Yazan: &* * İtalyan konsolshanesi tercü- | casusundan © kadar müteneffir. o kadar soğuk — bahsediyor ve — onun hudut harıcına atılmasına o kadar memnun görünüyordu ki burada İngiliz - İtalyan rekabetinin göz önünde — canlanmaması mümkün olamazdı. Fakat hikâyenin tarafı buradan itibaren başlar. manı bu İngiliz Çönkü Ingiliz erkânmıharp bin- başısı Mister Conson Londradaki entellijens servisin emrile (Şeyh hacı Mehmet) sıfatile Yemene geldiği vakıt, Yemende yalnız İngiliz hesabına değil, fakat ayni zamanda İtalyanlar hesabına da çalışmaya memur edilmiş bulu- nuyordu. Yemenin bir tarafı - Aden tarafları - İngilizleri ne kadar alâkadar ediyorsa, öte tarafı - Asir, Seyyit İdris mıntakası - da o nisbette İtalyanları alâkadar ediyordu. Yemendeki Osmanlı valisi bu diyarda ecnebi propaganda ve gizli teşkilâtına nefes aldırmadığı için müteaddit ( Şeyh Hacı Meh- met )lerin biperva cevelânlarına bu toprak müsait görünmiyordu. Binaenaleyh tevhidi mesai ge- rekti, Şark işleri, bilhassa Arabistan meselelerile ciddi surette iştigal edenler, bu işlerin içyüzün gör- miye, Ööğrenmiye çalışanlar bu tarzda ( tevhidi mesai ) lere ras- gelirler. Ancak, şunu da söyliye- Him ki, bu tevhidi mesailer mu- vakkattir. Mademki Şeyh Hacı Mehmet aynizamanda İtalyanların da adamı idi, o balde İtalyan konsolosha- nesi baş tercümanı neden Hudey- deden koşup gelerek bu casusun aleyhinde bulunmuştu? diyebilir- siniz. İzah edelim: Şeyh Hacı Mehmedin hakiki hüviyeti meydana çıkınca İtalyan- lar onun bir an evvel hudut harici edilmesinden memnun olacak- lardı. Çünkü ancak bu sayede bu casusun İtalyanlar hesabına no işler gördüğü gizli kalacak, o, sadece bir İngiliz casussu zanne- | dilecek ve böylece — İtalyanlar bu işte temize çıkacaklardı. Fakat şeyh Hacı San'ada kalmış... Hiç olmazsa birkaç gün daha orada kalsa bu işlerini de | ne güzel ikmal edebilirdi. Bu aralık, senelerdenberi San'eda yerleşmiş olan bir İtak yan bakkal — sinyor — Kaberuti valiye geliyor: — Efendim, diyor, işittim ki Yemenlilerin. çok — sevdiği ve hürmet ettiği Şeyh Hacı Mehme- di her ne sebebe mebni ise bu- radan — çıkarıyormışsınız. Benin bu hususta birşey — söylemeğe hakkım yok. Fakat zatiâlilerine ne kadar merbut olduğumu bil- mez değilsiniz, sırf bu hisle, şehirde balkın bu haberden va karardan çok müteessir olduğunu görerek size yalvarmağa geldim, vakıa benim gibi bir hiristiyanın, bir müslüman şeyhi için şefaat dilemesi garip görünürse de, sırf arzettiğim veçhile size karşı olan asıl garip | S Ça izli Kuvvetlerin İçyüzü - G — | hürmet ve hazretlerine hiç olmazsa bir hafta daha mühlet veriniz de, bu müd- dette o kendi kendine buradan gidiyormuş gibi hareket etsin, halk da size nâhak yere gücen- meşin. Vali bu hayırhah bakkala nezaketle kapıyı gösterdi. Ve o günden itibaren Sinyor Kaberuti'de mimlendi. Bazan bu Mister ve Sinyorların nasıl