4 'Sıyfı Memleket Manzarası Estel Köyünde Öz Dil Çalışması Mardin ( Hususi ) — Estel 500 haneli bir köydür. Beş sınıflı ve üç muallimli bir mektebi vardır. Halkın ana İlisanı arapçadır. Bu çevrede vaktile ihmal edilmiş öz dilimizi; halk arasına yaymak ve kültürümüzü yükseltmek gayesile iki sene evvel mektep yavruları arasında bir « Törk dili grup . © teşekkül etmiş ve bu mihver etrafında — faaliyete geçilmiştir. Bu grupa kendini aza kaydeden talebe, grupun bütün şeraitini kabul ettikten sonra sokakta, pazarda, arapça konuşan anne ve babalarile türkçe konuşacağına bütün talebeler karşısında ant içmek suretile sözünde — durur. Mektepçe alınan terbiyevi tedbir- ler neticesinde mektep yavruları az bir müddet zarfında türkçe ko- nuşmaya başladıklarını ve bu te- şekkülün emin adımlarla yürüdüğü- nü ve bundan müsbet neticeler alın- dığını gören idare ve ilk tedrisat müfettişi Sabri Bey, muallimlerin mesaisini takdirle karşılıyarak (bu teşekkü'l merkez ve mülhakat mekteplerine de teşmil etmiştir. Gittlikçe faaliyeti devam et- mekte olan Estel Dil grupunun faaliyet ve mesaisi muallimlerin rehberliğile bütün gençleri alâka- dar etmiş ve gençler arasında da bir. “Türk dili yapma cemiyeti,, teşekkül edecek her iki grupun faaliyeti bir sahada iç içe devam etmekte olduğu, bugün ana lisan Arapça olan *2500,, nüfusu mü- tecaviz Estel halkının yüzde yet- miş beşi öz Türkçe dilimizi ko- nuşmaktadırlar. Bu sahada başmuallim beyin ve arkadaşlarının mesaisi takdire şayandır. Nazillide Bir Tahsildarın Parasını Çalan Hırsız Yakalandı Denizli (Hususi) — Aslanlı bahçeleri arasında İsmail isminde bir seyyar satıcı Maliye tahsil- darı Nuri Efendinin elli lirasını aşırmıştır. Nuri Ef, Aslanlı kö- yünde gece yatarken yanındaki paralardan (150) küsur liralık bankanotu yatağıinın altına, bir kısım paraları da ceplerine yer- leştirmiş, (50) liralık kadar ufak para kesesile tabancasını da ya- tağının yanına birakmış ve yat- mıştır. Satıcı İsmail o gün Bere- ketli ve Hamzelli köyleri tarafın- dan Nazilliye dönerken tahsildarın | yatmak Üzere hazırlandığını gür- müş ve gözetlemiş. Herkesin uyu- duğuna kanaat getirdiği bir sıra- da bahçeye girip ufak para kese- sile tabancayı almış, savuşmuştur. Sabahleyin Nuri Efendi vaziyeti anlayınca köy muhtarını işten haberdar etmiştir. Köylüler el birliğile harekete gelmişler. Bah- çeye giren ve çıkan izleri takip ede ede bırsızlığı yapan İsmaili Bereketli köyünde yakalamışlardır. Meğer İsmail parayı çalınca gece Nazilliye gitmiş, paranın dört liras'le kendisine satılık ufak tefek eşya almış, paranın geri- sini de evinin bahçesine gömerek sabahleyin erkenden yine Bere- ketli tarafına ticarete çıkmıştır. Ismail herşeyi söylemiştir. Hırsız Adliyeye teslim edilmiştir. Ismail daha evvel de Bozdoğan tarafın- da geceledigği bir evden birkaç #şya aşırmış ve yakalanmıştı. A Edirne İmar Ediliyor Selimiye Camiinin Etrafı Açıldı, Taşlımüsellim Suyu Da Şehre Akıtılıyor Edirne, (Hu- . Vuramadı. Hü- susi) — Her han- | cum kit'aları bu gi cepheden ba- ASN maniaya dayan- kılırsa — bakılsın — — y dığı vakit te ve- güzel Edirnenin saiti maniayı ateş- tam yerinde inşa ledi. edilmiş; — Türk *“Meriç- Tunca yurtlarından — Ö- ğgüttürücü güzel bir şehir oldu- ğuna hükmedilir. Etrafı bağlar ve ağaçlıklarla; cephesi Meriç - Tunca - Arda nehirlerile — süs- lenmiştir. — Ovaları mümbit, ot- lakıyeleri pek - bereketlidir. Bu ezeli Türk şehri vatan aşkını her an gösterip okutturmaktadır. Edirne, üzüm - tereyağ, pey- nir, kaşar peniri, fasulye ve hu- bubat eaire - istihsalâtının nefase- tile meşhurdur. Yakın bir zama- na kadar birtakım belde ihtiyaç: ları arzeden şehir belediye reisi Ekrem Beyin isabetli tedbirleri sayesinde bu ihtiyaçlardan yavaş yavaş vareste kalmaktadır. Asri ihtiyaçları ikmal edilmiş. Şimdi- den en mübrem ihtiyaçtan olan sıhhi su getirilmek Üzere canlı faaliyetler başlamıştır. Bu da yakın bir atide bitecektir. Taşlı- Müsellim — gibi membaları ve balkan suları olan Edirneye ge- tirilen su şehri cidden ihya ede- cektir. Asri ihtiyacata zt ve menfi olan lüzumsuz yerlerin plân dairesinde — tanzimi ameliyeleri şehri daha ziyade güzelleştir- mektedir. — Selimiyenin — mimart manzarası ve şehrin güzelleştiril- mesine âmil olmak Üzere etrafı- nın açılarak müşahede ve keşfe müsalt kılınması belediye faali- Himayei Etfalin Yardımı Ankara, 2 (A. A.) — Himayei | Etfal Cemiyeti umumi merkezi | 1 Eylâl 1934 tarihinden, 1 birin- citeşrin 1934 tarihine kadar 2433 çocuğa yardım etmiştir. Bunlardan 5T1 hasta çocuk ve kadın, umu- mi —merkezin — polikliniklerinde muayene ve tedavi edilmiştir. | Ayrıca” diş — muayenehanesinde 920 çocuğun dişleri muayene ve tedavi edilmiştir. 792 çocuk ve anne umumi merkezin banyola- | yından istifade —etmiştir. Süt damlası kısmında da hergün süt alan çocuğa 1730 kilo bedava süt tevzi edilmiştir. Umumi mer- keze müracaat eden beş fakir çocuğa para yardımı yapılmıştır. Kastamonu Panayırı Kastamonu, 3 (A.A.) — Taş- köprü panayırı açılmıştır. Panayır 4 gün sürecek ve şonuncu gün büyük pehlivan güreşleri yapıla- caktır. Panayıra yakın kaza ve vilâyetlerden birçok alıcı ve satıcı gelmiştir. Siverekte Yakalanan Kaçakçılar Siverek, (Hususi) — Gülabi mahallesinde Zülfikar oğlu Silo ile Viranşehrin Demo köyünde Silo oğlu Demo 6 deve yükü eşya ve silâhlarile kaçak nak- lederlerken yakalanmışlardır. Ay- mca bir deve yükü kaçak şeker yakalanmıştır. — Vacık Faik Edirneden bir görünüş yetinin başındadır. Edirnenin bu ehemmiyetli tarihi Türk şehrinin açılmasına vücutle- rini temel yapmış tarihi şahsiyet- leri dahi bir hatırai minnetle anmak elzem bir vazifedir. Edirne birinci Murat zamanında Türke geçen bir şehirdir. Balkan fütu- hatı buradan başladığı için tarihi ehemmiyeti vardır. Açı'masından