Macar Başveki- linin Va>şova Ziyareti Birkaç defa terhhur eden Macar başvekili M. Gömkösün — Vargova seyahati, nihayet tehakkuk f ve şimdi, bir. vakıadır. İlk © tasıvvurunda — bu seyahati mazırı ile beraber yapmayı düşlünen Macar başvekili, bu defa, beraberine yalnız matbant müdürünü almakla iktifa etmiştir. Macer ve Leh başve- killerin mü'ükatlarına Üzere ilk gelen haberler son derece ikkkattir. Bunlar da, Macar Lehlatanı birinci derece e devlet Leh başrekilinin â — Avrupada ihtiyaçlarını anlaşmalerın — manaaınlığına edildiği kaydolunuyor. Bu — ks peklile dahi, ima sarihtir, Lehislan, Macar hükümetl —hesabına, küçük itilâfin — hareketini — keğenmediğini Iktisadi işaret di or. [ğrı Leh- Macar mülâkat ve müzıkerelerinin bilhassa Marsilya faclasını müteakip vuku buluşu, bizi, bilhassa bu noktadan ulükadr. etmek gerektir. Diğer taraftan Peşti Hirlâp Bamında — Macar gazetesinin bazı nöşriyatı da dikkatle takip edilmek lâzımdır. Bu gazete 1920 de Lehistan ile Sovyet Rusya arasında vukubulan lâhlı —i mevzubaha — edarek Ti n Lehistana ellâh — ve 'Zöndererek yardım etti- uki Çekeslavakyanın, bu geçirilmesine — müşkülât çıkardığını, hattâ mani olmak iste- diğini kaydediyor ve bu hâdisenin, bir ettiğini e r. muhalif Leh garete- dün bu ziyaretinden kuşkulanmaktadırlar. Bilhassa bunlare dan biri, bu ziyaretin * çok dostluk ve az politika ,, mevzuu teşkil etme- sini bilhassa temennl ediyor. Şu hale göre Vargova mülâkatı dikkatten mıyacak kadar ebem- miyetli bir £ y —— Palas Tiyatro Müdürünün Katili Barselon; 22 ( As A, ) — Fransız zgabitssı, Lundan birkaç ey — evvel, Tas tiyatrosunun direklörü Düfreni olmakla mazmnun Pol Labo- riyi bugün Parise götür cektir. Kembriç Kütüphanesi Kembirç, 23 (A. A) — Kıral ile Kıraliçe Üniverritenin yeni kütüpha- nesini açınışlardır. Norveçte Intihabat Öslo, 21 (A. A.) — 15 Birinci Teşrinde bütün Norveçte yapılan be- lediye seçiminde İşçi Fırkası mühim bir kaz>aç elde etmiştir. ga Lohlileri ikn Buna muks şk Gençlerindir No.55 23- 10 - 934 Ve hbiçbir erkek karşılığını alabileceğine emin olmadan bir- yey vadetmez ve vermer. Kadım lar için servettir, hazinedir. AF tındır, pırlantadır. diyenler çok- dur. Fakat erkeklerin bu hazine- den yüzde yüz kâr eden bir mu- rahabeci sarraf olduklarını kim inkâr eder? Leylâ ve Ayten kendileri hak- kında yapılan dedikodunun (M...) hanımın macerasile — tavsadığını gördükleri için seviniyorlardı. Artık her günkü — hayatları vaktinde kurulan bir saat gibi Işliyordu. Leylâ bankadaki ve evdeki işleri arasında © kadar avunu- yorduki gezmiye bile vakit bula- mıyordu. Cuma günleri öğleden sonra ya feneryoluna (Ayten)e gidiyor, yahut arkadaşı ona geliyordu. Heyecanı ve ıstırabı beraber dinmişti. Hayatı — eskisi kadar sevmediğini hissediyordu. Fakat © kemirici sıkıntı da kalmamıştı. Heyecanının madde haline geld- ğini ve hayatının bir yün yumağı ait elmak | olarak eslâmlar | Pzç | ! 1 | Başvekil M. Gömböşve diğer tarzftan e SON POSTA Yeni Bir Siyasi Taarruz Mu? Macar Ve Leh Başvekilleri Varşovada Çok Dikkate Değer Sözler Söylediler geva, 22 (A. A.) — Macar Baş- | M. Gömböşe Lehistanın ea bü- olan Beyazkartalın birinci ilmiş, hakkında çok dos tana tezahürat yapılmışlır. M. Göm- dstanın dünyanın büyük milletlerinden biri olduğunu söylemi, Lehistan Başvekili de, Macaristanın Küçük İtilâf devletlerine karşı ileri sürdüğü iddiayı tekrar ederek de- miştir ki: * — Merkezi ve Şarldt Avrupanın yekdiğerine iktıs-den tabi bulun- duklarını hesaba katmıyacak — tesviye süretleri çok manasızdır., Gazeteler de şöyle yazıyorları “ — Napolyon, Lehistan Avrupa- nn kubbesidir, demekte haklı idi. Macaristan da © kubbenin — temel direklerinden biridir.,, | Dostluk Siyaseti Budapeşte, 27 (A. A.) — Başvekil M. Gömböş Lehistana — yapl retten memnundur. Başvekil Maca rlstana mümküna olduğu kadar fazla dost temini hususunda bir adım daha atmış, Lek milletinin Macar emelle- rini kuvvetle anlaması, dostlulk siya- setini sağlara bir zincirle tamamlıs mıştır. Müşterek Tebliğ Varşova, 22 (ALA.) — Dün akşam aşığıdaki Leh-Macar müşterek tob'iği neyredilmiştir: Macar Başvekili. M Gömböşl resmi ziyaret maksadile Vorşovad geçirdiği son iki gün zarfıada, Baş- wekil M. Gömböşle M. Koz'evıki ve Haric! Tendirmiye matuf mütekabil samim temayülâtı isi b Bu temayü- Iât, 21 Teşrinievvel bir. taraftan Hariciye Nazırı M. Bek ile Muarif Nazırı arasında iki memleket — hara teşriki memaisi hakkında bir ıgııiıvela imzası suretile ifade edilmiştir. Bun- dan başka, bu ziyaret — Üzerine, en yakın bir zamanda ikl memlekette İktısadi tetkik komitı Enık li ve müteakiben mütekabil ticari muaede- leri genişletmek için — muhtelit bir —EAeeear Burhan Tahit gibi iş'ene işlene çözülüp gittiğini görüyordu, Şimdi belli baş'ı zevki Izmir postasından çıkacak Reşidin mek- tabutu beklemek ve ona cevap yazmaktı. Bu mektuplar düzleşen, ağaç- sız, çiçeksiz, yeşilliksiz. bir çöl yolu gibi uzanıp giden hayatının dönemeçleri gibi sık sık Tmitle- rini tazeliyor, durgunlaşan heye- canını kamçılayordu. Genç kızlık hisleri en fırtınalı bir zamanında kendi arzusu ile sükünet bulmuştu. Şimdi için için, yavaş yavaş kül altında kalmış bir kor ateşi gibi ellenmeden, karıştırılmadan, alevlendirilmeden kendi kendine eriyordu. Fakat bu eriyiş tıpkı uyuştu- rucu ve hayal verici bir içkinin zevki gibi tatlı bir Ümit ve rüya halinde devam ediyordu. Hayatı ve sevgisi için verdiği karara iman etmişti. Kalbindeki bâkir aşkı 'gibi vücudünü de enun İçin saklayacaktı. Ve her posta gelen İzmir Lehistan dik- tatörü maroşal Pilsudski Macar Başvo kili M. Gömbö, Lah « Ma: kön “syonu ihdası — ve hatta bu sene zari ıı,;ln turizm müukar ve'esi akti için müzakerata başlan- ması ve çok yakında bir komsolosluk mukavelesi akti kararlaşmıştır. Küçük İtilât Va Macarlar ge Budapeşte, 22 (ALA.) — Küçük İtitâf ile Balkan ant vımı:ııı Belgralta neşrettikleri tebliğ Macar eiyasi ma- hafilinde büyük bir alâka ile karş- Tenmiştir. Macar matbuati. te münderecatını sükünla mütalan ot- mektedi Hükür yakın bulunan gazete- lere ve bilhassa Budapeşti Hirlap gazetesine nazaran, tebliğ son günler- de bazı matbuat tarafından yapılan neşriyattan sonra teşkin edici bir Tebliğin mutedil lizanı ktedir, Peşti Napli — gazetesi de - tebliği, mutedi! Hsarını kaydetmekleberaber iyasi