Tavukçuluk Bahsi w ı ; “Tavuklarda .A Harici Parazit Kıtmızı bit yahüt oiveliv biti. Bu bitleri vücutleri yumurta şeklinde olup biraz yassıdır; baş- ları sivri. taraftadır. Başın rengi esmer ise de kan emdikten sonra koyu kırmızı olur; sekiz ayakları vardır, küçük bir örümceğe ben- zerler. Gündüzleri kümesin delik- lerine, tahtâ aralarına, tünekle- rin altma — gizlendiklerinden görünmezler; — gece karanlıkla beraber — gizlendikleri yerlerden çıkarak kanını emeceği tavuklara hücum — ederler. Bu — bitlerin yumurtaları hararete gayet müte- hammill - olup 120 derecelik bir hararette bile yaşarlar. Yumurta- ları öldürmek — için — Üzerlerine hamiza kibrit sürmek lâzımdır; kükürt dumanı ve sairo ile öldür- meye kalkişmak beyhudedir. Bu bitler açlığa da dayanır- lar; bir defa kan emerse uzun müddet yaşayabilir. Sıcak memleketlerde bütün sene bulunan bu bitler soğuk memleketlerde ancak yazın yaşa- yap kışın kendi kendilerine ölürler, Tavukları — daima — rahatsız eden, kaşındıran, zayıflatan — yu- murtadan kesen bu kan emici bitlerden — kümesleri — muhafaza etmek için en iyi çare kireç kay- mağı yahut karbonil ile kümes- lerin içini tünek — mahallerini üzelce badana etmelidir. En Elçük deliklere bile girip sakla- nabildiklerinden her tarafı koyu dadana etmek şarttır. Pire Bunlar da diğerleri kadar zarar verici ve emici haşarattan olup hayvanı daimi surette kaşın- dırarak yorar, istirahat edecek küçük bir zaman bile bırakmaz. Arka ayakları sıçraya bilmeleri için daha uzundur. Temiz tutul- mayan, hergün — süpürülmeyen kümeslerde çok bulunur; gühro İ dÜ birikintileri yumurtaların büyü- mesi için pek müsait bir yuvadır. Tavukların kurtarabilmeleri için bit bahsinde söylediğimiz toz hamamlarında toz bonyosu yaparlar. Tavukları geceleri uyutmadıklarından pire- lenmelerine çok dikkat etmek, kümesleri parkeleri temiz tutmak icap eder, Pireler tavuklara kö- peklerden de geçer; bunun için köpeklerin, kedilerin kümeslere yırlışmııım. parkeler dahiline ııng yatmalarını menetmelidir. ireli bir tavuğun tüyleri ara- sına kükürt çiçeği tozu serpilecek olursa pireler ölür; fakat temizle- necek tavuk çok İse fazla uğraş- mamak için banyo yapmak tabit daha muvafıktır. Pirelerin istilâsina maruz bir yer de kuluçkalıklardır. Buralara “fazla miktarda hücum eden pire- ler kuluçka tavuğu rahatsız eder, asabileştirir ve hattâ çok defalar kuluçkayı, yumurtaları terkederel çıkıp gitmeye Mmecbur eder. Şu halde kümesleri temizlerken ku- Juçka mahallerini unutmamalıdır. Erenköyı Bereket Tovuk Çifliği Hazan —— — .d () Tavuk ve Tavukçuluğa ait olan müşküllerinizi sorunuz, mütehassıs size cevap verecektir. > -— TAKVİM — Gün RŞAMBA Hiziz 12 Eylül 934 lio Rum! Vasa 18 25 Tas (20 01 #19 | 15 65 İmsak (938 |3 aa kendilerini - pireden | AD SŞ A AAA e rarer a RASR ge dt SAA S ÇÜF EL T RRÜĞİ Kâtip Çelebinin Mezarı *Kâtip Çelebi caddesi, Bu yol Zey- vek yoküşüdür ve Kâtip Çelebinin mezarı solda kalır Biz büyüklerimizi tam mana- sile tanımayoruz. Vefada Kâtip Çelebinin mezarım kime sordisam dudak büktü, başını salladı, bil- giç görünmek isteyen birkaçı da düpedüz saçmaladiı. Nihayet Kâtip Çelebinin me- zarını, Vefada, Zeyrek yokuşunu | inerken, soldaki bekçi kulübesi yanında buldum.. Fakat ne yazık Toprak, mezarı düm düz hale | getirmiş. İki kırık taş mum piz- | Tiklerile kirlenmiş, yazılar dökül- | müş, parçalanmış.. Zarif