Büyük Mliili Roman: $ Tombul Mırasyedı Sermet Muhtar 16 .8. TombulMirasyediye At Araba Alınıyor — Kâtipçiğim, ömrüne bere- ket... Vallahi yaşayasın, bin yaşa- yasınl!.. Olur şey değil, bir hafta- nın “çinde dünya kadar farketti... Gelin, yakından bakın; bu gidişle bir aya varmadan bıyıkları bura- cağız... Kâtip bey, fesini öne yık- tıktan sonra gülümsedi. Bir omu- zunu indirip — ötekini — kaldırdı. Gezinirken gerdan kırar gibi ya- pıp bir gözünü çapkınca kırptı : — Kaçın kur'asıyız be Vehbi Beyciğim?. Pencere önündeki — heraren sandalyede sokağa bakan kula gaçlı, tatarımsı suratlı, çilli yanaklı, çürük dişli sıska genç, hemen yerinden sıçradı. Bir elinde ayna, öbür elinde yanık fındık, dudağı- nın üstündeki ayva tüylerini göste- | ren tombul şabemredin yanında | soluğu —aldı. — Küfekiye dönmüş | dişlerinin — arasından saçarak : — Vallahi pardon, aşkolsun!.. Diye haykırdı. Yaşa ağabeyciğim, pes Raif beyciğim; bilgine, maha- retine diyecek yok... Aklınla ya- şa, şu yanık fındıkla bademyağını sen akıl ettin. Vehbi Bey, payansız sevinçte, tombul vücudile oturup oturup kalkarken kâtip bey pala bıyık- larını burüyor, sıska genç koca | ağzını yaya yaya ötmiye devam | ediyordu. — Bre, bre, bre!.. Hepsi ada- makıllı kendini vermiş, - folispiti | tutmuş... Hilâfım yok, hatır matır için de söylemiyorum, haftaya, | bizim pehlivan Hilmi'ninkiler ka- | dar olmazlarsa altı okkalığa | razıyım. | * (Bakayım diken diken batıyor | mu?) diyerek kuru kemik parma- | ğını uzatırken, tombul — delikanlı ; elinin tersini indirdi ; — Pöfif, pis herif bu ne ko- ku ?.. Elin leş; ahçı çırağı mısın, soğan mı ayıkladın, burnumun | direği kırıldı. Sezai, Vehbi Beyin dizinin di« binde, kendini yere verip sırtüstü atmış, yanyana dizilmiş tesbih ıöceklevını benzeyen 32 diş mey- danda, gıdıklanır gibi gülüyor, bir taraftan da söyleniyordu: Bugünden tezi yok, vallah bil- lah ben de yanık fındikla badem yağına d.ıyııulnı gitti... Nerem eksik, nerem fazla yahu?.. Bir bıcıîıııı mı topal yoksa arkamda ka rum mu var? Sezainin sululuğuna ve geve- zeliğine demindenberi canı sıkı- lan, hiç ara vermeden kaşlarını çatan kâtip Raif, yüzünü fena halde ekşitti;. dudaklarını büzüp bir tarafa çarpıttı: — Çörçöpl. Yeter, kâfi; so- gukluğa yekün tut. Herifçi oğlu ortada arayıcı fişeği gibi dolaşı- yor. Şimdi kambur, manbur karış- tırmanın âlemi var mı? Ayıp öl- dü ise gaip can mı çekişiyor? Elindeki yuvarlak aynada hâlâ ter bıyıklarını muayena ile meş- gul olan Vehbi Bey, bir kahkaha savurdu ; tükrükler [ | | — Kâtipciğim boş yere nefes tüketiyorsun. Sen bu hırboyu adam edebilirseri alnını karışlarım. Sezai, hâlâ — sırtüstü iyerde, Vehbi Beyin pantalonunu çekişti- re çekiştire, kihkih gülüyor, dilini tutamıyordu: — Benim kabahatim ne, ka- famın tahtaboşundaki pedavrala- Kâtip Raif Ef. rın biri eksik; daha açıkcasıni is- terseniz serde biraz da sersemlik, avanaklık var. Her kırdığım potu görmeyin, arada bir de haspi ge- çin be beyler... Gülü seven, dk | kenine katlanır, Kâtip bey: — Vay gidi gül vayl.. Koklı- yanın burnundan hayır bekle! Diye — mırıldanırken, — dışarıdan, acemi elindeki yaydan çıkan keman gıygıyı gibi, uzun bir kapı gıcırtısı işitildi. Arkasından, tıpkı rast perdesini andıran nağ- meli bir öksürük. Sezai, avcunu ağzına siper ederek, yine öttü: — Olur şey değil, bizim bey baba öksürüğü de makamla ök- sürüyor. Tahtalıköyü boylıyacağı gün çeneyi de galiba düm tekâ tek ile atacak... Kâtip Raif bu sefer makara- ları koöyüverecek oldüu. Çabuk kendini topladı. Yüzünü buruştu- rarak dik dik baktı. — Çenen pırtı be mübarek! dedi. Mayna yahu, elverir, yeter, illâllah !. Carrrt, cırrrt, cirrrt... İngiliz tuzu içmiş gibibu ne bu? Boşbaoğazlığın da haddi var, sırası var; alayın da usulü var, erkânı var,.. Bugün cuma olsa yüreğim yanmıyacak. Alay günü derim, geçerim. Odanın içinde üç kişiydiler, Biri, elinden aynasını ve yanık fındığını düşürmeyen, (ah şu bıyıklarım uzasa, burup burup kıvırsam ! ) diye can atan Vehbi bey ismindeki tombul delikanlı, öbürü, hiç yüzü gülmiyen, daima kaşlarını çatan kâtip Raif namın- daki pişkin adam, üçüncüsü de sulu lâkabını yerden göğe kadar hak etmiş olan Sezai dedikleri yılışık gençti, Köşe koltuğundaki Vehbi Bey sahibihane idi ve yeni mirasye- diydi. Şeklini tarif edelim: On yedisini doldurmada ve daha on sekizine basmamış. Boylu boslu, genç irisi. Hani bazı kü- berayı zamanın Çerkes veya Gürcü odalıklardan, Bosnada veya Arnavutlukta alınan cariyelerden doğma, gürbüz, yalabuk tekne kazıntıları olur. Hazâ onlardan... Ense kelle, kalıp kıyafet, et but yerinde... Duru beyaz ten, atkılı kumral kaşlar, gövelâ göz- ler.. Yahni yanaklar, gapgaplı gerdan, tombul tombul memeler.. O yaşta balık ettini çoktan geçmiş, şişman olup çıkmış.. An- nesi bile (tombulum) diye çağrı- yor.. Direkler arası, Bahçekapısı, Eminönü gibi kalabalık yerlere çıktı mı hanımların ağzında (tom- balisal) iltifatları gırla.... Beyazıt, Kalpakçılarbaşı, Mıhııııtpı.ıı gibi semtlerde, aralık peçesinden ka- zan kulpu rastıkları, kuyruklu sürmeleri görünen güruhtan: (Dağda gezer tatarina, ben onu tutarina, ayakları yisa yisa, vücudu tombalisa) gibi beyitler yağıyor. Mevsim yaz ve hava da fazla ağır olduğu — için odanın bütün pencreleri kalkıktı. Deli- kanlı, fesi, caketi, yeleği atmış, göğsünü bağrını açmış, fotinleri ve çorapları fırlatmış, (bu ne sıcak yahu? Yanıyorum, — pişiyorum!) diye ikide bir yerinden fırlıyor, maşrapayı kapıp bitişik arsaya bakan pencerede, başını, yüzünü, boynunu ıslatıyor, arkasından ha- sırlıyı yakalayıp bardak bardak buzlu su deviriyordu. ( Aıkııı M l Bunlara Aman Vermemeli ( Baş tarafı | inci sayfada ) Darüşşafaka mektebi memuru süsü veren Basri ismindeki bu şabhıs, evvelki gün Samatyada oturan Ferdane H. isminde bir kadına tesadüf etmiş, çocuğunun mektebi hakkında söylediği sözleri fırsat addederek: — Oğlunu mektebe mi kaydet- mek İstiyorsun? Ben sana yardım | edeceğim. Çocuğunu iyi bir mek- tebe, meselâ Darüşşafakaya kay- dettireceğim. Demiş ve Ferdane Hanımdan pul, istida, fotoğraf | ve saire için bir miktar para sızdırarak ortadan kaybolmuştur. Çocuğu biraz sonra — gelip alacağını söyliyerek sıvışan Basri, saatlerce — görünmemiş, üzerine Ferdane H. zabıtaya mü- racaat etmiştir. Zabıta derhal faaliyete geçmiş, Basriyi, Davut- paşada oturan Selime H. isminde bir kadını da ayni şekilde dolan- dırmak isterken yakalamıştır. h EyÜp sulh icra munuıu;. dan: Balat Hacıiisa mahallesinde Köp- rTübaşı sokağında eski 38 yeni 84 nu- maralı bir bap dükkân ve üstünde bir | oda ve her ikisinin tamamıta 615 lira kiymet takdir edilerek Eyüp sulh mah- kemesi ırıııı.ndın açık arttırmp suratile tarihinde divanhaneye talik edilecektir. 18-9-934 tarihine müııdil salı günü saat 14 den 16 ya kadar açık aritırma sure« tile aatılacaktır. Arttırmıya iştirak için * 7 teminat akçesi alıaır. müterakim vergi, tanzifat, vakıf icaresi emlâh sahipe lerine tellâliye müşteriye aittir. Hakları tapu sicillerile sabit olmadıkça ipotekli alacaklılarla diğer alâkadaranın ve irtifak hakkı sahiplerine ilân tarihinden itiba. ren 20 gün içinde evrakı Müsbitele. rila bildirmeleri lâzımdır. Aksi halde hakları tapu sicillerile aabit olmıyan: lar satış bedelinin — paylaşmasından hariç kalırlar. Alâkadarların icra