Amerika, Japon- yaya Taarruz Edebilir Mi? Bi Hmdod. adlı Japon mecmuası mü- M bir anket açmış, Japonyanın ile- Tİ gelen aklı erenlerine soruyor: Amerika, Japonyaya karşı taaruz! bir muharebe yapabilir mi ? mecmuanın bu anketi açması- Tin sebebi şudur: 1936 senesi sonunda Amerikanın deniz proğramı tamamen tatbik edil- Mf ve muahedelerin deniz silâhları üsunda ona vermiş olduğu haktan Alaml istifadey. yapmış bulunacaktır. m.""'ı')'hı mecmuanın buhran gün- 1 dı 'e ad koyduğu gu sıralarda, mkü veya yarınki vaziyeti bir "'*- gel gözden geçirmeyi faydalı İmuştur. Mecmuanın bu anketine Verilen cevaplar şunlardır; Jupon konte amiralı Öda Amerikan donanması Japon sa- billerine kadar yaklaşarak . ötalelde Muharebe bbüs eti fakdirde tarafeynin ;::ı ı.m.= Va vaziyeti alabilir: 15 Amerikan hattıharp :ı'u-ı;"ı:'.. 9 8 Ü:mh'ı.ı'.î:ı? iki taraf ıı.n': savat üzeredir. 10 bin tonluk kruva- zörler bahsinde ise bir Amerikaya fajikız. » Deniz mütelassıslarından Hirada Amerikan donanması gibi cihanın Bir mislini daha görmediği muarzzam bir donanmanın kendi — üslerinden uzaklaşarak muharebe etmesi imkân- tzdır. Böyle bir ihlimal karşısında aihai zaferi kısa bir zamanda denizaltı gemilerimiz temin edeceklerdir. Kontr Amiral Fukuda Adöt itibarile en fazla denizaltı gemisine sahip olan donanma Ame- tikaninkidir. Fakat onun tahtelbahir- leri büyük bir işe yaramaz. Japonyanın hacimleri bin tondan fazla (22) denizaltı gemisi vardır. 45 tane de bin tondan az hacimli deni- zaltı gömlel, Amerikanın 1000 tondan fazla hacimdeki denizaltı gemileri (6) dir. Diğerlerinin adedi — ise (75) tir. Mecmu hacimleri 67 bin tondur. Fa- kat bizim gemilerin kıymeti onlardan çok fazladır. Amerika şimdi tezgâha Üç gemi koymuştur. Biz altı, bu nise beti muhafaza edecüğiz. Hava Mütehassısı Oka Farzedelim ki Amerika donanmrsı J'Pn'ıııyı tasıruz — için — harekete geçti. Harekât ve muharebe ıılı.ıı, ttarur Japon sahilleri olacaktır. Bu takdirde Japon deniz tayyaralerine Sra tayyareleri de yardımda bulu- Babileceklerdir. Ütohassıs Yüzbeşı Teketom'nin Fikri J-poı askeri Amerikan askerine uî"ı ve edebi tefrika 60 ÇÖL — Anmne, bak kar yağıyor! diye bağırmıştı. Bu ses az kalsın, elimi maki- Beye kaptırıyordu. — Bana abla de, çocuğum. kirdqhdu de öyle söylüyor, Gdedim. Yanakları pembeleşti1 — Ben Zehranın ablasıyım. O Vze «Anne» diyormuş, diye ce- Vap verdi. » Yanma gittim. Yorganını ek kıştırdım. Güneşsiz, kış Zününde bile çilleri silinmemiş Yüzcağızına bakmadan, saçlarını tevdim... Sapsarı idi onlar, ku- "'nagı yüztutmuş başaklar gibi barı idi: — Peki, öyle — ise senim de Tünen olayım! dedim. Kük Ben öyle söyledim &! ma her değişimde — göz Yaşartan bu küçlük kiz 'a bana tek bir defa demedi., Hastanemo — gelen çocukhruı bu Ük san ııçlııİ hattâ galiba onııl ondan bile Mebrure Sami . Bir Numaralı Halk Düşmanı . .. .. Öldürüldü Şikago, 23 (A A.) — Amerikalı« ların “bir. mnumaralı halk düşmanı. diye andıkları haydut Dillinger, bir sinemadan çıkarken, polls tarafından öldürülmüştür. Polis, Dillinger