20 Eylül 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

20 Eylül 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— Pişirdiğim yemekten şikâyet etmiye hiç h k kın yok, etleri kesmekte bir parça güçlük çekiyor- san da © da spor yerine geçiyor. — Bu köpek ne kadar alçar.. — Zararı yok, çünkü daima düz yerlerde av- sanıyorum ! Benim sarı papatyem Saçların sarı ipek, Ne höştur biliyorum İçimde vardır istek; Okşamak diliyorum.. ! G US A N elf l Güzel Fıkralar | | Hemen — Yine dışarda yağınur ya- ğıyor, herşey yeniden tazelenecek.. | karıcığım | — Ne duruyorsun hemen yağınura çıkıver! Yarınız Zengin Bey, ğırdi: — Orada kaç kişisiniz? — Üç kişiyiz efendim! — Yarınız buraya gelsin! Haklı ba- uşaklarına Bir zenciyi ameliyat edecek- | lerdi, bayılmadan evvel zenci ope- ratöre yalvardı: — Çok rica ederim doktor bey, beni kesdikten sonra beyaz iplikle dikmeyin, siyahın Ustünde beyaz çok çirkin durur, Ne İyi Yirmi yaşındaki oğul, elli ya- şindaki babasına sordu: — Baba sen de gençliğinde borç eder miydin ? — Ederdim amma oğlum se- nin gibi değil ! : — Ya nasil? — Benim borçlarımı -babam öderdi. — Bu şapkayı aldığına çok iyi ettin karıctığım. Yağmur yağdığı zaman ikimiz birden altına girer ıslanmaktan kurtuluruz | Üğrendim alan almış, Bendeki de tabh mi? | Yok! | ben de n al almış; eftali mi? İMSET oŞ A melerı Bir erkek . bir kadınla — gözle anlaşabilir, fakat sözle anvlaşamaz. * Kadının fendi cıikeği — yendi.. İsbake ; eat aN? Yoksa aksini iddia — ederim. E.xeğin — fendi kadım yendi. — ——— Var Ya Bir doktor söyledi: — Hiçbir doktor namına Abi- de diktiklerini görmedim! Cevap verdim: — Dünya yüzünde milyonlarca mezar taşı varya! Duymak, Görmek Mektep yatakhanesinde — ço- cuklar konuşuyorlardı. mubassır içeriye gird: — No oluyor, bu ne gürültü?. Dedi, arkadan ilâve etti: — Beş dakika sonra tekrar geleceğim. Elektrik — İnmbasının sönmüş olduğunu görmez, sizin sustuğunuzu duymazsam hepinize ceza yazarım. [ Vecizeler | Bir ayyaşa sor- dum: — Harflerden en çok hangisini seversin? — Y harfinil — Neden? — Çünkü ka- dehe benzer.. * Sırma saçlıla- rın gözel olma- yacaklarına bir şabit — buldum. Beyoğlunda bir mağazanın came- kânındaki — saç- ları hakiki sır- madan yapılmış manken.. —inan- mazsanız — gidin görün! — Bana biraz bikarbonat verir misiniz, çok ba- hk yemek mideme dokunuyor.. — Çok balık mı yediniz ? — Hayır henüz yemedim, deniz kenarına - tut- mıya gidiyorum. Hanım — Eski bulunduğun yerden nıçin çıktın ? Hizmetçi — Ben evde yokken, hanımefendi elbiselerimi giyiyordu. Bu yüzden çıktım ! ATIVERSEM Âşıkları başımdan, Sat satı satıversem.. Hepsine şimdi aman; Çat çatı çatıversem. Aklıma gelse yine; Şöyle diyip birine, Kızdırıp - birbirine Kat katı katıversem. Nimot Mustafa — bizi kıskananlar bu hâlimizi görmesinler, aralarına kara kedi girdi diye sevinirler! | yom yaşlı adama: | ne soralım! KARA KIZA Göz kara, saçlar kara; Kara amma tadı var; İnanmam boş lüflara, Boyazların adı var.. Sen herkese bedelsin.. Sözüme inan kızım; Dünyada en güzelsin.. (Vacizeleri Dünyada ka- dın bulunmasay- dı, şair de bulun- H mayacaktı. Biz de tıraştan kur- tulmuş — olacak- | tık! Kesemde para yokken yanıma sokulmayın.. ge- lâm verirsem parasını İsterim. Ne Soralım İspirtizme yapıyorlardı, med- — Evvelâ karınız geldi, dedi, — Kışlık fanilemi nereye koy- müş olduğunu sorun! Hayır Karıkoca sinemadan döndük- leri zaman evlerinin soyulmuş ol- duğunu gördüler; erkek : — Karakola gidiyorum.. Dedi, kadın sordu : — Hıirsızın evimizi soyduğunu haber vermiye mi? — Hayır, hırsız elektrik lâm- basını burada unutmüş, bu lâm- bayı buldüum — sahibi — çıkarsa verirsiniz diye teslim edeceğim | |Vecizeier Bir erkek, se- vivorum, — derse aptaldır. Bir ka- din — seviyorum, derse iş değişir. Çünkü yalan söylüyordur. * Kahve rengi kostüm giymeyi herkes — sever amma kehve rengi — kadınla evlenmeyi seve- | cek çok yoktur. x Bir kadın kan- dırdım, diyenler, kendilerini alda- tıyorlar. Kadın onlar kandırmış değil, kadınonları kürkünü almayı unutma, kandırmıştır. koyar, kuyruğunu Doğruyum bü an kızım, — 4 Ne hoştur senin hele; İkide bir gülüşün.. Kıvraktır hele hele; Bağladıni sana gönül; Kıyır kıvır kara kız; Bu sözüme haydi gül Kıkır kakır kara kiz! IMSET Hoş Sözler Olmadım Moiz, Kohene söyledi : — Babam iflâs eder deli oldu.. — Borçlarını sen mi ödedin? | — Ben mi, yok ben deli oF madım ! etmef Nasıl ' Yaşlı kadın fotoğrafını çıkar” tacaktı; bir fotoğrafhaneye gitti — Gençler gibi fotoğraf ç" | kartmak iİstiyorum!. Dedi, fotoğrafçı yüzüne baktit — Elinize bir çemberle, bif deynek verip fotoğrafınızı öyl* çeksem nasıl olur? Şimdiden Bir aile babası, vapurda yük* sek sesle anlatıyordu. Kulak kâ* barttım: — Azizim, diyordu, bu küâ* dınlar çok tuhaf mahlüklardır: Düşünün bir kere benim karilf hergün yüzünü gözünü boyar, bü kâfi değilmiş gibi şimdi bir d€ kızıma podra sürmiye başladı.. Dinliyenlerden biri sordu: — Kızınız kaç yaşında dır? — Hentüz bir aylık! her gün yıkadıktan sonra podra sürüyor. — Ava gittiğimiz gün, yakana koyduğun tilk dönüşte Av çantamızi * da meydanda bırakırız |

Bu sayıdan diğer sayfalar: