünkü buna, o devrin taassup siyaset ve sistemi, büyük bir mania teşkil etmişti. Kadınlar, ancak kendi sahalarında çalışacak.. Erkeklerle aralarında daima bir karış açıklık vo yahut, kalınca bir perde bu'u- nacaktı. Bu teşebbüs, umumt? hayata nisbetle, deryâdan bir katre ok makla beraber yine az çok sefa- leti azaltmıştı. Fakat buna muka- bil de müthiş bir ihtikâr başla- mıştı. Artık, mahdut muayyen kazançlar, yaşamanın bütün ihti- * yaçlarına kâfi kelmiyor; kazan- mak için varlığının bütün kudre- tini sarfedenler de, kaybettikleri kuvveli telâfi edemiyorlardı... İh- tikârı men için bir takım teşek- küller vücude getirilmişti. Fakat bunlar bu işte milletin menfeatine olarak bir muvaffakiyet göstere- memişler.. Hattâ kendi aleyh'erin: de bir takım dedikodulara sebe- biyet vermişlerdi. Yegâne Umlt, teşekkül edecek milli bankalar da ve şirketlerde kalmıştı. Bunlarda, cemiyetin iktısadi komiteleri vası- tasile teşvik edilen kimseler tara- findan birer birer — teşekküle başlamıştı. 331 Gsenesin!'e tess edilen (İtibarı Milli Bankası ) teşekkül etmiş, ve derhal faydasını gönter- mişti, Şüphesiz ki bu bir muvaf-* fakiyetti. Eu 'a binaen bu muvaf- fakiyetten cür'et alan hükümet ve temiyet, artık bu sahadaki faa- liyeti şümullendirdi. 332 senesi Eylülünden — itibaren ( Himayeli gümrük tarifesi ) tatbikine baş landı. Ayni zamanda ( ihracat heyeti ) de mili Ucaretin harice karşı mud:fııııııı bazırlandı. Ticaret ve iktısat işlerinde henliz zayıf ve tecr. besiz olan ©o zama- nın Türk müteşebbisleri, bu himaye eseslırı karşısında biraz kendini toparladı. Yeniden bir kalkınma başladı, Vaziyete ilmi ve salim bir cereyan verebilmek için Ticaret ve Zirant Nezaretinde 24 azadan mürekkep bir (İktısat Meclisi ) teşekkül etti. Şube mü- dürlerile iktısatçı meb'uslardan ve Darülfünun hocalarından mürek- kep olan bu meclis; | Ticaret, zirant ve sanayie, gümrük ve vesaiti nakliye tarifelerine, ve iktsadiyatın diğer — şubelerine taakuku olan hususata dair kanurt lâyihaları tanzim edecek.. bu kanunların tatbikatına dair İcra tedbireri ittihaz eyleyecek.. deniz ticaretinin inkişafı Için müzakere- lere girişecek.. hulâsa bunlara dair bütün hazırlıkları yaptıktan sonra vücude gelireceği eserleri Meb'usan Meclisine tasdik ) etti- recekti. Meclisin azası 24 olacak Iken yalnız 17 aza ile işe başlıyabildi. İlk toplantıda, (Hayatı iktısadi- yede serbestit- ve- — bükümetin müdahalesi esasları) gibi çetrefil bir mevav Üzerinde müzakere cereyan etti. İkinci içtimada İse; — Efendim!.. Evvelâ bir ge- ker fabrikası yapsak, nasıl olur, acaba?.. Diye, muazzam bir mevzuun müzakeresine girişildi. Fakat bu müzakere, (lâfügüzâf) çizgisinden bir parmak ileri geçemedi. Arlık teşekküller, — biribirini takip ediyordu: - Umuru ziraiye komisyonu.. Konya köylü banka- sı., Manisa bağcılar bankası.. (İz- mirde, ittihat ve terakki cemiyeti murahhası Celâl Beyin (1) teşeb- büs ve gayretile vücut bulan) tü- tüncüler bankası.. (yine Celâl Beyin himmetile teşekkül eden) Kzmir teshilât şirketi.. (Merkezi Istanbulda olan) Millt banka..