sine- madan çıkar çıkmaz ateş etmiş, ba- şından ve kalbinden vurmuştur. Haydut bir- kelime bile söyleme. den ölmüştür. Birisi hafifçe yaralı olan iki arka- daşı otomobille kaçmışlardır. Dillinger, sinemada Nevyork bay- dutlarının fenalıklarını gösteren bir film seyretmişti. a Şikago, 23 ( A-A.) — Dilliagerin vurulduğu sokağa binlerce kişi top" Tanmıiştir. Hatıra — meraklıları, — mendillerini veya gazetelerini baydudun, kaldırım- lar üzerine yayılan kamına bulamış- lardır. Morgta yapılan - tetkikatta, Dillin- gerin, tanınmamak için, yüzündeki bereleri bir güzellik mütehassısına müracaat ederek izale ettirdiği anla- gılmıştır. Fransız Kabine- sinin Akıbeti Tulus, 23 (A. A.) — Fransız Baş- vekili M. Dumerg sah sabahi ( bu sabah) Parise gidecek — ve akşam kabine toplantısına riyuet edecektir. M. Dııııı demiştir ki " 'Etrafile düşünüp arkadaşla- rımla görüştükten sonra bir karar erece; " -ilı Fransız kabinesinin akıbeti buna göre teayyün edecektir. aanereseneererecaLALeşan grecencese ae erennenAnanA. faiktir. Bu hususta ço misali zikrede- bilirim: 16 pusluk topların alışı için (50) kişiye ihtiyaç vardır. Nagato ti- rı:.ı.ııı Japon ıem.ı.ı..m 16 puııuıı mermi 30 ı—qıi. il Iıri nıdıı- mı —ıhuıbıılı. müte- madiyen artacak olan bu zaman ni peti, açıkgöz bir düşmana çok şeyler kazandırabilir. Yeni bir silâh ergeç keşfolunup benzeri elde olunabilir. Fakat talim ve terbiye işi başka şeydir vesselüm. * Yukarıki mütalâalar gösteriyor ki nponlar, Amerika Je bir muharebe da neticeden emin görünüyor- lıı Fakat nazariyetla amaliyatın baş- ka başka şeyler - olduğunu da unut- mamak gerektir. — Süreyya 247 -954 GİBİ bana biraz da - darıldı... hâca, tentürdiyota, gargaraya, derece- | ye, her şeye — huysuzlanıyordu. Darüleytam talebelerinin garipliği sessizliği —her söylenene peki deyişleri yoktu bu kızda. Sanki zaafımı — bilmiş gibi bana — s#omurtuyor, nazlanıyordu. Belki de bu halleri için ben onu k seviyordum. K Oıı.:ıi: karşısında, öteki küçük hastalarımda olduğu gibi, ber sözüne her tenbihine katlanacak bir büyük abla değil de, adeta düşkün ve zayif annenin heyeca- pıni düyüyordum. Bana — kırşılık veren - uzatti- ğım ilâcı: — İçmiyeceğim işte, içmiye- ceğim istemem! diye iten - ilk hastam, olmuğtu. Bana oralarda, başka küçük bir müstebidimi en çok hatırlatan, İçimi sızım sızım sızlatan ilk ök- süzüm işte bu nezleli, aksırıklı Ayşeydi Tabit Âfetler Amerikada Sığaklar, Korede Feyezan, Panamgda Zelzele İIki sene evvelki feyazanda, Çinin Havkeu şehri bu hale gelmiş ve sokaklarda kayıklarla reyrisefir yapılabilmişti Nevyork, 23 (ALA) — Bütün möümlekette şiddetli mıcaklar hüküm sürmektedir. Cuma gününden beri, (256) ölüm ve yüzleree güneş çarp- ması vak'ası olmuştur. 40 seneden- beri, bu kadr. kuraklık - olmamıştı. Mahsul tehlikededir. Binlerce heyvan ölmekte, — binlercesi — mezbehalara sevkolunmaktadır. Fiatlar düşmüşlür. kago'da hararet (38) derecedir. İndlana'da da hararet (38) den yukarı g.:._ı.un Sen İli'de 39, İllincuvas'da ringeield'de 41 derecel hararet kay- dedilmiştir.