HdaA 4 rlim : P 5 e P , KA SA P g, Pa p M LT İ ENYU vu l Hü l ğ K v — TFi? _'»_,.._, ) ” T 7 06 Yazan “Aşk ve Macera Romanı —47 — atarı dna saat Istanbul - Berliyasıl olur... hayvanat bahetümlü ihtiyara, onbir ra”Schmitt cenaplarına Biz « on” biri çeyrek geçe göldik değil mi Rabakaviç?.. Ve kendi kendine irat ettiği bu suale yine kendi şöyle cevap veriyordü: — Evet dostum, hakkın var, hem de çok hakkın var. * Bu gidiş, geliş, bu takip bu koşuüş ve yorgunluk — içerisinde saat ikiyl çeyrek geçmişti. Ye- diye sekize kadar bir iskemle üzerinde ofürmak İçin verilecek yirimi beş fenike pek - yazıktı. Acaba ne yapmalı idi? Adımlarını şuuürile iİdare et- medi, ayaklarının sevki tabiisine bıraktı, ve bu adımlar onu hay- vanat bahçesinin arka kapısı addedilebilecek olan yan kapıdan ve büyük — istasyonun Önünden Tier Gartene doğru çekti. Bir az sonra Berlinin orta- sındaki (bu koskocaman parkın en kuytu bir köşesinde bulunan bir kanapeye oturmüş, ayakla- rindan — İskarpinlerini çıkarmış, koşmaktan şişmiş olan parmaks | larını oynatıyor ve geziniyordu: — İvan, dostum, bu akşam senden memnunum. Şimdi şurada bir rahat et, uzan ve uyu.. Yarın sabalı erken erken kalkıp yirmi bin frangı ele geçirmek Üzere faaliyete başla. Tahta — kanepenin — üzerine ayaklarını çekti, kolunu yastık gibi başının altına koydü ve gözlerini kapadı.. Hava ne güzeldi, — Esasen açık havada uyu- mak çok sıhhidir. Burası Mörike hemişirelerin tahtakurülu ve sekiz nofesli odasında vakit geçirmek- ten çok daha iyidir. -— ğ - ÂAndrea — Albertini kadehini masanın Üzerine bıraktı: Size yemin ederim Bob, dedi, Mis Faninin başına gelen hâdise- nin nasıl vukubulduğunu bilmi- yorum. Bu şeye sizin kadar ben de mütehayyirim. Alçak — tavanlı pis bir meyhanenin odada idiler. Andrea Albertininin Bob tes- miye ettiği adam kısa boylu sarı- şın, çilli yüzlü, ön dişleri fırlak, küçük mavi gözlü ufak tefek bir erkekti. - Fal—ıt Albertini dedi iki- püyütk dÜd debünük MT tahta masalı arkasındaki Son Posta iLÂN FiATLARI Pa Gazetenin esas yazısile bir sütunun iki satırı bır (santim) sayılır. 2— Sayfasına göre bir sanli- min ilân fiatı şunlardır: Suat Suzan nizin birbirinize karşı daha dik- katli davranmanız ve sizin genç kadını düşmanların — pençesine bırakmamanız lâzım değil mi idi? — Bob siz de bilirsiniz ki onun mevkii benimkinden daha yüksekti. O, işi idare ediyordu. O baş, ben de koldum. — Beceriksiz bir kol. Bana böyle söylemekte haksızsınız. Çantanın müsteşarın kâtibi tarafından nasıl muhafaza edildiğini görmüş olsa idiniz böyle konuşmazdınız. — Ökâtiple arkadaş olsaydınız. — Maazallah.. Herif sersemin biri idi., Kompartımandan dışarıya bur- nunu bile çıkarmıyordu, bir ara 18-7-934 onun gafletini yakalamak ihtimali vardı, fakat o zaman da bilmi- yorum —hangi kuvvet namına x faaliyette olan başkaları işe geç- tiler, ve benim plânı altüst