kabart- malar adeta yok*olmuş. Süt gibi sakallı bir ihtiyarla bu yazıları okumıya çalışırken nihayet gözü- me onun İsmi İlişti : «Hulefayı Aklâm Kütip çele- Feyzbahşâ eyledi. » ÖST şükas ğ Yzuları okumak 'güç.. bir tür- Hi ne olduğu anlaşılamıyor.. Ben bununla uğraşırken, süt gibi beyaz sakallı ihtiyar kula- ğgım dibinde durmadan anlatıyor: — Büyük yangında bihikmeti hüda ateş buraya kadar gelip dur- du. Şu yandaki eve bir şey ol- madı, ilerdeki konaklara da do- kunmadı. Gerçi, birkaç ev öteye atladı, Lâleliye kadar uzadı.. hani 14f olsun diye söyledim: Etraftan duydumdu; mübarek geceleri kal- karmış, gezermiş.. görmedim ya, hani söylüyorlar!.. * Son asırların yetiştirdiği Türk Alimleri içinde, Avrupanın hile nazarı dikkatini celbeden Kâtip Çelebi, işte böyle kaybolmuş, u- nutulmuş bir köşede yalıyor. Av- rupalılar arasında “Hacı halife ,, “Hacı kalfa,, diye hörmetle yade- dilen Kâtip Çelebi unutulacak bir adam mıdir?.. Vefamın yangın- lıkları arasında kaybolmıya mah- küm edilmeli midir?.. Kendi kendine yetişen, bu ta- rihi, coğrafyacı, kitabiyat âleml- ni yangın harabelerinde perişan bir mezar ile mi bırakacağız?. * Kâtip Çelebinin asıl ismi “ Mustafa bin Abdullah,, tır. * Kâtip Çelebi,, ona sonradan konmuş ve ömrünün — sonuna kadar devam etmiş bir isimdir. Istanbulun hangi semtinde doğ- duğu belli » fakat su katı- mamış — bir anbullu — olduğu ' baş olmak istememiş, küçük me- (| Di0 N a Köşesiı'ı_diell BN el v Başında | “Hacı Halife,, Beynelmilel Şöhret Sahibidir — Fakat Bugün Bir Yangın Harabesinin Tozlu Bir nutulmuştur Ülkesine — #sokulmasını — düşünür, yazar, fakat bu fikrini bir türlü açık olarak ısrarla isteyemez. Kâtip çelebi, daha büyük bir cesaret göstermiş, yazdığı yazı- larla softa ve yobazlara hücum elmiş, o devirdeki sofla-devriş kavgasına karşı biaman bir mü- nekkit kesilmiş, ölülerden medet olmıyacağını, mezarlara yüz göz sürmenin büyük bir budalalık olacağını açıkca söylemiştir. Şimdi Vefanın bir köşesinde Işte Kâtip Çelebi şu küçük yerde yatar ve bu onun kendi ismtle unılar arsasıdır muhakkak.. 1017 de doğan Mus- tafa, bayata alıldıktan sonra bir muriyetlerle — ömür — sürerken bir okumak hastalığına tutularak mütemadiyen tahsil ve tetebbu ile uğraşmıştır. Meselâ — onun * Mizanülhak ,, isimli kitabından aldığım notlardan da - anlaşılıyor Kütip Çelebinin bir krokisi ki, Kâtip Çelebi eline geçen bütün parasını kilaba verir, deli- cesine okur, bu yüzden bazan haftalarca uyku uyumazmış ! Kâtip Çelebi bu kitabının sonunda . tercümeihalini yazarken uykusuz geçen gecelerini tasvir etmekte ve öğrenmek hirsi ken- disinin en büyük kuvvetl olduğu- nu, resmi işine haftada ancak iki gün gittiğini, diger günlerini hep okumak ve yazmakla geçirdiğini söylemektedir. Maalesef fitne ve fücur bazı yobazların yılan dili kendisini göstermiş, Kâtip (Çelebi daima itilmiş, kakılmış, takdir görmemiştir. Onun bir cevher ol- duğunu anlayanlar, Avrupa alim- leri olmuştur. O “Mizanülhak,, m- da dünyaya ait müsbet ilimlerden behseder, zamanın koyu taassu- bunu, yobazlığın İcatettiği med- rese cehalet ve ıaıâlıüıloğımu müsbit düşünceleri İle karşılar. Gülünç akidelerin — düşmanıdır. Ve ilmin Ayvrupadan Ozmanlı unuttuğumuz — bu adam, ileri fikirler ortaya atmış, İ.ı.lu.;.