gafil avlandıkları işle bu h kâyeden pek güzel anlaşılıyor. Fakat bu (bazen) ler okadar nadirdir ki. Filhakika —bu — mimlenişten sonra - gözden kaçırılmıyan bu Sinyorun harekâtı, mal olduğunu pek güzel meydana çıkarımıştı. Şeyh Hacı Mehmet çadırı, İngiliz gemisine atılarak uzak- laştırıldı. Ondan sonra da bu mübarek şeyhin (!) Yemende kırdığı ce- vizler birer birer meydana çıktı : Osmanlı — Meclisi Meb'usanı Ayasofyadaki son defa yanan Adliye sarayında toplanmıştı. Bu binanın içinde —meb'us ismi altında yaşayanlar arasında bir de Yemen Meb'usu Ahmet Kibsi vardı. Kibsi babasile ve birçok Yemenlilerle beraber 321 sene- sine kadar ömrünün birbayli zamanını Rados adasında geçir« mişti. Ancak 321 de İmam Yah- yanın Osmanlı İmpnrıtorluğunı isyanını müteakıp (İmamı - biz yola getiririz, bizi Yemene* gön- derin ) demeleri Üzerine Sultan Hamit bunları Yemene iade eltmişti. Seyyit Ahmet Kibsi Radostan gi- muhabbetim sevkile yalvarıyorum; Şeyh Hacı Mehmet onun da ne takım taklaratile Yemenden bir 9.8.934 birçok () kıymetli dostlar peyda etti, Bilhassa, senelerle Mısırda aley- himizdeki teşkilâtın en fa'al uzuv- larından biri kalmış olan Kahire İtalyan konsoloshanesi baş tercü- manı Mehmet Ali UÜlvi B. ile ahbap | Dünya İktisat Haberleri ' Cenubi Afrikada Türk Tipi Tütün Yetiştiriliyor Cenubi Afrikada 1933 - 1934 senesi tütün eki- mi hakkında res- mi tahminler neş- rolunmuştur. Bu tahminlere göre Kap'ın bu seneki tütün rekoltesi 5$.855.025 kilosu — Virjinya ve 79.275 kilosu Türk tipi olmak Üzere cem'an 5.934.300 - kilodur. Bu miktara yerliler — tarafından ekilen tütün dahil değildir. Böyle olmakla beraber istihsalât tahmin doğru çıkarsa geçen sene mev- sime kıyasla yüzde 39 fazladır. Bu tezayütte Türk tipi tütüne verilen ehemmiyet büyük rol oynamıştır. Haber — verildiğine göre Türk tipi tütün ekimi bu sene geçen yıla kıyasen yüzde kırk daha çoktur. * Romanya hayvanat ihracatçı- 'omanyanın ları !.:ırıfı'nd_nn Bi löteri yapılan istatistik- dan temmuza hesap edilmek üzere Romanyanın hububat ve zahire ihracatı hakkında bir İsta« tistik neşredilmiştir. Bu istatistikte takas esası İle yapılan 1933 - 1934 mevsimi hu« lere göre temmuz- | HİKÂYE Bu Sütunda Eergün Nakleden: Hatice Hatip DENİZ TUTMASI Dünkü Kısmın Hülâsası Şevkiye, aanesini kaybettiğinden beri teyzesinin evinde oturmaktadır. Latife m, oğlunun getç teyze sadosi fazla meşgül oldu- ğgunu hieşediyor, dedikoduların önü- nü almak için, bu alâkayı bir evlendirme ile neticelendirmek iati- yor. Esat ise buna taraftar değildir. Bu meselede çok tecrübesizim. Bu yöz tatilinde plüjlarda biraz kadın tanıyayım.. Orada kimseyi sevemuzsom, — Şevkiyeyi — tercih ederim, diyor. birdenbire yüzü ciddi bir almıştı, genç kız: — Ne oluyorsunuz. Diye sordu, — Deniz başımı döndürd Genç kız denize baktı. — Hangi deniz dedi.. Esat Bey deniz süt liman, — Hafifçe