( bu bankanın — mürakabesi — altında) maden çıkarma şirketi.. Milli ek- mekçi Anonim şirketi.. (Bursada) Dokumacılar şirketi.. ve saireden maada bazı vilâyet, sancak ve battâ kaza merkezlerinde memur, tüccar ve halkın iştirakile kurulan bir hayli kooperatif şirketleri... Bu teşekküller, büyük faydalar temin etmişti. , Memleketin mü- him servet membalarında, mubh- telif mahsuller üzerinde feci ihti- kâr Oyunları oynamak — İstiyen muhtekirlerin önüne geçmişti. Hele İzmirdeki teshilât şirketi, Izmirin münevver ve müteşebbis gençleri tarafından teşkil — edildiği — için büsbütün - bir hususiyet göster- mekteydi. Bu şirket, Üzüm ve incir gibi büyük iki mahsulü ta- mamen muhtekirlerin elinden kur- tarmış.. İstanbul ve Bandırmada birer şube açarak bu ticarete ge- niş bir saha ihzar etmişti. Az bir zamanda uyanan bu haraketin mesut neticelerini bek- lemek pek tabit idi, Fakat birden- 11) Şimdi İktsat Vekili Colâl Beye- fendi. lıııo ılıvlının ihtiras ateşi, ihti- kârin önüne geçmek İstiyenlerin hüsnüniyetlerini kurutup kül edi- vermişli, ( Arkııı Vır) FransadaBir Duellow İki Meb'us Vur Vuruşmak Üzereler Paris, 26 — Geçenlerde Ber- Hne giden eski Fransız muharip- lerinden M. Jan Goy İle bir arkadaşı, Başbakan Hitlerle gö- rüşmüş, milletine tercüman olan Hitlerin, Almanyadaki - sulhsever- lik duyguları hakkında söyledik- lerini Maten gazetesine yazmıştı. * Maruf meb'us Franklen Buyyon, M. Jan Goöy'ün eski muharip sıfatını taşımıya hakkı olmadığını söylemiş, bunun üzerine iki taraf arasında dücllo yapılmasına karar verilmiştir. Tarafeynin şahitleri, gerek M. Jan Göy ve gerek M. Buyyon — Franklen'in — namuslu adamlar olduklarını tasdik ve böyle — bir karşılaşmıya — lüzum olmadığına karar vermeleri üze rine düellodan vargeçmişler gibi- dir. Fakat düello ihtimali büsbü- tün kalkımış değildir. “ Haliç Ziyan Etmez , ( Baştarafı Tinel yüzde ) .etinbilocıîhll size çok — kat'i şekilde söyliyebilirim, Hattâ, Eyüple köprü arasında (5) kuruşa yolcu taşıyarak - şir- kete her yıl mühim gelir getir meyi — Üzerine alacak kimseler de vardır., Bay Hasan Hıfzı, bütün bu işlerin pek. kolay - halledileceği ve düzeltilebileceği iddiasındadır. ermareme e sema sereserenne —— TAÂKVİM — Ca RŞAMBA — Kası 30 28 ı.fâıunııı 934 ıı' Waklt | Esart|Vassi Akşam (12 — | 16 43 Yalak |1 87 | 18 30 imsalk Pidsels ir l I Z Tiyatro Bahsi emi Şehir Tiyatrosunun Operet Kısmında: Bu Bir Rüyadır eee A ĞİR ĞN Şehir tiyatrosunun operet kıs- mı bu sefer yerli bir eser ortaya koydu. Bir operetten ziyade bir komidi müzikal olan bu esere müellifi " bu bir rüyadır ,, adını vermiş. * Bu bir rüyadır,, yazılış, bes- teleniş sahneye konulüş itibarile güzeldir. Baletler şimdiye kadar şehir tiyatrosunda — gördüğümüz tarzdakilerden başka türlü tertip edilmiştir; dekor İyidir. * Vak'a bir gemide geçer tüc- ” car Asım Efendinin kızı Fatma bir bangerin oğlu ile nişanlıdır. Gemide bulunan Mısır'ı prens Macitte Fatmanın peşinde dola- şır. Hakikatte Macit prens değik dir. Geminin aşçısının — oğludur. Fatmanın annes Adviye Hanım da Macitten hoşlanmıştır. O Fatmayı aradıkça. Adviye Hanım da onun peşinden ayrılmaz Asım Efendi Macide iltifat gösterir. Sebebi de Asım Efendi iflâs etmek Üüzeredir. Kızını bir zengile evlendirip kendi işlerini düzetlmek — emelindedir. Nihayet Fatma ile Macit nişan- lanırlar. Bu Fatmanın ikinci nişa- nıdır.)