illâs kanunun — 129 uncu maddo hükmüne göre tevfiki hareket etmeleri ve daha fazla malümat almak isteyenler 934.860 numarzalı — memuriyetimizdo mMmevcut dosyaya — müracaat — eylemeleri ilân giznar. — (1918) Yurtdış 1 Bu Cümhuriyet bayramında yerli mallarımızın resmi; nkara yeni Betgi evinde yapılacaktır. Kışlık ihti- yaçların ucuz ve sağlamm yerli mal- larımızla bu sergiden tedarik et Millt İktısat ve Tasarruf Cemiyeti bunun | | Bugünür Meselelerinden I “Harp İhtimali Yoktur ,, ( Baştarafı 1 inel ııylıdı l Bir defa Üçüncü Napoleon zama- nini hatırlaşanız a. Bugün Ren nehrinin — öte tarafında Hitler aleyhine rey vermeye kim cesaret edebilir? Rey vermeyi değil, hattâ müstenkif kalmayı kimin gözü tutar? Bununla beraber bugün Al- manyada komünistlerden müte- şekkil büyük ve mütecanis bir kütle, sonra ©o kadar - müteca- nis olmasa bile adeden daha kalabalık sosyal demokratlarlar- dan mürekkep başka bir kütle vardır. Sonra bizzat Nazilerin arasından bile faal bir muhalefet mevcu olduğu daha geçenlerde görülmüştür, eğer Her Hitler bu adamlara, ecnebi karşısında kul- Dün şehrimize Macaristanın | maruf gazetecilerinden 25 kişilik bir kafile gelmiştir. Kafileye Dr. | Kun ve Dr. Berecz riyaset etmekte- dir. Bunların içinde 8de kadın kazeteci — vardır. Misafirlerimiz matbuat erkân ve azaları tarafın- dan kıqılınuılı. belodlyııılıı Belgratta Kasırga Mılyonlarca Lira Zarar | Verdi Belgrat, 15 (A.A.) — Dün öğleden sonra burada müthiş bir kasırga kopmuş ve milyonlarca hasara sebe- biyet vermiştir. 12 kişi Tuna neh- | rinde boğulmuştur. Alman - Felemenk Ticareti Kliringe Tâbi Lahay, 15 (ALA.) — Almanya ile | Hollanda — ara zamanda halletmek imkânsız görül- düğünden Hollanda hükümeti dün akşam bir emirname neşrederek 15 Ağustostan — itibaren mecbur? kliring tesis etmiştir. Bir İspanya Şehri Boledi- yesiz Kaldı Bilbao ( İspanya ) 15 ( A. A, ) — Belediye Feisi muavinleri tevkif edil- dikleri ve belediye âzasindan hiçbiri bu vazifeya vekâlet etmek istemediği cihetle şehrin idaresl felce uğramıştır. Zeplin Amerikadan Döndü Fridrihshafen, 15 (A.A.) — Kaptan Lehmanın Idaresindeki Zeplin balonu, eenubi Amerika'dan dün gece bura- ya gelmiştir. Balonda 14 yolca ile 140 | kila agırlığında ticari eşya vardı. İae.. çıkan bi l Macar Gazeteciler Bugünden —a lıııılınık üzere — silâh — verecek olursa bu kütleler Nazi rejimi için boğuşurlar mı? Çok şüphe ederim. Bilâkla kendi dahili mu- balifleri aleyhine dönerler. Her Hitler bu hakikatı bilmemezlik, bu hakikatten korkmamazlık ede- mez, en,azılı düşmanlarını teslih etmek cinnetinde bulunamaz. Beni Avrupada sulhun muhafaza edi- leceği — düşüncesine — s#evkeden sebeplerin en kuvvetlisi budur. Ve merkezi Avrupanın ve Balkan- ların siyasi — hırslarını tecrübe ile — bilen bir adamın sözüne itimat ediniz., hayır mubarebenin yakın olacağım düşünmüyorum. Mösyö - Pribichvieh ötedenberi Al. man düşmanı, ve Fransız dostüdür. Bü itibarla mutaleası — kaydihtiyatla telâkki edilmelidir. Dün Geldiler, Bugün Yalovaya Gidip Gezecekler Macar gazeteciler vapurdan cıktıktan sonra “tahsis ettiği otomobillerle müze- leri, camileri ve şehrin şayanı dikkat yerleri gezdirilmiştir. Macar meslektaşlarımız geceyi vapurda geçirdikten sonra buğün Yalovaya hareket edecekler ve orada kendilerine bir öğle ziya. Feti verilecektir. ı Mürettipler İdare Heyetini Davet &e Cal Türk Mürettipler Riyaselinden : 17 Alımı gü at 1 de idare =utlılıı fev- [(Iıııwı Müstahzaralı HUBUBATUNLARI SıHHAT VvE Kuvvet Menbaldır itibaren MiLLi SİNEMADA İstanbul'da ilk defm VAHŞi ORMANLAR ESRARI 24 kısım tekmili birden Kemali muvaffakiyetle devam ediyor. < (1920)