ihti'âflar inakâmını tasave iğinden —dolayı teakit ediyor amimi olarak sulh isteni- at Ceza vermök hakkımı etmek ne İçin?,, diyor. standa Sosyalistlik Bombay, 22 (A. A.) — Bombay şehri, Milli kongresin relsi ve sosya- Üat lideri Rajandrapasad'ı bir hüküm- dar gibi karşılanmıştır. Kongre reisi baştan başa — süzlen- mektupları bu imanı iyordu, Artık me vapurda ara sıra canlanan dedikodular, ne Hasibe Hanımın bitip tükenmeyen çakiş- tirmeleri onu alâkadar etmiyordu. O biçare kadın hâlâ hızını | alamamıştı. Gerdiği, dolaştığı her yerda Leylâyı çekiştirmekte de- vam ediyordu. Bütün bunlara karşı hisleri bağlanmış gibiydi. Reşidin mektupları eve - geli- yordu. O akşamlar odasına erken çekiliyor, yeşil abajurlu İTâmbasını. yakıyor ve onunla başbaşa kalmış kadar sıcak ve mesut bir gece geçiriyordu. Yılbaşı ve paskalya - tatilleri gelmişti. Bu firsattan — istifade etmek isteyen Leylâ bir hafta için İzmire kadar bir seyahat etmeğe karar verdi. Bunu ilk defa annesine açtığı zaman Melek Hanım pek doğru bulmadı. Kızınm - fena birşey yapmıyacağına — emin — olmakla beraber Hasibe banımın kulağına gideceği tabif olan bu seyahatin yeni bir dedikodu açmasından korkuyordu. Fakat Leylâ bu yolculuk için (Ayten)i de kandırmıştı. Bir vapurla gidecek ve geceyi İzmirde geçirip ayni vapurla dö- neceklerdi. (Ayten)in babası da 'Fransqa'a Siyasit IBuhran Var Paris, 22 (A.A.) — Frmosız sosya- Kat fırkası, m azını M. Markenin fukadan — istilası Üzerine taha 'düs eden vaziyet karşsında takip edeceği yeni siyasi hutta hareket — tayin etmeğa çalışı Fırka k&tibi umumisi M. Dea, fırkanın gerek şimdiki kabineyi tuton mlliğ ve müttehit cepheye ve gerek radikal fırkaya — muarız. — olduğunu işt erkânından mebus Renodel, halihazır 'aki bhükümete karşı herhan- gi bir cemileyi reddetmekte ve de- mokratik bir sosyalizm istemektedir. İspanyada İhtilâlden Sonra Tabii Vaziyet Avdet Etmiş Madrit, 21 (ALA) — İspanyada bir askeri diktatörlük kurulduğuna dair memlekstlerde çıkan rivayet resmen tekzip — olunmaktadır. Hükümet v ini normal bir şekil- de yapmaktadır. Paris, 22 (A.A ) — İspanya sofa- reti tarafından verilen rezmi bir teb- liğde, siyasi vaziyetin tamamile vuzuh kesbettiği ve kabinede tam bir. fikir iktihadı mevcut olduğu beyan edi- liyor. Ayal tebliğe mazaran, ordu. cüm- huriyet hükümetine tamamen sadıktır. Bir Dinamit Patladı Madrit, 29 (ALA ) — Asiler tara- fından terkedilen bir. dinamit patln- 27 asker ölmüş, bir © kadar da an ecm öş mış, yi m miş olan ge sokaklarında dört atlı bir araba ile uzun uzadıya do« laşınış ve her taraftan çiçek yağmu- runa tutulmuştur. ne kadar ciddi ve dürüst bir kız olduğunu anlamıştı. Seyahate (Ayten) de karışınca | Melek Hanım fazla ısrar etmedi. Ve iki arkadaş tıpkı her sabah bankaya gider gibi küçük birer çanta ile çıktılar. (Ayten) in babası onları ka- maralarına kadar yerleştirdi. Va- purun kâtibine, kamarotuna ten- bihler etti. Soğuk, fakat durgun bir kış akşamı hareket ettiler. Reşide telgraf çekmişlerdi. Leylâ eskiden olsa böyle bir seyahati göze alamazdı. Fakat bankadaki hayatı onu çok aç- miş, pişirmişti. Vapuru, yolculuğu hiç yadır- gamadı. Vapuar