et- tiler. — Mis Faninin katilleri veya katili kimdir? Bunu tahmin ede- miyor musunuz?” tarafından gelmemiştir. Çünkü o, Mis Fannyyi trende görmemişti bile. Plâmmız böyle idi. Trende ben çalışacaktım. Ben muvaffak olamazsam, o, Berlinde ötelde faaliyete geçecekti. — İstanbulda seyahat acentesinden müsteşarın hangi otelde oda — tutacağını öğrenmiştik.. Ben — nazarıdik- kati celbetmemek — için — Mis Fanniyi — hiç — görmiyecektim. ( Arkası var ) —Bu darbe bize M. Domonsky -.. | Üniversitenin Yeni Rektörü Profesör Cemil Beş ' Yeni Üniversite Rektörü Ce- mil Bey dün sabah — şehrimize gelmiştir. Cemil Beyi istasyonda fakülte dekanları ve bazı profe- sörlerle dostları karşılamışlardır. Cemil Bey doğru Üniversiteye gelerek geç vakte kadar meşgul olmuştur. Dün kendisile görüşen bir muharririmize demiştir ki: “— Daha bugün işe başlıyo- rüm, Binaenaleyh Üniversite işleri hakkında fazla bir şey söyliyemi- yeceğim. Yalnız şunu bildireyim ki Maarif Vekâletinden aldığım direktifler dairesinde çalışacağım. Bu çalışmada devletin Üniversite için kararlaştırmış olduğu ıslahat programı esastir.,, ÇO son Posta İstanbul BORSASI İ—,Bir santimde — vasali (8) kelime — vardır. #— İnte ve kalın gazilar tutacakları yere — göre sanlimle ölçülür. Hazin Bir. Ölüm Gelibolu Nizamiye Fırkası Ku- mandanı Merhum Haşim Paşanın oğlu İş bankası İstanbul Şubesi memur- larından Rifat Haşım Beyin henüz genç yaşındaâ — vefatını — teessürle haber aldık. Spor hayatında (Petit Rıfat) namile anılan bu gencin vefatı bankacı ve sporcu arkadaşları arasın- da çok derin bir teessür uyandırmıştır. Cenazesi bugün Osmanbeyde Kır so- kakta İkbal apartmanının 3 numaralı dairgsinden kımh'ılı Feriköydeki aile kabristanmmar yöm Ülecektir. | İstikrazı Dahlit 9306 Düyunu Mu, — 52,50 (Dlat. Tramvay — 48,50 | MiarKr.Fo.1886 138,00 || | Üsküdar su — Y1,00 | , — » » 1908 98,50 Terkos 2615 < « a lli 9380 Havagani 27,— | Elektrik —,— Telefon Lİ,TS | MESKUKÂT f") Lira | Lira Türk altanı m.oıı (Hamit) 408,50 İng »« 10,38 | (Reşatj 4900 PK7 » 8,42 | (Vahit) 4825 Rus , 10,85 | İnce beşibirlik altın zTREME 3550 O Cümhuriyet) 573 Bankaot (O B.) 2d0 | | Kalın wık altın | âg:_ ? Kiam Çeümkuriyot) g675 | Vaht — (Aziz) 46,25 52,50 .» * 4740 () Borsa harlet — Selünik — . — 5,90 | Bağdat tertip T 0900 Şirketi Hayriye 1500 —— , » HH 1000 Heliç “ÇIT | Reji 3,90 Anadolu #G0V. 26,80 | Tramvay aör | » * GÜP. 2488 23,00 Anade'u ti 10ÖY, 43,50 İ Üsküdar va — Hü — Şark D. V. — *28,60 | Terkoa 41,50 17 -7 a 1934 i ÇEKLER ' kuruş kuruş Londra 633,50 Prag 19,15 Nov - yörk . 0,7955 | Viyana 4,2818 Paj 12,06 Madrit 5,8167 a 9265 — | Berlin z077 | Brilksel 3A07 —| Varşova 41115 Atima 68,5065 | Peşte 3,9H3 Cenevre 4,438 Bükreş 79,4014 Solya 66,30 Balgrat 34,B075 Azasterdam — ,İTAS Moskova — 1090,25 d ESHAM ve 'TAHVİLAT !' Lirş | Lira || İş Bank.(Nama) Ö, —| Bamonti 5,50 » (Hümlle) 9, 1033 istikrazı — Saçdü Moyvı v. Sebze Flatleri —D ee İî 1 inci 2 İııd ei | lâtlnbul . Kile | Kile | —17-7-934 | 20 — | l5 Yerli kayım î' 15 .. Şeftali | 25-20 | 15 Armut Akça | — 5-4 » Adıyaman şeke 5-4 » Kantar topu 6 5 » — Edrömit 20 8 Vişne 5-4 2 Erik Sebzeler a 1 Ayşe kadın fııu;!, yerli| DAi 4 Çalı fasülye yerli D 55 2 Kabak yerli | 05 20 ' Bamyâ yerli h gee 12 n İzmir | H 6 Dolmalık biber yarlı | -a l » İıııirL — 3 Şlvrl biber yırli 1Kr. | 60Pr. | Patlıcan (ta g A L RORİR — 2 SF S l Bi Tmuz Zıyan Olan şır Cadar ( Baştarafı 1 inci sayfada ) ve kilosu (10) kuruşa satıldığı görülen mahlük, işte bu Örgenos balıklarıdır. Halbuki Balıkbane bu balıklardan (13-20) tanesini, yani yevmiye 5- 6 bin kilo balığı de- nize dökmektedir! Balık Azmanı Nerelerde Çıkıyor ? Balıkhane Pazarbaşısı Lütfi B. bu canavar şeklindeki balık azmanı hakkında şu dikkata şa- yan izahatı veriyor: — Ton balığı dedikleri balığın İstavrit azmanmı olduğunu söylerler. Halbuki İstavritle bir alâkası yoktur. Bunlar Orgenoı balıklarıdır. Tan balığı ismi ise İtalyanlardan geliyor. Bu balık (5) kilodan (350-400) kiloya kadar olur. Bizim denizlerimizde en bü- yükleri yetişiyor. Bunlar en ziyade Bostancıdaki dalyanlara düşüyor- lar, Boğazda, (salistre) ve (anarşa) da tutuluyor. Bu balık, bizim bu- günlerdeki en büyük elemimizdir, piyasanın bugünkü ıstiırabını baş- heca bu balık temsil ediyor. Çünkü bu muazzam balıklar güzel yen- dikleri gibi bilhassa ( Ton balığı ) konservesi denilen konserve ima- line yararlar.. Fakat... Bizde Zarar, İtalyada Servet! Lütfi Bey teessürle diyor ki: — Bu balık bizde zarar ha- line geldi. Çünkü (250) kiloluk bir tanesini (40-50) kuruşa satıyo- ruz da yine alan yok!.. Bu yüzden hergün tutulan (15-20) tanesini denize dökmiye mecbur oluyoruz. Geçen sene İtalyanlar şehrimizden Ton balığı alıyorlardı. Bu sene bu- da yok.. h tütanın eme- ğine mi, gözönlüinde gayet kıymetli bir gıdanın denizlere atılışıma mı yanarsınız?.. Halbuki bu balık biz- de kilosu (10) para, (20) paraya satıkp aheca — bulamadığı halde İtalyaya gidiyor, kutu konservesi halinde, — tekrar memleketimize gönderilip kutusu (50) kuruşa sa- tılıyor. Düşününüz efendim, bizde (250) kilosu 50 kuruşa, İtalyadan gelen (250) gramlık kutusu (50) Lütfi Bey Yunüs balıklarının da macerasının bu Örgenos ba- hıklarına benzediğini söyliyerek diyor ki: — Denizlerimiz Yunus balık- larile de dolu.. Vakıa bizdeki Yunus balıkları balıkya ğı çıkıı- maya yaramaz, sanayide nılıirsa da bize İstifade toıııin edeceği yerde onuün da zararı oluyor! Trabzonda açılan yeni balıkyağı fabrikasından maada — Yunus balığından istifade eden fabrika yaoktur. Malüm ya.. Yu- nusbalığı dalyan veya olta ile tutulmaz, Lazlar motörlerle ve tüfenkle vurarak avlarlar. Fakat sürü halinde kaçan bu balıklar, kendilerinden beklenen muazzam faide yerine dalyanlarımıza