evvel şehir şimdiki kale içinde etrafı cesim ve kâbusâsa surlarla çevrilmişti. Zamanının fenni harbin- ce ehemmiyetli müstahkem bir şehirdi. Tarihin garip bir tesadü- füdür ki bu şehir milâttan iki buçuk asır evvel (Oriyanos) ismin- de Romalı bir kıral tarafından inşa olunmuştu. Asırlardan sonra Türklere geçtiğine ( Oriyapolos ) isminde bizanslı bir kıral bulunuyor- du. İsimlerdeki müşabehet şayanı dikkat garibelerdendir. “ Orya- polos,, çok dayanmıştı. Şimdiki Sazlıdere köyünün — önünde bir meydan muharebesini kabul etti. Süvari — ve piyade hücumlarını durdurmak — için arabaları buna mümasil vesaiti maniayı cepheye yığdı. Fakat Türk savletini dur- Arda, nn ka- vuştukları yerde bir balıkçı — ka- yığına atlıyarak sernigün olan kı- ral mukaddera- tından evvel canını kurtarmak sevda- sına düştü. İnoza çıktı. Çok yaşamadı. Öldü. Inoz kalesinin önünde bir işaret höyü- ğünün tepesine gömüldü. Kıralın kaçtığı bu yere bülbül derler. Bunu aslı Belbandır. Bu cephede Belban Bey kuvvetleri vardır. Isim tahrife uğratılmıştır. «Edirne» Lala Şahin Paşa, Dimetoka Fa- tihi Hacı İl Bey ve Ahiler Türk- leri ümerasından Belban Bey, Mehmet Bey, Kara Hamza Bey, Yakup Bey, Ali Bey, Kara Bey Han, Mutlu Bey ve sair kuman- danların — kuvvetleri — tarafından açıldı. Mehmet Bey Sağ kolunu kaybetti. Uzunköprüde yatmak- tadır. Kara Hamza Bey sol ba- cağını kaybetti namına okunan Kavaklı kazasından Kara Hamza köyünde yatmaktadır. — Belban Bey şimdi Bülbül denilen yerde şehit düştü orada gömüldü. Şanlı şöhretli Türk tarihine malik Edirne şebri Türk vatanı olarak doğdu. Küre yaşadıkça Türk vatanı ve Türk haritasında en mukaddes bir belde olarak yaşıyacaktır. Bu tariht Türk şehri şimdi de asrın terakki ve tekem- mül icaplarına uyarak Türk dün- yasına hakikt bir inşirah veriyor. Nurettin Fikri Samsunda Gazi Parkı Samsun ( Husust ) — Bir iki sene evvel dikenli ve kasvetli ağaçlarla bir mezarlık halinde olan Gazi parkı şimdi Samsunun en güzel zineti, Samsunluların en çok sevdikleri mesiresidir. Gazi parkı aymı zamanda Samsunlular arasındaki sınıf far- kını ortadan kaldıran bir yerdir. Burada bir kanepede cemiyetteki mevkli en yüksek olan bir zatı, yanındaki kanepede de cemiyet- teki mevkü en mütevazı olan bir adamı görmek mümkündür. Parkın muhafazası hakkındaki ihtarlar da çok zarif bir şekilde yapılmıştır, çiçek tarhlarının orta- sındaki küçük ve zarif levhalarda ihtar mahiyetinde şu küçük mısra- lara tesadüf edilir: Koparma! Bülbülü ağlalma, gülsün, eğlensin Koparma! Çünkü bu parkın sahibi #ensin S Koparma! Belki gelindir, bükülmesin boyau Koparma! Bir iki gündür bu — vuslatın da sonü Samsunun — Gazi heykeli de bu parktadır. Bu heykelin bütün Türkiyede bu şekilde bir eşi daha yoktur. Heykelin kaidesinde şu cümle yazılıdır: * Vatandaş! Milli mücadelede vatanı — kurtarmak için Büyük Gazi 19 Mayıs 1919 da buraya