da pek kalapalık de- ğildi. Yazı adada geçirip İzmire dönmekte biraz geciken birkaç İzmirli aile, birkaç tüccar ve Mr- sır yolculuğuna çıkan genç bir karı koca... Bu yeni evlileri onlara kaptan tanıştırdı. Delikanlı da onlar gibi ban- kada çalışıyordu. Henüz onbeş gün evvel evlenmişlerdi. Sarı bir kır çiçeğine benziyen genç kadın çok sevimliydi. Kocası konuşurken gözlerinin içine bakıyor, biraz uzaklaşınca arkasından gidiyor, kocasının bir gölgesi gibi yanından ayrılmiyor- ürk Olmıyan Kızla Evlenmek Meselesi Kısa bir müddet evvel bir er- kek okuyucum, benden, Türkler- le Türk olmıyan kızlar arasında yapılacak evlenmeleri nasıl telâkki ettiğimi sormuştu. Kısa bir cevap almıştı. Ben ©o zaman, muhitte fazla tesadüf etmediğim için, hâ- diseyi münferit, yalnız bir iki kişi yi alâkadar edecek bir vak'a hâ- linde telâkki ediyordum. Fakat bugün, ayni mevzu Özerinde yeni bir sual ile karşılaşmca, bu gibi münasebetlerin biraz daha fazla olabilecağina hükmettim. Açıkça söylemek lâzımsa, Türk - olmuyan kadınla bir Türk erkeğinin ev- lenmesinin sarih surette aleyhta- rim. Maksadım yanlış - anlaşılma« sın,bu şekilde İzdiyaçtan bahsedil- di mi,hatıra en ziyade, rum, ermeni ve Musevi gelir. Bu vatandaşların hepsine de ayrı ayrı hürmet ede- rim. Fakat bir memlekette yaşa- makta olmaklığımıza raâğmen ara- mızda dil, hars ve din farkı var- dır, karakter ve âdet farkı vardır, iki genç gönül karşılaştı mı bu farklar göze çarpmaz, aşk ateşi- nin karşısında eriyip gider. Fakat bir müddet sonra aşk sönüp ta yerini dostluğa bırakacağı zaman dostluk dayanacak temel bulamaz, sonra kendi muhitini birakıp ya- bancı bir muhite giren kız, orada kendisini yabancı hisseder, yabancı bulur, kendisine yabancı gözle bakıldığı zehabına düşer. Türk erkekle, Türk olmiyan kadın arasında evlenmeler, za- manla belki bu mahzurları kay- bedecektir, fakat bu her şeyden evvel bir hars meselesidir. Sene- lere muhtaçtır. Puvankare Gömllldü Nübekur, 21 ( ALA.) — M. Puvan« kare bu s>bah bu küçük köyde gö- mülmüştür. Merasimde ailesi efradile Nazırlardan M. Tardiyö —ve Heryo, Relsledmlurun mümeesili ve sayısı on bin tahmin edilen bir halk kütlesi hazır bulunmuştur. bunu aykırı Bulmadi. Leylânın | du. Sevgilerinin en buhranlı mev« , bir bafta simini yaşadıkları be Onlar da Mısırda kalacaklardı. Göonç kadın: — Ehramları göreceğiz, Sfenk- si göreceğiz. Deye şimdiden heyecan geçi- riyordu, Yemekte dılar. Nazım Bey genç olmasına rağ- men ağırbaşlı, evliliğin feragat külfetini şimdiden — benimsemiş görünliyor. Hiçbir geri ve aykırı fikir bes- lemeyerek, bahisten bahise atlı- yarak — birçok — konuştular ve güldüler. Genç evliler karanlığı göre- meyen tavuklar gibi yemeği yer yemez tünemek ihtiyacı ile kama« ralarına çekildiler, Iki arkadaş salonda bir zaman konuştular. Leylâ mesut görünen çiftler İçla: — Iyi bir seyahat yapıyorlar, dedi. Her halde erkek eyi fikir leri olan bir genç, — balayında böyle bir seyahat iyi bir hatıra bırakır. — Seyahat her Zaman için iyi bir şeydir. Oldukları yere yapışıp kalan insanlar ne kadar okusa- lar, ne kadar bilseler yine cahil kalırlar, bir masaya toplan- ( Azkdısı vür)