Hayal Ve Hakikat Sovyet Rusya ile Amerika ara- da başlıyan siyasi münssebat, &mit Wuklarının geniş'eyip maddi kzsnç İne vücut vereceği bir sırada Wezunlaştı. Çünkü Amerika ile Sov- Yet Rusya arasında mevcut eski he- *apları halletmek imkân olmadı. Amerika Cümhurrelisi M. Ruzvelt Cihher riyaset'ne intihap edildiği Binin berlcesi derin bir memnuniyet plat İşlerin açılacağı, büyük on yol açacağı tahmin edi- h. Faket bu işin olabilmesi Sovyet Rusyanın dediklerinin yapıl- b bağlı idi. Sovyet Rusya ise eğ milyon dolarlık uzun vadeli bir iy) 90 miyon dolarlık ta ticari 'di istiyordu. Sovyet Rusyanın de- a etini yapabilmek için Amerika- in iddialarına bir şekil vermek lâ Şüdu. Amerika iddia ediyorduki renki hükümeti Amerikadan 170 İyon dolar almıştır. Her türlü rejim etesi hariç; Amerikan tebnagının 2 Yada bıraktıkları servet miktarı ise Talıkamın kat kat üstündedir. Bina- tüsleyk bu hes-ba bir gekil verme N yeni bir anlaşma yapmak müm- re simaz. Bu srada Amerika Yan! yeni bir kanun çıkarıyordu. 5 kanun mucibince Amerikaya olan çlarım muayyen şekilde ödemiyen h hiç bir suretle kredi “Pılamcz ve borç verilemez. Bu su- he © tatlı ümitler buğün hakikat Şisında acı bir heyale inkılâp iş balunuyorler. — Süreyya Yahudi ongresi Reisi İtiraz Ediyor ven: 16 (A. A.) — Cihan Ye- kengresi Reisi M Goldman, Şu beyanatta bulunmuştur. * — Lehistan hükümetinin yabudi Mleyhtarlığile ei we akalli- Yetierin hukuk müsavatımı bir pren- “İP ölarek kabul ettiğini memnuni- Yele gördüm. Fakat akalliyetlere Nt hükümlerin himayesini bir sistem e ak kabul için yapılmıştır. Mület- Cemiyeti Lehistanın teklifi hak- da nasıl bir karar verirse versin, Ya Yahudilerinin sulh mudhedesi 17- 9-346 bi, — Kırkbir kere maşallah, akıllı #eye benziyor. Mektebe gidi- Yor mu? — Bu yıl üçüncü sınıfa geçti. Şe çalışkandır. Sizin de varmı Hasibe Hanım tam kendi ka- tasında konuşacak bir arkadaş bulama. Artık uzun bir sohbe- Miren bahse geçti — Biz asıl Kadıköylüya,, pu. Yün bu tarafta bir kız sağlık yep. Mişlerdi de onu görmiye geldim, Kadın alâkadar oldu — Kimin kızı? — Şurada apartmanda otu- tüyorlar... Paşanın kızı diyorlar. Kadın şöyle bir (düşündü. nra Aşina çıktı; — Ha şu yüksek apartıman- da değil mi. Otomobilleri var, çok er. rı da pek alnirangadır derler. Görebildiniz mi bari, | Uzak Şarkta *. sağgan Gürültü Eksil Değil Moskova, 16 (A. A.) — Şarki Çin demiryollarında on bir numaralı ks- tarım uğradığı felâketin üzerine Hsr- binde çıkan gszeteler hakikate uymı- meşriyatta bulunuyorlar. Halbuki Sovyet memurlar en büyük fedakâr bklarda bulunmuşlar, mütecavizlerin irene girmelerine engel olmak için kat'i tedbirler almışlardır. e Sovyet memurlar, mütecavizler gittikten son- #3 felâkete uğryanların imdadına koşmuşlar, fakat silâhh muhafızlar bu memurların treni terketmelerine engel oldukları için imdat gecikmiştir. Muhafızlar syni zamanda iş telefonu- mu da kaldırdıkları için memurların demiryo'lardan birile temasını kesmiş” lerdir, Bu sebapten demiryollar ida- resi felâketten vaktile haberdar edi- lememiğlir. dir, Harbinden bildirildiğine göre 11 Eylül tarihinde Japon (jandarması Sovyet vatandaşlarından 10 kişiyi tevkif etmiştir. Mevkuflar, li Nol trenin müslahdiminindendir. Büyük bir fedakârlık ve cesaret eseri gös“ termiş olan memurların tevkif edil- meleri şimöndifer müstahdimini ara- sında büyük bir infial uyandırmıştır. Herbindeki Sovyet ceneral kosolosu» nun, mevkuf Sovyetlere karşı daha iyi muamele gösterilmesi için birçok defalar ileri sürmüş olduğu metslip anesk kısmen tatmin edilmiştir. Cenera! konsolos, mevkuflara insani bir surette muamele yapılması ve kendilerinin ber türlü şefik muame- lelere karşı himaye edilmesi için serdetmiş olduğu” metalibin isafı için israr etmekte berdevamdır. Hindenburgun Mezarında berg milli abidesini ziyaröt etmişler, Paris yollar idareşi müdürü M. Jirand, srkadaşları onmına Hindenburgın me- zarına bir çelenk koymuştur. Hasibe Hanım şerefli bir erkek anası azameti ile tramvayın künapesine bir yaslandı. İğrenir, tilesinir, tükürür gibi dodaklarım büzdü. Kal kaşları biribirine çarpbı: — Sıska, deynek bacak bir şey, dedi, hem gözüm tutmadı... Oğlumun koynuna kız mı koya- cağım yoksa eline baston mu vereceğim. Kadın dedi ki; — Şimdiki kızların hangisi etli canl kil. Şimdiki erkekler de bir acayip oldular. Öyle tere- me peyniri gibi buldur buldur, kalçası, budu yerinde kadınlardan zevk almıyorlar. Nerede solucan gibi şey görürlerse horoz gibi başına çöküyorlar. Geçenlerde bizim mahallede bir düğün oldu, eski zaman usulü düğün. Malüm ya şimdi evde düğün yapmak yok. Herkes meyhanelerde, kahvelerde düğün yapıyor. Ha, ne diyordum, geçerken oşöyle Obir uğradım, meni gördüm, Çıtkırıldım bir şey ni dokunsan ko; ğ var ne kalçal si e arz Sovyet Rusyanın Daimi - Azalığı Kat'ileşti Milletler Cemiyeti Kararını Verdi Cenevre, 16 (A. A.) — Milletler cemiyeti o konseyi aşağıdaki karar “Sovyet Rusya tarafından Milletler cemiyetine girmek meselesi hakkında Asımble reisine gönderilen 15/9/934 tarihli mektuptaki | tebliğah alan konsey, misakın dördüncü maddesinin Ka diği selâki Gi Sovyet Rusyayı, Milletler cemiyetine kabulü Asamble tarefından O kabul edildiği andan itibaren, O konseyin daimi azası olarak tayin âder, Ko” sey bu kararın tasdikini Asamb tavsiye eder.,, me 30dan farla milletin msümessilleri tarafından o imzalanarak Mueskovaya te'grafla gönderilmiştir. Sovyet hüküm meti bu daveti kabul ettiğini bemen bildirmiştir. Akvam Cemiyeti meclisi, bu ge- ceki fevkalâde toplantısında, rey ve» renlerin ittifakile, Sovyetlere daimi bir azalık tahsisini kararlaştırmıştır. Panama, (Portekiz ve Arjantin müstenkif kalmışlardır. Soryetlerden bir reis seçilmesi ihtimalinin önüne ge,mek kaygusu ile, Akvam Cemi- yeti meclisine reji imi, Sovyet “Amerika Grevi Grevciler M. Consonun İstifasını Talep Etüler Yeşişton, 16 (A.A.) — Mensuçat İL Günes; Yülodi — yözenekin pir gösterdiğinden itifasım istemek. tedir. Nevyork, 16 (A.A) — Şimali ka- rolinde bir fabrikada patlayın bir bomba hasarata sebep olmuş, fakat nüfusça zayıat olmamıştır. Bostekârlar Hamburg, 16 (ALA. ) — Merkeri Venedikte bulunsn beynelmilel beste- Beşiktaşta oturuyorlar, dedi, Koca konakları var. Anasınm babasının bir tanesi, hem şimdiki kızlardan değil, Öyle terbiyeli, anasız bir yere adımını atmaz, Bunca yıldır tanırım, çıtları çıkmamıştır. Hem görseniz kendi de ne yosma şey- belâl süt emmiş ana kuzusu, Hani tam dosta düşecek birşey, Hasibe Hanım sordu: — Babam var mı? — Var. Meşeodunu inhisarın- da müdür mü, müfettiş mi, her ne ise çok iyi bir adamdır. — Akarları, iratları var mı acaba ? — Olmaz olur mu, ne kadar olsa eski hanedan insanlar. Ev- lerini bir görseniz temiz mi temiz, O sofalar, o taşlıklar, bal dök te yala... — Beşiktaşın neresinde otu» ruyorler ? — Akaretlerden çıkın. Tam Maçkaya gelecek yolda köşe ba- şında büyük tahini konak, Eğer gidecek olursanız benden de se- Sovyet Rusgayı Milletler Cemiye- #inde temsil eden haricige komiseri * M. Lifwinof lerin üzalığı kat'iyet kesbetmözden önce, Satı günü yapacaktır. Maliye Nazırı 80 Milyon Tasarruf Yapacak Paris, 16 (A A.) — Maliye Nazır, bütçede 89 milyon frankkık bir fazlalık temini için masraflarda azami tasar- rufa çalışmaktadır. Resmi bir habere göre, Fransa altın mikyamn: terket miyeceği gibi yeni vergilerde konmı- Almanyanın Açığı Berlin, 16 (A.A) — Deyli Telgraf muhabirine göre, Almanyanın dış Gcaret o müvazenesinde 9 milyon marklık bir açık (Ovardır.. Halbuki geçen senö 16 milyon fazlalık veri, lâm söyleyin. Saraylı Lâliyar Ha- mmın gelini sağlık verdi deyin. Onlar anlarlar. Tramvay Beyoğlma girmiş, artmıştı. Hasibe Hanımın on beş da- kikada can ciğer ahbap olduğu İki taraf biribirini eski dostlar gibi selâmetlediler. Hasibe Hanım perdecibaşının kızını muhakkak gidip göreceğini vadetti, O akşam eve biraz geç gelen Hasibe Hanım yorgun argın s0- yunup dökünürken annesini evde bekliyen Türkân haber verdi: — Ağabeyim haber yollamış, bu akşam yemeğe yengeme gide- cekmiş, benide oraya çağırıyor. Hasibe Hanım öfkelendi: — Yine Leylânn marifeti değil mi? Şu kız da başımızın be- lâsı kesildi. Bir şey değil bir gün gidip bayramlık Iâflarımı önüne (o dökeceğim. (OAmneside kızı da ağızlarının payların ala- caklar. O senin ağabeyin de az ahmak değil Zabit oldu diye bırakmak (istemiyorlar da haberi yok. Amma nafile ben adama öyle kolay kolay ceylân gibi delikanlıyı kaptırmam.. Ağa- beyinden baberi kim getirdi. — Asker.. Ağabeyim mektup yazmış, — Benim paşalığa lâyık ev Gönül İşleri Evlenme Meselesinde Milliyet Meselesi.. (İzmit ) te O. R. Hanıma: Kendi ırkına yabancı bir ırka mensup kadınlarla evlenen Türk erkekleri çok azdır. e Yabancı kandan bir erkeğe varan Türk kızlarının sayısı ise üç beş taneyi geçmez. Parmakla gösterilebilir. Yoktur denilecek kadar azdır. Ben, hemen her kadın gibi biraz mütecessis, biraz meraklı ber iki kısımla da konuştum. Size her şeyden evvel yabancı kadını alan Türk erkeğinden babsede- yim: Bunlardan birisi, evleneli 20 — geçmiş, iki çocuk babasıdır. gün kendisini ( Sent - Antu van) kilisesinin kapısında gördüm. — Refikamı bekliyorum, duası bitmek Gzeredir, neredeyse çıkar, dedi. Sonra işittim. Daha samimi bir dostuna dert yanmış: — Hayatımın en büyük yarası çocuklarımdır, demiş. Ne Türktür- ler, ne de yabavcı. Memlekette, gidetek başka yeri de olmıyan bir misafir gibidirler. Relikamdan çok memnunum. Fakat ne yazık ki, ikimiz birlik olup çocukları “mem- leketleştiremedik;,. Aym vaziyette #ç beş kişi ile daha tanıştım, yetiştirdikleri ço- cuklara baktım, hayata gelmeden mağlüp olanların karşısında kak bim üzüldü. Yabancı arkekle evlenen Türk kadınına gelince, damarlarında hakikaten Türk kanı taşıyıp taşı- madıklarını (o bilmiyorum, fakat demin de söyledim, sayıları dördü beşi geçmez. İkisi ile konuştum, birincisi bir Almanla evlenmiş, beş on sene (Berlin) de yaşamış, bıtanbula yalnız olarak döndü: — Sevdim, sevildim, fakat aşk tavsayınca kendimi orada pek yabancı buldum, dostça ayrıldık, diyordu. İkincisi ise bir İngilizle evlenmiş. Daha feci vir vaziyette dönmek mecburiyetinde kalmıştır. Bence evlenmede din ve mik liyet farkı dalma kendini hisset- tirir. HANIMTEYZE lâdım. Sevsinler. Neferi de kapıya geliyor. E vallahi ben dört kaşlı yavuzumu o Leylâ sıskasına ver- mem. Yağma yok.. Seni çağıran kim. Ağabeyin mi, Leylâ mı? — Ağabeyim mektupta diyor ki, ben Leylâ ile konuştum. Bu akşam yemeğe seni de çağırıyor. Dadı hasta imiş, Ayrca bana haber gönderememiş. — Bak kaltağın yediği naneye. Yok dadın basta imiş, Yok bacım bilmem ve imiş, Başka zaman olsa, Reşit evde olsa tam nnın günü kendisi kalkar gelir.. Salan gideyim deme.. Ağabeyin geldiği zaman onun da ağzının payım vereyim de görsün. * Leylâ Mühürdar gazinosunda verilen tarihi büyük karardan sonra bütün her şeyini piyanoya ve ve okumya vermişti. Reşitle haftada bir iki akşam Delikanlı ona kuv- vetli bir emniyetle bağlanmıştı. Bu karara âdeta mukaddes bir emanet gibi hürmet ediyorlardı. Leylâ bir taraftanda çifilik işlerile meşgul oluyordu. Fakat avukatların para ahp iş yapmamaları, savsi an genç kızı müteessir ediyordu. Annesi bu işin bir an evvel bitmesi için her vap- mıştı. (Arkas var )