20 Eylül 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

20 Eylül 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| Siyaset Âlemi Dünya Silâh Ticaretinin | İçyüzü Silâh ticareti hakkında tahkikat Yapan Amerika âyanının teşkil etliği komisyon, hergün yeni yeni bir takım | ikikatlerin — meydana — çıkmasına | Vesile oluyor. Bu hakikat © kadar | Acıdır ki dünyanın — silâblanmasında büyük mes'uliyetleri olan beş devlet; ftahkikat — zabıtlarının ifşa edilmesi Yüzünden Amerika hükümeti nezdin- de teşebbüs ve protestoda bulunmuş- tdır. Çünkü şimdiye kadar dünya *#kârına akseden hazin tafsilât, henüz torbada saklı duran acı malümattan Pek çok azdır. Bundan sonra - ifşa *dilecok olanlar bütün bir insaniye« fin yüzünü kızartacak şekil ve mahi- Yöttedir. Bu suretle öğresmiş olduk | ki yeni ve eski dünya silâh fabrika- | 'tı, bütün dünyayı menfaat sahasına | faksim etmişler. Herhangi bir - fabri- kanın kendi sahasında bulunan - bir devlete bir başka fabrika silâh ve mü- ilmmat satacak olsa komisyon vermek mecburiyetinde bulunuyormuş. Meşhur Bazil Zaharof bu yüzden cebine mil- Yonlar atmış. Gerek şimalt Çin, ge- Tek cenubi Çin hükümetlerine satılan tilahların mukavelesi münasebetile birçok Çin Jeneralları, birçok —mil- Yonları kıvırmışlar. Buenos Ayres civarında bir barıt deoposu tesisi meselesi Arjartinli bazı İenerallere bir hayli menfaat temin ttmiş. Mamafih Arjantin hükümeti dahi 't Jenerallerin isimlerinden bihaber- dir, Amerika- hükümetinden, Âyan Somisyonu Öönünde ifşa olunan bu İsimleri istemek — tasavvurundadir. 'undan başka, komisyona daha feci hakikat haber verilmiş. O da #udur: Çin bükümeli, bir kasım arazi- tinde vukua gelen — katlığı - gidermek için Amerikadan buğday yardımı gör. '"_ılı— Fakat bu buğdayları gıdasız Çin halkına dağıtacak yerde İtalyaya Yermiş; karşılık olarak #ilâh almiş. Filvaki gerek Çin maliyesi, gerek Arjantin — Milli Müdafan — Nezareti, AÂmerikan tahkik komisyonu nezdinde Yapılan — ifgaatı tekzip etmişlerdir; fakat bu tekzibin şekil ve mahiyeti Nt olursa olkun, bugün, dünya sulhunu tehdit etmekte olan biır tehlike vardır | © da silâh ticarethaneleridir. Bun- Srin muazzam sermayeleri, dehşetli teşkilâıları, her tarafta göstere- Aşk Gençlerindir No.22 20 -0 - 934 Hallerine bakmazlar, bir de evle- € yemeğe misafir davet ederler. İş orada değil, -alemin pırlanta gibi eli ekmek tutmuş - oğlunu vle geçirmek... Hah, bah, hah... ağma yok. Ben adama öyle '“'lly kolay — çöpsüz. — üzüm Yütturmam. Bana adile, sanı ile T'lkıuplı Huriye teyzenin kızı ibe derler. Benimle şaka ol- ı::"' kAu'hlllıh bayramlıklarımı akınırsam o Leylâ aşiftesile anasını bütün Kadıköyüne rezil, rüsvay ederim, Hasibe hanım adeta kavga der gibi yüksek sesle konuşurken annesinin bu heyecanmdan birşey anlamiyan Türkân aşağı inmişti. — Ne var, anne, ne oldu! Diye sordu. - Hasibe hanım öyle bir hâle gelmişti ki kim dokunsa boşana- Caktı. Şimdiyekadar kızından sak- ladığı bu meseleyi artık ona da açmakta belis görmedi. Zaten buna imkân yoktu, Çün- Ü genç kız demindenberi anne- $İnin savurduğu cevherleri din- leyip duruyordu. Japonya Ne Yapmak .Emelindedir ? Cenubi Amerika İle Avrupa ia BN S HARİC Tokyo, 19 (A. A.) — Hariciye me- zareti namına söz söyliyen bir zat hükümetin, harp aleyhine olarak İn- giltere ve Amerika ile yeni misak- lar yaptığı haberini tekzip etmiş ve demişlir ki: “—Japonya, Vaşington muahedesini tadil edecek veya onun yerine ye- çecek bir deniz muahedesi yapmıya karar vermiştir. Gelecek sene yapı- lacak olan deniz konferansının aka- mete uğraması ihtimaline karşı has zırlanmakta değildir. Büyük Yangının Korkunç Neticesi 2000 Kişi Açlıktan Ölmek Tehlikesindedir Nevyork, 19 (A.A.) — Dün, yangın neticesinde harap olduğu bildirilen Alaskadaki Nome gehri şimdi de kıt- lık tehlikesine maruz bulunuyor. Bir- çok gemilere, şehrin 2000 kadar nü- fusuna, derhal ertak yetiştirilmesi emri verilmiştir. Şimdiki halde, Nomede yiyecek ve içecek halka azar azar dağıtılmaktadır. Ahali, her türlü yağ- maya mani olmak için, husus! devrie yeler teşkil etmişlerdir. Yangın, bir ahşap evin damına sıçrayan bir kıvılcımdan çıkmıştır. mevcut Arasında Posta Stuttgart, 19 (A. A.) — 14 Eylâl saat 9-4ö8 te Brezilyada Nataldan haraket eden Cenup Amerikası por- tası dön akşam sant 19-22 de buraya muvasalat etmiş ve programdan bir gün evvel Avrupadaki mürselünileyh- lerine tevri edilmiştir. bilecek tröstleri — vardı Devletlerin içinde devlöt kuracak kadar kudret gösteren bu teşkilâtın zehirli dişleri- nin sökülmesi ve silâh — ticaretinin millileştirilmesi zamanı artık gelmiştir. Bu yapılmadıkça, dünya milletlerinin rahat ve huzuru Üç, beş işkembesi | gişkin, ensesi kalın silâh Fabrikatoru- | nun keyif ve menfaatine bağlı kala- | caktır. Hangi vicdan bu alçaklığa | müsaadâ edebilir? — Süreyya Burhan Cahit Hasibe Hanım herşeyden ev- vel kuruyan dudaklarını ıslatmak için kızından biraz su istedi. Bir iki defa geğirdi. Sonra — yumruklarını kapiya doğru uzatarak söylenmiye baş- ladı : — Ananın seni ne kadar dü- şündüğünü sonra anlarsın.- İnsan karşısındaki anası değil yedi kat el olsa suratına böyle kapı çekip gitmez. Ah analık, ah amnalık. Aylarca karnında taşı, büyüt, sonrü yıllarca emek ver, hasta- lığında, sağlığında üstüne titre.. Babası ölünce aman yetimlik acısı duymasın diye varını yoğunu sat.. El kahrı çek. Elindekini ve avucundakini harca.. Sonra tam mürüvvetini göreceğin, ekmeğini yiyecek zaman vürsun kapıyı su- ratına, defolsun ğitsin... Hey Reşit hey.. Bütün bu — yaptıklarının acısı burnundan - fitil fitil gek mezse bana da dertli Hasibo demesinler. Nah işte buraya yazıyorum. Bu oğlanı anasına âsi eden, © kaltak aşiftenin yüzün- den ölüm Allahın emri rahat | AUA YU Kareran — |Felemenkte Kızıl Hare- keti Tekrar Başgösterdi Mecliste Kırali;enîn_ Nutkunu Kestiler B A G Goçende Felemenkte komünistlerln ihtilâline karşı tanklar vasıtasile girişilen bastırma harekelinden bir görünüş Lahaye, 19 (A.A.) — Holanda par-« lâmentosunün — Kıraliçe — Vilhelmin tarafından açılma merasimi esnasın- da, Meclis binasının önünde nümayiş yapmıya kalkışan üç komünist, ora- daki halkın hücumuna uğramış ve zabıtanın müdahalesi sayesinde — güç- 'Rusy;;iın M. Cefniîeîine— Girmesi İyi Karşılandı | Cenevre, 19 (A. A.) — Akvam cemiyeti heyeti umumiyesi 3 muhalif 7 de müstenkif reya karşı 39 reyle Sovyetlerin cemiyett kabulüne karar verdikten sonra, tevcih etmiştir. Bu tevcihin aleyhinde rey veren olmamış ise de, yedi dev- let müstenkif kalmıştır. Yugoslavya Da Memnun Be'grat, 18 (AJA.) — Sovyet Rus- yanın Milletler cemiyetine kabulü siyasi mahafilde büyük bir meomnuni- yet uyandırmıştır. ' Yugoslavya Rusyaya gömlerilen | davetnameyi imza etmok. ve cümiyete etmeyecek... Analar herşeyi zama- | nında görür anlar amma ne çare, Hasibe Hanım karşısında hay- retle ve korku ile kendisine ba- kan Türkâna döndü: — Gördün mü ağabeyin ola- cak itin bu sabah bana yaptığını erken erken kalktım. Cüzel güzel çayını hazırladım. Çıkarken de: — Aman evlâdım, Akşama erken gel, Seninle hayırlı bir şey için görüşeceğim, dedim. Maksa- dım bizim Kaymakam Beyin hanımı onun için münasip bir kız bulmuş. Ondan bahsetmekti. Daha lâfımı bitirmeden — ifrit kesildi: — Ben evlenecek değilim! Dedi ve kapıyı çat diye sura- tıma kapadı, defoldu, gitti. Hem ağabeyinin böyle şey yaptığı var mıydı?.. Türkân zaten vaziyeti anla-. mışt.. Kapı bir bomba gibi patlamıştı. Hattâ karşıki eve süit veren Malatyalının korkusundan elindeki güğümü yere düşürdü- ğünü — pencereden — görmüştü. Hasibe Hanım onun cevap ver« mesini beklemeden kendi - izah ettir — Amma sebebini ben bilmiyar muyum sanki!. Kaç kere söyledim, şu Leylâya sık sık gitme, hallerini beğenemiyorom, — dedim. Kime dinletirsin, karılar ana kız bir olup oğlana büyü mü yaptılar, surahi mi kapattılar, kaşık mı bağlattılar, ne haltettiler, o Leylâ aşiftesinden herşey — beklenir, Öyle saman mezkür hükümetö, | | semiyet konseyinde daimi bir azalık |Okuyucularıma 'Cevaplarım! 6, belâ canlarını kurtarabilmişlerdir. Kıraliçecin nütku da, — bilhassa, prenses Julyana'nın İsveç kıralmın | torunu prens Bertlal Te — nişan- landığı — haber -verilince, — localarda | bulunan “kızıl,, lar tarafından sekte- | dar edilmiştir. | kabulü lehinde rey vermek suretile Rusyayı resmen tan'mış bulunmakta- dır. Ancak, hali hazırda normal dip- lomasi münasebatına giri memekte ve intizar vaziyetini muha- faza etmek arzusunda bulunmaktadır. 35 Bomba Kübada Bir Günde Bu Kadar Bomba Patlamış Havana, 19 (A. A.) — Dün, şehrin müuhtelif noktalarında 85 kadar bomba- patlamıştır. Yalnız iki kişi yaralanmış ve zarar ve ziyan olmamış ise de, vaziyet çok gergindir. altından su yürütür karakoncolos- tur kl o... O ağabeyin olacak sulu âşık ta bir kere yakasını kaptırdı mı koparabilirsen aşkolsun. Bu kadar — gönül —fikarası erkek görmedim. Oğlanı da — rahat br raktılar m — ya. Yok akşam yemeği. Yok sabah kahvaltısı.. Şimdi bir moda daha çıkardılar. Sözde bu ikramların sade Reşide | olduğunu anlatmamak için ara sıra senide davet ediyorlar... Leylânın seni kedisi kadar sev- mediğini hattâ çekemediğini bil- mezmiyim ben.. Amma biz belki Reşidi göndermeyiz. Bu davetlere | manâ veririz diye yarım ağızla seni de işe katıyorlar. Hasibe Hanım bunu söyle- mekle Türkânın da onlar aleyhine dönmesini sigorta etmiş oluyordu. Fakat genç kız dayanamadı: — Öyle söyleme. Anne, dedi. Leylâ beni çok sever, her - gidi- şimde boynuma sarılır. Hasibe Hanım yaşından bek- lenmiyen şakrak bir mahalle kızı kahkası atarken iki ellerini diz- lerine vurdu: — Kah, kah, kah, kak, kah... Aman gülerim bu lakırdıya. Ayol ©o hamam böceği kıyafetli sıska- nn senin boynuna sarılışı ağbey-« nin boynuna atılmak için elpeşrevi, hücum talimidir. Bunu anlayamı- yacak kadar aptalmısın sen ! Bu son cümle Türkânın guru- runu yaraladı. Gönül İşler A Büyükada'da N.S.T.J. Hanıma: Her gördüğü kadınla alâkadar olan erkek içlerinden hiçbirini tercih etmemiş demektir, sözüne inanılamaz. Samimiyetinin dere- cesini anlamak İstiyorsanız, kala- balık bir yerde olmak şartile, vereceği randevuya gidiniz. ve derhal nikâh isteyiniz, neticeyi görürsünüz. * Ankarada A.C. Hanımat Kızın sana da söyleyeyim, araba kırıldıktan sonra yol gös- teren çok olur, derler. Dilime hep muahaza eden kelimeler geliyor ve kendimi bu darbıme- selde kaatedilenlere benzetiyorum. Şimdilik yapılacak şu: Münascbeti kati olarak kes, unut ve bekle, Yaşın ilerlemiş olması izdivaca mutlaka mani teşkil etmez. Bu, bir tali meselesidir, tali de ekse- riyetle güvenenlere yardım eder, i eaT Mustafa Beyet Mektubunuz bana, ailenin sizi naden münasip bulmadığını an- latmadı. Fikir edinemedim. Fakat madem ki kız sizi mutlak surette seviyor, unutmasına ihtimal yok- tur, mektebini bitirmesine de bir sene zaman vardır, o halde neden acele ediyorsunuz. Bırakınız ara- dan bir zaman geçsin. Bundan sonra kızın ailesile muhabereye girişmektense doğrudan doğruya konuşmanızı tavsiye ederim. Mü- nasip bir günde babasını bulunuz ve açıkça anlaşınız, ümit ederim cesaretten mahrum değilsinizdir. ş Maçkada F. Beye: Kızı hareketinde samimt gör- düm, açık — göylemiş, — söylediği gibi yapmış, sevmeye çalışmış, sevmeyince neticeyi bildirmiştir, Maamafih genç kızların kararla- rına pek İtimat edilmez, derhal ümidi kesmeyi de doğru bulmam. Araya bir fasıla koyunuz, sonra tekrar temas ediniz. Bu defa alacağınız cevap kat'1 olur. HANIMTEYZE ——— Genç kız yürekten kırılmıştı. Gözleri yaşardı. Ve annesine hiç cevap vermeden tekrar yukarı odasına çıktı. BCT aT ğ Bu vakalardan sonra Hasibe hanım bir zaman görücü gezmek- ten vazgeçti. Fakat birkere etrafa kız - aradığını yaydığı için kı- yıda; —köşede kızlarına koca bekliyen ve arayan ne kadar kız anası varss şuradan, — buradan - meydana çıkıyor ve Hasibe Ha- nımla ahbap olmiya çalışıyorlardı. Fakat o artık hem kızmıştı, hem de böyle ayağına kadar ge- len müşterilerin karşısında burnu büyümüştü. Bir yandan kaymakam Beyin hanımı da evlât gibi elinde bil- yüyen Reşiçiğine kız aramakta devam ediyordu. Bu kaymakam Boyin karısı Hasibe Hanımın pek eski bir komşusu, gençlik arkadaşı idi. Daha Taşkasapta Denizaptal ma- hallesinde oturdukları zaman ka- pıkarşı komşü idiler. O zaman ikisi de bir yaşta oldukları için bazan çıkmaz sokakta kaydırak oynuyan — mahalle — çocuklarının oyununa — karışır, bazan ma halle mescidinin mezarlığındaki büyük çitlenbik ağacına çıkar, bazan bahçelerinde toplanıp balık kovaya kaçtı, hırsız köşr kapmaca oynaı (ÇArkası var ) ——

Bu sayıdan diğer sayfalar: