M Sayle Dünya Hâdiseleri Katı Yürekli İnsanlar Memeli deniz hayvanları ara- Bli sında en fazla ";n::f."" zekilerinden — biri 1 Ve | fGk denilen yarı bir ceza balık, yarı ayı hayvanlardır. Bunlar İnsana ça- buk alışırlar. Bundan bir müd- det İrlandalı bir aile baba:ı, de- nizde bir fok balığı yakalamış ve evine getirmiş. Hayvan eve ve €v halkına — ziyadesile alışmış. Bir müddet sonra — hayvandan bıkkınlık gelmiş. Tekrar ' denize götürüp bırakmışlar. Hayvan geri gelmiş. Her defasında bu, böyle olmuş. Nihayet son bir defa da- ha uzak bir sahile bırakmışler ve bırakmadan evvel de iki gözünü | çıkarmışlar. Biçare hayvan yine zalim sa- hiplericin evini bulmuş ve ölüm ceye kadar o evde kalmış. Hatta | ev halkı sokağa çıktığı zaman arkalarından bir köpek gibi gi- dermiş. Fakat hayvanın gözünün çıkarılması hükümete aksettiği için zabıta işe parmak basmış, bu katı yürekli insanlar mahke- meye verilmiş ve aile reisi iki sene hapse mahküm olmuştur. * Amerikı gazeteleri Mis Pat- | tika,Mak Guire'in uyanmak Üzere — olduğunu haber veriyorlar. Mis Patrika Mak- Guire Şikago- nun mühim müesseselerinden bi- rinde çalışan bir genç kızdır ki, 1932 senesi şubatının 15 inci günü makine ile yazı yazarken birdenbire uyuya kalmıştı. O za- mandan beri geçen iki buçuk sene zarfında boyuna uyumakta- dır. Maamafih son günlerde, simasının hatlarında uyanmasının yakın olduğunu gösteren Üürper- permeler başlamıştır. Fakat siz bu 2,5 sene süren uykuyu. bu saha da kazanılmış bir rekor sanmayı- nız. Fransa'da 1886 senesinde uykuya dalıp tamam 20 sene uyuyan Marguerit Boynal ismin- de bir genç kizin — hatırası henüz — unutulmamıştır. Bundan başka İsveç'te de Karolin Karls- datter isminde on beş yaşında bir genç kımızım tamam 15 sene uyuduğu görülmüştür. Hatırlatıl- dığına göre o zaman gazeteciler, 15 yaşında uyuyup 30 yaşında uyanan bu genç kıza: Evlenmek istiyorum, em çabuca: — Eh ş'mdi ne yapacaksınız? Diye sormuşlardı. Genç kız da: — Evleneceğim, hem de ça- bucak, cevabını vermişti. Kaybet- tiği zamanı kazanmak is'iyordu. Fakat ne yazık ki, bu biçareyo, uzun müddet talip çıkmamıştır, ihtimal evlenir evlenmez tekrar uykuya dalıverir, endişesile, | — Garetenin esas yazısile Bir sütunun iki satırı bir (santim) sayılır. 2— Sayjasına göre bir santi- min ilân fiatı şunlardır: 1 400 280 /200 | 100 Kış. | Keş. ( Keş. | Kış 3—,Bir santümde — vasati (8) kelime — vardır. 4—İnce ve kalın yazılar tatacakları yera — göre santimle ölçülür. | karşılıkı | SON POSTA ;; Istanbulda Olup Bitenler Bir Apartıman Satın Alacağım! “ Komisyoncu İle Şehri;ilînr Mutena Semtlerinde Sabahtan Akşama Kadar Dolaşmanın Verdiği Natice ,, Şehrimizde Yğpyeni Bir Ticaret Yolu Açıldı Bir Gün İçin Zengin Oldum! Cebimde, elli bin, hayır daha fazla, yüz bin lira vrdı, bu pa- rayı bankalardan birine yatırmak istedim: — Tasarruf sandığına yatırı- Tabilecek miktarından fazlasına faiz vermeyiz, dediler, vazgeçtim, ve hemen bir apartıman almıya bir tane de beyendiğim gibi yap- tırmıya karar verdim. Bir defa bu kararı verince Üst tarah ko- lay: Karşıma ilk çıkan Emlâk idarehanesinin zilini çektim ve hakikaten yüz bin lira cebimde duruyormuş gibi kemali cesaretle söyledim : — Bir apartıman, bir de arsa almak istiyorum, elinizde - satılık, işe gelir cinsten mal var mı? — Elbette efendim, buyuru- nuz lütfen! İçeri girdik, masanın önünde oturduk ve sual cevap başladı: — Ne semtte ve ne büyük- lükte istiyorsunuz? Doğrusu ben bu cihetl hiç düşünmemiştim. Maamafih tered- dütsüz söyledim: — İstediğim, beher katı 60, 70 liraya kiraya verilecek cins- ten bir büyük, bir tane de beher katı 25, 30 liraya kiraya