Şikago'da cuma günü yedi, cumartesi günü 21, pazar günü 17 kişi ölmüştür. Hinuvas'da 61, Oklahoma'da 37, 2 kişi ölmüştür. mahsulde kadar ddotl Bir Bora Londra, *3(A-A) — Fevalâde şiddetli bir borayı müteakip hızlı bir yağımur, dün gece Londra'nın Banli- | yö'sünde birkaç saat devam etmiştir. iımı.-ı.—un müahtelif yerlerinde aynl giddette fırtınalar kaydolunmuştur. Lehistan Feyezanları 23 (ALÂ ) — Vistül neh- Varşova, azalmaya — başlamıştır. rinin seviyesi | F:l:i :ı’u kuvvetli yeni bir yükse- | lişe intizar oıuıulıudır | İ Korede De Feyezan Tokyo, 23 (A-A.) — Korenin ce- | alâka ile karşılandığımı yazıyor. ——— —AA ——— — O beni ötekiler kadar — sevi- yor mu - idi bilmiyorum.! | Uyuz, kel, bitli boğmacalı, güzel, çirkin, küçük, büyük, pis, temiz bu bir sürü çocuğumun ber hangi - biri kadar seviyor mu idi bilmiyorum amıma, ben onu.. Uzak uzak bir yerdeki - benim öksüzüm — olan olan asıl çocuğumun saçlarını taşıdığı — için hepsinden de çok seviyordum. Belki de, saniyeden bile kısa tok bir anın Ürpertisi ile nerde olduğumu, ne yaptığımı — unut- turan o: — Anne, bak kar yağıyor! Diyen sesi için seviniyordum. x — Anne, bak kar yağıyor! Bu dört sözü saklıyan sayıfa- arkasında çok silik, zor okunan üç kelimecik daha var Nesrin: “Ayşeyi Etfale gütürdüleri, Öyle oldu. Nozle geçmedi. Öksürük aksı- rik bitmedi. Küçük kız iyileşecek yerde hastaneye gelişinin hafta- sında ağırlaştı. Her sabah gelip alıını okşayan, derece kâğıdına bakan doktor blblll — Grip, birşey değil... Daha üç günlük Iııkmu var, Derken, kMğh ateşler içinde sayıklıya- rak geçirdiği kötü bir geceden / | | a i nubu şarkisinde Pakutiko nehrinin taşmemı yüzünden 500 evi su basmış, yüzlerce ev mahvolmuştur. — Birçok Ölenler vardır. Telgraf ve — telefon muhaberatının — kesilmesi yüzünden fazla malâümat alınamamaktadır. Bir gazetenin — yazdığına ©, 5,000 kişi kayıptır. Fakat bu rakam fazla görünüyor. Tokyo, 23 (AA.) — Karedeki su basmasından zarar şörııı halk, 100000 kişiden fazladır. Yüksekçe bir yere olan 1000 kişinin alabeti . 400 evi su götürmüştür. Panamada Da Zelzele Panama, 23 (A.A.) — Zelzelelerin devam ettiği Püerto Armüel'de bulu- I..ıu. ve Aııııı)ıılı kadın ve rı—H— haraket 'Zelzöle maıntakasında örfi idare ilân edilmiştir. Halk korku içindedir. İngilterenin Hava Kuvvetleri Ve... Bir Mütalea Nevyork, 23 ( A, A. ) — Nevyork Tayma gazetesi, ilterenin — hava ..İH_ l . Herşeyin Ortası İyidi ! Sıyas'ta — moa'ut okuyucumu Oğlum, ben 23 yaşında bir gencin evlenmeyi düşündüğünü işitirsem, biraz acele ediyor, de- rim, Eğer bu genç birikmiş bir ra, daha su maaş haricl ir gelir sahibi değilse endişeye başlarım, ille askerliğini de yap- mamıştır, derlerse kendisine bir anne nasihati vermek — İsterim. Oğlum anlıyorsun ya, — evvelâ askerliğini yapacaksın, sonra sabit bir vaziyet sabibi olacaksın, bir pırçıd( olsun para biriktirecek- sin, ondan sonra evlenmeyi düşü- neceksin. Bunun için beş senelik bir müddet kâfi, 28 yaş ta ev- lenme için geç değndiyr. Seçeceğin kıza gelince; daha vaktin var, düşünürüz, yalnız şu kadarını — şimdiden — söyliyeyim: Refikanda aşırı surette asri mu- mşerete vukuf arama. Sana mer- but olması, evini ve çocuklarımı düşünmesi yetişir. * olmak — isteyan H. S Hanıma: Vaziyetiniz hakikaten naziktir. Oğlunuzun — münasebetinden ha- berdar olmuş görünmeyiniz. 