zarar veriyorları küçük balıkları bozu- yorlar, ağları parçalıyorlar. l yoruz.. $ardalya Balığı Bekleniyor Lütfi Bey sardalya balıkları- mazın da aşağı yukarı aynı akıbet — içinde olduklarını söyliyerek balık- | larımızın bir ( deniz değiştirme ) | tablatinden de bahsediyor: — Balıklarda —insanlar gibi 'aşlık Ve sayfiye usullerine riayet »derler!.. Yazın Karadenize, kışin VMarmaraya geçerler. Karadeniz, Salığı daha iyi besler, onun için Karâdeniz balığı daha besili ve yağlı olur, Marmarada balıklar vnyü'î:şırlır Şimdi Kolyos çıkı» ırmırıdq_n asıl (ateş balığı) dediğimiz sardalya baliği bekli- İki Yüz Elli Kilo Ba Ellı Kuruşa E bu'; | aylarıdır. Yunus Balıklarının Macerası Balıkçıların — söylediğine Balıkhanenim pazarbaşısı .[.alfl g; nazaran bu gsene ateş çalif' çokmuş.. fakat buğünlerde ÖP bir. bolluk henüz — görmedi” Ancak ne olursa olar sardalya — balığı da birde â/” akibete — maruzdur. Şehfi * deki küçük konserve fabrikâ rının her sene - aldığı (700-800) kilo gibi cüzi birşeyt Üst tarafı denize! Bereket Seyyahlar '?İ—. — Esasen bu üç aylık ?? mevsimi bizim balıkçıların mat '.* Bilhassa bu aylar 18? fında karaya bol vuran ba 'l;' akıbeti, onlardan istifade edi a i cek — vesaitimiz — olmadığı denize dökerek imha edilmekt dir! Bereket seyyah vapurları? v Bu mevsimde seyyah vapurları © geliyorlar da, lokantaları için W metli balıklarımıza müşteri olu lar, Biraz esnafın yüzü gülüyor" Bahlkların İstidası! — Lütfi Bey, guımıı diyor kir | bahkları atıldığı nqhımlur de bizim Jilıım bir — istida* vırdıt Fıbt&ı! Komrvı lümdür ki balık sun'i gübn çi büyük bir gıda ve servet mah yetindedir. Eğer memleketimizd? bir gübre fabrikası olsa bu her” Lütfi Bey, bugün balıkçı kânlarında ordüghüı bu ci navar şeklindeki Ton - balıklarının hütlh denizleri dolaşan bir balık 0" duğıınu söylüyor. J Eski balıkhane müdü: * Karakin Efondı zamanında kalafatında yapılmış bir oltayı Ton balığı yutmuş, bir müddet senra Fransa sahillerinde tutulâf bu balıktan çıkan bir olta mera* sdilerek bizim balıkhaneye d* sorulmuş. Bu oltanın bizim kalâ” fatta yapılan olta alduğu a ılı Yani, bu balıklar bütün Av pa sahillerinden kaçan ve bizift uhllerdı imha — edilen — biref servettir! Müthiş Bir Balıkçımiz — Hiç şüphesiz ki ( 300 - 400 ) kiloluk bir balığın tutulması kolaf bir şey değildir. Usulen Ton bü” lıklarda dalyanlarda ağ ile tutt” luyor. Fakat balıkçı ( Çolak O# man) reis müthiş bir balıkçımızdl" Çünkü bu canavar balığı, İstavrit tutar gibi oltayla tutuyor! Çolak Osman Reisi buldule Osman Reis (35) senelik bir ba” llkçı olduğunu söyledi ve 300-400 kiloluk balığı nasıl tuttuğunt şöylece anlattı: — Efendim.. biz İstanbul uş#” ğgıyız.. Bu balıkçağızı bayağı tur tuyoruz. Bu balıkçağızın y pıylamut balığıdır.. — Palamutili karnını yarıyoruz, sırtına M geçirip ince çelik telle kuyruğ! (Devaumi Yuncu zayfada ) K «i Ğ