çıktı. » Taşköprüde Fenni Mozbaha Kastamonu, 13 (A.A.) — Taş- köprü Belediyesince bir fenni ı mezbaha inşaatına başlanmıştır. # Birinci teşrin 4 Firdevsinin Hicviyesi Bütün medeni âlemde ansızın” bir yeni şöhret oluveren Firdevsi, — malüm olduğu üzere Horasanlıdır. Adı Ebülkasım Hasandır. Babası Firdevs adı taşıyan bahçede çalışıyordı. Firdevsi, o bahçeye nisbetle kendine bir mahlâs edindi. Gazneli Sultan Mahmut, İran tarihini nazma çektirmek için kudretli bir şair arıyordu. Tesa- düf, Firdevsiyi onun önüne çı- kardı. Bu tesadüf, Gazne Sulta« nının Üç şairi ile Firdevsinin bir bahçede karşılaşmasından ibaret- tir. O üç şair, dördüncüsü bu- lunmıyan bir kafiye seçerek birer çup etmek İstemişlerdi. Firdevsi, — o kafiyenin - İran tarihindeki vukufundan — istifade —ederek - — dördüncüsünü —buldu, Üüç şairi — utandırdı, üstelik hükümdar ile de tanıştı, şehnamenin yazılmasını — üzerine aldı, Sonra para yüzünden hükümdar ile arası açıldı, Gazneden savuştu. Bin senedenberi dönüp dolaşan rivayete göre Firdevsi Gazneden ayrılırken Sultan Mahmudu hlc- vetmiştir. Bu hicviye pek meş- hurdur. Eya şüh Muhmudu kişver küşa Zimen ger netersi, bilers ez huda! Beytile başlar. Bir yerinde * otuz yıl zahmet çektim, üzül- düm. Fakat İran dilini, İranlılığı dirilttim,, diye bağırır ve bir sıra- sını düşürerek “sen padişah zade olaydın, anan padişahtan seni kazanmış bulunaydı beni incitmez- — din. Fakat sen piçsin;, der. Hic- viyenin bütün kuvveti, kıymeti, ehemmiyeti de şairin ©o kudretli hükümdara piç diyebilmesindedir. Bin yıla yakındır, bu hicviyeye şark edebiyatında büyük yer ver- miştir, bir şair ruohunda bu kadar celâdet yaşaması hayretler ve ibretler — uyandırmıştır. son tetkikler ispat etti ki zavallı Firdevsi, böyle bir cür'et göster- miş ve bu hicviyeyi yazmış değilk- dir. Manzume, sonradan uydurul- muş, şaire mal edilmiştir. Bundaki maksat ta Şehnameyl yazdırmak şerefini taşıyan Sultan Mahmudun ,kıymetini biraz küçültmektir. İngiliz müsteşriklerin ortaya koydukları bu delile müstenit hükmü kabul etmemeye sebep yok. Çünkü Hindistanın - altını — Östüne getiren Gazneli Sultan Mahmuda piç demek, bir değil on bin Firdevsinin de elinden gelemezdi |.. M.T Kastamonu Elmaları Kastamonu, 3 (A.A.) — Tat- bik edilmekte olan elma talimat- namesine göre vilâyetin her tara« fında dünden itibaren elmaların toplanmasına başlanmıştır. Bu se- neki elma mahsulü geçen sene- lere nazaran hem bol ve hem de daha güzeldir. İstihsalât yekünü bu sene $ milyonu geçeceği ane laşılmaktadır. Henüz- elmanın pi- yasası yoktur. Çankırıda Buğday Mübayaası Çankırı, 3 (A.A.) — Ziraat Bankası tarafından — alınmakta olan buğdayların 15 günde ye- künu 300 tonu geçmiştir. İskilip, Tosya, Kalecik, Sungurlu kazaları çiftçileri hergün pazarı doldur- maktadır. Şimdiden ikl caml buğday ile dolmuşlur. Yer teda- riki için alış biraz ağırlaşmışlır. Halbuki —