verile- cek cinsten küçük iki apartıman- dır, arsaya gelince 300 metre olmasına ihtiyaç vardır. — Peki, hangi semtte? — Bu dakikada herhangi bir yeri tercih ettiğim yoktur, sıra ile bakalım! Komisyoncu karakaplı bir def- ter açtı ve okumuya başladı. Fa- kat devam etmedi: — Bu izahat exzberedir hiçbir mana ifade etmez, İyisi mi gidip birer, birer görelim! * Yüz bin liralık işe girişen bir adamın tramvaya binmesi Goğru görülmiyebilirdi. İdarehanenin önünde bir taksiye bindik, ve Istanbulun, —adı dillere destan olan bir semtinde indik, komis- yoncu beni geniş bir caddenin köşesinde durdurdu ve: — Bakınız, — dedi. — Sağdan itibaren ikinci apartıman satılıktır, 4 üncüsü satılıktır, Gıncısı, Tıncıs, — 9 uncusu, — Tİ incisi, keza. Şimdi sola dönünüz, baş- taki ve sondaki müstesna, onlar- dan da beyendiğinizi alabilirsiniz. Dudaklarımda — bir — hayret nidası beliriyordu: — Demek, bütün — mahalle satılık deyecektim, sualimi zor zaptettim : — Görelim! Ikinci apartımana girdik. Ka- f pıcı yerinde değildi, fakat ko- misyoncu : — Zarar yok, dedi, yine ge- zebiliriz. İkinci katın zilini çektik, ka- piyi açan Rüm hizmetçi kıza komisyoncu: — Mümkün mü? Diye sordu. Apartımanı gezmek istiyoruz? — Buyurunuz efendim. Burası, ikisi büyücek, dördü küçük, altı odalı bir daireydi, banyosu, mutfağı, aptesanesi de orta halliydi, çıktık, komisyoncu | izahat verdi: — Altı katlıdır, beher dalre- si ayda 75 lira getirir, senelik geliri 4500 liradır. Bu miktarın 1000 lirası vergiye, sigortaya ve masrafa gider, elde 3500 lira kalır, fiatı ise 35000 liradır, yüz- de on faiz getiriyor, demekiir, Çıktık, ve sıra ile (11) apar- tıman gezdik. Yalnız bunlardan 10 uncusunun merdiveninden ini- yorduk ki yukarıdan şakrak bir kadın kahkahası işittim, başımı Tstanbulda yeni odcut Bbulan apar, tıman mahallelerinin son şekli kaldırarak baktım, çok yakından tanıdığım bir dostumun karıtı idi. O beni görmedi, ben de kendimi tanıtmıya luzum görmedim. Bu tesadüften sonra İstifade ede- cektim, * Komisyoncu bana gösterebile- ceği bütün apartımanları göster- dikten sonra hangilerini seçtiğimi sordu, defterime not etmiştim: — Birinci ile 9 uncuyu dedim. Birinci beher dairesi 6 odalı olandı, 9 uncu da başka bir semtte Üç katlı ve beher katı üç odalı küçük bir şeyl * Ertesi sabah komisyoncunun yazıhanesinde birinci apartımanın sahibi Birbiryan Efendi ile buluş- tuk, bu zat alış veriş projesinden daha evvel haberdar edildiği için tapu senedi ile apartımanın plânını hamilen, dokümante olarak gek mişti, ve ihtimal komisyoncudan benim ateşli bir müşteri olduğu- mu da duymuştu: — Efendim, pazarlık üdetim değildir, diyordu, 35,000 liradan aşağıya — veremem, — esasen bu apartıman bana ( 40,000 ) liraya maloldu, — bu kadar ziyan bile tahammül edilecek şey değildir. * Ben apartımanların nasıl alınıp nasıl — satıldığını okuyucularıma anlatmak — merakına düştüğüm zaman dostum mimar Abdullah Ziyadan bir binanın kıymetinin nasıl takdir edilebileceğini sor- muştum. O da bana takribi ola- rak — tatbik edilebilecek bir ölçü vermişti, bu malümata malik olduğum için - satıcıdan binanın mesahasını sordum: — Cephesi 8, — derinliği 14, “dedi. Plâna baktım, doğru İdi; — O halde konuşalım, lütfen bana söyler misiniz, Bu bina, size neden 40,000 liraya malolmuştur. Görüyorum ki bir katının mesahası (112) met- redir, beher metresi (20) liradan 2240 liraya çıkar, bu hesapla 6 katı 2240X6, müsavi(13,440) lira eder, haydi bodrumu ile çatısı için de bir kat parası olarak 2240 lira daha koyalım, yekün (15680) liradır. Arsanın — fiatına gelince o da 8000 liradır, yekün ancak (23,690) lirayı bulur, ara- daki