sallanıyor da Ve yine tebesstim ederek nuşmakta devam etti. Fakat bu nesi idi.. Gökte bulutlar peyi olmuştu. Ve dalgalar büyüm! idi. Genç kız mütemadiyen şeyler anlatıyordu. Ve za! Esadın yüzüne artık mütebessi denilemezdi. © yüz mütek bir surattı ve birden genç adi yerinden fırladı. Göpeşteye tu. Ve denize doğru bi ozatarak, midesinin muhteva! dalgalara terketti. Arkadan Şimdi, büyük adada tanıdığı genç kızı çok şahane bulmaktadır. Şav. kiye ile arslarında mükayese bile yapamıyor. Hemen evlenmek lâzım gelse, muhakkak ki, — Şevkiyeden çokevvel bu genç kızı tercih edecek Bir hafta geçmişti Esat tatill- nin üçüncü haftasını da Adada | ses duyuyordu: geçiriyordu. Ve Adadan ayrılma- — Hah hah hah hah.. dan genç kızın desti izdivacına * talip olmak istiyordu. Avdetinde genç kız kend * bârit bir çehre ile karşıladı, Bir gece trasada “mehtapta | yamna gelir gelmez: oturuyorlardı. Ve Hanımefendi de — Ben anneme orada idi kızı gibi valide hanım | müsaade ediniz. da bu terbiyeli çocuktan hazet- Diye yanından kalktı. Ve mişe benziyordu. Ve kızımı iste- | ki beraber değillermiş gibi yecek olursa vermiyeceğe pek de | başına salona gitti. Başı benzemiyordu. arasında orada kalan zavallı İşte o gece genç kızı esasen deniz tutmasından Ne olur Esat Bey dedi. nıutıılri ki kızın arkı Yarın Yalovaya bir tenezzüh | dan gidip ona birşey söyliye vapuru varmış Adâya uğruyor Tenezzüh vapuru Yalovsi annemle ben gideceğiz amma Enldîii zaman onları bulan yalnızız siz de gelirmisiniz. endine görünmeden çıkmışlal? Esat kularına inanmıyordu. Bu | Avdette de yanlarında yolda fevkalâde güzel genç kızı demek | sadüf ettikleri bir gurup g bütün günü kendisile beraber | kadınla genç erkek vardı. Anci geçirmek istiyordu hal... ertesi gün öğle yemeğinde on — Minnettarınızım hanımefendi | gördü. Garsona terhih etmi; dedi. Yarın benim hayatımın en | Masalarını ayırmışlardı. mes'ut günlerinden biri olacaktır. Kendisine bârit bir selâm ver? * ler.Mamafih yemekten sonra © Vapur Ada iskelesinden ha- | İin yazı odasında mektup ya reket etmişti. Şimdi sahillerden | genç kıza Esat yaklaştı ve izd uzaklarda ilerliyordu. Hammefendi teklifini bile kabul edecek kad ehbaplarına tesadüf ederek sa- | kendine yakınlık — gösteren londa kalmışlardı. Ve iki genç | genç kızın ahvalindeki bu teb gövertede oturmuşlardı. Esat bü- | dülün manasını sordu: gidece görülecek bazı iılıd; derken Mısırda kalmıştı. O Arap- | hk sevdasından, Arap ittihadı emel- lerinden dem vurur dururdu. O sırada Kahirede (Banko di Roma) kasalarım Ceziretülarap fedailerine henüz, daha yeni açmıştı. Kibst de bu kapıya dadandı ve burada kapı yoldaşları arasında bubat ve zahire ihracatı kıymeti 842.615.000 ley (on buçuk mil- yon Türk Jİirası) olarak tesbit edilmiştir. Bu büyük rakama meşhur Alıman kimya tröstü İ. G. Farben hesabına yapılan ihracat dahil değildir. Bu