Ka — Dünya Haâdiseleri Tek Nushalı Bir Gazete Dünyanın tek nüshalı gazetesi nerede çıkar, bilir ınîıiniı'!ç Sovyet Çıkıyor Rusyanın en Ücra köşelerinden Kul'de. Bu kasaba Sibiryada kâindir. Medeni mer- kezlerden — fersahlarca — uzaktır. Toprağının verimi insan besliye- cek kabiliyette olmadığı için bu muutakada adam yaşamaz, yahüt sekenesi pek azdır. Hele kış mevsiminde bu halk adeta muha- sara halindedir. Hariçle alâkası kesilir. Hiçbir. haber alamazlar. Kul kasabasını zannetmeyiniz ki bir kasabadır. Kilometrelerce geniş bir mesafe dahilinde biribi- rinden son derece uzak serpilmiş evlerden mürekkeptir. Bu kasaba halkından biri şöyle bir şey dü- #ünmüş. Bir gazete çıkarmak ve bütün kış mevsimince elden ele dolaştırıp kasabanın haberleri ile bu gazeteyi doldurmak. — Yani gazeteyi kasaba halkı yazarak çıkaracak ve her elden ele geç- tikçe mahalli vukuatı halk öğre- nip harici âlemden bir parça malümat almış olacaktır. Herkes, yazısını yazdıktan sonra bu gaze- teyi en yakın köye veya köy evl- ne teşlim etmiye mecburdur. * Londııdı Everyman İsimli bir gar çıkmaktadır. Bu azeteye en :ln Fiîikuı l:ıeıçııı Düşmanı |ile bir mektup gönderilmiş. Gazete bu mektubu neşrediyor ve- biz de mşağıya iktibas ediyoruz : Efendim, * Kış yaklaştı. Pardesüler de sokaklarda göze çarpmıya başladı. Yakında ben ve benim g©! dü- şünenlerden başka herkes sımsıkı giyinmiş olacak. Mamafih, par- desü — hakkındaki — fikirlerime ehemmiyet verilmesi ve dikkat edilmesi zamanı geldiği kanaa- tindeyim. Çünkü bu Iş, bir umumi! smıhbat mezelesidir. Pardesll giy- mek demek Üşümek ve soğuk elmak ihtimalini akla getirmek demektir. Fikir bununla meşgul olur. İnsanın sihbatine olan - iti- madı azalır, vücut ta hastalanmak tehlikesine maruz kalır. Eğer pardesti giyilmezse, tesir bunuün aksinedir. Sırtımıza - giydiğimiz kostüm bizi soğuktan muhafaza etmeye kâfidir. Farkına varmadan daha neş'eli, kendimizden daha | emin oluruz. Bu mütaleayı, peşinen soğuk almış kimseler için söylemiyorum,. Fakat her pardesil giyenin de sıhhatsiz. bir insan — olduğuna bir türlü iİnanamıyorum.» vE merika son defa meb'us seçimini yaptı. Bu arada, Nevyorkta, bütün S00 Dolara | SAA ada tak Bir. Rey başına bir mükel lef oturuyordu. Bu, bir hahamdı. O mahalle, fabrikalar ve depo- larla dolu olduğu için orada oturan kimse yoktu. Bu haham da diğer mükellefler gibl reyini verdi. Sonra, bütün intihabatın masraf pusulası çıkarıldı ve 'gö- rüldü ki ümumi masraf içinde bu tek reyin Amerikan hazinesine malolduğu masraf şudur: 500 dolar. ——— Tarihi Müsahabe —— SON POSTA Bir Elmaâıiâ:an Facia Bir Tek Meyva Bazan Neler Devir: KÇ Beşinci asrın ortalarına doğru Atinadan Bizansa genç bir kız geldi, Darülfünun — hocalarından Leonityosun kızı idi, babasından kalan mirasın kardeşleri tarafın- » dan gasbolunduğunu iddia edi- yordu, Bizans sarayından adalet İstiyordu. Atenals adını taşıyan bu genç kızın yanık sözleri değil, parlak gözleri dikkat uyandırdı.. Sunduğu arzuhali değil yüzündeki ince ve nefis hatlar okunlu,bhemen elirden tutuldu, İmperator Teodor'yorsun hemşiresi Polhariyanın huzuruca çıkarıldı. Polhariya, günlerdenberi taci- dar kardaşı tarafından - tahta lâ- yık bir güzel kız bulunmak için - tazyik olunuyordu, Atinalı dilberi görünce sevindi ve hele onun zeki, bilgili, şair meşrepli bir hılkat bediası olduğunu anlayınca yerin- de duramaz oldu, hemen haşmet- Hi kardaşının yanına keştu, müjde verdi: —İsa bize bir Maryem gönderdi, onunla