fark nedir? Birbiryan — Efendi kâğıtlarını toplayarak: — Benim satılık malım yok, dedi, iki — cambaz bir ipte oynamaz! Ve o zaman anladım ki, Bir- biryan Efendi, (tabli bu isim de- giştirilmiştir, aslı başkadır) haki- katta bir çinka taciri imiş, fakat çınko — ticaretinde iş — azahnca apartıman yaptırıp — satmaya koyulmuş ve Allaha şükür bur dan da memnun, geçinip gidiyor- muş | * Az evvel bir apartımanda yakından tanıdığım bir dostumun refikasını gördüğümü söylemiştim ya, ertesi gün bu alleyi ziyarete gittim ve oradan öğrendim ki, bu satılık apartımanlardan bazıların- da oturanların konturatları, bilil- tizam fazla yazılmıştır. Maksat kirayı fazla gösterip kıymeti artır« maktır. * Bu tetkikten çıkan netlce şu- dur: İstanbulun bazı semtlerinde yer yer bina yükseldiğini görür- seniz bunların hepsini de bir aile- nin dişinden tırnağından artırılmış paranın mahsulü sanmayınız, bir- | halde muamele ikmal edilemedi ee ef Faşr ll Kari Mektup l Ortamektep Şahadeti namesi Mi, Lise So Sınıf Tasdiknamesi Mi Büyüktür? © Orta Ticaret - mektebi mezus nuyum. Liseye naklettim. Som sınıfa kadar okudum. Bu esnad gümrükte bir kâtiplik inhilâl eti ben de müracaatla imtihana lip oldum. Başmüdür Bey ort! mektep — şahadetnamesi — iste Kendisine lise son sınıfından al dığım tasdiknameyi” verdim veki dedim ki: b — Bu lise son sınıf tasdiks<l! namesidir, ortamektep şahadat namesinin — fevkindedir. — Fakat Müdür Bey cevap verdi: — Senin için öyle amma bes nim ıçin değil, ben mulııkkılı?ı ortamektep şahadetnamesi İsterim. Ve beni elimde lise son sınıfa: tasdiknamesi —olup — ortamektepi şahadetnamesi olmadığı İçin im< tihana sokmadı. Ben şimdi fazlati okumuş olmanım cerasımı çek:q bir genç vaziyetindeyim. Trabzon Ortahisar, Eskisaray p mahallesinde Bekir *r. Seri Muamela | Ben Kırıkkalede bonmarşecilik ve otelcilik yaparım. Ankaradal namıma iki sandık eşya göndes« rilmiş, fakat adres noksanı yü«< zünden bu sandıklar bana teslim edilmemiştir. Aradan tam dörtfü ay geçtiği, adres tashihi için Ankara ile muhabere yıpıldığıg $ ve dört aydır eşyalarım bana|, teslim olunmadı. Garibi şu ki şimdi benden dört aylık ta ardiye ücreti İstiyorlar, Kırıkkale bönmerşesi Sark öteli watimbi Rozer| Cevaplarımız Kadıköy erkek lisesinde Sadettim; Btendiye; t İstanbul kumandanlığına mü- L racaatla şikâyetinizi bildirmente(| muvafı'- olur efendim. * | Şehir tiyatrosunda Nihat Beyer — |) Resminizi basmak ve istedie ğginiz bir anket açmak mümkün değildir. Sizin Şehir tiyatrosune ti daki vazifenizde muvaffak - olma:- nızı temenni ederiz. Sahnede elde edeceğiniz muvaffakıyetler - dolav izl yısile de resminizi gazetemizde h her zaman ve memnuniyetle ba çi sarız. Sizin şuna veya buna bens zemeniz bir kıymet ifade etmez. Kıymet sizin muvaffakiyetinizde- dir. Şuna veya buna benzemek & suretile övünmek te doğru değile dir. Söylediğimiz gibi - muvaffale olmıya ve bu muvaffaklyetlerle gazete sutunlarında başlı başıme za yer almıya çalışınız. | * ğ Ş.N.A. işaretile birimtihan hakkında, Adanada dilimiz hakkında Salih Yusuf , imzasile, Niyazı imzasile aakerlik işlerk »j hakkında mektup gönderen karilerimize: İmzasız ve adressiz ve yahut bunlardan biri eksik olan mek- | tuplar neşredilmez, bunlara ce- J| vapta verilmez, Temenni veya şi- "| kâyetlerini bildiren karilerimizin "| hüviyetlerini saklamamalarını bil« "| hassa kayde lüzum görürüz. T * Nişantaşında Kodaman caddesinde Fi Ahmet Şükrü Elendiye: lcra reisi Kemal Beye müra« catle şikâyetinizi bildiriniz, mu- hakkak bir netice alırsınız efendim " ve şimdi Istanbulim bellibaslı P tHicaret şubelerinden biri de budur. & » |