şirkete gönde- rilen külliyetli miktardaki zahire | ve hububat iharacatçılar birliği- nin kontrolu haricinde olduğun- | dan hesaba katılamamıştır. » Sofyadan bildiriliyor: Son günlerde Bulgaristandan elma — ihracatına başlanmış ve ilk elma vagonu Al- manya'ya — sevk- Bulgaristan elma ihraç edioyr olunmuştur. | Bulgaristan elma yetiştirmiye l ve ihraç etmiye büyük bir eheme | | Eaki Zabtiye, Çatalçeşme sokağı, 25 İSTANBUL Guıtgmhdı çıkan — yazı ve resimlerin bütün hakları mahfuz ve gözetemize aittir. ABONE FiATLARI miyet veriyor. Hemen — hergün yeni yeni elma ağaçlarının diki- diği haber verilmektedir. Böylelikle 1930 senesinde 45 bin ve 1933 senesinde de 40 bin yeni elma ağacı diklmiştir. Bu suretle ihracata tahsis olunabile- cek elma miktarı gitlikçe artabi- lecektir. Nitekim 1930 senesinde yalnız 142 bin kilogram olan bu ihracat 1933 sonesinde üç misline çıkarak 370 bin kilogramı bulmuştur. Bulgaristanda elma yetiştirme- ye ayrılan mıntakalar Kızanlık Provadia ve havalisidir. Yeni ek- len elma cinsleri arasında bil- hassa Kanada cinsi ekseriyeti —a 5- l i Abone bedeli peşiadir. Adres değiştirmek 25 kurüştur. Gelen evrak geri verilmez. ilânlarden mes'uliyet alınmaz. Cevap için mekluplara 10 kuruşluk pul ilâvesi lazımdır. tün cesaretini toplamıştı ve genç kıza kalbini açmıştı ve desşti izdivacına — talip olduğunu ona söylemişti. Buna güzel kız en tatlı tebessümle şu cevabı ver- mişti: — Esat Bey sizin iyi ve na- muslu bir çocuk olduğunuzu ilk nazarda anlamıştım. Yoksa kal- bim hiçbir zaman bu kadar yan- lış bir intihap yapamazdı. Eminim annem de teklifinizden memnun olacaktır. Çünkü her zaman se- nanızda bulunuyor... Bu ne büyük ve ne apansız gelen bir saadetti... * Fakat ne olmuştu. Saadetten tebessüm etmekte olan Esadın — Aramızda bir izdivaç dedi, Allah göstermesin azi: Sizin gibi bir genç kız refakati de iken köpeşteden denize g edecek kadar kendisini compo etmesini bilmeyen bir insal nasıl izdivaç edebilirim.. ptığınız şey maniere'sizliktir g’ııim mondeumuzda bu şeye saade edilemez.. Genç adam önlüne bakı yazı odasından çıktı. Bu Esi hayatta ilk ve son macerası o * Bir buçuk senedenberi * ile evlidirler. Şimdi on _/ aylık bir de oğulları var. dünyanın en mes'ut kocasıdır hayattaki saadetine sebep © © deniz tutmasını dı.: takdis etmektedir. Zafiyeti umumiye, iştihasızlık ve kuvvetsizlik halâtında büyük faide ve tesiri görülen: FOSFATLI i ŞARK MALT HULÂSASI kullanınız.. Her eczanede satilır. Herkese Elverişli Bir Fırs3 Moda Ağabey sokağı 23 No. h Üç katlı kâgir yedi oda, iki b bir mutbah, bit küçük sandık odası ile küçük bir bahçe elektrik su tesisatımı havi bir hane SO00 lira fiatla nısfı peşin ve diğer msfi boş senede ödenmek Üzere satılıktır. Del'aten vereceklere yi zde iskonto yapılır. Şeraiti öğrenmek ve evi görmek istiyenler K. 10. Şube müdürüne müracaatları. (ö2)