evlenebilirsin! Imperator bu müjdeden alev aldı. Fakat arzuhal sunmak - İçin saraya gelen alelâde bir kırı hemen huzuruna — çıkartamazdı, saray teşrifatı buna manidi. Biva- enaleyh kendi arkadaşı ve sırdaşı *Polen,le bir perde Aarkasına gizlendi, Atinadan yürüyerek Bi- xans sarayına gelen güzellik gü- neşini seyretti ve beyendi. Bir az sonra (Atenalsjin ba- şında Bizans tacı parlıyordu, Atinalı hocanın kızı İmparatoriçe olarak selâmlanıyordu. Teodori- yos, genç ve zeki karısına adeta tapıyordu. O da kacaşmı, gün başına çoğalan bir tutkunlukla kendine bağlamak için herşeyi yapıyordu. Izdivaçlarının ilk yılı sonunda bir kazları dünyaya geldi. Bu, karı ile kocayı birbirine daha kuvvetli bir surette yaklaştıran canlı ve oldu, artık Bizans sarayında sör, Atenaisin Idi, genç ve bilgiç im- paratoriçe her şeye burmunu 80- kuyordu, har işe parmak karış- tırıyordu. — Bilhassa din Işlerile fazla uğraşıyordu, Bizans, Isken- der ve Roma kiliseleri arasındaki bitmez tükenmez münakaşalarda nüfuzunu hissettiriyordu, babasın pek Gevimli bir bağ | Sana gönderdiğim elmayı ne yaptın? ı hatırasından aldığı ilham ile Bi- zans payıtahtında darülfünun açtı- rıyordu, kitaplar tercüme ettir- mekte rehber oluyordu. Onun nüfuzu çoğaldıkça İmpe- rator kızı ve İmperator hemşiresi olan Polbariyanın kıymeti azalı- yordu, Atenals, uzun yıllar görüm- cesine karşı maskeli bir yüz Laşıdı, açık bir mücadeleden çekindi. Lâkin kızıni Roma İmperatoru Honoriyusun — yeğenine verip te ikitel bir taht ile de münasebet peyda ettikten sonra maskeyi bıraktı, açıktan âçığa onu düşür- mek yoluna girdi. İki kadın yalmız siyasi ve dini mevzular Üzerinde değil, kalp Işlerinde de mücadele ve müba- rezeye — girişmişlerdi. — Atenaisin bizans sarayına ilk geldiği gün Imperatorla beraber — kendisini perde arkasından seyrede (Polen), ©o sarayın tekesi gibi birşeydi. Çok yakışıklı ve çok kuvvetli bir adam olduğundan bülün saray kadmları onun arkasından dola- şıyorlardı. Bir aralık Polhariya da bu te- keye gönül vermişti, gayet gizli o'arak onunla sevişiyord, görü: Son Posta | Yermi, siyesi, Havadin ve Halk gareleri | Eski Zabtiye, Çatalçeşme tokağı, 25 İSTANBUL Gazetomizde — çıkan Ve resimlerin bütün hakları mahluz ve götetemize aittir. ABONE FİATLARI Abone bedeli peşindir. Adres değişirmek 28 burüştur. Gölen cvrak geri verilmez. Hânlardan mes'uliyot alınmaz. a Ü 10 kı Ber k:ıll =ıl:ı=mdıı. BAR Posta kutusu: Tdl İstanbul ,Telgret :Sovposta elefan 20203 | #üyordu, Atenais, her cepheden yıkmak İstediği görümcesini kak binden de vurmak için ( Polen )e güleryüz — göstermiye — koyuldu. Teke, onbeş yıl evvel perde ar- kasından seyrederken hayran kal- dığı ve o uzun yıllar İçinde İçini çeke çeke, ağzı sulana sulana temaşa edegeldiği güzeller şahin- şahi kadının böyle bir vaziyet alması Üzerine hemen zekâsını seferber etti, kendine çeki düzen verdi, bütün saray kadınlarını ve © meyanda Polhariyayı bir tarafa bıraktı, Atenaisin etrafında dön- miye balamıştı. Polhariya, Idare — ve siyaset “yollarında uğradığı ağır inhlzam- lardan, sarayda pabucunun dama atılmasından dolayı — zaten azap ve iztırap içinde Iken sevgilisinin de elinden alındığını — görünce ye'se düştü, para sarfederek ve icap ettikçe kadınlığını da feda- dan çekinmeyerek Atenais aley- hine entrikalar tertip etti ve onun Polenle bir aşk hayatı yaşadığını imperatora duyurttu. Lâkin Te- odoziyos karısından da, Polenden de böyle bir fenalık — ummadı, verilen jurnallara kulak asmadı. Bu sebaple da Polhariya en ağır bir inhizama daha uğradı, sevgi- lisinin rakibesi tarafından tasarruf olunduğuna şabit olmak acısını tattı. ü İşte böyle bir sırada birgün imperator kiliseye giderken Üönü- ne bir köylü çıktı, Firikyadan getirdiğini söyleyerek öşi görül- memiş büyüklükte ve güzellikte bir elma uzattı, kabul edilmesini rica etti. Ogün Polen hasta idi, bu gidiş alayına iştirak otmemiş- ti. İmperator, elmayı aldı; köy- lüye bolca — bahşiş verdi ve bu zarif hediyeyi hemen bir zabitin eline tutuşlurarak imperatoriçeye gönderdi. Atenais, kocasından gelen he- diyeyi, hasta olan, aşıkma lâyık gördü ve ona yolladı, Polen, bu- nun mereden dönüp — dolaşarak geldiğini bilmediğinden ve elma- yı ise çok güzel bulduğundan bir adam çağırdı, bir köle armaganı olarak kabul edilmesi ricasile | henüz bilsede bulunan İmpera- tora takdim etti. Teodoziyos, sevgili karısına gönderdiği elmanın Polen namına Ikinci te.r'n <0 Kari Mektupları Tütün Amelesinin Ricası Bizler Samsun tütün amelesiyiz, Senelerdenberi Samsun tütün inhix #ar imalâthanesinde çalışmaktayız. Bu sefer Samsuna yeni tayin edi- len başeksper ve müdür muavini beyler yirmi gün evvel imalâtı tatil ettiler. On beş gün süren bu tatilden sonra imalâthane açı- larak Üç yüz işçiden seksev, yüz kadar kadın işçi alındı bizler hep dışarıda kaldık. Aldığımız 40 - 50- 60 — kuruş gibi bir yevmiye ile evimizde bu- lunan Üç dört nüfusun iaşesini temin etmeye çalışıyorduk. Bu sefer boşta kalmamız bizleri tema» men açlığa, sefalete sllrüklemek- tedir. Bizi tekrar işe almalarını alâkadarlardan rica ederir efendim, Samsun Çiflik mahallesinde Ali kızı Hanifa ( Yüksek ticaret mektebi talebesine den Hasan Ali Efendiyeı ! — Evinizi ipotek etmek sure. tile iatikraz yapar, ev kliranızı da her ay götürür borcunuza mahsu- ben İstikrax yapdığınız mücase- seye verirsiniz. Bu istikrazı Vakıf paralar idaresinden ve Emniyet sandığından yapabllirsiniz bu su- retle vereceğiniz faiz senede 32 lirayı geçmez efendim, * Sıvatta Dizdar sade Samih Et: Bu iş için Üniversiteya müra- eaat etmek Jâzımdır. efendim. * Adapazannda Yakup oğlu Cemil efendiye | Köy imamlarının vesikalı ol« maları lâzımdır. Imamlık vesikası olan herkes her yerde namaz kıldırabilir. Imamlık — salâhiyetl vesikası olmıyanların ise imamlık yapmaları yasaktır. * Adapazarında Tığıcılarda Nuri ef.ye: Bahsettiğiniz meseleyi Iş ka- nunu katiyetle halledecektir. Biraz kaha beklemek lâzımdır. Bu mesee lenin şimdiden halli için de kay- “makama müracaattan başka çare yoktur efendim. HAĞ Ğ aa yine kendine geldiğini görünce fena halde ainirlendi, evvelce ya- pılan dedikoduların bir hakikat ifade ettiklerini anladı, müthiş bir gazaba kapıldı, saraya döner dön- mez İmperatorlçenin karşısına dk kildi ve sordu: — Sana gönderdiğim — elmayı ne yaptın? - — Yedim! Teodoziyos, mantosunun altın dan elmayı çıkardı ve haykırdı: — Yalancı, namussuz kahbel.. O gün Atenaisle imparatorun alâkası kesilmiş ve Polen de Kayseriye sürülerek orada öldü- rülmüştü. Güzel — imparatoriçe, nüfuzunun — sıfıra indiğinden ve vezil olduğundan değil, fakat Po- lenin kendi yüzünden öldürülme- sinden dolayı derin bir azaba düştü, Kudüse — gönderilmesini rica etti. İmperator, adım bile artık İşitmek istemediği karısının bu talebini hemen yerine getirdi ve Atenaisi, bir sürgün hayatı geçirmek ve üzüle üzüle ölmek üzere Kudüse gönderildi. " Bir elma, bazan bir taht ve bir hayat devirabilirmiş!. M. T