! Asım Efendi hangisinin ba- bası daha zengin çıkarsa kızını ona verecektir. Gemide bir de çingene vardır. Çingene sevgilsinden — ayrıldığı için müteessirdir. Mütemadiyen esrarlı cıgaralar İiçer. Esrarlı cıgaralardan gemide rast geldiklerine dağıtmıştır. Hep birden rü'ya görmiye başlarlar. Gemiden atlamışlar. Bir adaya :ılııııı.lırdır. Adada korsanları Kadeh Meraklısı l Meyhaneye Gitmiş, Ka- dehleri Cebine Doldurmuş Evvelki akşam Beyoğlu mey- hanelerinden birinde bir hâdise olmuş bir adam önüne konulan rakı kadehlerini cebine doldur- makta iken yakalanmıştır. Hâdise şöyle olmuştur Beyoğlunda Hava sokağında Hayri adlı biri tarafından İşletilen (Arkadaş) isminde bir küçük mey- hane vardır. Evvelki akşam Os- man adlı biri meyhaneye girmiş ve masalardan birinde oturduktan sonra rakı istemiş ve istediği ve- rilmiştir. Biraz sonra Osman, ka- dehin götürüldüğünü — söylemiş, bu sefer başka bir kadeh geti- rilmiştir. Bu hal üç kere böyle olmuş, sahibi Osmandan şüphelenerek gizli — gözetlemiye — başlamıştır. Gözetlendiğinden haberi olmıyan Osman önündeki rakı dolu kade- hi İçtikten sonra bunu da cebine indirmişlir. Aradan birkaç dakika geçlikten sonra Osman tekrar kadebi istemiş, bunun Üzerine meyhane sahibi o sırada oradan geçmekte olan bir polia memu- runu çağırarak Osmanın Üüzerini aratmıştır. Osmanın cebinde tam beş kadeh bulunmuştur. Bu - vaziyet karşısında Osman hiç istifini bozmadanı “— Ben kadehleri garsona veriyorum zannediyordum. Habk buki cebime koyuvermişim. Işte sarhoşluk buna derler.,, Diyerek | yakasını kurtarmak istemiş, fakat ı karakolu boylamıştır. | ıürhılor. Aıçı korsanların relsile döğüşür; relsi yener, korsanların relsi olur. Adviye Hanım reisten kocasından boşatılmasını, Macitle evlendirilmesini İster. Rels razı olur. Macit bu İşten memnun de- ğgildir. O Fatmayı istiyordur. Fatmanın eski nişanlısı da F. & mayı ister, Fatma birini da' a bulmuştur. Gemideki yo'culardan Faruk, Farukla Fatma biribirl « rini isterler. Bu esnada sahne değişir hep« si birden uyanırlar: Macit babâs sına sarılır. Aşçının sğlu old. ( n nu berkes anlar. Bu arada b' le telgraf gelmiştir. Fatmanın niş u- hsnın babası iflâs etmişiir. Fat- ma Farukun olacaktır. * “Bu bir rü'yadır,, — temsili sahnemize — bir artist — daha kazandırdı. — Yenilik — acemiliği bir yana bırakılgeak olursa kâni Çeribaşı rolünde üzerine aldığı vazifeyi yaptı. Söylediği şarkıyı eyi söyledi. Böyle oyunlarda şarkı bestesi kadar şarkının sözlerinin eyi olmasının da — tesiri vardır. Ba bir rüyadır'daki şarkıların sözleri eyi yazılmıştır. Semiha, Bedia, Hazım, Beh- zat, Vasfi, Mahmut mükemmek diler. Refik Kemal Yarasa'daki kadar eyl değildi. Şevkiye rum hizmetçi rolünde —rum şivesile kusursuz konuştu. Muammer eyice idi. Umumiyet - itibarile “Bu bir rüyadır,, seyredilmeğe değer bir eserdir. Tsmel Hutasi Tramvaylarda Otomatik Basamaklar Mümkün Değil Istanbul tramvaylarının maklarının otomatik olarak yapılk ması için tetkikatta bulunan be- lediye fen heyeti çalışmasını bi- tirmiştir. Yapılan tetkikatta bu basamakların otomatik olarak in- şasının mümkün olmadığı görül- müştür. Ancak tramvay kapıları mın dışarıdan açılmaması için bir hrühıt yapılması düşünülmek- Bu süretle atlamaların önüne geçilecek, kazalar olmıyacaktır. Yüzünü Kesmiş Balatta oturan Yako adlı bir tatlıcı rekabet yüzünden çıkan kavga neticesinde Salamon adlı birini çakı ile yüzünden yara- lamıştır. Vitamin, kacori, gıda, sıhhat HASAN Özlü unlarında bol mikdarda vardır. Yulaf, pirinç, mercimek, irmik, nişasta, patates, türlü, vesair özlü unlarla beslenen çocuklar gürbüz, sıhhatli, neşeli olurlar. Hasan markasına dikkat. Taklitlerinden sakınınız. Beyoğlu İsgiüiz Sarayı karşısınla YILDIZ BAR Mükemmel muzik Her ukşam yemi programlarla varyete uumaraları. içkiler, gayet ucuz venefistir.