20 yaşında bir gencin, 28 yaşında ve bilhassa çocuk sahihi bir ka- dını uzun müddet sevmekte de- vam edebileceğine ihtimal ver- mem. Zaman bu münasebeti so- gutacaktır. — Yalnız — oğlunuzun işinden soğumasının önüne geç- mek lâzım. Bunu nasıl yapabilir: siniz, hususi vaziyetinizi bilmiyo- rum ki söyliyeyim. * Çok düşünen Hanım kıza: Yaşca sizden — küçük erkek evlenmenizi hvılyo etmem. Hıuı sizden küçük ol- nu — hiç enmiyecek - olsa bile. Tabiatın kanunları değiş- mez. Bunu unutmamalı! * Sikecide Hasan Beye: Rabıtayı - izdivaç haline ge- tirmediğiniz müddetçe bıkıncaya kadar görmekte mahzur bulamı- ki lerini d rındi Kaderkun Alaanya tebdldi. yüzünden | Yorum. — Mahiyetini — anladıktan Böyle bir karar vermek isap ettiğini, | *Onra iğreneceğiniz zaman ek bu waziyotin Fransa tarafından da | bette gelecektir. HANIMTEYZE sonra sabah vizitasında, beni ke- | den, güzel — güzel yat, — açılma nara çekti: sakm emi? Diye — gülümsemeğe Alâmetler fena,.. Müdür beye | çalıştım. haber verelim, Etfale götürsünler Gözü, — ağaçların, — toprağın bu çocuğu, dedi. beyaz düzgününde kaldı ve gitti. — Nesi var? Ölecek mi? diye sordum. — Hayır © değil amma, bu- rada âdet böyledir. Ağır hasta tutulmaz. Mesuliyetli iş. Mektap istemiyor, dedi. — Biz ona daha iyi bakarız doktor. Hem giderken ya üşürse.. Nasıl olur? Yazık değil mi, büs« bütün hastalanacak, dedim. — Giderken Üşümesine, Üşü- mez. Ona göre tedbirli hareket ederiz amma... Bilmem ki, diye duraladı. Onun da içi razı değildi. Tak- ma bacağını sürüye sürüye müdüre gitti. Ben müdireye gittim. Ne çare ki fayda vermedi, âdet bozulmadı ve Ayşe Etfale gönderildi. Sarıp sarmalayıp, onu kucağımda otomobile - indirirken, bir aralık gözlerini açtı. Etraf, ağaç, çamlar bembeayazdı, — Kartopu oyaıyor mu çocuk- lar? Dedi. Kardeşini görmek için bakındı, — Ben Zehra ile arkandan geleceğim.. Iki otomobille gide- ceğiz. Sen Nuriye Hanimı Üzme- O sene kartopu - oynuyamıyacağı sanki içine doğmuştu. İyi olup döndüğü vakit, karlar kalkmış, artık bahar gelmişti. Etfalde yatarken onu bir kere bile gidip görmemiştim. Sokağa çıkmıya —güvenemiyordum daha, İki günde bir, telefonla sorup ne halde olduğunu öğreniyorduk. Doktor babası da — ara sıra uğrayıp onu yokluyor — ve bize, haber getiriyordu. Bu haberler hep iyiidi. Böyle olduğu halde de küçük Ayşe nedense bir türlü mektebe dönemiyordu. Bu merakımı bir gün doktor giderdi: — İyiki Ayşeyi burada tut- ııı&k. Yavrucak fena bir tifo geçirdi. Çok şükür atlattı, iyidir artık, dedi. On beş gün sonra müdire hanımdan, Ayşenin döndüğünü öğrendim. Bana gelip görünme- mişti. Belki de aranılıp sorulma- dığına kırgındı. O sabah doktor bir reçete yazdı: ( Arkanı var )