ı;ı'm'ı- geriliği, — elindeki ve kuvvetin — azlığı, — etrafında birer sivrişinek zırıltısı İle müte- madiyen kendisini rahatsız eden, aleyhinde yürüyen yobaz, softa ve çömezlerin — yaygarelarından usanmış, çekinmiştir. Kâtip Çelebinin fikri serbestisi o zamana göre en büyük bir cür'et — sayılırdı. — İlmin verdiği samimi bir gururla, Kâtip çelebi, entrika çeviren bir baş olmak istememiş, kendi kitapları içinde sessiz ve sakin bir ömür geçir- miştir. Fakat yine de Osmanlı idaresinin keşmekeşliğine karşı lâkayt kalmamış, içindeki Türk- lüğün — vatanseverliği ile, idare makinesinin bozukluğunu göster- mek için * düsturül'amel ,, isimli bir kitap yazmıştır. Kâtip Çelebi, bundan sonra, yi- ne Barbarosların, Tur, zaferlerinin yadile “Tuhfetülkibar fi Esfarülbihar,, isimli bir bahriye tarihi de kaleme almıştı. Kâtip çelebi bu kitabında bahriyenin eski halini, Akdenizlerde koşan yüzlerce kadırgalık donanmaları hasretle yadetmektedir. Ne yazık!.. — Kâtip lebi 1067 de, yani SO yaşında öldüğü zaman bir kurt sürüsü gibi Os- manlı saltanatına üşüşen yobaz sürüleri, hâlâ doymamış, hâlâ binbir entrika ve riya milleti, toprakları, Ülkeleri parça- latmaktan bıkmamışlardı. Ve yine ne yazık ki, Kâtip Çelebi Vefamın bu toz toprak | içinde harap olmuş köşesinde, yatarken .bile rahat bırakılmamış, kendisine “ Evliyâa ,, süsü verilk miş, geceleri dolaştığı söylenmiş, * Mezarlara yüz sürmek — budala- lıktır! ,, dediği halde mezarı yüz sürmeye gelenlerle dolmuştur. Mubakkak ki, İstanbul - içinde Mimar Sinanınki kadar hürmet ;deee imiz bir mezar yarsa o da u Ona mermer bir çatı yapılamaz mı dersiniz?. — * kudret | reislerin | içinde | âtip Çelebinin mezarıdır. |" L Kari Mektupları Niğde Belediyesinden Bir Rica Şehrimizit yolları çok bozuk* tur ve pislik içindedir. Süprüntik ler evlerden alınmadığı için bilgisizler tarafından — sokal dökülmektedir. : Sakaklar geceleri aydınlatılma” makta, bilhassa gece yarısı gelet tren yolcuları çok müşkülât çek mektedirler. Belediyemizden bi mahzurların izalesini rica ederiz: Niğde; Cemal oğlu Oğut Bir Yolun Tamiri Tavsiye — Ediliyor Adapazarı — Hendek şosasımi! Budaklar köyünden Çatal köprü” ye doğru 934 senesi ilkbaharınd yeniden yapılan kısım arad sene geçmeden arabalar geçemi yecek bir halde bozulmuştı bu mahallin kış gelmeden bir evvel yapılması faydalı ve isabetli olacaktır. j Adapazarı, Hendek evkaf tahsildafi Mehmet Cevaplarımız Müteksit A. Kemal Beye: — Babaeskiden postaya rilmiş olan mektubunuzun ait duğu makama takdimi için mel tupta Gsarih adres ve okunakli imza bulunması lâzımdır' efendim Sivas sanayi mektebi muallimlerit” den N. Sabri Beye: — Arzunuzu yerine getirm çalışıyoruz. Le Moi, Figaro, jesit par tout, Pour taos, Miroire d Monde, Vu mecmüaları şayani tavsiyedir. efendim. — ü x Bir Niğdeli imzasile yamı ve resi gönderen karilmize: A — İsminizi ve sarih adresin bildirmedikçe gönderdiğiniz v min ve yazının inlişarına İm! yoktur efendim. * Bordoğanda Akoğlan oğlu Muştaii Hacı Faki zade A. Tnalip, Serezli © M. Hulüsi Beylere: — Mektbunuz bir. ihbar müf hiyetindedir. Anlaşıldığına gört tahkikata da başlanılmıştır. P tahkikat ikmal edilmeden b? bapta bir şey yazmıya kant İSTANBUL —amam Gazetemizde — çıkan ve resimlerin bütün h mühluz ve gatetemize ABONE FiATLARİ, Abone bedeli peşindir. Adret değiştirmek 25 kurüştur. —arasa Cevap için ktuplı 10 kut! pul _liî:veııpl:'ı:mdu. Posta kutusur Tül İstanbul Telgraf :Sosposta — * y Telefon 120203